18.07.2017
ANEKTOD
Sözlük anlamı ile anekdod, kısa hikâye, hikâyecik ; “bütünlüğ olan bir olayın küçük parçası, öykümsü kısa anlatı” anlamlarına gelir. Anektod edebiyatta terim anlamı ile “kısa, özlü bir anlatımı olan, ince anlamlı, güldürücü öykücük “ [1]olarak tarif edilir. Fiiliyatta ise daha ziyade meşhur kimselere dair, hikâyecik şeklindeki anılarına değinmektir. Edebiyatımızda anekdot daha ziyade şairler, yazarlar, tanınmış kişilerin kısa hikaye, fıkra, menkıbe, kıssa niteliğindeki anı örnekleri olarak anlaşılmıştır.
Doğru yazımı anekdot şeklindedir.
Anekdota”, Antik Yunan dilinde “yayınlanmamış şeyler” anlamına gelmektedir. Bu sözcük Fransızcaya “ anecdote “şeklinde girmiş dilimize de Fransızcadan geçmiştir. Sözlük anlamı, özlü anlatımı olan güldürücü öykü, fıkra, kısa anlatı, kısa öykü, anı niteliği taşıyan küçük olay şeklindedir.
Bu sözcüğün günümüzdeki anlamını kazanması Bizanslı yazar Prokopius’un “Anekdota” adlı eseri sayesinde olmuştur. Prokopius, İmparatoru Justinyen ve onun eşi İmparatoriçe Teodora hakkında duyduğu dedikoduları bu eserinde toplamış, “ bu dedikodulara, efendisi İmparatora karşı duyduğu nefreti de ekleyerek, kendince “gizli bir tarih” yazmıştı.” [2]
Prokopius’un eserine bu adı vermesi, kitabın anı, dedikodu söylenceler gibi kısa öykücüklerden oluşması, anektod kelimesinin daha çok gerçek hayattan alınmış, gerçekte yaşanmış kısa öyküler ve anılar anlamında kullanılır hale gelmesine yol açmıştır.
Anektod , “edebî eserde başlı başına ayrı bir bütünlük gösteren bir olay veya parçası” “ tanınmış kişilerin özel hayatlarında yaşadıkları etkileyici bir anı “anlamına gelecek şekillerde de kullanılmıştır. Anektodlar genellikle eğitici amaçlı anlatılan, tarihte yaşamış önemli kişilerin ilginç olaylarından söz eden, bu tarihsel kişi ve olaylar hakkında fikir vermeyi amaçlayan kısa, nükteli ve örnek öyküler olarak kabul görmüştür.
Eski edebiyattaki karşılığı menkıbedir. Menkıbelerin bir kısmı olağanüstü inanışlara dayansa bile kısa öykü özelliği ile anektod la eş anlamlı olarak değerlendirebilmek mümkündür.
ANEKTOD ÖRNEKLERİ
Bülbül
M. Akif yapmacıklı jest ve mimiklerle şiir okuyanlarda hoşlanmazdı. Bir gün böyle biri, Taceddin Dergâhında Akif’in bülbül şiirini okur. Bu okuyuşa canı sıkılan Akif, şöyle söylenir:
– Bu bülbül bizim Bülbül’e benziyordu ama, adam ne kanadını bıraktı, ne de kuyruğunu!..
Bir Artı Bir Eşittir Bir
Betrand Russell “Bana 1+1=1 olduğunu gösterin, size istediğiniz her şeyi ispat edeyim” dermiş. Bir gün, uyanığın teki üstada yanaşıp “Kabul edelim ki, 1+1=1. Bize Papa olduğunu ispat edebilir misin?” diye sorMUŞ. Bir anlık duraksamadan sonra B. Russell, şu ispatı yapar: “Dünyada bir tane Papa var. Ben de birim. Demek ki, Papa ve Ben biriz.”
AKŞAM YEMEĞİ
Yahya Kemâl, dostlarından birine:
– Bu akşam yemeği benimle yer misin? Diye sorunca, arkadaşı:
– Hay hay! Der. Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
Yahya Kemal gülümseyerek karşılık verir:
– İyi öyleyse, bu akşam size geliyorum.
HAKSIZ İDAM
Sokrates ölüme mahkûm edilmiş ve idama götürülürken, eşi:
– Haksız yere idam edileceksin diyerek ağlamaya başlar.
Sokrates:
– Ne yani, demiş. Bir suç işleseydim ve haklı yere idam edilseydim daha mı iyiydi.
Ne Diye Bindin
Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken yanına biri yaklaşıp:
– Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik.
Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
– Ne diye vapura bindin ki, demiş. Yüzerek geçsene karşıya.
KAYNAKÇA
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın
Ahmet Zeytinci
7 years ago
Erhan Tığlı
7 years ago