Battal Gazi Destanı Hakkında Özeti ve Rivayetleri

16.06.2011

 

BATTALNAME VARYANTLARI VE RİVAYETLERİ

Battal Gazi ve destanı da bu bağlamda yani Anadolu‘nun Türkleştirilmesi ve  Müslümanlaştırılması döneminde Bizanslılarla yapılan mücadelelerin ortaya çıkardığı kahraman ve bu kahramanın yiğitliğini anlatan hikâyesidir.

“Battal” kelimesi Arapçadır ve  "Vazgeçti, Caydı" anlamına gelir.  Battal Gazi’nin asıl adı Abdullah’dır. Ama bir savaşta yendiği bir düşmanının Müslümanlığı kabul etmesi üzerine kendisine bu lakap verilmiştir. Edebiyatımızda yazıya geçmiş olan biri mensur, öbürü manzum iki büyük Battal Gazi hikâyesi vardır. Bununla beraber halk edebiyatında ve Alevî-Bektaşî şairler arasında anlatılan birçok rivayetleri de bulunmaktadır.

Battal gazi Destanına ait yazma nüshalar manzum ve mensur olarak iki türlüdür. Battalname: Mensur Battalname, Zelhimme adındaki Arapça eserden çevrilmiş veya Zelhimme benzeri başka bir eserden çevrilmiş olduğu düşünülen XII. yüzyıl başlarında Malatya bölgesinde, Dânişmentliler çevresinde ortaya çıkmış bir yazma eserdir. Tarihi olaylar ile menkıbe ve masal unsurlarının birbirine karıştırılarak yazıldığı bir tarih kitabı şeklindedir. Battalname’nin  bilinen en eski nüshası  840 (1436) tarihini taşımaktadır (Arkeoloji Ktp., nr. 1455).

Battal Gazi: Bakaî (Darendeli) adında bir şair tarafından XVIII. yüzyılın ikinci yarısında manzum olarak yazılmıştır. Battalname nin kısaltılarak nazma çekilmiş şeklidir.  Bu eser, 7.000 beyte yakındır. Bakai (ö. 1785) tarafından 1183'te (1769) manzum olarak da yazılmıştır.

Battalname’ye kaynaklık eden Zelhimme adlı eser, Malatya dolaylarında yaşayan Beni kilab kabilesi öykücüleri tarafından oluşturulmuştur. Battal Gazi, Zelhimme adlı eserde ikince dereceden bir kahraman olarak geçmektedir.  Destanın ana kahramanı ise Zelhimme adlı bir kadındır. [1]

Boratav, “ O’nun asıl adı Abdullah, Ebu Hüseyin, Ebu Yahya veya Ebu Muhammed olan  Emevilerin VIII. yüzyılda Bizans (Rum)’a karşı açtıkları seferde ün almış Arap kumandanı; Arap ve Türk destanî halk romanlarının kahramanı, Türkler arasında Battal Gazi, Seyid Battal ve Seyid Battal Gazi isimleri ile maruftur” şeklinde tarif etmektedir. [2]

Boratav, Battal Gazi’yi bir Arap kahramanı olarak kabul ederken [3]Tahir Alangu, [4]Doç. Dr. Hasan KÖKSAL gibi araştırmacılar ise Battal Gazi’nin Türk asıllı olduğu kanaatindedir. İbn Asakir ’e göre Emevilerin azatlı kölesi olup Arap asıllı değildir. [5] O devirlerde milliyetin pek mühim olmadığı, ümmet fikrinin ağır bastığı göz önünde bulundurulursa Battal Gazi’nin milliyetinin ne olduğuna pek dikkat edilmemiştir. Battal Gazi’nin Türk asıllı olup olmadığı çok mühim değilse de bir Türk Destanı haline gelmiş olması oldukça mühimdir. 

8.yy dan 10 yy kadar cereyan eden İslam ve Bizans çatışmaları Türklerde Battal Gazi, Araplar da Zat’ül Himme,  Bizanslılarda ise Digenes Akritas destanlarını doğurmuştur. [6]Battalnamedeki olaylara baktığımız zaman, destanın hem 8. Yy hem de 715- hem de 9. Yy, 865 yılında meydana gelen tarihi olaylarla ilgili konulara değindiği görülmektedir. O halde destan kahramanı ve olaylar tarihi olaylarla birebir örtüşmemektedir. [7]

Battal Gazi üzerinde yerli ve yabancı bilim adamları pek çok çalışma yapmış, bunlardan en önemlisini de Herman Ethe, “ Die Fahrten Des Sajjid Bathal”  (Seyyid Battal Romanı) (Leibzig 1871) adındaki eseri ile yapmıştır. Battal Gazi üzerinde yazılan makalelerin pek çoğuna da bu çalışma kaynaklık etmektedir. Dr. Hasan Köksal’ın,  “Battalnamelerde Tip ve Motif Yapısı (Ankara 1984) adlı çalışması ise, Battalnâmeler üzerinde ülkemizdeki araştırmaların en önemlisidir.

Bu çalışmaların ortaya çıkardığı en önemli sonuçlardan birisi de Battal Gazi’nin büyük olasılıkla tarihte yaşamış bir kişi olduğunu ortaya koyuyor olmasıdır. Bu çalışmalara göre “Battal Gazi’nin doğum yeri olarak, Antakya ve Dimeşk (Şam) adları geçmektedir. Bazı Arap kaynaklarında Battal’ın ölüm tarihi olarak 122 (740) ve 123 (741) rakamları verilmektedir. Hayatı boyunca ArapRum çatışmalarına katılmış olan Battal, anılan tarihler sırasında Afyonkarahisar’a yakın Akroinon’da şehit olmuştur.” [8]

Battal Gazi’nin İbn Asakir ’in   Battal Gazi’nin Emevilerin azatlı kölesi olup Arap asıllı olmadığını söylemesi Battal Gazi’niin Türk asıllı bir cengâver olabileceğini şüphesini destekler mahiyettedir. 

Buna göre Battal Gazi, Emevileri deviren Eba Müslim Horasani gibi Türk asıllı bir Müslüman olabilir. Nitekim Harun Reşit zamanında Türklerden oluşan Hassa birliklerinin Antakya üzerinden Çukurova’ya yerleştirildikleri, Anavarza kalesinden Tarsus ‘a kadar olan bölgeye Türk askerlerinin yerleştirilmiş olması, Bizans ile oluşan bu tampon bölgeler Me’mun ve Mutasım zamanlarında da Türklerin yerleştirilmesinin devam etmiş olması Battal Gazi’nin Türk asıllı olabileceğini muhtemel kılan ayrıntılar olmaktadır.

Tüm bunlara rağmen Battal Gazinin Türk ve Arap asıllı olmasından çok daha önemli olan asıl önemli yönü, Battal Gazi Destan’ının Anadolu’nun Türkleşmesi ve Müslümanlaşması öyküsünü anlatan Milli Bir Türk Destanı haline gelmiş olmasıdır.


Battal Gazi Destanı ve Battal Gazi’nin Kimliği ile ilgili Rivayetler

Battal Gazi’nin dünyaya geleceği, Hz. Muhammed'e ölümünden önce Cebrail tarafından haber verilmiştir. Bu yüzden peygamberin bir adamı mağarada saklanarak 200 yıl bekler. Peygamberin sözünü yerine getirir ve Seyit Gazi'nin atı Aşkar, Divzade'yi kendisine verir. [9]Battal Gazi veya Seyyid Battal Gazi, 8. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen ve hakkında çeşitli inanışlar bırakmış bir liderdir. Farklı kaynaklarda etnik kökeni, Arap olarak belirtilmiştir. Battal Gazi, Malatya'da doğmuştur. Doğduğu ve yaşadığı evin yeri halen mevcuttur. Yıkıntı halinde korunmaktadır. Uzun yıllar halka yemek dağıtılan hayrat yeri olarak kullanılmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde bahsedilmektedir.

Battal Gazi Destanı'nda ve halk hikâyelerinde, Emeviler zamanında Arap ordusuyla birlikte İstanbul'u kuşattığı anlatılmaktadır. Kuşatma hem denizden hem karadan yapılmış, fakat başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Destanda Battal'ın düşmanı, Arap komutanına oyun oynayıp kuşatma başladığında İstanbul'a geçerek imparatorluğunu ilan eden İmparator Leon'dur. Arap tarihinde II. İstanbul kuşatmasının tarihi 717-718 olarak belirtilmektedir. Bizans tarihindeki veriler de bu tarihi doğrular niteliktedir. Ayrıca Bizans tarihinde İmparator III. Leon'un tahta çıkma tarihi 717 olarak belirtilmiştir, bundan dolayı destandaki Leon'un İmparator III. Leon olma olasılığı üzerinde durulmaktadır. Destanda Battal Gazi'nin kuşatma sırasında yirmili yaşlarında olduğu söylendiği için, Battal Gazi'nin doğum yılının 690-695 civarı olmasının olası olduğu düşünülmektedir. Battal Gazi'nin ölüm yılının 740 olduğunu kabul eden birçok tarihçi vardır.

740 yılında Eskişehir'in Seyitgazi ilçesi yakınlarında savaşta aldığı yara sebebiyle şehit olmuştur. Anadolu'da İslam’ın yayılmasına büyük katkıları olmuştur. [10] Başka bir efsaneye göre: Seyit Gazi'nin babası Malatya Sultanı'nın ordusunda kumandandır. Rumlara karşı yaptığı bir savaşta ölür. Seyit Battal on üç yaşına geldiğinde bütün İslam bilimlerini öğrenmiştir. Kılıç kullanmakta ve ata binmekte üstüne yoktur. Babasının intikamını almak üzere yola çıkar ve yirmi dört saat içinde düşman ordusunun kumandanını, kardeşini ve belli başlı on dört kumandanı daha öldürür. Hint'ten, Mağrib'e, zaferden zafere koşar ve yedi deniz ötesine kadar adı korku saçar. 

Tanrı ona aynı zamanda doğaüstü güçler vermişti. Öyle bir sesi vardı ki, savaş meydanında bir kükredi mi yetmiş iki bin kâfir darmadağın olurdu.  Bir rivayete göre bir Rum Kalesinin kumandanının kızı, Seyit Battal'a âşıktır. Bu kalenin kuşatılması sırasında bir gün Battal kırda uyurken, kumandanın kızı kaleden bakar ve babasına imparator tarafından gönderilen yardımı görür. Seyit Battal'ı uyandırmak üzere kâğıda birkaç satır yazar, bir taşa sarıp atar. Bu küçücük taş, kahramanın tam kalbine rastlar ve onu hemen öldürür. Bu kazada Allah'ın iradesi kendini göstermiştir. Yoksa bu kadar olağanüstü güçleri olan bir kahramanın, hiçbir düşman tarafından yenilmesi mümkün değildir. 


BATTAL GAZİ DESTANININ (BATTALNAMENİN) ÖZETİ

Bir gün Hz. Muhammed  ashabıyla otururken vahiy gelmediğinden bahisle güzel mevzulardan konuşulmasını ister. Ashabdan Abdülvehhab, Rum vilayetinden bahseder. O anda gelen vahiyde  bu vilayetin iki yüzyıl sonra Cafer adında bir yiğit tarafından Müslüman edileceği bildirilir. Hüseyin Gazi, peygamber soyundan bir kişidir. Malatya'ya yerleşmiştir Malatya'nın önde gelen kişilerindendir. Bir oğlu vardır ve adı Cafer'dir.

Hüseyin Gazi, bir av esnasında Rum beylerinden Mihriyayil tarafından hile ile öldürülür. Cafer genç bir delikanlı iken babasının katillerini öldürür ve Serasker olur. Bundan sonra Kayser ordularıyla yapılan iki savaşta Cafer üstün başarılar gösterir ve Malatya beylerinin güvenini kazanır. Kayser, Ahmer komutasındaki bir  başka orduyu Malatya üzerine gönderir. Cafer, Ahmer'le yaptığı ferdi mücadeleyi kazanır. Bunun üzerine Ahmer, Müslüman olur. Kendisine Cafer tarafından «AHMET» ismi verilir. Ahmet de Cafer' e «Battal» ismini verir.

Bu an dan itibaren Battal Gazi Bizanslarla girdiği sayısız savaşta gösterdiği kahramanlıklar destansı bir dille anlatılır.

Artık Anadolu’da Müslümanlar açısından Bizans tehlikesi bertaraf edilmiş Battal gazi de Medine’ye yerleşmiştir. Ancak Battal Gaziden aman dilemiş Kayser Kanatur, Battala verdiği sözü unutur ve Malatya üzerine ordu gönderir. Ordu şehri yakıp yıkar Battal durumu işitince topladığı ordu ile Kayser ‘le savaşır. Kayser Nesih kalesine saklanır. Battal kaleyi kuşatır. Kale duvarının dibinde dinlenmek amacıyla uzanır ve uyur. Kaleden Battalın uyuduğunu gören Kayser ‘in kızı O’na âşık olur. Gelmekte olan Bizans ordusundan haberdar etmek için bir not yazar ve bu notu taşa sararak O’na atar. Uyandırmak için âşığı tarafından atılan taş Battalın başına değer ve Battalı öldürür. Prenses Battalın öldüğünü görünce kederinden kendi hançeri ile kendini öldürür.     

İslami Dönem destanları İlgili Linkler

 

KAYNAKÇA

 

[1] Boratav İslam Ansiklopedisi, TDV II. Cilt, shf,344

[2] Boratav İslam Ansiklopedisi, TDV II. Cilt, shf,344

[3] Boratav İslam Ansiklopedisi, TDV II. Cilt, shf,344

[4] ALANGU, Tahir (1983): “Bizans ve Türk Kahramanlık Eposlarının Çıkışı Üzerine”, Türkiye Folkloru El Kitabı, Adam Yay., İstanbul-1983.

[5] İslam Ans,II,344 ve V, 701-702

[6] Doç. Dr. Hasan KÖKSAL BATTAL GAZİ HAKKINDA, vizyon21yy.com/documan/genel_konular/turk_dunyasi/turk_buyukleri/seyyid

[7] Doç. Dr. Hasan KÖKSAL BATTAL GAZİ HAKKINDA, vizyon21yy.com/documan/genel_konular/turk_dunyasi/turk_buyukleri/seyyid

[8] Dr. Metin KARADAĞ Türk Halk Edebiyatı Anlatı Türleri (2004)

[9] unibozkurt.com/goster.php?i_nu=223

[10] org/wiki/Battal)

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar