İstanbul, Ayrılık Çeşmesi'inden hac kafilesinin ayrılışı
Mîr-i hac - Mîr-i Emin - Sürre Emini ve Hac Kafilesi
Osmanlıca yazılışı Mîr-i Hac: حج میر
Emir-i hac : أمير الحج
Eski devirlerde Hacc’a güvenlik diğer nedenlerle hacca kervan ile gidilir bu kervanın da bir sorumlu amiri olurdu. Hac kervanına reis olarak seçilen bu kişilere ise mîr-i hac , emir-i hac (emîrü’l-hac) gibi adlar verilirdi. Masrafları padişah tarafından karşılanarak hacca gönderilenlere de mîr-i hac denildiği olurdu.[1]
Emir-i Hacları iki şekilde düşünmek mümkündü. Asıl Hac emini Mekke ve civarında gelen bütün hac kafilelerinden ve Mekke ile Kabe’nin güvenliğinden sorumlu olan kişi idi. Bu emirlik Yavuz’un Mısır’ı alması ile iki emirlik haline getirilmiş Mısır ve Şam da iki emirlik tahsis edilmişti. Diğer emir-i haçlık türü ise her kafile için seçilmiş olan hac kafilesi emir-i haclığı idi. Örneğin İstanbul’dan, Mısır’dan, Erzurum’dan yola çıkan her hac kafilesinin bir hac emiri vardı.
Hac emiri olan kafile reislerinin esas görevleri hac kafilesinin güvenliğini sağlamak, hac yolunda ortaya çıkan ihtilafları gidermek, geçilip gidilen yerlerde ortaya çıkan sorunlara çözümler bulmak, kafileyi korumakla görevli muhafız birliklerini kontrol etmek, kafilenin huzurunu bozan kişilere ceza vermek, uygulatmak, ceza almış kişilere verilen cezai işlemlerin uygulanmasına nezaret etmek, hac kafilesinin sorunlarını halletmek, konak yerlerinde ve menzillerinde, kafilenin ihtiyaçlarını temin etmek vb idi.
Hac kervanları Mir-i Hacc’ın komutasında kurulur; hac emiri, kervanın akkâmına işaret verdikten sonra ( bkz Akkâm nedir ve Beyitlerle Örnekler) kafile yola koyulurdu. Kafileyi koruyan muhafız birlikleri ise yola devam eden veya menzil ve durak yerlerinde dinlenen kafilenin güvenliğini sağlardı.
Yılda bir kez ve ramazan ayında Mekke ’ye vasıl olması şeklinde oluşturulan ve Mekke ahalisine hediyeler göndermek için teşkil edilen Sürre Alay larının masrafları padişah tarafından karşılanır, Mekke ahalisine hediyeler taşıyan sürre alaylarının mir-i haclarına sürre emini de denirdi.
Hicaz ahalisine dağıtmak üzere gönderdikleri parayı ve surre-i humayun kafilesinin hamallığını, deveciliğini, hizmetkârlık ve seyisliklerini yapanlara ise Akkâmdenirdi. Akkâmlar, kafilenin en başında olurlar, kafilenin önünde kılıç kalkan oynarlar, ahaliden cebren para da toplarlardı. [2] Toplanan bu paralar da mir-i hacca veya sürre eminine verilirdi.
Gece yolcuklarında ise Akkamlar, kafilenin önünde meşaleler yakarlar, hac veya sürre eminin emrine göre hareket ederlerdi.
İslam tarihinde ilk mîr-i hac Hz. Ebubekir olmuş, ilk Hac emirliği ise Mekke’nin fethinden sonra (8/630) oluşturulmuştur. Bu gelenek diğer Müslüman devletlerde ve Osmanlılarda da devam etmiş, Osmanlı mîr-i haclığı, daha sonra sürre eminliği şekline dönüşmüştür.
Sürre-i Humayun İstanbul'dan yola çıkıyor.
Vaiza halkı katıp ardına bu ateşle
Duzah meş’al – keş olma akk’am misal ( Avni)
Şeh-i aşkam kapında dûd-ı âhım Kâ'be'de gûyâ
Kurulmuş mîr-i haccın bârgâhıdır benim kıblem Aşkî
Kehkeşanı beline enli kuşanmış gerdun
Meş’al-i mahı alıp döşüne akkam gibi Nabi
KAYNAKÇA
[1] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü,
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/akkam-nedir-siirlerde-deveci/84985