Fitnat Hanım Hayatı Edebi Kişiliği

09.07.2016

 
 
 
 
Fıtnat Hanım divanının mihrâbiyesi (TSMK, Hazine, nr. 921)
 
 

Fitnat Hanım  (ö. 1194/1780)

 

 

 

Şöhretine, tanınmış bir aileden gelmesine rağmen hayatı hakkında çok az bir bilgi vardır.

Lehcetü’l-lugāt ve Atrabü’l-âsâr adlı eserlerinin sahibi Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi’nin (ö. 1166/1753) kızıdır. Annesi ise Şeyhülislâm Mirzazâde Şeyh Mehmed’in kızı Hatice Hanım’dır. [1] Beş şeyhülislâm yetiştirmiş Ebûishakzâdeler diye anılan çok kültürlü bir aile ve çevresinde yetişen Fitnat Hanım’in tam adı Şerife Emetullah Fıtnat’tır.[2]

 

Anne ve Baba tarafından da pek çok şeyhülislam, kazasker, kadı ve müderris yetiştiren iki aileden gelen Fitnat Hanım, ebetteki çok yüksek bir eğitim görmüş, Arapça, Farsça ve Osmanlıcayı mükemmel öğrenmiştir. Bu husus yazmış olduğu divançesinden de belli olmaktadır.

 

. Tahminen  (1723-24) ten sonra doğmuş olabileceği ileri sürülen Fitnat Hanım, Şeyyid Feyzullah Efendi ailesinden ve ilmiye sınıfına mensup bir adam olan Derviş Mehmed Efendi ile evlenmiştir.

Edebiyat tarihimizde Fitnat’ın kocası Derviş Mehmet Efendi ile olan evliliğinde pek mesut yaşamadığına dair intibalar bırakan çok sayıda imalı yazı vardır. Buna rağmen Ömer Faruk Akün’ün belirttiğine göre Fitnat Hanım’ın şiirlerinde böyle bir intiba bırakacak ibareler bulanmamaktadır. Ayrıca Fitnat, Hanım, Koca Rağıp Paşa ve Şair Haşmet  arasında geçtiği iddia edilen pek çok rivayette de bu intibaları destekleyecek unsurlar bulunmaktadır.

 

Yine de bu rivayetlerden Fitnat Hanım’ın şöhretinin, Koca Ragıp Paşa’nın sadareti zamanında parladığı tahmin edilebilir. Nitekim  Koca Ragıp Paşa ve Şair Haşmet  ile Fitnat Hanım arasında geçtiği belirtilen çok sayıda latife ve fıkra nakledilmiştir. [3][4]

 

Koca Ragıp Paşa  ile yakınlıklarının Fıtnat’ın babası Esad Efendi’nin şeyhülislâmlığı sırasında Mısır’da vali bulunan Râgıb Paşa’nın bir kaside ile tebrik etmesi gibi vesilelerle kendini gösterdiği ortaya çıkar. (Râgıb Paşa, Divan, Bulak 1252, s. 5-7) [5] Koca Ragıp Paşa , Şair Haşmet  ve Fitnat Hanım arasında latifelere ve fıkralar akonu olan münasebetlerin Koca Ragıp Paşa ‘nın İstanbul’da geçen atlı yıllım sadareti esnasında oluşan hadiselerden oluştuğu tahmin edilebilir. Bu anlatılarla birlikte Fitnat Hanım ile Koca Rağıp Paşa’nın arasında hissi bir münasebetin de olduğu yolundadır. Nitekim Fitnat Hanım, Koca Rağıp Paşa’nın şiirlerinin beş tanesine nazire yazmıştır.

 

Fitnat Hanım, Haşmet ve Koca Ragıp Paşa hakkında oluşan fıkralara ve anlatılara bakılırsa, oldukça hazır cevap, pratik zekâlı, lafı hemen gediğine yerleştiren kıvrak zekâlı ve oldukça zeki bir kadın olduğu ortaya çıkmaktadır. Söz konusu fıkra ve anlatılarda Haşmet’e baskın gelen, Haşmetin sataşmalarına Haşmeti cevapsız bırakacak n incelikte ve kıvraklıkta cevaplar veren bir zekâ sergilemektedir. Kimi anlatılarda irticalen kıvrak ve iğneleyici şiirler söyleyebilen hazırcevap bir şair olarak ortaya çıkar. Bu fıkralarda Fitnat, Haşmet ve Koca Ragıp Paşa’ya göre çok daha nüktedan bir kimliktedir. Bu fıkraların birisi şu şekildedir.

 

Fitnat Hanım Kurban Bayramı için kurbanlık bir koyun alacakmış. Koyunları seyrederken tesadüfen orada bulunan Râgıp Başa:  "Arzu ederseniz kurbanınız ben olayım" demiş. Fitnat Hânım iri boynuzlu bir koçu gösterip cevabını yapıştırmış: " Bu sene bir boynuzluyu kurban etmek istemedim." diye cevap vermiş. 

Eskiden Berdel Acüz soğuklarına kocakarı kışı da derlermiş. Berdel acüzlerden sonra halk arasında Öküze yeli de  denilen (sitte‐i sevr ) rüzgârları geliyormuş. Bir gün Fitnat Hanım, hizmetçisi önden gidiyor; arkalarından da Koca Râgıp Paşa ile Haşmet geliyorlarmış. Kocakarı kışı olduğu için hava da pek soğukmuş. Haşmet, Fitnat Hanıma lâf atmak için: Râgıp Paşa,’ya dönerek "Bu kocakarı donu da ortalığa nerden düştü “ diye seslenmiş. Fitnat Hanım arkasını dönerek mükemmel bir cevap vermiş. " Merak etmeyin Efendim! Hemen de arkasından  öküz yeli gelmiyor mu?

 

Rivayetlere göre Fıtnat, Râgıb Paşa’nın şairler ve âlimlerle olan sohbet meclislerine de katılmış, - Fatma Aliyye’ye göre-  bu meclislere örtülü bir kıyafetle iştirak ederek edebi ve fikri simalar ile hasbıhaller etmiştir.  

 

Fıtnat’ın Edirneli bir takım önemli şahsiyetlerin vefatlarına düşürdüğü tarihlerden, eşi Derviş Mehmed Efendi ile (Ekim 1772) bir müddet Edirne’de bulunduğunu öğrenmek mümkün olmuştur. [6]

“Arz-ı Hâl-i Manzum” adındaki bir manzumesinde, evinin yandığından bahsetmekte, hükümdardan evsizlikten kurtulmak için yardım istemektedir.  [7]

 

Ölüm tarihi 1194 yılının Zilhiccesinde (1780 yılının son ayı) olan Fitnat Hanım’ın mezarının nerede olduğu önce tespit edilememiş, Eyüp’te Feshâne’ye giden yol üzerinde kendisi için yaptırılan türbede yattığı sanılmış, bu sebeple burası restore ettirilerek Fıtnat Hanım’ın türbesi diye ilân edilmiştir. [8] Daha sonra ise Fitnat’ın mezarının Eyüp Sultan Türbesi’nin hemen arkasında olduğunu iddia eden çalışmalar olmuş,[9] Fıtnat Hanım’ın kabrinin türbenin hemen yanı başında Şeyhülislâm Seyyid Murtaza Efendi’nin mezarı yakınında olduğu anlaşılmıştır.

 

 

EDEBİ ŞAHSİYETİ

 

Fıtnat, özellikle nazireleri ile önem kazana bir şairdir. “Divanı Mihrî Hatun, Leylâ Hanım ve Şeref Hanım’ın divanları yanında hacimce küçük kaldığı halde Fıtnat onların hepsinden daha fazla kendisinden bahsettirmiştir”, En çok da kardeşi Mehmed Şerifin şiirlerine nazire yazmış olması Mehmet Şerif’ten çok yardım aldığı, divanının tertibinde de kardeşinin ona yardımcı olduğu hususunu ortaya çıkarmaktadır.

 

Daha çok bir nazire şairi görüntüsü veren Fitnat’ın şiirlerinde şahsilik öne çıkamamıştır. Kendi deyişlerini ve kişisel üslubunu taşıyan az sayıda şiiri vardır. Fitnat az sayıda Kaside yazmış uzun manzumeler yerine, gazel, kıt’a, rubai gibi küçük hacimli şiirler yazmaya yönelmiştir. Devrinin birçok ünlü şahsiyeti hakkında düşürdüğü tarihleri ile de dikkat çekmiş lugaz ve muammaları ile başarılı olmuş, daha çok nazire şeklinde olan gazellerinde hikemi bir eda ile şiirler yazmıştır. “Küçük hacimli divanında tercibend ve terkibbend dışında sayıları çok olmasa da klasik şiirin hemen hemen her şeklini kullanmış olan Fıtnat, kaside ve benzeri geniş çerçeveli manzumelerden çok gazel, kıta, rubâî çapında küçük hacimli şiirler yazmayı tercih etmiştir. Sadece I. Mahmud’a (1730-1754) kaside yazmış,“Bahâriyye” adıyla tanınan bu kaside onun kronolojik bakımdan en geriye götürülebilen manzumesidir.”[10]

 

Nedim tarzına yakın şiirlerinde ve şarkılarında şuh, neşeli ve canlı tasvirleri vardır. Nabi   ekseninde yazdığı şiirlerinde ise Nabi  gibi tı Hikemi Tarz’a çok yakın durmaktadır. [11] Nazirelerinden beş tanesi koca Rağıp Paşa’nın şiirlerine aittir. Bu nedenle Koca Rağıp Paşa’nın edası ve şiirlerinin de tesir altında kalmıştır denilebilir.

Fıtnat Hanım, klasik edebiyatta gelmiş geçmiş kadın şairlerin içinde nazım tekniğine en hâkim, ifadesi en pürüzsüz ve kuvvetli olanı kabul edilmektedir…….Fıtnat’ın altmış bir gazelinden elli ikisi, nazîre yolundadır.[12]

 

Şiirlerinde hem Nabi’nin hem de ve Nedim’in izleri vardır. Koca Rağıp Paşa’nın da etkisi altında yazdığı şiirlerinde daha çok hayat dersi ve didaktik unsurlara ve hikemi yaklaşımlara önem vermiştir. Şiirlerinde sade bir dile meyletmiş, ahenge ve ritme dikkat eden bir şair olarak kabul görmüştür.

 

Fitnat hanımın divançesinin yirmiden fazla yazma nüshası bulunmuştur. [13] Yazma nüshalarının pek çoğu İstanbul’un kütüphanelerindedir.  Fitnat Hanım’ın divanı Eser, 1848'de "Dîvân-ı Fıtnat" adıyla İstanbul'da eski harflerle basılmıştır.  

 

Fitnat Hanım TÜM  Şiirleri

 

KAYNAKÇA 

 

[1] Ömer Faruk Akün , “Fitnat Hanım”,  TDVİA, cilt: 13; sayfa: 46

[2] Ömer Faruk Akün , “Fitnat Hanım”,  TDVİA, cilt: 13; sayfa: 46

[3]KOCA RAĞIP PAŞA HAYATI VE EDEBİ KİŞİLİĞİIcerik.aspx?

[4] ŞAİR HAŞMET VE FIKRALARI,

[5] Ömer Faruk Akün , “Fitnat Hanım”,  TDVİA, cilt: 13; sayfa: 46

[6] Ömer Faruk Akün , “Fitnat Hanım”,  TDVİA, cilt: 13; sayfa: 46

[7] Melike Öner, Fitnat Hanım Hayatı ve Edebî Şahsiyeti, İstanbul 1945, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Tez, nr. 195, s. 5)

[8] Ömer Faruk Akün , “Fitnat Hanım”,  TDVİA, cilt: 13; sayfa: 46

[9] Sırrı Akıncı, “Üç Mezar Taşı, Üç Hikâye”, Hayat Tarih Mecmuası, nr. 8, Eylül 1969, s. 88-89

[10] Ömer Faruk Akün , “Fitnat Hanım”,  TDVİA, cilt: 13; sayfa: 46

[11] Abdullah Özkan, Başlangıçtan Cumhuriyete Türk Şiiri Antolojisi

[12] Ömer Faruk Akün , “Fitnat Hanım”,  TDVİA, cilt: 13; sayfa: 46

[13] Abdullah Özkan, Başlangıçtan Cumhuriyete Türk Şiiri Antolojisi

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Erhan Tığlı

Erhan Tığlı

8 years ago

Fitnat Hanımla Koca Ragıp Paşa arasında geçen iğneli sözler ve atışmalar hep ilgimi çekmiş ve bazı yazılarımda kullanmışımdır. Bu konuda bilgi vererek bizleri aydınlatan Şahamettin beye teşekkür ederim.