08.02.2012
REFİK EPİKMAN
HAYATI
1902 yılında İstanbul’da doğdu. Davutpaşa İdadisi’ni bittirdikten sonra 1918 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girdi.
Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Çallı atölyesinde çalıştı. Hikmet Onat da hocaları arasındaydı. İbrahim Çallı‘ atölyesinde empresyonizm (izlenimci) akımının anlayışı içinde eğitim gördü. Mezun olduktan sonra 1924 yılında Maarif Vekâletinin açtığı Avrupa sınavını bursunu kazanarak Şeref Akdik , Muhittin Sebati , Cevat Dereli ve Mahmut Cuda ile birlikte Paris’e gitti.[1] Paris’te Julian Akademisi’nde Paul-Albert Laurent atölyesinde Cevat Dereli, Şeref Akdik gibi arkadaşları ile birlikte eğitim gördü.
Fransa‘daki eğitiminden sonra izlenimcilik anlayışından uzaklaşarak konstrüktif bir resim anlayışına yönelmiş olduğunu 1928 yılında yapmış olduğu “ Bar “ adlı resmi ile belli etmişti. Sonraki yıllarında Sanayi-i Nefise Mekteb-i Ali'si ve Çallı hakkında şunları söyleyecektir. "Ben İbrahim Çallı'dan fazla bir şey öğrenmedim. Ancak, öğrendiğim önemli bir şey çalışma heyecanıdır. Bu heyecanı bize o vermişti"
1928 yılında öğrenimini tamamlayıp yurda döndüğünde İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) ’ne öğretmen olarak atandı. 15 Nisan 1929 tarihinde kurulan Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği kurucu üyeleri arasında yer aldı. Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği Refik Epikman , Zeki Kocamemi, Hamit Görele, Nurullah Berk, Şeref Akdik' , Hale Asaf , Cevat Dereli Zeki Kocamemi , Ali Avni Çeleb , Muhittin Sebati, Edip Hakkı Köseoğlu , Ratip Aşir Acudoğlu ve Turgut Zaim Fahrettin adlı üyelerden oluşmaktadır.
Müstakil Ressamlar Birliği Sanatçılar, Türkiye Cumhuriyeti’nin resim alanında kurumsallaşmasını ortaya koymuş oluyordu. Refik Ekipman, Sanayi-i Nefise mezunu ressamlardan oluşan böyle bir birliğin kurulmasında öncülülük etti. Bu heykeltıraşlar ve ressamlar Çallı Kuşağı’nın renkçi tutumunun yanı sıra, çizgiye, kuruluşa ve yapısal sağlamlığa öncelik veren resimler yapmışlar, Çallı Kuşağı’nın izlenimciliğine karşıt bir tutum izleyerek farklı bir resim anlayışına yönelmişlerdi. Sanatçıların “çıkarlarını korumak, Türk resim sanatının düzenli ve kalıcı temellere kavuşturmak ve yaygınlaştırmak, sanatçıların güvence altına alınmaları ve bireysel sanat anlayışlarına özgürlük tanıyan bir ortamda çalışmalarını sürdürmek” [2]gibi amaçları da vardı. 5 Nisan 1929’da kurulan birliğin üyelerinin imza attığı listenin başında Refik Ekipman’ın adı ve imzası vardı.
1931 yılında askerlik nedeniyle akademideki görevinden ayrıldı. Ancak 1933 yılında askerlik dönüşünde akademiye egemen olan, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti üyelerinin engellemeleri nedeniyle, yeniden akademiye kabul edilmedi. Bunun üzerine Ankara Atatürk Lisesi’nde resim öğretmeni olarak göreve başladı, 1939 yılında ise Ankara Gazi Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü Resim-iş bölümüne atölye hocası olarak atanmış, [3] 1939 yılında "Yurt Gezileri" çerçevesinde resim yapmak için Hatay'a gönderilmiştir.
Ankara'da iken faal kimliğini sürdürerek Halkevlerinde resim kolu başkanlığı yaptı. 1940 yılında İkinci Dünya Savaşı Sırası'nda Trakya'da yedek subay olarak görev yaptı. [4] Askerlik dönüşünde 1944’te düzenlenen 6. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde üçüncülük ödülünü aldı. Ankara Halkevi'nde açarak resim dersleri verdi. Gazi Eğitim Enstitüsü'ndeki ve Amerikan Kültür Demeği Atölyesi'nde bu tip çalışmalarını sürdürdü.[5] Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği'ne üye olarak Uluslararası Eleştirmenler Derneği'nin ("AICIA") 1954'deki kongresi nedeniyle YKB Bankası'nın açtığı "İstihsal" konulu yarışmaya katıldı. Diğer yandan da sanat konulu makaleler yazıyor ve dergilere gönderiyordu. 1967 yılında 'Kaplumbağa Terbiyecisi' resmiyle ünlenmiş Osman Hamdi Bey (1842-1910) isimli kitabı da yayımlandı. [6]
Ar, Ülkü, Güzel Sanatlar Dergisi gibi yayın organlarında sergi eleştirileri, sanat olayları ve sanat akımları ile ilgili yazılar da yazdı. Türk Amerikan Derneği'nde resim kursları vererek pek çok amatör sanatçının yetişmesine ve Ankara’da sanat ortamının yaygınlaşmasına katkıda bulunmaya çalıştı. Diğer taraftan Ankara Radyosu'nda resim sanatı ve güncel sergiler üzerine konuşmalar yaparak halkın kültür düzeyini ve estetik beğenisini yükseltmeye çalışmıştı.
1966 yılına kadar bu görevde kalan Refik Epikman, emekli olduktan sonra Halkevlerinde Güzel Sanatlar kolu başkanlığına getirildi. Sanat üzerine yazı ve kitaplarıyla, Türkiye’de sanat yayıncılığının önünü açmaya çalışmıştı.
Çalışmalarını karma sergilerde sergileyen; ancak kişisel sergi açmayan Refik Epikman, ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının toplantı salonuna açılan odalarına Cumhuriyetin ilanını konu alan büyük boyutlu resimler yaptı.
1974’te 35. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde ise şeref ödülüne layık görüldükten 1 gün sonra 17 Mayıs 1974 tarihinde ölmüştür.[7]
Refik Ekipman : Bar,- 1928
SANAT ANLAYIŞI
Refik Epikman'ın hayata veda etmeden birkaç gün önce ressam dostu Arif Kaptan'a " Sanata bu denli boş verilen bir memlekette bugüne kadar resim yapmakta direndiysek, bu hala içimizdeki sevginin sönmemiş olduğunu gösterir." şeklindeki sözleri sitemini ve yaşarken görmediği kıymetin ifadesini yansıtır.
İmren Erşen Hocası Refik Epikman'ı bize şöyle anlatmaktadır: "Refik hoca ile çalıştığım yıllarda resimde değişmeyen kuralları öğrendim. Eski dönemlerime baktığımda cahil cesaretiyle her şeyi yapabileceğimi zannediyordum. Hocam resmi öğretirken hatalarımda bana gülüyor, ancak şevkimi hiç kırmıyordu. Bana göre bu nokta çok önemli bir özelliktir. Hocam ayrıca beni korkunç derecede çalışmaya teşvik ediyordu. Öyle ki haftada 100 desen çizmemi istiyordu." [8]
Refik Ekipman : Köşedeki Ev
“Epikman’ın resim anlayışını dışavurumcu konstrüktif -Kübist etkili ve Soyut eğilimler olmak üzere iki grupta toplamak mümkündür”.[9] İlk önce Çallı kuşağının izinden gitmiş Kübizmin etkisiyle manzaralar, portreler, kompozisyonlar yapmış, daha sonra ise konstrüktif bir resim anlayışına yönelmişti.1960'lardan sonra ise soyut resim sanatına doğru yönelmeye başlamıştı.
Bu resimde komposizyon içerisinde yer alan figürlerin kübist -kontrüktivist bir anlayışla biçimlendiği görülmektedir. Komposizyonda etkili olan ışık, loş bir ortamı betimleyecek niteliktedir. Ankara ve Anadolu'dan insan, tabiat, Anadolu’dan görüntüler, portreler, natürmortlar ve soyut resimler yapmıştı. “Köşedeki Ev”, “Kızılcahamam” ve Zeybek resimleri Ankara ile ilgili resimleri iken Boğaziçi, Rumelihisarı, Marmara adası konulu birçok resminde İstanbul sevgisini ve deniz manzaralarını işlemişti.
“Epikman 1955'lerden sonra geometrik-soyutlamalar, 1960'lardan sonra lirik-soyutlamalara yönelik çalışmalar yapmıştır. 1968'lerden sonra yeniden figürlü kompozisyonlara dönmüştür.”[10]
KİTAPLARI
Klasik Ressamlar, Halkevi Yayınları 1944
17.,18. ve 19. Yüzyıl Dünya Sanatı , Halkevi Yayınları ,1946
Kaplumbağa Terbiyecisi resmiyle ünlenmiş Osman Hamdi Bey (1842-1910), 1967
KAYNAKÇA
[1] https://www.kulturportali.gov.tr/portal/refik-fazil-epikman
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mustakil-ressamlar-cemiyeti-ve-sanatcilari/112606
[3] Yrd.Doç.Dr.Özand Gönülal, Refik Fazıl Epikman (1902-1974), http://aves.akdeniz.edu.tr/YayinGoster.aspx?ID=2039&NO=43
[4] Fulya Ulusoy, Refik Fazıl Epikman (1902-1974), Hacettepe Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı 2006
[5] Fulya Ulusoy, Refik Fazıl Epikman (1902-1974), Hacettepe Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı 2006
[6] Merkez Bankası Sanat Galerisi'nde 2001 yılında açılan Refik Epikman retrospektif sergisi anısına bastırılan katalog.
[7] https://tr.wikipedia.org/wiki/Refik_Epikman
[8] ww.meleklermekani.com/
[9] ww.meleklermekani.com/
[10] Fulya Ulusoy, Refik Fazıl Epikman (1902-1974), Hacettepe Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı 2006
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın