KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarSakiname Nedir Tüm Özellikleri Sâkînâme Eserleri

Sakiname Nedir Tüm Özellikleri Sâkînâme Eserleri

06.06.2022


Sakiname Nedir Tüm Özellikleri Sâkînâme Eserleri

Sakiname sözcüğü Arapça sâkī ile (içki sunan) Farsça nâme (yazılı şey, mektup) kelimeleri ile kurulmuştur. Saki sözcüğünün sözlük anlamları: su veren, su dağıtan. Mecliste su veya içki kadehi sunanİ Kadeh, içki sunan.  (sak'dan) baldır veya baldır kemiğine ait veya baldır ile ilgili şekillerindedir. ( bkz Saki Nedir Sakilerin Özellikleri Görevleri Kıyafetleri ve İşret Adapları) Bu nedenle Sakiname, gerçek ya da mecazlı olarak içki ve içki âleminin övülerek anlatıldığı manzum eser anlamlarına gelir.

Sakinameler içki, işret meclislerinin âdâbı, saki, içki içenler, içki meclisinin düzeni, içki meclisindeki mûsiki aletleri, sofra malzemeleri, nukl (mezeler), yemekler , içki adabı, içki eğlenceleri , şarap, meyhaneci, kadeh türleri ve içki içme adetleri vb ile sakiden söz eden şiirler olmaktadır. Sakinameler, daha ziyade, gazel, mesnevi ve Terkîb-i bend nazım biçimleri ile yazılmış şiirler olmaktadır.

Sakinamelerin Ortaya Çıkışı

Sâkînâmelerin kaynağı Arap edebiyatındaki hamriyyelerdir. ( bkz  Hamr ve Hamra Nedir) Arapçada hamr خمر [hmr] mayalanmış içki, şarap anlamına gelir. Hamrâ (  خمرا   ) sözcüğü ise çok kırmızı, kızıl renk, kan veya ateş rengi anlamlarındadır Bu şiirlerde içki övülüp sarhoşluğun çekiciliği anlatılırdı. Cahiliye devrinden itibaren Arap şairleri şarapla ilgili düşüncelere şiirlerinde geniş şekilde yer vermişlerdir. Hamriyye ise, içkinin,  içki içenlerin ve içki dağıtanların övüldüğü şiirler olmaktadır.

Hamriyelerin dolayısı ile Sakinamelerin kökeni Arap edebiyatıdır. Geçmişi ise Arap Edebiyatının cahiliye dönemine uzanır. İslami dönemde önemi azalan hamriye yazıcılığı Emeviler ve Abbasîler zamanlarında yeniden önem kazanmış, İran edebiyatına da girmişti.  [1]Ancak İslami dönemde sakinameler gazel biçimindeydi ve sonradan şekillenecek olan sâkînâmelerin tüm özelliklerini taşımıyordu.  

İran edebiyatında tam teşekküllü ilk sakinameleri  Genceli Nizami T (öl. 1214) İskendername Şerefnâme İkbâlnâme  adlı eserinde bir takım beyitler ile yazmış oldu. Hüsrev-i Dehlevî'nin (öl. 1325) Salamanu Absâl mesnevisindeki sonlarındaki birtakım beyitler İran edebiyatının ilk sâkinâmeleri olarak kabul edilir. Sonraki dönemlerde hem İran Hem de Türk edebiyatında yaygınlaşmaya başladı.

Sakinamelerin Konusu ve Özellikleri

Sâkînâmeler aruz vezninin “feûlün feûlün feûlün feûl” veya “feûlün feûlün feûlün feûlün” kalıbıyla yazılmış[2], saki, mey, şarap, meclis, işret eğlenceleri, saki ile muhabbet konularını işleyen şiirlerdir. Sakinamelerin belirli konuları ve sözünü ettikleri belli kavramları vardır. Sakinameler mesnevi, terkibibend, terciibend ve kaside biçimlerinde de yazılabilir. Sâkînâmeler müstakil yazılan mesnevilerin veya divanların içinde bir bölüm veya beyitlere dağıtılmış şekilde de yer alabilir.   

Sâkînâmeler felekten ve yaşanılan devriden şikâyet ederek başlayan, içinde bulunulan mevsimin ve tabiatın tasviri ile devam eden; sâkîye seslenerek şarap istenen,  saki ile muhabbet ile devam eden, meclis ve işret adabından söz eden,  işret saki ve içki içme ile ilgili duyguları, hayalleri ve benzetmeleri anlatan şiirlerdir. Sakinamelerde,  doğal olarak saki, pir-i mugan ( meyhaneci), hammar ( rehinci), mugbece ( içki dağıtan çocuk saki ) , muganni ( şarkıcı), mutrip ( saz çalan) ,  meyhane,  mey, hum (şarap küpü), câm (kadeh), sürahî,), saz, şeb (gece), subh (sabah), şem' (mum), duhan (tütün), gubâr (afyon)dan söz eden şiirlerdir. (Divan Şiirinde Bezm Adabı ve Eğlence Anlayışı )

Sakinamelerde işretin yapıldığı mekânlar ve ortam ile bezm adabı da anlatılırmıştır. İşret meclisleri genellikle saray, konak, yalı kasr bahçeleri, meyhaneler, zengin kişilerinin konakları veya kırlar olabiliyordu. Sarayda yapılan işret âlemleri kış mevsiminde haremde düzenlenirdi.   “Havuzlar, şelaleler, nadide çiçek tarhları, buhurdanlar ve kandiller ile adeta bir cennet bahçesi olan “has bağçe”de, devrin ünlü musiki heyetleri, seçkin şair, edip ve sanatkârları buluşurdu. İşret meclisleri aynı zamanda sanatçıların padişaha hünerlerini gösterdikleri yarışma meydanıydı. Şairler karşılıklı en güzel şiirlerini söylerdi.” [3] Daha ziyade bahar aylarında çimenlik, kır, gül bahçesi gibi yerlerde tertip edildiği anlaşılan işret, sohbet, muhabbet meclislerinde sakı, çalgıcı,  çengi, gazelhan ve  Gömlek Pirahen Yakmak Nedir Divan Şiirinde Raks Edip Soyunmak  gibi işler yapan külhanbeyleri de bulunabilirdi.[4]

Sakinameler tasavvufi konuda olmayanlar ve tasavvufi konuda yazılanlar olarak iki gruba ayrılır. Tsavvufi konularda yazılan sakinamelerde konu tasavvufla ilgilidir. Tasavvufi olmayanlar ise eski devrin işret meclislerindeki unsurlar dile getirilir.

Rindane konulu sakinamelerde şarap ilâhî aşk, sarhoşluk vecd,  meyhane tekke, saki mürşid, pir-i mugan şeyh veya mürşid-i kâmil, meclistekiler ise rindler olarak düşünülür. Şarap, saki, meclis teşbihleri ile ölüm, öğüt, ilahi aşk, hikmet ve diğer tasavvufi düşünceler dile getirilir.

Türk Edebiyatında Sakinameler

Türk edebiyatında ilk sâkînâme Ali Şir Nevai   'nin (öl. 1501) Fevâidü'lKiber adlı divânı içinde yer alan 457 beyitlik sâkînâmesi olmaktadır.[5] Anadolu sahasında ise Revanî'nin (öl. 1524) 557 beyitlik mesnevî biçimindeki îşretnâme'sidir.  Sâkînâme yazan Türk şairleri ve eserleri şunlardır.

Mesnevî nazım biçimi ile sâkînâme yazan şâirler:

Fuzûlî (öl. 1556; Heft Câm  327 beyit Farsça ) Taşlıcalı Yahyâ (öl. 1582; 48 beyit), Cinanî (öl. 1595; Cilâu’l-Kulûb adlı eseri), Es'ad (öl. 1624; tasavvufî sakiname ), Azmizâde Haletî (öl. 1630; 476 beyit), Riyazî (öl. 1644; 1024 beyit), Sabuhî Dede (öl. 1647; 109 beyit), Bahaî (öl. 1654; 84 beyit), Tayyibî (öl. 1680; farsça 66 beyit, Nâzikî (öl. 1688), Cem'î (90 beyit), Rüşdî (öl. 1703; 263 beyit), Benlizâde İzzet (öl. 1809; 3000 beyit), Hüznî (öl. 1891), Süleyman Celâleddin Molla (öl. 1891; her biri 12 beyitlik 12 bezm).

 Nevizade Atai - (öl. 1635) 1583 beyitlik sakinimesin Türk edebiyatının en beğenilen örneği kabul edilir. Atai’nin bu eserinin sadece İstanbul’da kırktan fazla nüshası bulunmuştur.[6]

 

Terkîb-i bend nazım biçimiyle sâkînâme yazan şâirler: Âlî (öl. 1599), Nef'î, (öl. 1635; 5 bend), Kelîm (öl. 1699; 7 bend), Nurî (öl. 1815; 15 bend), Hamî (öl. 1842; 5 bend), Bayburtlu Zihnî (öl. 1860; 12 bend), Ziver Paşa (öl. 1860; 12 bend), Turabî (öl. 1868), Memduh Paşa (öl. 1925; 5 bend). Tercî-i bend nazım biçimiyle sâkînâme yazan şâirler: Fuzûlî (5 bend), îşretî (öl. 1566; 5 bend) Belîğ (öl. 1729; 13 bend), Neş'et (öl. 1808), ŞeyhGalib (öl. 1799), Daniş (öl. 1829; 4 bend), Hemdem Çelebi (öl. 1859; 7 bend), Kâzım Paşa (öl. 1890). Kasîde nazım biçimiyle sâkînâme yazan şâirler: Fehîm-i Kadîm (öl. 1648; 65 be[1]yit), Keçecizade İzzet Molla (öl. 1829; 54 beyit) Namık Kemal (öl. 1888; 48 beyit)[7]

 

KAYNAKÇA 

[1] Tunca Kortantamer, “Sâkînâmelerin Ortaya Çıkışı ve Gelişimine Genel Bir Bakış”, TDEAD, sy. 2 (1983), s. 81-90.

[2] RIDVAN CANIM, https://islamansiklopedisi.org.tr/sakiname

[3] Prof. Halil İnalcık Osmanlı sarayı nasıl eğlenirdi? 03.03.2011, Yeni Aktüel

[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/divan-siirinde-bezm-adabi-ve-eglence-anlayisi/103141

[5] Ş. Kuzucular, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/ali-sir-nevai-hayati-edebi-kisiligi-eserleri/76788

[6]Ş. Kuzucular,   https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/nevizade-atai-nev-izade-atayi-hayati-eserleri/74335

[7] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Sakiname maddesi, s.401

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da