Pariste Bir Türk Konusu Özeti ve Ahmet Mithat Efendi Hakkında

01.03.2020

Pariste Bir Türk  Konusu Özeti ve  Ahmet Mithat Efendi  Hakkında

 

 

Pariste Bir Türk ve Ahmet Mithat Efendi  Hakkında

 

Pariste Bir Türk adlı roman ‘nin  ilk kez 1876 da yayımlanan ve Türk medeniyetinin batı medeniyetinden üstün olduğunu savunmak amaçlı yazdığı bir romanıdır.  Eserin ilk baskısı Kırkambar Matbaası tarafından yapılmıştır.  ( Ahmet Midhat, Paris 'te Bir Turk, Kırkambar Matbaası, İstanbul, 1293,)

Roman, o yıllarda Fransızca öğrenmenin ve  Paris'e gitmenin büyük bir meziyet sayıldığı, herkesin  Batıya özenti duyduğu ve Paris'e gidenlere çok imrenildiği  dönemde yazılmıştır. 

Ahmet Mithat Efendi eserlerinde batı medeniyetinin iyi taraflarını almak, kültürel manada ise geleneklerimizi ve kültürümüzü korumak taraftarı olan bir romancıdır. Yazmış olduğu iki yüzden fazla eserinde genellikle bu düşünceyi savunmuş yanlış batılılaşamaya karşı çıkmıştır.

Yazarın Avrupa’da Bir Türk adlı romanı  batılı değerlere karşıt olmak üzere Türk ve İslam kültürünü savunduğu bir romanı olmaktadır. Ahmet Mithat Efendi Avrupa'nın bilim ve sanayideki gelişmişliğini övmüş ama Osmanlı toplumunun ahlaki değerlerini koruması gerektiğini de her fırsatta savunmuş bir yazardır. “Paris'te Bir Türk” adlı romanında bilgi, ahlak, fikir ve anlazi açılarından ideal bir Osmanlı aydını olarak gösterdiği Nasuh Bey’in kimliği üzerinden adeta Osmanlı kültür ve medeniyeti ile İslami esasları ve değerleri savunan yazar bu eserinde Osmanlı kültürünü Batılı düşünceye göre savunmuş, Osmanlı hakkında yanlış düşünen batılı aydınlarının hepsini bu değerleri onlar çok iyi izah eden Nasuh Bey’e hayran bıraktıran bir kurgu ile düşüncelerini açıklamıştır.

Roman, Paris’e yapılan bir gezi tadında aktarılmış, yazarın diğer romanlarındaki gibi teknik yönlerden  zayf kalan bu romanında da Ahmet Midhat, sık sık vakayı bölerek   düşüncelerini açıklamış ve vakaya dahil olmuştur.  Bir çok teknik zayıflık taşıyan bu roman da olaylara giriş aniden olmaktadır.   Romandaki Nasuh Bey,  ortama derhal dahil olan bir karakter olarak karşımıza çıkar. “Hanımlar! Efendiler! Kendimi size yenikomşunuz olmak üzere takdim ederim ve sizi taciz edecek hiçbir hâl ve hareketim vukuya gelmeyeceğini vaatle hakkımda teveccühünüzü rica ederim.

 Paris’te Bir Türk, İstanbul’dan gemiyle Batı’ya giden gazeteci ve yazar Nasuh’un hikâyesi şeklinde kurgulanan bir olay düzenine sahiptir. Lakin bu gezi Nasuh Efendi’nin doğu ve batı kültürü ile doğu ve batı kültürünü yerli kültür lehine yorumlayan bir sohbetler zinciri  halinde kurgulanmış fikri, bir yazıya benzer.  Roman bu fikri zemin üzerinde yapılan Paris betimlemeleri ile de dikkati çeker.

ROMANIN KONUSU

Paris’e bir gezi yapan Nasuh Efendi tam bir Osmanlı aydınıdır. Hemen her konuda derin bir bilgiye sahiptir ve engin bilgisi sayesinde herkesi kendisine hayran bırakmaktadır. Nasuh Bey, çağdaşı diğer Osmanlı aydınlarının tersine Barının ilmne ve fennine hayran ama, dini, ahlaki, kültürel ve insani açılardan yerli kültürün üstün olduğunu savunan ve bunu Batılı aydınlara da kanıtlayan biridir.

Ahmet Mithat Efendi ile İlgili Linklerimiz

Ahmet Mithat Efendi Hayatı Edebi Kişiliği Eserleri

Dürdane Hanım Roman Özeti Ahmet Mithat EFENDİ

Felatun Bey İle Rakım Efendi Hakkında Konu Özet İnceleme Ahmet Mithat Efendi

Ahmet Mithat Efendi Jön Türk Romanı Konusu Hakkında Özeti

Pariste Bir Türk Konusu Özeti ve Ahmet Mithat Efendi Hakkında

Henüz On Yedi Yaşında Ahmet Mithat Efendİ

Ahmet Mithat Efendi ve Müşahedât Hakkında Özet ve İnceleme

Ahmet Mithat Efendi'nin Esrar-ı Cinayet Romanı ve Özeti

Ahmet Mithat Efendi Dünyaya İkinci Geliş yâhut İstanbul’da Neler Olmuş

Ahmet Mithat Efendi Çengi Romanı Hakkında İnceleme ve Özet

Mithat Efendi Hasan Mellâh Hakkında Konu ve Özeti

ROMANIN ÖZETİ

Nasuh Efendi,    gemi ile Paris’e gelir. Paris’te yapacağı işi, orada gördüklerini yazıp İstanbul’daki matbaalara göndermek olacaktır. Nasuh,  bindiği gemide bir çok kişi ile tanışır. Bilgi birikimiyle herkes ona hayran kalmaktadır.  .Gemideki Batılı yolcularla Batılı ve Doğu  medeniyeti hususunda pek çok tartışmaya girer ve onların merak ettiği konulara cevap verir.  

Nasuh, önce Marsilya’ya oradan da Lyon’a geçer. Marsilya ve Lyonda pek çok kişi ile din, ahlak, medeniyet, İslamiyet ve Osmanlı kültürü hakkında konuşmalar yapar.

Buradan da Paris’e geçen Nasuh bu soruların hepsine yerli medeniyeti savunarak cevap vermeye ve Batılının Doğulu ile ilgili görüşlerindeki yanlışları düzeltmeye çalışır. Paris’te, Nasuh Efendi’ye dört kadınla evlenme meselesini sorarlar. NasuhEfendi,  bunun dinî bir emir değil izin olduğunu anlatır.

Nasuh Efendi’ ayrıca  İslâmiyet'in her konuda gerçekleri yansıttığını, her hükmünün "pozitivizm, rasyonalizm ve idealizm"e uygun olduğunu da anlatır.   Nasuh Efendi,  İslâmiyet ile Hıristiyanlık a  arasındaki farklar hakkında da oradaki aydınlar ile tartışmış,   yeni tanışmış olduğu  Hemşire Anne ile de tartışıp ona  Hıristiyanlıktaki ruhbanlık meselesi, Hz. Meryem, Hz. İsa, , evlilik hakları, nikâh gibi konularda da Parisli aydınlardan daha  da bilgili olduğunu  kanıtlamıştır.  Nasuh, herkese yardım etmek ve onlardaki Batılı ahlâka dair gördüğü yanlışlığı düzeltmek için uğraşırken özellikle Batılı kadının çok fazla alakasını görür ki bunlardan biri de onun daha önce fakir ve kimsesizliğinden dolayı yardım ettiği Virginie’dir.

Nasuh  efendi mitoloji konusunda da bilgili olduğunu  o çevrelere kabul ettirir.  Nasuh Efendi, Fransız tanıdıklarına dünyadaki yönetim şekilleri ve o yönetim şekillerinin insana verdiği değer ve hürriyetlerden de bahsetmiş, İslâmiyet ki hiçbir kavmin hürriyet  dinine ve milliyetine zarar vermediğini anlatmıştır.

Nasuh Efendi; katıldığı toplantılarda ispat ettiği fikirleri ile Paris’in  en ünlü simalarından birisi haline gelir.  Paris’te Zekâ Bey adında bir Osmanlı ile de tanışır. Bulunmaktadır. Zekâ Bey, Nasuh’a fazla itibar edildiği için onu kıskanmaya başlar.  

 Nasuh Efendi, , maddî sıkıntılar yaşayan Hemşire Anne'a yardım etmek için kumar oynamaya başlar ve  kazandığı  paraları  ona verir.

Paris’te, birçok olayla karşılaşan Nasuh Efendi, sonunda İstanbul’a dönmek ister.Bu isteğini, temiz, terbiyeli ve namuslu; fakat fakir bir kız olan Virginie’ye söyler. Virginie ise, kendisiyle hem İstanbul’a gitmek hem de evlenmek istediğini açıklar. Nasuh Efendi, bunun gerçekleşmesi için Hıristiyan olmasının bir mani teşkil etmediğini belirtir. Ancak yine de onun Müslüman olmasını arzu ettiğini belirtir.  Virginia, İslamiyetçi bilmediği hâlde  Nasuh Efendi'nin söylediği "amentü" yü tekrarlayarak Müslüman olur. Virginie, yanında bulunan iki kardeşinin de Müslüman yapılmasını ister.

Virginie ile Nasuh daha sonra evlenerek İstanbul'a dönerler.

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Sevim Kınalı

Sevim Kınalı

4 years ago

Niğar Hanım merhaba. Öncelikle şunu belirteyim. "Sevme Sanatı" adlı şiirimi beğendiğinizi gördüm ve bu vesileyle sizi tanımaya bir adım atmak istedim. Beğeniniz için teşekkür ederim. Aslında elimden geldiğince sitemizin yeni kalemlerini okumaya çalışıyorum. Ağırlığı yeni üyelerimizin eserlerini okumaya gayret ediyorum. Tabii takdir edersiniz ki zamanımız buna yetmeyebiliyor. İşte bazen beğeni ve yorumlar da buna bir vesile olabiliyor. Bu yazınızla sizi tanımaya bir adım attım. Umarım diğer eserlerinizi de okuyabilirim. Yazınız, yapmış olduğunuz açıklama, tespit ve.alıntılarla aydınlatıcı olduğu gibi düşüncelerinizle de ufuk açıcı olmuş. Her zaman ifade ettiğim gibi bu tür yazıların ayrı bir önemi var. Okurlar için ufuk açıcı ve bilgilendirici olan yazılardır kitap eleştirileri. Güzel bir şeye vesile olursunuz boylece. Yer yer yazım hataları var. Ama bir kez daha baştan sona dikkatlice okursanız fark edip düzeltme imkânınız var. Kaleminize, emeğinize sağlık. Başarılar.

Sevim Kınalı

Sevim Kınalı

4 years ago

Düzeltme: Ağırlığı yeni üyelerin eserlerini okumaya veriyorum.