31.07.2019
ROMANIN KONUSU TEKNİĞİ BASIMI ve HUGO HAKKINDA ÖNEMLİ NOTLAR
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü, özgün adı ile Le dernier jour dun condamné, Romantizm akımının ve Fransız edebiyatının en önemli şair, romancı ve oyun yazarlarından biri olan Victor Hugo’nun
(1802-1885) nun ilk ciddi kurmaca eseri ve romanı olmaktadır. ( bkz Victor Hugo Hayatı Edebi Yönü Eserleri)
1827 ‘de önsözü ile de meşhur olan Cromwell adlı oyunu ile dikkatleri üzerine çeken Hugo, “Bir İdam Mahkûmunun Son Günü” adlı romanını bu motivasyon üzerine yazmaya başlamıştı.
Roman ilk kez 1829 yılında yayıncı Charles Gosselin tarafından basılmış, Wictor Hugo , bu romanını takma bir ad ile yayımlatmıştı. Yazar bu romanının kendi adını koymadan bastırtmış, o nedenle romanın ilk baskısı takma bir adla yayımlanmıştı. Ancak bu kitabın ikinci baskısı Hugo’nun yazdığı bir önsöz ile 1832'de yeniden yayınlandı. Hugo, eserin ikinci baskısına kendisine ait olduğunu da belirten bir önsöz ilave etmiş ,kendi adı ve imzasıyla romanı bastırtmıştı.
Yazarın en az tanınmış eserlerinden olan bu roman, yine de dünya klasikleri arasına kabul edilmeyi başarmış olacaktı.
Victor Hugo, “Bir İdam Mahkûmunun Son Günü” adlı romanının yazarken henüz 26 yaşındaydı. Yazar bu romanını Grene Meydanında giyotinle gerçekleşen birkaç idam sahnesini seyrettikten sonra yazdı. Hugo, idam edilecek bir mahkûm için yağlanan giyotini ve mahkûmun idam edilişini izlemiş, hayli de etkilenmiş, ahalinin bu olayı zevkle izlemesine de bir hayli içerlemişti. Yazar, bu romanını bu duygular ve öfke içinde kurgulamış altı ay bile sürmeden bu romanı bitirmişti.
. Romanın yazılış gayesi ise ap açık bir şekilde idam cezasını zevkli bir eğlence imiş gibi izleyen insan yığınlarını eleştirmek, ayrıca idam cezasının saçmalığını hem de trajik yanlarını ortaya koymak olmuştu. Roman yazarın insancıl duygularını öne çıkaran acıma duygusunun sevki ile yazılan romantik bir eser özelliği taşır.
Eser, idamını bekleyen mahkûmun zihninden ve birinci tekil kişinin anlatımı üzerinden yazılmıştır. Ölüm cezasına mahkûm edilmiş ve idamı bekleyen bir mahkûmun düşüncelerini dile getiren roman dile getirilen duygular, halkın idamı zevkli bir gösteri imiş gibi izlemesi gibi sahneleri betimlemesi ve ortaya çıkan duyguları ifade edebilmekteki beceri ile dikkatleri çekmiştir.
Roman, adam öldürmek suçundan hüküm giymiş ve idam cezasına mahkûm olmuş bir adamın ağzından ve birinci tekil kişinin bilincinden aktarılır. Ben diliyle ve olayı yaşayan kahramanın bakış açısı ile anlatılan eser, özellikle idamını bekleyen bir mahkûmun düşünceleri ile duygudaşlık kurma başarısı ve ölüme doğru yaklaşan insanın psikolojisini ortaya koyması bakımından önemlidir.
Yazarın bu romanı Hugo’nun Notre Dame'nin Kamburu Sefiller ve Hernani adlı romanı kadar başarılı olmasa da romancılığının ilk başarılı örneği olarak önem kazanmış, pek çok dile de çevrilmiş, dünya klasikleri arasına da girmiştir.
ROMANIN ÖNSÖZÜ
“Bu kitabın ortaya çıkış nedenini anlayabilmemiz için önümüzde iki seçenek var: Ya gerçekten sefil bir adamın son düşüncelerini yazmış olduğu sararmış; düzensiz bir kağıt tomarı söz konusudur ya da bu adam; bir insana, sanatın yararına doğayı inceleyen bir hayalpereste, bir filozofa, bir şaire rastlamıştır, kim bilir? Belki de kendisine egemen olan ya da daha doğrusu kendisini teslim ettiği ve ancak bu kitaba aktararak kurtulabildiği bir düşlemdi onun bu düşüncesi. Okur, bu iki açıklamadan istediğini seçebilir, istediği gibi yorumlayabilir.” Victor Hugo
KONUSU
Bir cinayet işleyerek idama mahkûm edilen bir adam ölümü beklemektedir. İlk önceleri kurtulacağına dair bir umudu varken bu umutları da sönmüş geride bıraktığı annesi eşi ve kızını düşünmeye başlamıştır. Sonunda beklenen an gelmiştir.
ANAFİKİR
İdam gibi korkunç bir cezanın insanlığa hiçbir faydası yoktur. İnsanların böyle bir olayı zevk alarak izlemesi insanlık için çok üzücü bir durumdur.
ROMANIN ÖZETİ
Cinayet suçu ile yargılanan mahkûm, mahkeme edildikten sonra idam cezası almıştır. Mahkeme, bu mahkûma beş hafta sonra idam kararı vermiştir. İlk sıralarda halen affedileceği umudunu da taşımakta, bu süre içinde bir af çıkabileceği veyahut ta idam cezasının hapis cezasına çevrilebileceği ihtimali içinde kendini oyalamaktadır.
Mahkûm idam kararı sonrasında tam beş hafta boyunca sürekli olarak ölümü düşünür. Daha ölüm gelmeden idam edilerek ölmek düşüncesi onu öldürmeye başlamıştır. Tüm ruhu daralmış, tüm ruhu iyice ölüm düşüncesine saplanmış, ölecek olmak korkusu benliğinin her noktasına işlemiştir. Yaşadığı her saniyede ölümü ile ilgili detayları kurgulamaktadır. Ölümünü bekleyen mahkûm ruhi olarak pek çok değişime nde uğramakta, hayata ve insanlığa karşı tüm duyguları da değişmektedir.
Nihayet idam günü gelmiş, oluşan değişimlerden idam edileceği günün geldiğini o da anlamıştır. Gardiyanlar mahkûmu almak üzere hücresine gelirler. Korkudan titremeye başlayan mahkûm arkasında bıraktığı kızı eşi ve annesini düşünür am en çok da kızını düşünüp çok üzülür Adam en çok kızını düşünmekte ve onun için üzülmektedir. Çünkü kızını son kez görmesi için onu yanına getirmişler ve küçük kız babasını tanıyamayarak ona “Bilmiyor musunuz bayım? Babam öldü.” Diye cevap vermiştir.
Mahkûm idam edileceği yere götürülmeden önce bir odada bekletilirken onun idamını izlemek için gelen kalabalığı görmüştür. “Ah! Sırtlan çığlıkları atan halk. Ondan kaçamayacağımı, kurtulmayacağımı, bağışlanmayacağımı kim biliyor? Beni bağışlamamaları olanaksız! Ah! Sefiller! Merdiveni çıkıyorlar galiba...”
Bu oda da idama götürtülmeden önce tutulan kişilerin duvarlara yazdığı yazıları dikkatle okur. Yazıları okudukça daha çok tedirgin olmuştur. Dışarıda toplanan halk ise idamı beklemekte kimleri bağırıp çağırıp ortalığı bir panayır yerine çevirmektedir. Pek çoğu idam sahnesini seyrederken alacağı zevki bir an önce duymak için sabırsızlık etmektedir. İnsanların bir idamı seyretmekten zevk alması ne kadar insanlık dışı bir şeydir.
“Bağlayın ellerini, çırpınmasın ölüme giderken! Saçlarını da tıraş edin, kesilen kafası güzel görünsün! Gömleğinin boynunu kesmeyi unutmayın, bıçak güzelce koparsın kafasını!
Ha birde söyleyin dışarıdaki insanlara, az kaldı istedikleri vahşet gelmek üzere!
Merhamet diyorum, doğadaki tüm canlılarda sınırsızca bulunan merhamet neden biz insanoğlunda yok”
“Merak ediyorum, giyotinle olmasa da insanların canını vahşice alan ve buna seyirci kalan milyonlar hala neden kana doymuyor?”
Wictor Hugo İlgili Linklerimiz
NOTRE-DAME'IN KAMBURU Özet ve İnceleme VİCTOR HUGO
Notre Dame'nin Kamburu Victor Hugo Bölüm Bölüm Uzun Özeti
Sefiller Hakkında Konu Özet İnceleme ( Victor Hugo )
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Hakkında Özet İnceleme VİCTOR HUGO “
Hernani Hakkında Özet ve İnceleme VİCTOR HUGO
Victor Hugo'nun Cromwell'i Hakkında Bilgiler Konu Özet İnceleme
Victor Hugo Gülen Adam ( L'Homme qui rit
Kral Eğleniyor ve Victor Hugo Hakkında Bilgiler
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın