Nazar Türleri Nazardan Korunma Yolları Nazar Duaları ve Nazarlıklar

05.01.2012

 

 

NAZARDAN KORUDUĞUNA İNANILAN NESNELER VE EYLEMLER.

 

 

Nazardan korunmak için dua etmek dışında  “dikkat çekici bir şey” takarak bakanın “ kem bakışları bakışlarını saptırmak”  “kusurlu göstererek” “nazardan kaçırmak, nazarın engellemek, tesirini azaltmak gibi çabalar birçok nesneyi kullanmayı veya nazardan koruma eylemi ortaya çıkarmıştır.

Üzerine hamaylı, mavi boncuk, nazar boncuğu (ortası gözlü mavi boncuk) asmak; evibn dış duvarlarına koçboynuzu, sığır kafatası nal asmak;  kapıya sarımsak, tavuk kermesi ) pisliği ) , yumurta labuğu (İçi boşaltılmış bütün), dökmek ;  odaya üzerlik otundan yapılmış, tespih, duvar süsü, nazarlık  asmak işleri  bunlardan bazılarıdır. Bu araçların kişileri nazardan koruduğuna inanılır.

 

Sarımsak ve tavuk kemresi bir beze sarılarak tercihe göre nazar boncuğuyla birlikte nazar değmiş çocuğa yaka ya da omuz kısmına gizlenerek takılır.

Mavi boncuklar bir halkaya dizilip bebek beşiğinin çeşitli yerlerine bağlanır. Kız çocuklarına bileklik olarak takılabilir.

 

Boynuz:  Küçük ya da büyükbaş hayvanların da boynuz ya da boyunlarında yer alır. Zaman zaman çift ya da araba boyunduruklarına da takılabildiği gibi   ev, samanlık, salaç ve serender gibi yapılara da asılabilir. Koç veya sığır boynuzu evlerin kapı önlerine asmak eski bir gelenektir.

 

Yumurta kabuğu: Bağ ve bahçelerde yetişen ürünlerin   “kem gözlerden saklanması” için cılk yumurtalar ya da özel olarak ucu kırılarak içi kullanılmak üzere boşaltılmış yumurtanın kabukları asılır.

 

Yüzü karalamak: nazardan korumak için çocukların yüzünü pis tutmak, gelinlik kızların yüzüne“kazan karası” ya da baca islerinden alınan “kurum karası” çalmak.

 

 

NAZAR TÜRLERİ

 

 

Kedi Köpek Nazarı

 

Elinizde bir sandviç yerken bir kedi veyahut köpek sizin yiyeceğinize dikkatle bakıp etrafınızda dönüşürse farklı bir nazara maruz kalabilirsiniz buna da kedi köpek nazarı denir. Yılanların gözleriyle  avlarını hipnotize ederek avlaması gibi.

İnsandan insana nazar: Kötü enerjisi olan insanların bu enerjiyi, kıskandıkları veya çok sevdikleri insana bakışları ve enerjilerini yöneltme sonunda oluşturdukları kötü etki.

 

Anne Baba Nazarı:

 

Bir baba çok sevdiği evladına çok severek ve bakarak nazar yoluyla zarar verebilir. Çocuklara sık sık maşallah denmesi veya maşallah yazan takıların takılması bu yüzdendir. Maşallah sözcüğünün bu tip nazarlara engel olduğu veya etkisini azalttığına inanılır. Bu tip nazarlara anne baba nazarı denir. Anne babanın farkında olmadan nazar etmesi ihtimal dâhilindedir. Nazarın sadece negatif enerjiden oluşmadığı, pozitif enerjinin de nazara uğratabileceği düşünülür. Yani sevdiğiniz evladınızı,  eşyanızı, arabanızı v.s bakışınızla ve dilinizle nazar edebilirsiniz.

 

Cinler ve Perilerin Nazarı

 

İnançlara göre nsanların cinler ve perilerin nazarına uğraması da mümkündür.

 

Dil ile yapılan nazar: Birisini çok öven veya hayranlığımızı ifade eden sözcüklerle oluşan bir nazar türü olduğu da tasavvur edilir.

 

Nazar Belirtileri

 

Nazarın değişik belirtiler olabilir. Size nazar değdiğini; eğer insanlardan uzak durma gibi bir durumunuz varsa, birden halsizleşme gibi bir durum olduysa, Esneme esnasında gözlerinizden yaşlar akıyorsa ve sık sık esniyorsanız size nazar değmiş olabilir.

 

NAZARDAN KORUNMA YOLLARI

 

Nazardan korunmak için alınan tedbirleri iki gruba ayırmak mümkündür. Nazar değmeden önce korunma amacıyla yapılanlar: mavi boncuk, boynuz, nal, yumurta, kabuğu, cılk yumurta vb takma kullanma

Nazar değdikten sonra iyileşmek amacıyla yapılanlar:  Nazarlık, Tuz Kavurma, Üzerlik Tüttürtme, Tuz ovalatma, Tuz Gömdürme, Dua Okuma.

 

 

NAZAR BONCUĞU İLE KORUNMA

 

Nazar boncuğu İslamiyet’ten önce olan Türk inançlarından kalma bir gelenektir. Nazar boncuğu, insanları kötü gözlerden koruduğuna inanılan mavi renkli boncuklar dır. Genellikle göz şeklinde olur. Nazar boncuğu yapım aşamasında içerisine kurşun dökülür. Mavi gözlülerin kötü niyetli, kıskanç, başkalarına zarar vermekten hoşlanan kimseler olduğuna inanılır. Göz değmesinin temeli kıskançlık duygusu olarak düşünülür. Nazar boncuğu takmakla bu kıskançlık dolu bakışların tesirinin azaltılması veya başka yönlere yansıtılması amaçlanmaktadır.

 

İlk nazar boncuklarının Sümerliler tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Sümerliler-den Mısırlılara geçtiği ve böylece yayıldığına dair çeşitli görüşler bulunur. Nazar boncuklarının Gökyüzü tanrısı Horus'un kem gözlerinden koruduğu inancı geçmişten günümüze dek ulaşmıştır

Halk arasında kıskançlık dolu ya da kötü niyetli bir bakışın etkisini ortadan kaldırmak için “nazar boncuğunun kullanıldığı görülür.

 

Mavi renkli olup üzerinde göz resimleri ya da çeşitli göz şekilleri bulunan nazar boncukları, çocukların kundağına, omzuna, yastığına iliştirilir; büyüklerin de isteğe bağlı olarak boyunlarına, bileklerine hatta yüzük şeklinde olmak üzere parmaklarına ya da kıyafetlerinin görünecek bir yerine takılabilir.

Nazar boncuğu sadece kişilere değil evlerin girişine; otomobil, kamyon, otobüs gibi taşıtlara; hayvanların boyunlarına, boynuzlarına, alınlarına ya da barınaklarına; bitki ve çiçeklere hatta iyi mahsul veren bağ-bahçenin bir köşesine de asılabilir.

 

Nazar değmesi durumunda nazar boncuğunun kem gözleri üzerine çekerek çatladığına inanılır. Nazar için Felak suresi ile Nas suresini 3 er kez okuyup şifa dilenmesi gerekmektedir.

 

Nazar boncuğunun özellikle göz şeklinde olması; J. Frazer’in büyü kanunlarından biri olan “benzeşim kanunu” ile açıklanabilir. İlkel insanların birbirine benzer şeylerin aynı olduğunu düşünüp korunma çareleri olarak kötü şeylerin aynısını ya da benzerini kullanmaları, eşyanın veya canlıların benzerine yapılan bir şeyin aslı üzerinde de aynı etkiyi bırakacağına inanmaları, büyücülüğün benzeşim kanunu olarak tanımlanabilir.

 

Kötü gözlerin tehlikesinden korunmak için göze benzeyen nazarlıkların kullanılması da aynı düşünceden kaynaklanmaktadır. Nazar boncuğunun rengi mavidir, bu rengin etkili ve güçlü bakışa sahip gök gözlü kişilerin gözlerinden gelen ışınları kendine doğru çekerek nazarı etkisiz hale getirdiğine inanılır.

 

Diyarbakır ve çevresinde mavi renkli nazar boncuklarının yanı sıra gösterişli, parlak boncuklardan yapılmış kolyelerin, bileziklerin de nazara karşı kullanıldığı görülür. Bunlar dikkati kendilerine çektiği için kem gözlülerin bakışından kişiyi koruduğu düşünülür.

Nazara karşı mavi boncuk kullanma, Türklerin eskiden beri uyguladıkları bir yöntemdir. Çok eski bir Sümer geleneği olan bu yöntemin Mısırlılar tarafındın da kullanıldığı, mavi boncuklu nazarlıkların Horus'un bakışlarını engellediği düşünülmüştür. Eski Türkler, “boncuk-moncuk” adını verdikleri değerli ve tılsımlı taşı, kişinin veya atın boynuna, hatta sancağın tepesine takarak kötü ruhlardan ya da kötü gözlerden korunmak istemişlerdir.

 

Bu koruyucu boncuğun mavi olması; Türkler arasında mavi gözlü kişilere çok seyrek rastlanması ve mavi gözlerin olağanüstü güce sahip olduğuna inanılmasıyla ilgilidir. Bu inanış gereği özellikle çocuklarını mavi gözlü kişilerden saklama gereği duymuşlardır. Eski şaman inancında Tanrı gök tanrıdır. ve mavi renk ile sembolize edilir. Gök tanrının bakışlarındaki renk olarak tasavvur edilen mavi, insanı kötü tesirlerden koruyacaktır.

 

Böylelikle mavi gözlerden gelebilecek herhangi zararlı etkilerden korunmaya çalışmışlardır. Günümüzde de mavi gözlülerden çekinme ve onların kem bakışlarını etkisiz kılmak için mavi boncuk kullanma geleneği devam etmektedir.

 

Kurşun Dökme

 

Kurşun dökme bu işte denenmiş, geleneğe bağlı “izinli” kadınlar tarafından yapılır. Bunun için  kurşun eritilir ve hastanın başı, göğsü ve ayakları hizasının üstüne gerilen bir örtü üstüne içi su dolu derin bir kaba dökülür. Kabın içindeki erimiş kurşun patlama sesine yakın sesler çıkarırken nazarın bertaraf edeceğine inanılır ve kurşunun tekrar katı hale gelirken aldığı şekillerden “göz”ün şiddeti ve kime ait olduğu çıkarılmaya çalışılarak tedbir alınması önerilir. Bu iş için hastanın bizzat kurşuncunun evine gidip kendi üstüne kurşun döktüreceği gibi kurşuncunun da hasta evine gelip hastaya ve yattığı oda ve evi “kurşunladığı!” görülmektedir.( Çetin KOŞAR,Akbulut Köyünde Göz Değmesi (Nazar) İnançları,https://akbulutkoyu.blogcu.com/akbulut )

 

DUALAR  YOLUYLA KURTULMA

 

Alûsî (1270/1854)'nin el-Kelbî'den yaptığı bir rivayete göre; Arap asıllı bir kişi, yemek yemeden iki veya üç gün çadırına çekilir, daha sonra oradan gelip geçen koyun ve deve sürüsüne bakar ve "gördüğüm bu koyun ve deve sütünden daha güzelini görmedim" derdi. Bunun üzerine o sürü hastalanır veya yere düşerek helâk olurdu. İşte nazar etmede maharetli olan bu kişiye, Peygamberimizi çekemeyen Mekkeli müşrikler, Hz. Peygâmbere nazar etmesini teklif etmişler, o da bu teklifi kabul etmişti. Allahu Teâlâ da bu ayetleri (el Kalem, 51, 52) ile Resulünü korumuştu (Alûsî, Rûhul-Meânî, 29/38). Bu bigilerden de anlaşıldığı gibi İslamiyet inancında nazarın olduğu kabul edilmektedir. Kur'an-ı Kerim nazardan söz ederken açık ve kesin bir hüküm bildirmemekte, buna karşı hadisler, kesin bir ifadeyle nazarın gerçek olduğunu bildirmekteler. Hz. Âişe (r.a)'den rivayet olunduğuna göre Resulullah (s.a.s) şöyle buyurmuşlardır: "Nazardan Allah'a sığınınız. Çünkü göz (değmesi) gerçektir" (İbn Mace, Tıb, 32; Buhari, Tıb, 36; Müslim, Selâm, 41).

1) BİRİNCİ TEDBİR: Sabah ve akşam koruyucu dua, evrad ve zikirlere devam edilmelidir. Onları okuyan kimseyi Allah (c.c.) nazardan muhafaza buyurur.

Okunacak sure ve dualar çoktur. Bazıları şunlardır:

 

-Fatiha Suresi,

-Ayetü'l-Kürsî,

-Felâk Suresi,

-Nâs Suresi.

 

 

DİĞER NAZAR DUALARI

 

Sabah-akşam, 3 defa “Bismillahillezi la yedurru maasmihi şeyün fil erdi vela fissemai ve hüvessemiulalim “(16) okuyan, büyü, nazar ve zulümden korunur.”

 

“Euzü bi kelimatillahittammati min şerri külli şeytanın ve hammatin ve min şerri külli aynin lammetin.”

 

" ve in yekâdüllezîne keferû leyüzlikûneke biebsârihim lemmâ semi-uz- zikra ve yekûlûne innehû lemecnûnün ve mâ hüve illâ zikrun lilâlemîne"

 

 

"Bismillâhirrahmânirrahîm bismillâhi azîm-iş- şâni şedîd-il birri mâ şâallahü kâne habese hâbisün min hacerin yâbisin ve şihâbin kâbisin. Allahümme innî radedtü ayn-el âini aleyhi ve alâ men ehabb-en-nâsi ileyhi ve fî keyedihî ve kilyetihî lahmün rakîkun ve azmün dakîkun fîmâ lehû yelîku ferci-il basara hel terâ min fütûrin sümmerci-il basara kerrateyni yenkalib ileyk-el basaru hâsian ve hüve hasîr ve in yekâdüllezîne keferû leyüzlikûneke biebsârihim lemmâ semi-uz- zikra ve yekûlûne innehû

lemecnûnün ve mâ hüve illâ zikrun lilâlemîne lâ havle velâ kuvvete illâ billâh-il aliyy-il azîmi Lâ ilâhe illallâhü hısnî, men kâle-hâ dehale hısnî, ve men dehale hısnî emine min azâbî. Sadaka rasûlullahi sallallahü teâlâ aleyhi ve selleme. "

 

2)  TEŞHİR ETMEKTEN KAÇINMA

 

Nazar değmesinden korunma yollarından biri de Nazarının kuvvetli olduğundan korkulan  kişilerin yanında güzellikleri teşhir etmekten kaçınmaktır.

Örneğin: Hafız el-Bağavî "Şerhü's-Sünne" eserinde anlattığına göre, Hz. Osman b. Affan (r.a.) çok güzel bir çocuk görmüştü.

 

Bunun üzerine, onu nazardan korumak için çocuğun velisine şöyle dedi: "Bu çocuğun çenesine siyah boya sürerek onun güzelliğini kamufle ediniz."

 

3) BEĞENDİĞİMİZ, HAYRAN OLDUĞUMUZ BİR ŞEYİ GÖRDÜĞÜMÜZDE DUA ETMEK

Bir kimse, kendi gözünün başkasına zarar vermesinden korkarsa, ona baktığı zaman şöyle demelidir:

"Allah (c.c.) onu sana mübarek etsin." (Benzer ifade ile Bkz. Ebu Davud. Nikâh, 36; Tirmizî, Nikâh, 7; İbn-i Mâce, Ezan, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/281.)

 

Veya şöyle demelidir: "Mâşâallah (Allah ne güzel yapmış) Allah'tan başka kuvvet (sahibi) yoktur." (Ebu Davud, Edeb, 101.)

 

Tü tü tü Maşallah!”, “Kırk bir kere Maşallah!”, “Allah Nazarlardan saklasın” şeklindeki sözleri söylemek.

 

 

İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİMİZ

 

Edebiyat Dil bilim, Kültür, Folklor, Geleneksel ve Güzel Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar