14.03.2012
Saim Özeren Hayatı Ressamlığı
Saim Özeren'in diğer bir adı da Saim Mustafa'dır. Öğrenim görürken Saim adlı bir başka öğrencinin daha olması sebebiyle arkadaşları onu ayırt etmek için Büyük Saim diye de hitap etmişlerdir.
( 1900 – 1964 )1900 İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra Sanayi Nefise Mektebi’ne girdi. İbrahim Çallı’nın en gözde öğrencisiydi. Çallı kuşağından sonra yetişen ilk Türk ressamlarından birisidir.
Mahmut Cûda'nın ‘‘Boğulan nice büyük istidadı o temsil etti'' dediği Saim Özeren'in sanat yaşamı büyük hayal kırıklıklarıyla dolu olarak geçmiştir. 1915'te girdiği sanılan Sanayi-i Nefise Mektebi'nde (Güzel Sanatlar Akademisi) İbrahim Çallı 'nın ilk öğrencileri arasında yer almıştır. Refik Epikman , Zeki Kocamemi, Hamit Görele , Nurullah Berk, Şeref Akdik' , Hale Asaf , Cevat Dereli Zeki Kocamemi , Ali Avni Çeleb , Muhittin Sebati, Edip Hakkı Köseoğlu , Ratip Aşir Acudoğlu ve Turgut Zaim , Fahrettin Arkunlar, gibi Cumhuriyet döneminin ive modern Türk resminin kurucu ressamları arasındadır. 1924’te genç ressamların oluşturduğu Yeni Resim Cemiyeti Sergisi’nde resimleri ile katılır. Yaptığı Peyzajları ve Çallı’nın asistanı gibi davranıp onun resimlerine yaptığı katkıları ile okulda çok havalı bir öğrenci haline gelir. Okulda iken yaptığı peyzajları, farklı desen yapma yeteneği ile dikkatleri çekmiştir.
Öğrenim görürken İbrahim Çallı’nın en gözde öğrencisi olarak herkesin dikkatini çekmiş, ancak bu durum hiç de hayrına olmamıştır. Askeri ressamlar da dediğimiz modern resmimizin ilk kuşağı olan Çallı Grubundan sonra yetişen ilk ressamlarımızdan birisi ve İbrahim Çallı'nın ilk öğrencilerinden olan Özeren’in ressamlık hayalleri hüsranla sonuçlanacaktır.
Öğrenimi sırasında, kendisiyle aynı ismi taşıyan bir başka öğrenciden ayırt etmek için arkadaşları ona ‘‘Büyük Saim'' diye hitap etmişler ve bu sıfat, yeteneği ve zekâsıyla arkadaşları arasında sivrilince sanatsal bir niteleme halini almıştır.
1922'de babasını kaybeder ve on bir yıl çalıştığı Akademi'den 1926'da çıkışını alarak mezun olur.
1924'te Akademi'ye giren Zühtü Müridoğlu onun hakkında şunları söylemiştir: ‘‘Saim çok şımartılmış, göklere çıkarılmış, neredeyse okulun simgesi haline gelmişti... Benim o zamanki değerlendirmeme göre resmi çok iyiydi. Yani o kadar abartılmayı hak etmişti. Akademi'de müdür gibiydi. Çallı'dan başka herkese kafa tutardı. Çallı'nın da asistanı gibiydi. Onun birçok resmine Saim'in yardım ettiği söylenir. Zeki, yetenekli ve esprili biriydi'' dediği Saim Özeren'in bu parlak başarısı ve büyük istikbal beklentisi, 1924’te yapılan Avrupa Yarışmasını kazanamayınca sönmüştür. Bu başarısızlık ressamlar arasında ve akademi çevrelerinde farklı şekillerde yorumlanmış; kimileri bunu onun başarısızlığı olarak gösterirken kimileri ise kıskananların bilinçli engellemeleri olarak görmüştür. .Kasıtlı veya kasıtsız olsa da bu sonuç, başta kendisi olmak üzere herkesi şaşırtmış, bu durumdan oldukça etkilenen sanatçı 1926 yılında yapılan sınavın sağlık muayenesinde ‘‘Miyoptur, bu öğrenimi yapamaz'' [1] raporu verilen Özeren kaderine küsmüş hayatını öğretmen olarak devam ettirmek kararı almıştır.
Bu nedenle hayallerini bırakarak Ortaokullarda resim öğretmenliği yapmak için başvurur. Öğretmenliğe başladıktan sonra da Erzurum, Trabzon ve İstanbul’da çeşitli okullarda 38 yıl sürecek ve ölümüne kadar devam edecek noktalanacak öğretmenlik yaşamı başlayacaktır.[2] Akademide ve ressamlar çevresinde çok parlak başlayan kariyeri, 1924 ve 1926 yıllarında yapılan yarışmalardan aldığı başarısız sonuçlar üzerine [3] birden bire sönüvermiş, kendisini çekemeyenlerin ve onu kıskananların vurduğu bu darbeler sonrasında ressam olma hayallerinden vaz geçerek hayalleri ve ideallerine küsmüştür.
Ancak öğretmenlik yıllarında da resim yapmaya devam eder. Yeni Resim Cemiyeti''nin kuruluşunda yer alan, eserleri o dönemin en önemli sanat etkinliği olan Galatasaray sergilerine seçilen S. Özeren’in ilk ve tek kişisel sergisi 1928'de Erzurum'da açılmıştır. Erzurum’da iken muhtemelen taşrada açılan ilk sergiyi açmış, bu sergiyi gezen Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey onun bir tablosunu satın almıştır. Bu resim Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde bulunmaktadır.
1938 yılında CHP ve Halkevleri tarafından organize edilen, Cumhuriyet tarihinin en büyük sanat etkinliklerinden biri olan Yurt Gezileri’nde, seçilen ilk on ressam içinde yer alarak Konya’ya gider. 1939'da İstanbul'da göreve başlar. 1939'da İstanbul'da Müstakil Ressam ve Heykeltıraşlar Birliği'nin sergilerine eserler vermiştir. 1943 yılında, ikinci kez görevlendirilip bu defa da Hakkâri’ye gönderilmiştir. Bu geziden yaptığı resimleri, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Ankara Harita Genel Komutanlığı Müzesi ve Yalvaç Müzesi’nde sergilenmektedir.
1945'te Güzel Sanatlar Birliği'ne üye olur, 1945-1960 arası Devlet Resim ve Heykel Sergilerine katılır.
1964'te emekliliğine birkaç aya kala hayata veda eder. Lakin “ Pertevniyal Lisesi öğrencileri uğurladıkları resim öğretmenlerinin bir zamanların “Büyük Saim”i olduğunu bile bilmemişlerdir. ”[4]
Özeren, yaşarken kadri bilinmeyen ölümünden sonra da unutulan ressamlardan biri olur.
SAİM ÖZEREN'İN RESİM ANLAYIŞI VE SANATI
Eleştirmen ve sanat tarihçisi Levent Çalıkoğlu, Saim Özeren’i şöyle değerlendirmiştir: “Büyük hamlelerin ressamı değildir; Özeren. Taşıdığı iddiayı tek bir yapıtta değil, mütevazı bir şekilde tüm yaşamına yaymıştır. Buna karşılık görür görmez, ‘Evet bu Saim Özeren’e aittir’ diyebileceğimiz belirgin bir biçemle içerik arasındaki organik ilişkiye doğru bir kanal bularak ne kendisini ne de izleyicisini aldatmıştır.”
Yağlıboya çalışmalarının çoğunu tamamlayamayan Saim Özeren’in desen çalışmaları özellikle dikkati çekmektedir. Türk resminin “deseni kuvvetli” sanatçıları arasında yer Saim Özeren’in desenleri bir resme hazırlık çalışmalarından daha çok, Levent Çalıkoğlu’nun ifadesiyle, “dünyayı çizerek anlamanın bir yoludur.”
Saim Özeren, talihsiz bir yaşam süren, içine kapalı bir sanatçı olmuştur. Ölümünden sonra 1986 yılında Vakko Sanat Galerisi’nde resimleri ilk kez toplu bir biçimde sergilenmiştir. 1938 yılında Konya’da gerçekleştirdiği peyzajlarında, perspektife dayalı, derinlikli düzenleme ye dayalı resimler olmaktadır.[5] Güçlü bir desene yapma kabileyetine sahip olan olan Özeren’in Atatürk portreleri PTT pullarına dahi basıldı.
TARİHLERLE HAYATINDAN KESİTLER
1921 Galatasaray Resim Sergisi’ne 3 resimle katıldı.
1923 Yeni Resim Cemiyeti kurucuları arasında yer aldı.
1924 Yeni Resim Cemiyeti sergisine katıldı. Bu ser4gisindeki bazı resimlerini Milli Reasürans Sanat Galerisi satın almıştı.
1926 Mezun oldu. Erzurum Lisesi resim öğretmenliğine atandı.
1926 Galatasaray Resim Sergisi’ne 4 eserle katıldı. Büyük övgü aldı.
1927 Galatasaray Resim Sergisi’ne 2 eserle katıldı.
1928 Erzurum’da ilk ve tek kişisel sergisini açtı.
1929 Trabzon Lisesi resim öğretmenliğine atandı.
1933 Trabzon’da, Behice Hanım’la evlendi.
1938 Birinci Yurt Gezisi’nde Konya’ya gitti. 7 resmi sergilendi.
1939 İstanbul’a döndü. Kadıköy 3. Ortaokulu resim öğretmenliğine atandı.
1941 Şehremini Ortaokulu resim öğretmenliğine atandı.
1943 Altıncı Yurt Gezisi’ nde Hakkari’ ye gitti. 11 resmi sergilendi.
1945 Güzel Sanatlar Birliği’ne üye oldu.
1945 Yedinci Devlet Resim Heykel Sergisi’ne 2 resimle katıldı.
1947 Sekizinci Devlet Resim Heykel Sergisi’ne 5 resimle katıldı.
1948 Dokuzuncu Devlet Resim Heykel Sergisi’ne 3 resimle katıldı.
1949 Karagümrük Ortaokulu resim öğretmenliğine atandı.
1949 Onuncu Devlet Resim Heykel Sergisi’ne 4 resimle katıldı
1950 Davutpaşa Ortaokulu resim öğretmenliğine atandı.
1953 Pertevniyal Lisesi resim öğretmenliğine atandı.
1956 Onyedinci Devlet Resim Heykel Sergisi’ne 2 resimle katıldı.
1960 Yirmibirinci Devlet Resim Heykel Sergisi’ne 2 resimle katıldı.
1964 İstanbul’da, 1 Nisan’da vefat etti.
1986 İstanbul’da ilk retrospektif sergisi açıldı. [6]
KAYNAKÇA
https://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/10/12/249479.asp
Unutulan ressam Saim Özeren,https://arsiv.ntvmsnbc.com/news/21955.asp#BODY
https://www.millireasuranssanatgalerisi.com/sergiler/saim-ozeren
https://sanalmuze.tcmb.gov.tr/sanalmuze/tr/sanat-koleksiyonu/s/180/SAIM+OZEREN
https://galerimart.com/saim.
KAYNAKÇA
[1] http://arsiv.ntv.com.tr/news/21955.asp
[2] Unutulan ressam Saim Özeren,https://arsiv.ntvmsnbc.com/news/21955.asp#BODY)
[3] http://www.turkishpaintings.com/index.php?p=37&l=1&modPainters_artistDetailID=753
[4] http://arsiv.ntv.com.tr/news/21955.asp
[5] https://sanalmuze.tcmb.gov.tr/sanalmuze/tr/sanat-koleksiyonu/s/180/SAIM+OZEREN
[6] https://galerimart.com/saim.html )
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın