Parmak Hesabı Hece Sayısı Hece Ölçüsü Hesâb-ı Benân
Parmak Hesabı ( Hesâb-ı Benân)
Bir şiiri oluşturan tüm dizelerin eşit sayıda hecelerden meydana gelmesi esasına denir. Parmak hesabı ( eskilerin tabiri ile hesâb-ı benân) hece vezninin eski devrilerdeki ozanlar tarafından kullanılan diğer tabiridir.
Türk şiirinde İslamiyet’ten öncesinden beri var olan bu ölçü sisteminin esası dörtlük sistemine dayanan nazım birimlerinin ve şiirin tamamındaki dizelerin hece sayılarının eşit olmasıdır. Hece ölçüsü ile yazılmış ilk şiirler Uygur Edebiyatında karşımıza çıkar. Ancak Budizm ve Maniheizm dinlerine ait dini şiirler olan bu ilk yazılı örneklerde hece ölçüsü ve durak sistemi zayıftır. Ancak Divan-ı Lügat-it-Türk v ‘te kayda geçen manzumelerin hemen hepsi, duraklı ve hece ölçülüdür. İlk İslâmî dönem eserleri olan Kutadgu Bilig veAtabetü'l-Hakayık adlı eserler aruzun “feûlün feûlün feûlün feûl” kalıbıyla yazılmıştır. Bu kalıp 6 + 5 duraklı 11 li hece ölçüsüne mükemmel uyum sağlar. Divan-ı Hikmet ise hecenin 4 + 4 + 3 kalıplarına benzer şekilde “mefâîlün mefâîlün feûlün”, “fâilâtün fâilâtün fâilün” kalıplarıyla yazılmıştır. Tüm bu gayretler aruz ile hece ölçüsünü kaynaştırmak çabasından olsa gerektir.
Türk şiirinde ilk dizede kaç hece varsa sonraki dizelerin hepsinin de hece sayısı bakımından eşit olması gerekir. (Hece Ölçüsü ve Özellikleri ) Türk şiirindeki manzumelerde en az beş heceli şiirler yazılmış 16 heceye kadar ulaşan ölçülerde görülmüştür. Türk şiirinde hece ölçüsü yanında durak sistemi de vardır. Türk şiirinde en çok beş, yedi, sekiz, on bir, on dört, on altılı hece ölçüsü kullanılmıştır. En yaygın olanları ise, 4+3=7, 4+4+3=11, 6+5=11, 4+4=8 ve 7 +7= 14 lü şekilleridir. ( bkz HECE ÖLÇÜSÜ VE TÜM ÖZELLİKLERİ )
Hece ölçüsü İslamiyet’ten önceki devirlerden itibaren kullanılan Türk edebiyatına mahsus bir ölçü sistemidir. Türkler, Müslüman olduktan sonra, yazılı edebiyatta Arap şiirinden aldıkları Aruz Vezni ini kullanmışlar, halk, âşık ve dini tasavvufi şairleri ise parmak hesabı olarak da ifade ettikleri hece ölçüsünü kullanmayı devam ettirmişlerdir. (Aruz Vezni Nasıl Öğrenilir İmale Med Zihaf Ulama Alıştırmalar)
Hece ölçüsü ile yazılmış şiirlerde kelimelerdeki ses düşmeleri veya ses türetmeleri nedeni hece sayıları bazen bir fazla bir eksik olabilmektedir. Bunun esas nedeni halk şiirinin genellikle sözlü bir şiir olmasıdır. Halk şiiri genellikle dilden söylenen ve yazılı olmayan ürünlerden oluşur. Ancak bu arızaların ortaya çıkma sebepleri şairin dikkatsizliği kadar ses düşmeleri, ses türemeleri, ses ve hece yutumları, kelimelerin yerel ağızdaki telaffuzundan vb kaynaklanır. ( bkz Hece Ölçüsü İle İlgili Mülahazalar )
Halk ozanları hece ölçüsüne parmak hesabı demiş, yazılı edebiyatta ise bu tabiri ilk kez Servet*i Funun şairi Cenap Şehabettin kullanmıştır. Divan şairleri hece ölçüsünü hiç kale almamışlar ancak, Yunus Emre, Fuzuli gibi birkaç bazı şairimiz, şiirlerini hem hece ölçüsüne hem de aruz ölçüsüne uyacak şekilde yazmaya özen göstermişlerdir. Nedim’in ise hece ölçüsü ile yazılmış koşmaları bulunur. Bunların dışında yazılı edebiyat şairleri yani divan şairleri hece ölçüsünü kullanmamışlardır.
14.Yy’dan itibarfen divan şairleri aruz ölçüsünü kullanmış, tekke şairleri ise şiirlerinde de hem aruz hem hece veznini kullanmışlardır. Âşık Ömer, Gevherî, Erzurumlu Emrah gibi mederesli yahut tahsilli şairler şiirlerini hem aruz hem de hece ölçüsü ile yazmışlar, diğer halk ozanlarımız ise tamamen hece ölçüsünü kullanmışlardır. Özellikle 19. Yy da medrese eğitimi alan ve “kalem şuarâsı” denilen eğitimli halk ozanları aruza da rağbet etmişler ise de aruz ölçüsü ile çok başarılı şiirler söyleyememişlerdir.
Yazılı edebiyatta hece ölçüsüne olan alaka Tanzimat Dönemi ile başlar. AncakTanzimat , Servet-i Fünun ve i Fecri Ati dönemi şairleri hece ölçüsünden uzak durmuşlardır. Hece ölçüsüne karşı aruzu benimseyen Cenap Şahabettin , Tevfik Fikret gibi şairler ahenk açısından daha üstün gördükleri aruzu heceye üstün görmüşler Ahmet Haşim’in tabiri ile hece ölçüsünü aşağılayarak hece ölçüsünü "köylü vezni" olarak değerlendirmişlerdir.
Cahit Sıtkı Tarancı gibi şairler, hece veznini duraksız kullanarak ortaya oldukça iyi neticeler çıkarmışlardır.