Nâfe Nedir Nâfe-i Tatar Misk Amber Hıta Hoten Çiğil Yağma

09.05.2020

 

Misk-i Ahu 

Nâfe Nedir- Nâfe-i Tatar

 

 Osmanlıca yazılışı: Nâfe nafe :  نافه

 Nâfe, Farsça kökenli bir isimdir. Osmanlıca ve dilimize de Farsçadan girmiştir.

 Sözlüklerdeki anlamı: Derisi kürk yapımında kullanılan hayvanların postlarının karnı altındaki deri kısmıdır. [1] Ceylanın göbeğinden çıkan misk, içi misk denilen güzel koku ile dolu kese[2] şekillerindedir.

En anlaşılır şekliyle nâfe, Hoten, Hıta denilen Çiğil ve Yağma Türklerinin yaşadığı bölgelerde yaşayan ahuların göbeklerindeki salgı keseleridir.  Misk kokusu denilen bu koku Hoten ahularının sözü edilen ve nâfe diye adlandırılan salgı bezlerinde oluşan bir kokudur. Nafe,  erkek misk geyiğinin karın derisinin altındaki salgı bezinde oluşur. Nâfe,  misk ahularının göbeğinde biriken donmuş pıhtı halindeki bir kese veya birikintisiydi.

Erkek ahunun er bezi kesesinde biriken bu güzel koku parfüm sanayisinin de ham maddesidir. Erkek geyiklerin bu keselerinin düşürtülmesi veya bu keselerinin alınması ile elde edilen bu kokular günümüze kadar en değerli koku olmuş, eski devirlerin en önemli ticari metalarından birisi kabul edilmiştir. 

Misk kokusu çıkartılan nâfelerin  an yurdu Hıta yurdudur. Hıta, Çin'in kuzeyi ile Doğu Türkistan topraklarına ve bu bölgede bulunan meşhur bir şehre verilen addır.  Bölge olarak Hıta, bugünkü Moğolistan ve Mançurya ile Sibirya topraklarının bir bölümünü oluşturan bir bölgedir.[3] Bu nedenle nâfe ile Türkistan kelimesi veya Tatar kelimesi birlikte kullanılır. Nâfe-i Tatar gibi

O ‘anber-bâr zülfe nâfe-i Tâtâr yol bulmış
O gül-ruhdan tarâvet kesbine gülzâr yol bulmış   MUVAKKİT-ZÂDE MUHAMMED PERTEV[4]

 Hıta veya Hoten  ise ahuları, Çiğil ve Yağma güzelleri ile meşhur bir memleket olarak anılmış; Ferhar Güzeller Mabedi ve Hoten ahuları ile divan edebiyatının büyüleyici güzelliklere sahip efsanevi bir şehri veya  bölgesi olarak bilinmiştir.( bkz Halluh ( Ferhar : Güzeller Mabedi ) Hoten ve Nevşâd Şehirleri ) [5]

Karluk, Kalaç ve Uygur Türklerinin yurdu olan Hotan veya Hıta yurdu olarak anılan bu bölgede misk ahuları özel olarak yetiştirilmiş, çağlar boyunca misk kokusunun ana vatanı da işte bu bölge olmuştur. Hotan, Türkistan'ın cenubunda, Kunduz ve Belh bölgelerini içine alan, Sogd, Demir Kapının güneyinde, Tohâristân ‘ın "küçük ordu"su  Belh 'in güneyinde bulunan  bir yerdir.[6]  Misk kokularına ahu-yı misk, ahu-yu müşgin denmesinin de nedeni budur.. (  bkz Ahu 'yı Hoten- Ahu'yı Misk- Ahu'yı Müşgin Nedir.)

Hoten’de sürüler halinde yaşayan misk âhuları (  âhû-yı misk) yılda bir defa göbeğinde biriken donmuş pıhtı halindeki  nâfe denilen bu birikintiyi düşürür, bunlardan çıkarılan misk kokuları dünyanın her yerine en değerli ticari metalardan birisi olarak gönderilirmiş. [7]Nafelerinin düşürülmesi için de ahuların geçeceği yerlere ahuların göbeğine sürtecek şekillerde engeller konur,  bu engellere sürten ahuların göbeklerindeki nâfeler düşürülür ve toplanırmış.  Ahuların göbeklerindeki nâfe denilen keselerin alınmasının diğer bir yolu de ahuların yakalanarak bu keselerinin elle alınması şeklinde oluyormuş.

Nafeler siyah renkli kesecikler şeklindedir ve misk kokuları bu siyah renkli keselerin içindeki salgılar şeklindedir.  Ahuların vücutlarından oluşan bu salgılar, misk kokusunun özünü oluşturur. [8] Misk kokusu sadece Hoten ahularından çıkarılabilen bir salgı olduğundan ve diğer yerlerdeki ahularda bu koku temin edilememiştir.

DİVAN ŞİİRİNDE NÂFE

Nâfe, divan edebiyatında yukarıda anlatılan tüm özelikleri kullanılan bir öğedir. Nâfe kelimesi  doğal olarak  Hoten, Hıta, misk, miski amber, ahu-yu misk, misk-i , ahu, amber,  misk-i Hoten, ahu-yu Hoten, nâfe-i Tatar, Çiğil ve Yağma güzelleri, Türk-i perizat, Ferhar Güzeller mabedi,  sevgilinin saçı , sevgilinin kokusu vb ile birlikte anılır. Hatta Çin’e yakın olması nedeni ile Çin ve Mogol sözcüğü de nâfe, ve misk kelimeleri ile tenasüplü kullanılabilir.

Misk kokusu sevgilinin kokusudur. Hatta sevgilinin kokusu misk-i amberden daha da güzel kokar. Tatar kelimesi de sık sık nâfe kelimesi ile birlikte kullanılır. Nâfe-i tatar genellikle sevgilinin sçlarının kokusu ile mukayese edilen bir koku olmaktadır.

Zîr-i çeşmüñde o hâl-i siyeh ey gonce-dehen
Gülşen-i Çîn’e düşen nâfe-i âhû-yı Hoten         Edirneli Kâmî [9]


Dişleri dürr-i Aden müşg-i Hotendür kohusı (658/1)
Yâsemîndür teni vü tâze-semendür kohusı            Ahmedi

Zülfüñ içün nâfe-i Çîn dimişem
Çeşm-i âhûña Mogol-Çîn dimişem Dede Ömer Ruşeni  [10]

Feyz-i tıynet başkadır şuh-ı suret başkadır.
Her gazalı sanma ki deşt- i Hoten ahusudur.     ( Koca Rağıp Paşa)[11]


Ciğer kanıyla geyik Huteııde nafe duzduğu
Bad-ı saba kokusun zulfı picinden iledir     Kadı Burhaneddîn

Sacı şol nafe-i Tatar’dır kim
Dü alemden anıtı bir tarı yeğdir.   Ahmed Paşa

Būy·ı zülfüñ gibi ʿanber-bār ü miskīn olmaya
Ḫadd ü ḳaddüñ gibi raʿnā serv ü nesrīn olmaya   MİHRİ HATUN

Hatt-ı miskînüñ lebüñde anber-i sârâ satar
Ruhlaruñ mihr ü mahabbet benlerüñ sevdâ satar
Hayali Bey 

 

KAYNAKÇA 

 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar