Dürr İnci Divan Şiirinde İnci

24.10.2015

 

Dürr – İnci –  Divan Şiirinde İnci

Osmanlıca yazılışı dürr : در

Dürr-efşân  : افشان در

 

Dürr, “  در ”  Farsça ’da inci , inci tanesi anlamına gelen bir sözcüktür. Dürr-efşân  : افشان در  inci serpen; inci gibi söz söyliyen ağız. Dürr-i Yekta, yekta ise Farsçadaki tek bir anlamın gelen yek sözcüğünden dolayı  tek, eşsiz., benzersiz anlamına gelir. Böylece Dürr-i Yekta benzersiz eşsiz inci anlamındadır.Dürr-i Aden - Aden İncisi-  Aden incisi anlamına gelir. Aden İncisi ise Yemen’in güneyinde, Ummân Denizi ve Hazar denizi ile başka yerlerde de çıkmaktadır. ( bkz  Dürr-i Yekta Dürr-i Yetim )

 

 İnci, istiridyenin  kabuğundan çıkan   mücevher olarak kullanılan sıcak denizlerin akıntılarında tuz, kireç ve fosfordan oluşan  bir  kalkerdir. [1] Sedef ve İnci  istiridyenin içinde oluşan doğal oluşumlardır. Sedef,  istiridyenin kabuğunun iç yüzündeki kaygan ve parlak madde, inci ise bu kabuğun içinde oluşan  yuvarlak taneli Sedef le aynı kimyasal özellikleri taşıyan bir maddedir. İstiridye ve midyeler içlerine giren kum gibi  tanecikleri sedefle kaplayarak incileri oluşturur. “Denizdeki tuzlu su ortamında bu yağmur tanesi hayvana ıstırap vermeye başlayınca sancıdan kurtulmak için bir salgı salgılarmış. Bu sıvılar katılaşarak birbiri üzerine yapışır ve böylece inciyi oluştururmuş”.[2]Sedefler  çok çeşitli araç ve gereçleri süslemekte  inci ise gerdanlık ve küpe olarak kullanılmışlardır. ( Bkz SEDEFÇİLİK ( SEDEF KAKMA) VE SEDEFKARLIK)

 

İnciler damla veya yumurta biçiminde  yassı veya yuvarlak biçimlerde oluşabilirler. Bazı inciler kabuğa bitişik olarak oluştuklarından yarım daire şeklinde bile olabilirler.  İnciler  midye  ve istiridyenin içinden çıktıktan sonra da oluşumlarını devam ettirebilmektedir. İncilerin değerleri ağırlıkları  miskal  ve kırat üzerinden hesaplanır. Bir miskal 4. 8 gram , bir kırat, 0.2 gram dır. [3]Buna rağmen inciler parlaklık verengine göre de değer kazanırlar.  Serçe yumurtası büyüklüğüne ulaşan inciler de bulunmuştur.[4]Değerli inciler inci istiridyeleri ve  midyelerinden elde edilir.  İstiridyeler ise çamurlu ve kumlu deniz dipleri ile mercanlara tutunmuş vaziyette bulunur.  Dürr-i Aden Aden İncisi, Yemen’in güneyinde, Ummân Denizi ve Hazar denizi ile başka yerler de çıkmaktadır.  Bu inciler arasında en makbulü   Dürr-i Aden -  denilen kasabada çıkan inciler olmaktadır. ( Bzk Dürr-i Aden - Aden İncisi)  Buradan çıkan inciler büyük olmaları ile meşhur olmuştur.[5]

 

Bağda Dürr-i Aden gibi yine yaseminin ,
Ciğerin deldi yine bu gün şive-i çâh-ı zekânın   Baki    [6]

 

İnciler her devirde  çok kıymetli olarak kabul edilmiş, kimi zaman elmas kadar da değerli olarak kabul edilmiştir.  İncilerin eski devirlerden beri çok değer görmüş olması,  oldukça derin yerlerden çok zahmetli bir şekilde çıkarılması, inci avcılarının derin denizlere dalarak incileri çıkartması, inci avcılığının ve dalgıçlığının çok tehlikeli ve zor bir meslek olması, değerinin kırat ve miskalle ölçülmesi, rengi ve zarafeti ile kadını çağrıştırması şiirimize de mevzu olmuştur. Özellikle divan şiirinde inci motifi çok sık karşımıza çıkar. İnci veya dürr  parlaklığı, değerli bir mücevher oluşu, seçkinliği, av ve avcılığı da çağrıştıran özellikler taşıması ile   güzel ve sevgili imajını hatırlatan ve  süsleyen bir unsur olarak belirir.

 

İnci sevgilinin boynuna taktığı, kulağına küpe ettiği değerli bir mücevher olarak da karşımıza çıkar. İncilerin ortalarından delinerek ipliğe geçirilmesi ile ilgili birçok çağrışımlar oluşturulur.    Divan şiirinde inci  gözyaşlarına da benzetilir.   İnci aşığın gözyaşı, iken  İnci ile gözyaşı arasında şekil ve renk bakımlarından  alakalar kurulmuştur.

 

Bu bâzâr içre düşmez dâne-i eşküm gibi gevher
Gel ey cân riştesi şimden girü dürr-i Aden den geç            Baki   

 

“Bu pazarda gözyaşlarımın tanesi gibi bir inci bulunmaz. Ey can ipliği gibi olan sevgili, gel bundan böyle Aden incisinden geç!”Tasavvufi şiirde inci sedefin içinden  çıkan tek ve iri inci anlamından hareketle mecazi olarak Hz. Muhammedi kast edecek şekiller de de kullanılmıştır.  ( Bkz Dürr-i Yekta - Dürr-i Yetim)  Dürr-i Yekta - Dürr-i Yetim sedefinde tek olarak çıkan iri, büyük inci. ( mec. Hz. Muhammet)

Divan şiirinde dalgaların bazen incileri kıyıya atması, incinin Sedef yapılan istiridye ve midye kabuğundan çıkması,  bu kabukların kulağa benzemesi, kulağa benzemesi nedeni ile bun kabukların - Deniz Kulağı olarak düşünülmesine yol açmıştır.  Anlatılan bu mevzular divan şairlerinin işlediği başlıca  konularındandır. ( Bkz: - Balığa Halka Takmak- Deniz Kulağı- Sedef ve Bal Çalmak

 

Dürr kelimesi ile pek çok terkip  kurulmuştur. Dürr-ü meknun :  saklı inci, dürr dane:  İnci tanesi ,  Dürr efşan: İnci saçan söz ; dürre-i beyza: büyük inci , dürret-i beyza: ışık saçan inci , Düreret’ül beyza, parlak ve büyük inci, dürri: inci ile ilgili, Dürr-i Yektâ : İnci Tanesi, dürr-i hoş-âb : iyi inci, dürr-i istifa :seçkinlik incisi (Hz. Muhammed ) dürr-i nâb :parlak, beyaz inci, dürr-i nâzım :dizilmiş inci, dürr-i sadef-nişîn :sedefinden çıkmamış inci, dürr-i sirâb :iri inci, dürr-i şah-vâr, - şeh-vâr : (pâdişâha lâyık) iri inci, dürr-i yegâne :eşi bulunmıyan, tek inci, dürr-i yek-dâne : iri taneli inci, dürr-i yetim : sedefinde tek olarak çıkan iri, büyük inci. ( mec. Hz. Muhammet)

 

Dürr, gevher, mücevher, elmas, yakut, la’l mercan, sedef güher kelimeleri ile birlikte ve yukarıda zikredilen terkiplerle sık sık karşımıza çıkar. “Nisan mevsiminde sahile çıkan sadef midye gibi yapısıyla kapakçığını açarmış. O sırada karnına düşen nisan yağmurunun damlasını yutup denize dönermiş… Divan şiirinde  en çok sözü edilen ve tasavvurlarda yer alan kıymetli taş incidir. Bu kadar çok ilgi görmesinin sebebi, nisan yağmurunun sadefin içine düşmesi sonunda meydana geldiği şeklindeki inanış, rengi, parlaklığı ve yuvarlak şeklidir. Bu özelliklerinden dolayı ay, güneş, sevgili, âşık, çiçek, diş, gözyaşı, jâle, katre, söz, nazm, ter ve duâ ile ilgili tasavvurlarda sık sık yer alır. Bilhassa sevgilinin dişi ve sözleri için çok kullanılan bir kıymetli taştır. Çoğu beyitlerde, istiâre yoluyla ona ad olarak kullanılır (Sefercioğlu, 2001: 97).” [7]İnci sevgili ile birlikte düşünülürken  sevgilinin dişi daha çok inciye benzetilmiş, tasavvufi şiirde inci sedefin içinden  çıkan tek ve iri inci anlamından hareketle mecazi olarak Hz. Muhammedi kast edecek şekiller de de kullanılmıştır.

 

Leb ü dendânın ol hüsn zekâtın diledim
Dedi kim farz değil dürr ile yakuta zekât                (Şeyhî D.G.8, b.3, s.W4)

Ey Necâtî kilk-i gevher-bânna kıymet mi var
Dürr olur her katre kim ol ebr-i nisan yağdırır       (  Necati      D. G. 149, b.9, s.217)

Düşdü vasf-ı dür-i dendânı ağızdan ağza
İşidüp saldı beyâbâna deniz gevherini                    Fuzuli  

 Çıkdı bir niçe sadef bahr-i cenâb-ı şâhdan
Her birin itmiş makar bir dâne dürr-i şâhvâr                Nevî (M.1.27)

“Erse deniz kulağına sözün cevâhiri
Olur sadef içinde dür-i şâh-vâr âb”                      Ahmet Paşa   (K.36.46)

Bir senâ dürrin çıkardı bahr-i tabım mevci kim
Cân verir gavvâs olan ol dürr-i nâ-yâb üstüne        Ahmet Paşa (G.16.37)[8]

Ne güher bulsa begenmez burakur yazıya deryâ
Gâlibâ kim ana maksûd dişün kimi güherdür                 Fuzûlî (G.83.4)

Dürr yani inci divan ve halk şiirinde dizilmek  eylemi ile birlikte sık sık karşımıza çıkar. İncinin ipe dizilmesi, gerdanlık olarak dizilmesi  inciye en çok benzetilen dişlerin dizilmesi ile alakalı olarak, inci dizmek söz dizmek, mısra dizmek vb ile de ilişkilendirilir. İnci ve inci dizmek   söz, mısra, beyit dizmeye, güzel şiir yazmaya da çok benzetilmiştir. İncinin parlaklığı, değerli oluşu, sözler gibi yan yana dizilmesi bu benzetmelerin yapılmasına vesile olur 

Muhassal tavr-ı pîşîn üzre Gâlib
Nazımda bundan alâ dür dizilmez           Şeyh Galip 

Halk Şiirinde İnci

Halk şiirinde inci  çağrışımı elbetteki divan şiiri kadar geniş bir tasavvura sahip değildir. Fakat inci halk şiirimizde de sık sık geçer. Halk şiirinde inci değerli bir mücevher, bir süs unsuru ve özellikle rengi, parlaklığı ve  gerdanlığa dizilişindeki  özen ile  sevgilinin dişlerine benzetilmiştir.

Dedim inci nedir, dedi dişimdir.
Dedim kalem nedir, dedi kaşımdır.
Dedim on beş nedir, dedi yaşımdır.
Dedim daha var mı, dedi ki yoh yoh    Erzurumlu Emrah

Olsun olsun yar güzel olsun
Kalem kaşlı inci dişli olsun
Vurun da sazlara düğünler olsun    Eskişehir  Türküsü

İnci çağdaş şiirimizde de halk şiirindeki özellikleri ile karşımıza çıkar.

Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robson


İnci dişli zenci kardeşim
Kartal kanatlı kanaryam
Türkülerimizi söyletmiyorlar bize     Nazım Hikmet

 

KAYNAKÇA

 

  • [1] Şahamettin Kuzucular, Sedef ve İnci oluştuğu yerler,
  • [2] Betül MUTLU, DİVÂN ŞİİRİNDE DENİZ İMGESİ VE ŞİİR ÖĞRETİMİNDE KULLANILMASI, DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TÜRKÇE EĞİTİMİ ANABİLİM DALI TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ, İzmir 2012, shf, 161- 163
  • [3] Şahamettin Kuzucular, SEDEF ve İNCİ NASIL OLUŞUR?
  • [4] Şahamettin Kuzucular, Sedef ve İnci oluştuğu yerler,
  • [5] A. Talat Onay, Edebiyatımızda Mazmunlar, MEB 1996- sh. 199
  • [6] A. Talat Onay, Edebiyatımızda Mazmunlar, MEB 1996- sh. 199
  • [7] Betül MUTLU, DİVÂN ŞİİRİNDE DENİZ İMGESİ VE ŞİİR ÖĞRETİMİNDE KULLANILMASI, DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TÜRKÇE EĞİTİMİ ANABİLİM DALI TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ, İzmir 2012, shf, 161- 163
  • [8] Betül MUTLU, DİVÂN ŞİİRİNDE DENİZ İMGESİ VE ŞİİR ÖĞRETİMİNDE KULLANILMASI, DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TÜRKÇE EĞİTİMİ ANABİLİM DALI TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ, İzmir 2012, shf, 161- 163

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar