Dürr-i Aden - Aden İncisi

25.10.2015

 

 

Dürr-i Aden 

Osmanlıca yazılışı : Dürr Aden : عدن  در

Dürr, Farsça’da  İnci – anlamına gelen bir sözcüktür. Aden ise Arap Yarımadası ve Afrika Kıtası'nda Somali Yarımadası arasında bulunan körfeze de adını vermiş olan incileri ile meşhur bir şehirdir.  Aden şehri eskiden küçük bir kasaba olmasına rağmen bulunduğu körfeze de adını vermiştir. Aden Körfezi, Hint Okyanusu'nun bir uzantısıdır ve Kızıldeniz ile Hint Okyanusu'nu birbirine bağlar.

Dürr-i Aden kelime anlamı ile Aden incisi anlamına gelir.  Aden kasabası çıkarılan bu incileri sayesinde  Arap Yarımadası ve Afrika Kıtası'nda Somali Yarımadası arasında bulunan körfeze de adını vermiştir. Aden Körfezi Hint Okyanusu'nun bir uzantısıdır ve Kızıldeniz ile Hint Okyanusu'nu birbirine bağlar. Aden kasabası ise Yemen’in güneyinde Umman denizi kıyısında eski bir şehirdir.  İşte bu körfezde ve bu körfeze de adını veren kasabadan çıkan inciler dünyanın en meşhur incileridir. Bu körfez incilerinden başka mercanları, balıkları ve   korsanların barınağı olması ile de meşhurdur.  Aden,  güzel parlak, iri incileri ve  mercanları sayesinde  divan şiirinde adından çok sık söz edilen bir yerdir.

 İnci i Aden, Yemen'in güneyinde, Ummân Denizi ve Hazar denizi ile başka yerlerde de çıkmaktadır. Bu inciler arasında en makbulü Dürr-i Aden denilen kasabada  çıkan incilerdir. Dürr-i Aden  kasabasından çıkan inciler büyük olmaları ile meşhur olmuştur. [1] Damla veya yumurta biçiminde  yassı veya yuvarlak biçimlerde oluşan inciler parlaklık ve rengine göre de değer kazanmışlar, özellikle Aden incileri  büyük oluşları ile dikkat çekmiştir. Öyle ki kuş yumurtası büyüklüğünde inciler de bulunmuştur. Değerli inciler genç yaştaki inci istiridyeleri ve  midyelerinden elde edilir.  İstiridyeler ise çamurlu ve kumlu deniz dipleri ile mercanlara tutunmuş vaziyette bulunurlar. En değerli incilerin en kıymetli mercanların bulunduğu Aden ‘den çıkması da bu nedenledir.

Gözinden Ahmedînüñ lal ahıdur (155/7)
Dişiñün ışkı kim dürr-i Adendür                 Ahmedi 

İnci divan şiirinde sevgilinin vasıflarına benzetilen özellikle dişlerini ifade eden bir obje olarak kullanılır. İncinin rengi parlaklığı sevgili ile birlikte düşünülmüştür. İnci sevgilinin boynuna taktığı, kulağına küpe ettiği değerli bir mücevher olarak da karşımıza çıkar.   Divan şiirinde inci  gözyaşlarına da benzetilir.  İnci ile gözyaşı arasında şekil ve renk bakımlarından  alakalar kurulmuştur.[2] Tasavvufi şiirde inci sedefin içinden  çıkan tek ve iri inci anlamından hareketle mecazi olarak Hz. Muhammedi kast edecek şekiller de de kullanılmıştır.

Divan şiirinde dalgaların bazen incileri kıyıya atması, incinin Sedef yapılan istiridye ve midye kabuğundan çıkması,  bu kabukların kulağa benzemesi, kulağa benzemesi nedeni ile bun kabukların - Deniz Kulağı olarak düşünülmesine yol açmıştır.  Anlatılan bu mevzular divan şairlerinin işlediği başlıca  konularındandır. ( Bkz: Balığa Halka Takmak- Deniz Kulağı- Sedef ve Bal Çalmak)

İnci veya dür sevgilinin dişleri için kullanılan benzetmelerden biridir. 

Diş mi-durur bu lutf-ıla yâ gûher-i Aden (145/4)
Ol leb midür ya lal-i Bedahşân mıdur nedür        Ahmedi

Dür tek dişin sözünü her dem işitmek ister
Bahrün müdam anun çin sahildedir kulağı     Fuzuli

İnci gibi dişerinin arasından çıkan  sözlerini  duymak için deniz, sürekli olarak kulağını sahilde tutar. 

Erse deniz kulağına sözün cevâhiri
Olur sadef içinde dür-i şâh-vâr âb      Ahmet Paşa

Dişleri dürr-i ‘Aden gözleri âhû-yı Hotan 
Ruhı gül-berg-i semen gamzesi Tâtâr olsun    SA‘ÎD GİRAY

Dişleri Aden incisi gözleri Hoten ahusu, ruhu kıymetli gül yaprağı bakışları Tatar olsun.

Bağda Dürr-i Aden gibi yine yaseminin.
Ciğerin deldi yine bu gün şive-i çâh-ı zekânın     Baki

Lü’lü mü yoksa dürr-ü Aden’dir dedim dedi.
Epsem Fuzuli eşk i revanum durur senin           Fuzuli

Deniz, inci madenidir. Âşığın gözyaşları inciye benzetilirken, sevgilinin dişleri de inci olarak düşünülür… Sevgilinin ağzındaki dişler bir inci dizisidir. Dür kelimesi “dür-i Aden” gibi tamlamalar kurar. “Dürr-i yetim” tabiri sadefteki tek inciden kinayedir. Dünyanın yegâne incisi deyimi Peygamberimiz için kullanılır”[3]

Ne güher bulsa begenmez burakur yazıya deryâ
Gâlibâ kim ana maksûd dişün kimi güherdür  Fuzûlî (G.83.4)

Alavand oldı niceler bu fenâ bahrında
Ka'r-i deryâda vatan bagladı çün dürr-i Aden    (Gubari)

Bu bâzâr içre düşmez dâne-i eşküm gibi gevher
Gel ey cân riştesi şimden girü dürr-i Aden den geç   Baki

“Bu pazarda gözyaşlarımın tanesi gibi bir inci bulunmaz. Ey can ipliği gibi olan sevgili, gel bundan böyle Aden incisinden geç!”:

Ben bir garib-i âşıkım ondan kulak asmaz bana
Bu müddeâya bir delil gûşundaki dürr-i Aden     Zekâi Dede Efendi

Utanalar ki diyeler dişine dürr-i Aden (144/2)
Yâ-hûœ anuñ dudagın lal-i Bedahşân yazalar  Ahmedi 

Dişleri dürr-i Aden müşg-i Hotendür kohusı (658/1)
Yâsemîndür teni vü tâze-semendür kohusı                    Ahmedi

Dürr-i dendân-ı safâ-bahşun görenler didiler
Böyle pâk u muntazam lü'lü' `Adende görmedük  Şeyhülislam Yahya Hayatı Divanı ve Şiirleri

Dür-i eşküñ dökersin ruhların gördükçe ey Ravzî
Meger kim Rûm’a gelmiş hâce-i mülk-i ‘Aden’sin sen    Ravzi Hayatı ve Edebi Yönü ( Edincik- 16. Yy )

 


İlgili Linkler 



KAYNAKÇA

 

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar