Aruz Vezni Nasıl Öğrenilir İmale Med Zihaf Ulama Alıştırmalar

22.06.2015

Aruz ölçüsü, nazımda uzun veya kısa, kapalı ya da açık hecelerin tefile, takti, cüz ve vezinle sağlanan ahenk sistemi içinde sıralanmasına dayalı dizeleri kısa ve uzun heceler bakımından belirli kalıplarla eşleştirme mantığına dayanan Divan Edebiyatı vezin sistemidir.

 

 Aruz Vezni Hakkında Genel Bilgiler 

Aruz ölçüsü, nazımda uzun veya kısa, kapalı ya da açık hecelerin tefile, takti, cüz ce vezinle sağlanan ahenk sistemi içinde sıralanmasıdır. Sözlük anlamları ‘yön’, ‘yan’, ‘bölge’, ‘bulut’, ‘keçi yolu’, ‘deli', 'sarhoş deve’, ‘çadırın orta direği’, ‘karşılaştırılan', 'ölçü olan şey’ gibi çeşitli anlamlardadır. Edebi olarak, bu anlamlardan hangisine dayandığı bilinmemektedir.

Aruz ölçüsünün develerin çölde bıraktığı izlerden, , demircilerin çekiç vuruşundan veya çamaşırcı kadınların tokmak seslerinden çıktığı görüşleri de vardır. Aruz bilimini bir öğreti olarak ilk kez ortaya Arap dilcisi İmam Halil bin Ahmed'dir. Aruz ölçüsü, Arap, Türk, Fars, Afgan, Pakistan ve kısmen Hint edebiyatında kullanılmaktadır. Bu ölçünün İslamiyet öncesinden beri kullanıldığı bilinmektedir.

Aruz hecelerin sayısını değil, şeklini esas alır. Aruzla yazılmış şiirlerde, şiirdeki mısraların ve mısradaki kelime hecelerinin diğer mısraların kelime ve heceleriyle seslilerin (kısalık) ve kapalılık(uzunluk) yönünden birbirlerine bahir kalıplarının gereğince denkleştirilmesidir.

Aruz Arap alfabesi yazı sistemine göre gelişmiştir. Arapçada kısa sesli yazılmaz ve hareke ile gösterilir. Hareke ile gösterilen sesli ise kısa sesli demektir. Önünde hareke ve vav, elif veya ya sesi bulunan harfler  uzun sesli sayılır. Bu harflerin gelmediği sesli ile biten heceler kısa sesli ve açık hece sayılır. Aruz vezni, kısa seslilerle biten açık heceler ile uzun sesli veya sessiz ile biten kapalı hecelerin tefile, cüz ve kalıp haline gelmesi ile oluşan ölçü sistemidir. Harekeli ve sesli harf işareti almış olan hece uzun sesli yani kapalı hecedir. ( Uzun sesli ) harekeli ama önünde sesli olmayan hece kısa sesli yani açıktır. Sesli ile biten hece zaten kapalı hece demektir.

Açık(kısa) hece ( . ) işaretiyle; kapalı(uzun) hece (-) işaretiyle gösterilir. Ayrıca med'li adı verilen, bir buçuk hece değerinde ( .- )işaretiyle gösterilen hece değeri de dört sesten oluşan heceler için kullanılır. Açık ve kapalı hece düzenlerinden Mefû lü, Fâî latün gibi cüzler bu cüzlerden oluşan belirli kalıplara da ölçü denilir. Bu temel parçaların birleşmesinden 8 ana tefile(cüz) ortaya çıkmış, sekiz cüzün değişik varvasyonlarından da çok sayıda bahirler ve bahirlere ait kalıplar oluşturulmuştur.

CÜZ ( TEF'İLELER )

Kalıpları oluşturan tefile ( tef’il, cüz )ler şunlardır.

·        1. fa'ûlün (fe'ûlün) (._ _)

·        2. fâ'ilün, fâ'ilât (_._)

·        3. mefâ'ilün (._._)

·        4. fâ'ilâtün (_._ _)

·        5. müstef'ilün (_ _._)

·        6. mef’ûlâtü (_ _ _ .)

·        7. müfâ'aletün (._.._)

·        8. mütefâ'ilün (.._._)

Kalıpların bu tip parçalarına tef'il, tef'ile ya da cüz adı verilir

ARUZ ÖLÇÜSÜNDE BAHİRLER

Cüzlerin ahenk ve diğer sebeplerle birleşmeleriyle kalıplar oluşturulmuştur. Bu kalıpların birliklerine bahir adı verilir. Bu bahirlerde sözü edilen kalıp sayısı yanlış hatırlamıyorsam 124 adettir. ( bkz Bahr Nedir ( Aruz Vezni Makamları )

·        1 hezec bahri (bahr-i hezec): 7 kalıp barındırır.

·        2. recez bahri (bahr-i recez): 6 kalıp barındırır.

·        3. remel bahri (bahr-i remel): 4 kalıp barındırır.

·        4. münserih bahri (bahr-i münserih): 2 kalıp barındırır.

·        5. muzâri bahri (bahr-i muzâri): 2 kalıp barındırır.

·        6. hafif bahri (bahr-i hafif): tek kalıp barındırır. ancak, başta ve sonda yer alan tefileler değişebilir

·        7. müctes bahri (bahr-i müctes): 2 kalıp barındırır.

·        8. serî bahri (bahr-i serî): esasında recez bahrinin içinde yer alan tek kalıptır.

·        9. mütekârib bahri (bahr-i mütekârib): 2 kalıp barındırır.

·        10. kâmil bahri (bahr-i kâmil): 2 kalıp barındırır.

Bu bahirlerden özellikle hezec ve remel bahirlerindeki kalıplarla birlikte yanlış hatırlamıyorsam edebiyatımızda sadece 24ü kullanılmış bunlar arasında da en çok hezec bahrine ait olan kalıplar tercih edilmiştir.

Arap Alfabesinde kısa sesliler yazıda gösterilmez. Hatta kısa sesleri gerektiği hallerde harekeler belirler. Dolayısıyla kelimenin kısa seslisi yazıda gözükmez. Kelime uzun bir seli ise yazıda vav, ye ve elif harfi ve harekeleriyle gösterilir. Aslında Arapça da Türkçe de olan bazı sesli harflerimiz de kullanılmaz. Ü, Ö,O, seslileri Arap alfabesinde bulunmamaktadır.

Bu durum Türkçe kelimelerin Arapça yazılmalarında ve aruza uyarlanmasında güçlükler yaratmıştır. Bu güçlükleri gidermek maksadıyla divan şairleri, bazı aruz arızalarına başvurarak ölçüye denk getirme uygulamalarına girmişlerdir.

Bu arızalar veya aruz ölçüsünü denkleştirme, kelimelerdeki hecelerde yapılan uyarlamalar şunlardır.

ARUZ VEZNİNDE HECELER

Açık Hece:  Tek bir kısa ses veya bir sessizden sonra gelen kısa ses açık hecedir. O – kul ( o hecesi) açık hece , kı – sa –ca ( heceelri de açık hecedir.

Kapalı Hece : Üç türlüdür.

1.      a)     Sessiz ile biten hece kapalı hecedir. Gel miş, al dık, gör-dün ,

2.      b)     Uzun sesli ile biten hece kapalıdır. Â- mil , kâ-mil, â- lim, sû- zan , im- lâ, î-man ,

3.      c)      Kısa sesli ile biten açık bir hece olmasana rağmen vezin gereği kapalı gösterilmek yani  kısa sesliyi uzun sesli saymak uygulamasına giren hece ( Bkz ( İmale) kısa sesliyi uzun sesli saymak aruz da kusur kabul edilmemiş sık sık imaleye başvurulmuştur.

Medli Uzatmalı Hece  bir bucuk hece ) içinde uzun ünlü bulunan verya dört sesten oluşan hece bir bucuk hece değerinde sayılabilir. Vezin zorlaması ile gerekltiğinde böyle heceler ilk hecesi kapalı ikincisi açık ve kısa ünlüyle bitiyormuş gibi değerlendirilebilir.

MED:

 Aruz ölçüsünde heceler açık (kısa), kapalı (uzun) ve medli ve sessiz ile biten heceler olmak üzere dört tiptir.

MED YAPMANIN VE MEDLİ SAYMANIN AMACI VEZİN GEREĞİ AÇIK BİR HECE GEREKTİĞİNDE MED YAPILABİLECEK HECEYİ İLKİ kapalı ikincisi AÇIK olmak üzere Bir bucuk hece değerinde saymaktır. İkinci hecede kısa bir “ ı “ sesi veya “i “ sesi varmış gibi farz edilerek ölçü tutturulmaya çalışılır.

 A) Kısa( açık) hece kısa sesli ile biten hecedir. Fe (lek) fe hecesi kısa sesli, ke (rem) ke kısa sesli,

Ha(lil) ha kısa sesli hece… kısa sesli ile biten hece AÇIK HECEDİR. ( . ) veya ( V ) ile gösterilebilir.

B) Uzun sesli hece: Uzun sesli ile biten hece hü dâ ( dâ) uzun sesli hece,gi-rî-bân ( rî) uzun sesli hece, şû-ha (şû) uzun sesli hece…Uzun sesli ile biten hece KAPALI HECEDİR ( __ ) ile gösterilebilir.

C) Ünsüz ( sessiz ) ile biten heceler, gül-mek, sev-dim, bal-kon heceleri gibi

D) Medli heceler: Dört sesten oluşan heceler ile içerisinde uzun sesli bulunan hecelerdir. Dost, prens, Frenk, dert, yurt, sert gibi dört sesten oluşan heceler ile yâr, zâr, lâl, hûb, sîm gibi içinde uzun sesli bulunan hecelerdir.

Med yapılmış hecenin ilk hecesi doğal olarak kapalıdır ama sonu kısa bir “i “ sesi veya “ ı “ sesi ile bitiyormuş gibi görülüp okunur. Ba(hâr) kelimesi (eşk)den kelimelerinde med yapılmışsa ba(hâr)ı ,eşk[i]den şeklinde söylenmelidir

Med her zaman yapılmaz. Ölçü gereği açık hece olması halinde yapılır.


 Not: Kimi şairler içinde uzun sesli olmadığı halde” var” ve “yok “ kelimelerini de meldi saymışlardır.)


İMALE

Aruz vezninde hecelerin kısalığı ve uzunluğu esas olduğu için bazı Türkçe kelimeler kısa olduğu halde vezin gereği uzun okunur; buna imale denir. İmale kısa heceyi uzun yapar.

Ölçü gereği uzun olması gereken kısa sesli ile biten heceleri uzun sesli ile bitiyormuş gibi saymak arıza veya kusur olarak görülmediğinden sık sık imaleye başvurulmuştur.

Bu sebebten divan şairleri şiirlerinde sık sık imaleye başvurmuştur.

Der din ne/ dir gö nül sa/( na) bir hâ let/ ol ma sın

Sad el- ha / zer ki sev di/ (ğin)ol â fet / ol ma sın

Mef’ û lü/ fâ i lâ tü / me fâ î lü / fâ i lün

- gö nül sa(na ) hecesindeki na hecesinin ölçü gereği kapalı olması gerektiğinden imale yapılmıştır.

 

ZİHAF:

Farsça kelimelerdeki bazı uzun seslerin vezin gereği kısa okunmasına da zihaf denir. Zihaf ise imalenin tersine uzun heceyi kısa yapmayı sağlar. Hece ölçüsünde böyle bir mesele yoktur. Türk edebiyatında imale çok sayıda bulunmakla beraber zihaf kusuru hoş karşılanmadığı için çok az zihafa başvurulmuştur.

O yüzden uzun sesli ile biten heceyi açık hece saymak için kısa sesli ile bitiyormuş gibi değerlendirmek Arapçanın dil kurallarına çok ters düştüğünden büyük hata görüldüğünden bu uygulama yapılmamaya çalışıldı.

 

ULAMA

(Bağlama,) bağlayış anlamındadır. Sessiz harfle biten kelimeyi sesli harfle başlayan kelimeye bağlayarak okumaktır. Ulamaya halk şiirimizde de başvurulmuştur.

Divan şairleri ulamayı vezin gereği kapalı olan heceyi uygun şart oluşturarak açık hece haline getirmek için yaparlardı.

Kork ma sön mez / bu şa fak lar / da yü zen al /san cak ( bu şa fak- du-mun üs )

Sön me den yur/ du mun üs tün /de tü ten en /son o cak

Fâ i lâ tün / fe i lâ tün / fe i lâ tün / fâ – lün ( fe i lün ) sadece bu kalıba özgü olarak (Fâ i lâ tün cüzü fe i lâ tün ) e dönüşebilir ve son cüz fâ lün veya fe i lün şeklinde bitebilir.

Bu şafaklar ve yurdumun üs- hecelerinde mun hecesin açılması gerekir o yüzden( mu nüs tün de) şeklinde ulama yapılarak hece açılmıştır.

 

ŞATR :

Bir beytin yarısıdır. Türkçedeki karşılığı ise mısradır. Beyitteki ilk mısraya şatr, ikinci mısraya acuz denir. Takti ise cüzlere ayırmak demektir.

 

ARUZ VEZNİNİN DİĞER ÖZELLİKLERİ

1- Aruz vezninde tef‘ileler heceleri bölebilir. Hece ölçüsündeki gibi okuyuşta tef‘ilelerde durgu yapılmaz.

·        Ne dir bu giz / li giz li âh / lar çâk-i gi / rî ban lar

·        me fâ’ î lün / me fâ ’î lün / me fâ ’î lün / me fâ’ î lün

2- Farsça tamlama eki olan “-i” ile “ve” anlamındaki “ü, vü” bağlacı vezin gereği uzun da kısa da olabilir.

3- Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün kalıbıyla yazılan şiirlerde ilk tef‘ile bazı mısralarda Fâilâtün, son tef‘ile ise Fa‘lün olabilir. Bu sadece bu kalıba özgü bir durumdur. Bu kalıpla yazılan şiirlerde başta imale yapmaya gerek yoktur. Farklı tef‘ile parantez içinde hemen altında gösterilir.

4- Türkçe kelimelerle aruz veznindeki başarı Muallim Naci ile başlamış olup Türk aruzu Tevfik Fikret, Yahya Kemal Beyatlı ve Mehmet Âkif Ersoy tarafından gerçekleştirilmiştir. Hatta Mehmet Âkif o kadar başarılı olmuştur ki bir çok kişi İstiklâl Marşı'nın hece ölçüsüyle yazıldığını zanneder. Oysa bu marş aruzun “Fe i lâ tün / Fe i lâ tün /Fe i lâ tün /Fe i lün” kalıbıyla yazılmıştır.

5- Aruzla yazılan bir şiirin hece sayısı bazan eşit olabilir. Mısralardaki açık kapalı dizilişinin aynı olması o şiirin aruzla yazıldığın gösterir.

·        Cânı cânânı bütün vârımı alsın da Hüdâ 15 hece,

·        Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ 15 hece

6- Sonu çift ünsüzle biten dört sesli heceler (kırk, kürk, hayr, hükm,...)

·        İçinde uzun ünlü de bulunan ve sonu ünsüzle biten üç veya dört sesli heceler. (Âb, hâk, pâk, şîr...) (Bu tür hecelerden sonu “n” ile bitenler bir buçuk hece değil, tek hece ve kapalı okunurlar. Örnek: im-kân, ir-fân...) (Ayrıca, bazı şairler “var”, “yok”, “çok”, “az” gibi Türkçe sözcükleri de bir buçuk hece değerinde okumuşlardır.

7- Aruz vezninde tefileler heceleri bölebilir. Hece ölçüsündeki gibi okuyuşta tefilelerde durgu yapılmaz.

8- Farsça tamlama eki olan -i ile ve anlamındaki ü, vü bağlacı vezin gereği uzun da kısa da sayılabilir.


UYGULAMALAR ( BkzAruz Terimleri: Takti -Vasl- Med -İmale- Zihaf -Kasr Nedir ve Örnekler ) 

 

Not . uzun heceler ( - ) ile kısa- açık heceler ( . ) ile ( / ) işareti ile cüzler gösterilmiştir.

  • Has- mın si –/ te- min an –la/ ma- mak has-ma/  si- tem- dir.
  • _     _  .  /   . _  _ .  / .  _  _   .   /    .   _ _
  • Mef- û lü /     me fâ î lü  /     me fâ î lü   / fa û lün
  • E şin var â / şi yâ nun var / ba hâ rın var / ki bek ler din
  • . _  _  _   / .  _   _   _   / . _  _  _    /  . _   _  _
  • Ge zer sin hâ / nü mâ nın şen / i çin şen kâ / i nâ tın şen
  • .  _   _  _    / . _  _  _   / .  _  _ _   / . _ _ _
  • Me fâ î lün / me fâ î lün  / me fâ î lün / me fâ î lün

  • Her kû şe / sin de deh rin / nâ m-ı be / kâ-ni sâ rın
  • ( _  _  . /  _  .  _   _    / _  _  .   /  _ .  _   _ )
  • Şâ yes te / dir de nil se / â lem se / nin me zâ rın
  • ( _   _  . / _ . _  _    / _  _   . /  _ . _  _  )
  • Mef’û lü / fâ i lâ tün / mef’û lü / fâ i lâ tün


İLGİLİ LİNKLERİMİZ

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar