Mahşer
Osmanlıca Yazılışı - محشر mahşer
Mahşer Osmanlıca yazılışı, mahşer kelimesinin kökü, mahşer sözlük anlamı, mahşer kelimesinin kökeni, mahşer nedir, mahşer günü, edebiyatta mahşer, divan şiirinde mahşer, mahşer ile ilgili beyitler, mahşer şiirleri, haşr, kıyamet
Mahşer kelimesi “hşr “ "Ha.şe.re" fiilinden türemiş bir mekan ismidir. Haşr kelimesi ile aynı kökten türemiş, Arapça asıllı bir sözcüktür. Kıyamet gününde insanların toplanacağı, ölenlerin yeniden dirileceği, amel defterlerinin önlerine açılacağı, mekân, yer anlamındadır. Mahşer, Mahşer yerine "mevkıf" (insanların muhakeme olunmak üzere toplanacağı yer) zamana anlamında "Yevmü'l-haşr" veya Arasat da denir. ( bkz Kıyamet Haşr Mahşer Nedir)
Sözlük anlamları: Haşrolunacak, toplanılacak yer; kıyamet gününde ölenlerin dirilip toplanacakları yer. Mahşer sözcüğü dini bir anlamda kullanılmadığı zaman çok kalabalık yer manasındadır.
Mahşer günü için elinde Sur ile İsrafil, mahşer günü geldiğinde elindeki Sur ‘u üfleyecek, Allah’ın kalmasını dilediği meleklerin dışındaki tüm canlılar yok olacaktır. ( İsrafil Sahibu'l-karn Sûr'un Sahibi- Sûr Nedir Kökeni Anlamı Özellikleri Şiirlerde Sûr İsrafil Kıyamet )
"...Artık sûra üfürülmüştür. Bu suretle hepsini mahşer'de toplamışızdır" (el-Kehf 18/99).
“Birinci defa sûr'a üflenince, Allah'ın diledikleri müstesna olmak üzere, göklerde olanlarla yerde bulunan kimselerin hepsi düşüp ölecektir. Sonra ona bir daha üfürülecek. O anda görürsün ki ölüler diriltilip ayakta bakınıp duruyorlar" (ez-Zümer, 39/68).
İsrafil , Sûr ’a ikinci defa üfürdüğünde ölen canlıların hepsi yeniden dirilerek, mahşer yerinde toplanacaklardır. İsrafil kıyamet vakti gelene kadar Levh-i Mahfuz a bakmakla görevli olan ve diğer üç meleğe de ne yapacaklarını haber veren bir melek olarak kabul edilir. İsrafil diğer melekelere de ne yapacaklarını bildiren en önemli dört meleğin en önemli meleği olarak kabul edilmektedir. ( bkz Kerrûbiyyûn Nedir Dört Büyük Melek ) Sur’un ilk defa ötmesi ile kıyamet kopacak, alem ve Dünya yok olacak, yerler gökler bir birine karışacak, mahşer yeri oluştuktan sonra İsrafil Sur’u ikinci kez üfleyecektir. Ölen canlıların hepsi yeniden dirilerek bedenleri ve ruhları ile bir araya gelerek mahşer meydanında, toplanacak, herkesin amel defteri uçarak sahibinin yanına gelecektir.
Divan şiirinde ve edebiyatta mahşer konusu izahlarının yapıldığı şekillerde karşımıza çıkmaktadır.
Mahşer-i zulfunde haşr olmağa diller bi-hisab
Sen kıyametsin nişan ol kamet-i bala yeter
Rûz-ı mahşerde a‘yân olmağa ol hâl baña
Bir levend-nâme yeter nâme-i a‘mâl bana Benli Hasan- Ahi -Dilsiz Danişment
Umaram mahşerde hûb ola ser-encâmum benüm
Geçdi gün yüzlü güzellerle çün eyyâmum benüm Revani –
Gülmez idi yüzü mahşerde dahî gülmeyesi
Çoğ iş etti bize ol sağlığ ile olmayası Yahyâ Bey
Görmeyi istersen eğer mahşeri
Çerhde seyreyle o meh-peykeri Şeyh Galib
Yarın mahşer yerine
Bu halk-ı cem eylerler
Cem eyleyip bir araya
Bir bir sual eylerler Erzurum Türküleri