Tiryak ve Tiryâki Nedir

19.03.2025

Tiryak Nedir

Osmanlıca yazılışı: tiryāk:  تریاک 

 Tiryak sözcüğü eski Yunanca” thēriakē “ sözcüğünden Arapça, Farsça ve Türkçeye girdiği bilinmektedir.  Bu sözcük Eski Yunanca “thḗrion “,  “ zehirli yılan” sözcüğünden türetilmiştir.[1]

Tiryāk ترياك  sözcüğü dilimize Farsçadan “ panzehir, afyon macunu “ anlamı ile girmiştir. Söylencelere göre Pontus Kralı Mithridates, yılan zehrini ve sokmasını iyileştiren bir macun bulmuş[2] [3] ve bu panzehire ise tiryak adını vermiştir. Bu nedenle tiryak panzehir anlamı da taşımaktadır.  Yılan ve akrep sokmasına iyi gelen macuna tiryak dendiği gibi “ sancıyı ve öksürüğü kesen afyonlu macuna”[4] da tiryak denmektedir.   Tiryak kelimesi “ Bitkisel, hayvansal ve madensel maddelerin karışımından yapılan macun veya  panzehir” anlamındadır.  Eski devrilerde fârûk kelimesi de özel bir tiryak  ( panzehir)  adı olarak kullanılmıştır. A.T. Onay “bu tiryakın Mısır’da Kalavon hastanesinde yılanın yağlarından ve zehirlerinden yapıldığını, bu tiryakın özellikle Avrupa’da çok makbul tutulduğunu “ belirtir. [5]

Esrar, afyon, berş macunu şurubu , tütün veya nargile müptelası anlamlarına gelen  tiryākī ترياكى sözcüğü de tiryak sözcüğünden türetilmiştir.

Tiryak sözcüğünün dilimize Kutadgu Bilig, ile girmiş olduğu söylenebilinir. “kerek ḳat şalīs̠a kerek tiryāk it [ister şelise kat, ister tiryak hazırla” Kutadgu Bilig, 1069

Divan Edebiyatında Tiryak ve Tiryaki

Tiryak ve tiryaki sözcüğü eski edebiyatımızda esrar ve afyon müptelalarını ifade edecek şekilde daha çok kullanılmıştır.( BKZ Afyon İçmek Şiirlerde Efyun Haşhaş Mazmunu- Cür'adan Nedir Esrar ve Afyon Kesesi )  Esrar ve afyon müptelalarına tiyaki yerine  hayran ve  berraş da denmiştir.  Tiryaki sözcüğü şiirlerde şarab, esrar, beng, bade,  cura, curadan, hayran, okka, hokka, kutu, enfiye, habb , huşber, kabak,  habb- ı müzehhep,  gam, gıda,  gubar gibi unsurlar ile birlikte kullanılmıştır.[6] ( BKZ :  KABAK ÇEKMEK ) BENG -ESRAR- İÇMEK   Fuzuli Beng ü Bade Hakkında ve Özeti-  ) 

Zehri tiryak eyleyip tiryakı zehr eylerdi Hakk   Yenişehirli Avni Bey

 

Velî tiryâk ile bir idi ol leb

Hemân bîhûş olurdu mâr u akreb    Zâti

 

Kahr-ı zamanın zehrini def itmez ey Bâkî devâ

İlla şarâb-ı dil küşâ tiryâk –ı ekber kandidir.   Baki

Zamane derdini ey Baki bu deva def edemez. Gönlünü şenlendirecek en büyük tiryâk şarabın kendisidir.

 

Edeli zevk ü tahayyür gam – tiryâk bana
Oldu vasûh  tegi mâye-i idrâk bana    Naili  Şiirleri

 

Miskîn Yûnus zehr-i kâtil ‘ışk elinden tiryâk olur

İlm ü ‘amel zühd ü tâ'at pes ‘ışksuz helâl olmaya   Yunus Emre

 

O fârûki – nihadın hatırı tiryak-i  fârûka

Eder ser kufte dest-i kusurda mâr-ı tâban     Seyyid Vehb

 

Bir derde düşme yoksa müdâvât-ı rüzgâr

Tiryâk-ı ekber olsa dahi engereklidir.       Sünbüzade Vehbi

 

 KAYNAKÇA


[1] https://www.nisanyansozluk.com/kelime/tiryak

[2] A.TALAT Onay , Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB 1996, s. 479

[3] https://www.etimolojiturkce.com/kelime/tiryaki

[4] A.TALAT Onay , Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB 1996, s. 479

[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/faruki-nedir-eski-devirde-panzehir-ve-tiryak/100546

[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/afyon-icmek-siirlerde-efyun-hashas-mazmunu/84912

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da