ANIŞTIRMA NEDİR TELMİH VE ÖRNEKLERİ
İngilizce anlamı: allusion
Almanca anspielung
Osmanlıca karşılığı: telmih sanatı
Anıştırmak sözcüğü eski dilde – Osmanlıca- söz sanatlarından birisi olan telmih sanatı yerine TDK tarafından üretilmiş olan ancak güncel edebiyatımızda çok da rağbet görmeyen bir terim olarak önerilmiştir.
Anıştırma sözlüklerde “Bir olayı hatıra getirecek bir sözü, bilerek söyleme”, “Sözün gelişine göre ünlü bir olayı”, sözü, kıssayı, vecizeyi ansıtma, düşündürme sanatı olarak tarif edilir.
Anıştırma veya telmih şiir ve düz yazıda da kullanılabilir. Düz yazıda yazın sanatında metinlerarası ilişkiyi belirtmek için kullanılan bir terimdir. "gizli alıntı" ya da "yarım alıntı"dır. alıntının dolaylı bir biçimidir. en basit anlamıyla, bir metinde geçen ifade ya da cümleyi (bazen tek kelimeden de oluşabilir) başka bir metinde üstü kapalı bir şekilde kullanmaktır.
Anıştırma, telmih veya hatırlatma sanatı yazıda veya şiirde çok kişi tarafından bilinen bir olayı, bir sözü, vecizeyi, atasözünü kullanma sözün gelişinden çok bilinen bir olayı işaret etme üstü kapalı biçimde anlatma, sezdirme ve hatırlatma sanatıdır. Bu nedenle anıştırma yaparken telmihi yapılan olayın sözün, kıssanın vb herkes tarafından bilinmesi özel önem arz eder. Okuyan kişi telmihi yapılan konuyu bilmiyorsa anıştırma başarısız olmuş, amacına ulaşmamış olur.
Germ olup bu mürg-i dil kıldukça cânân ile bahs
Gûyiyâ hüdhüd durur k’eyler Süleymân ile bahs ( Revani ( 16 Yy)
Devlete Belkıs maksudu getirir lahazada
Kuvve-i kudsiye olsun aşikar – rüzgar Akif Paşa
Nabi, Revani ve Akif Paşa bu beyitlerde hüdhüd, saba, mehlika ( Revani’nin beytinde mürg- dil, Hz Süleyman ) sözcükleri ile eski edebiyatta herkesin bildiği Hz Süleyman’ın Saba Melikesi (Belkıs Kimdir Saba Melikesi Efsanesi ) ile Hüdhüd ıkuşu ve sabah yeli vasıtası ile haberleşmesi hikâyesini hatırlatmışlardır. ( BKZ Hüdhüd Nedir İbibik ve Hz Süleyman’ın Ulağı)
Can u dil Ferhat 'mı şadân kıldın ey sabâ
Yohsa uğrayu mı geldin kasr-ı Şirin üstine Mesihi
Diyesin ey sabâ Ferhat u Kays 'a
Felek bir tâzeMecnun itdü peyda Kanuni Muhibbi
Bir gonca benefşe koparıp tacına sokmuş
Dağlarda külüng attığı dem Ferhad Baki'
Asaf 'ın mikdârını bilmez Süleyman olmayan
Bilmez insan kadrini âlemde insan olmayan Ziya Paşa’
Cism-i ‘uşşāķ[a] yine Rüstem-i pür-zūr gibi
Tìġ-ı ç Gamgam eküben iki biçer ġamzelerüñ (Vesìm: Dìvān: G. 152/4)
Benem ol Kahramān-ı pür-hüner kim
Elimde ĥāmedür şemşìr-i ġamġam (Ŝabrì: Dìvān: K. 14/24)
Vesim ve Sabri’nin beyitlerinde geçen Rüstem, meşhur destan kahramanı Rüstem’-i Zal’dır. Gamgam ise Hint ve İran destanlarında karşımıza çıkan Zaloğlu Rüstem gibi güçlü kuvvetli bir destan kahramanı olan Kahraman-ı Katil’in kılıcıdır. ( BKZ Gamgam Tıg-ı ve Şemşir-i Gamgam Rüstem-i Gamgam Nedir )
Bir abdi Habeş dehre olur bahş ile sultan
Dahhak ‘nın eder mülkünü Gave perişan Ziya Paşa
Vefası yok demişler âlemin Cemşid ’ü Dahhak ’e
Görenler suret-i nik ü bedi ayine-i Cem ’de Osman Nevres
Ey name sen ol mahlikadan mı gelürsün
Ey Hüdhüd -i ümmid sabadan mı gelürsün Nabi