Taramun Hatâ ve Toprağı Altın Yapan Tayernak Kıssası

30.11.2023
Taramun Hatâ ve Toprağı Altın Yapan Tayernak Kıssası

Taramun Hatâ


Taramun Hıta veya Tayernak kıssası olarak adlandırabileceğimiz bu kıssa divan edebiyatında bir hayli bilinen ve sık sık telmihi yapılan kıssalar arasındadır.

Taramun , sözcüğü Malezya dilinde “Kur'an'ın okunuşunu güzelleştiren bilgi ,yöntem veya şarkı “anlamına gelmektedir. Hatâ, ise, Hoten, Hıta, ve Hıtay olarak da yazılıp telaffuz edilebilen günümüzde Doğu Türkistan olarak bildiğimiz, misk ahularının olduğu, misk kokularının üretildiği, eski edebiyatta Türkî Perizatlar olarak bilinen Çiği ve Yağma güzellerinin olduğu,  Uygur Türklerinin ana yurdu olmaktadır. ( bkz Hıta Hoten Hata Yurdu Ahular Çiğil ve Yağma GüzellerİTürkî Perizâtlar Ülkesi Çiğil Yağma Hıtay ( Hatay ) Güzelleri - Nâfe Nedir Nâfe-i Tatar Misk Amber Hıta Hoten Çiğil Yağma -)

A.Talat Onay, eski devre ait kaynaklardan istifade ederek hazırladığı Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar adlı eserinde bu hikâyenin iki versiyonunu bizlere nakl etmiştir.

“Sahtekâr bir simyacı bir miktar altını toz haline getirmiş ve birtakım ilaçlarla ve tozlarla karıştırdığı bu karışımı tarâmun-ı hata adıyla birkaç attâra satmış. Sonra şehrin hükümdarına müracaat ederek topraktan altın yapacağını, isterse gözü önünde tecrübe edeceğini söylemiş. Hükümdar da kabul etmiş. Bu sahtekâr bir kâğıda tarâmûn-ı hatâ adını ve sattığı atarların ismini yazmış ve o attarlardan tarâmûn-ı hatâ adlı ilacın alınıp getirilmesini istemiş. Nihayetinde önceden altın tozlarını karıştırdığı birkaç atara sattığı tarâmûn-ı hatâ karışımı atarlardan satın alınarak getirilmiş. O sahtekâr da padişahın gözü önünde o karışımı toprak ile karıştırıp, kaynatıp bir takım işlemler yaparak toz haline getirdiği altınları meydana çıkarıp padişaha göstermiş.

Başka tarâmûn-ı hatâ kalmadığı için başka altın üretilemeyeceği gerçeği ortaya çıkınca sahtekâr simyacı, tarâmûn-ı hatâ adındaki eczanın Hıtâ- Hoten yurdunda bol bol bulunduğunu ama yerini sadece kendinin bildiğini ve o eczayı sadece kendisinin tanıdığını söyler. Eğer masrafları karşılanırsa onlarca deve vb ile gidip getirebileceğini vaat eder. Bunun üzerine padişah sahtekâr simyacıya on binlerce altın vererek Hıta yurduna yollar

Bu olay duyulunca bir derviş ortaya çıkarak ahmaklar defterinin en başına padışahın ismini yazdığını ilan eder. Padışah dervişi huzuruna çağırıp ahmaklar defterinin en başuna niye adını yazdığını sorar. Derviş “kim olduğu bilinmeyen o simyacı o kadar altını aldıktan sonra geri dönerse, ahmaklar defterinden senin adını silip en başına o simyacının adını yazacağını söyler. [1]

Tayernak Hikâyesi

Hikâyenin diğer versiyonu Genceli Nizami’nin İSKENDERNAME  ’sinde Tayernak Hikâyesi adı ile yer almaktadır. Tayernak Hikâyesinin ana hatları ile Taramun Hıta kıssasının ana hatları ile aynıdır. Ancak Nizami’nin İskender name’sindeki altın tozunun adı Tayernak, o eczanın olduğu iddia edilen yer ise Hıta yurdu değil Horasan’dır. Tayernak hikâyesindeki padişah da Bağdat sultanı olur. Sahtekâr siyacıya verilen altının adedi on bin tanedir.

Padişahın sahtekâr bir simyacıya ahmakça aldanması kıssası divan şairlerinin sevdiği mazmunlardan biridir. Rişte-i hayal kıssası da bu kıssanın bir benzeri olmaktadır. ( bkz Rişte-i Hayal ve Kral Çıplak Masalının Divan Edebiyatı Versiyonu Şâirler telmih sanatı yolu ile bu kıssaya sık sık atıf yapmışlardır.

Beliğ ümmid-i ihsân ile mağbun olmasın ol kim

Kibârun kimyâ-yı lütfu ahbaba taramundur.      Beliğ

Ey Beliğ, altın imal edip onlara da vermeni ümid eden dostların üzülmesin. Kibar birinin lütfu dostları için topraktan altın çıkaran simya ilmi gibidir

  • İksįr-i maānį ile ben cābir-i aşkām
  • Śatmaz suħānum lāf ile dārūy-ı Tarāmūn [2] HOCA NEŞ’ET

  • Tarâmun'dur buna cüz'-i aʻzam.
  • Kîmya olmaz o olmazsa etem   Nabi

  • Hikmet bu alemin işin altın edenleri
  • Eczâ- füruş –ı habb-ı taram’un değil midir? Süleyman Arif [3]

  • Altmışta baba olmak hevesiyle kız alan
  • Zer-i mahbûba bedel elde edermiş Taramûn   Bezlî [4]

KAYNAKÇA

  • [1] A.T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 469
  • [2] Emre Arvas ,HOCA NEŞ’ET DİVÂNI’NDA MAHALLÎ UNSURLAR, DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI, YÜKSEK LİSANS TEZİ, Aralık, 2018,s.99
  • [3] A.T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 469
  • [4] A.T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 469


Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar