Mercan Kadeh
Osmanlıca yazılışı : مرجان - mercan – kadeh: Osmanlıca yazılışı : قدح
Mercan la’l taşı gibi kırmızı olanları ile makbul; inci ve sedef gibi de denizden çıkarılan organik kalıntılardan oluşan bir mücevher taşıdır. Afrika, Japonya, Güney Pasifik, Cezayir ve Avustralya kıyılarında elde edilen opak ve mat duruşlu, üzerlerinde pürüz ve lekeler olan bu süs taşı eskiden beri şifalı kabul edilen şans ve uğur getirdiğine inanılan bir mücevherdir. ( bkz )
"Deniz canlıların iskeletinden oluşan bu taşlar özellikle sıcak denizlerde bulunur. Denizden çıkartıldığı için sedef ve inci ile ortak, hatta canlı organizmalar veya kalıntılarından oluşan taşlar arasındadır.”
Mercan, Kuran’ı kerim de de sözü edilen kıymetli taşlardan biridir. Hatta en’am, ismi azam – Karınca- duası gibi de bir mercan duası [1]vardır.
Mercan, eski devrilerde oldukça makbul görülmüş, kırmızı renginden dolayı La’l Taşı ile birlikte eski devrin en çok sevilen taşlarından ve mücevherlerinden birisi olmuştur. Şans, uğur, sağlık, moral ve baht açıklığı getiren bir taş olarak görülen mercan işlenerek, kakma sanatı, hakkaklık sanatı, tombak , sanatlarında ve süs eşyası ile takı yapımlarında kullanılmış bir taştır. Eski devrilerde mercandan düğme, tespih, kaşık sapı, kolye, bileklik vb yapıldığı, hançer, kılıç kabzalarının mercanlar ile süslendiği hatta kadeh yapımında dahi mercanın kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Nitekim önemli kişiler için yapılan sağar ve kadehlerin mercanlar ile süslendiği bunlara da mercan kadeh dendiği şiirlerden de anlaşılır.
Mercan kadehin etrafı kıymetli taşla ve mercanlarla işlenmiş bir kadeh olduğu çok çeşitli metinler, şiirler, beyitler, resimler, minyatürler ve gravürlerden de anlaşılır. ( Bkz Mercan Nedir ve Şiirlerimizde Mercan )
Şiir dünyamızda mercan kadeh hem içindeki şarabın rengi hem de dışındaki mercanlarla ile süslü hali bakımlarından bir gerçek, diğeri mecaz veya ikisi de gerçek anlamlarıyla kullanılmaktadır. ( bkz Câm Nedir Kadeh İçki Peymane Sağar Ayak Dolu) Mercanın renginden dolayı sevgilin, dudaklarına, ağzına, ağzının içine, şaraba vb benzetildiği de “Mercan Nedir ve Şiirlerimizde Mercan” başlığında incelenmiştir.
Nitekim Cem’in kadehi ile İskender’in kadehi de dışı la’l taşları ve mercanlarla üslenmiş bir kadeh olarak tasavvur edilmiştir. Özellikle altın ve gümüşten yapılmış kadehlerin- sagar- dışlarının mücevherler ile süslendiği zaten çok bilinen bir şeydir. Eski devirlerde metal bardaklar, semaverler, çaydanlıklar, avizeler ve fincanların dış süslemelerinde lal ve mercanların kullanıldığı yine şiirlerden anlaşılır.
Ruhlarında dün gice ol rah – ateş meşrebin
Ateşin güller açıldı ab – ateş reng ile Tal’at
Sakiya gam tîğinin zahmın ferâmuş itmeğe
Cânım ol mercan kadehle bî hâber kıl dâima Ahmet Paşa
Resm etmişem gözümde hayalini gûyiya
Nakş-ı niğârı sâgar-ı mercana yazmışam Ahmet Paşa
Katre-i jaleyle şekl-i lâle-i mercanı gör
Dür-ü gevherden pür olmuş kâse-i mercandır. Ahmet Paşa
Değil gird-i lebinde hattı ol Îsî – demin güya
Dua-yı Hızr-ı bir mercandan fincana yazmışlar. Nef-i
Mercan bedid olsa sedeften aceb değil
Bârân-ı eşk dîde-i ciğerden zuhur ider . Kethudazade Arif [2]
Ruhuñ âyînesinde câm-ı la'lün gösterür diller
Safâ ehline birdür câm-ı Cem mir'ât-ı İskender (Dânişî)
Sâkiyâ alsan ele bezm içre bir rengîn kadeh
Aks-i ruhsârından olur gün gibi la’lîn kadeh Bursalı Rahmi Şiirleri
Hokka-ı macûn-ı kırmız-reng-i rindândır kadeh
Pûte-i kibrît-i âhmer dense şâyândır kadeh Haşmet Şiirleri
Gonca-i nakş-ı kadehdir gül-i bâg-ı işret
Kulkul-ı savt-ı sebû bülbül-i râg-ı işret Süleyman Fehim Efendi
Sevdiğim altın kadehten
İçtikçe güzel olursun
Al rengini mah yüzüne
Saçtıkça güzel olursun Karacaoğlan Şiirleri
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mercan-duasi-nedir-ne-icindir-ve-dua-metni/105791
[2] A.T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, S. 352