KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarGarabet Nedir Edebiyatta Garabet Türleri Garib -i Hüsn

Garabet Nedir Edebiyatta Garabet Türleri Garib -i Hüsn

01.03.2016

 

Arapça kökenli   ve garip sözcüğü ile akraba olan bir sözcüktür.

Garabet kelimesinin  sözlüklerdeki anlamları: Yabancılık. Gariplik. Tuhaflık. Acizlik, beceriksizlik. Gizli olmak. Hilaf-ı âdet olmak. Iraklık. Şekillerindedir. [1]

Buna mukabil edebiyatta  sözlük anlamları ile alakadar olmak üzere terim bir anlam da kazanmıştır. Garabet sözcüğü edebiyattaki terim anlamı ile “Ne demek olduğu herkesçe anlaşılmayacak kelime ve tabirlerin söz arasında kullanılması.”;  “Yadırganacak yönü olan, gariplik, tuhaflık, acizlik, beceriksizlik, ” “ Manası herkes tarafından bilinmeyen bir sözcüğün söz arasında kullanılması[2]şeklindedir.

Bu sözcük edebiyatta   dilden düşmüş veya çok az kullanılan, henüz yeterince yaygın olmadığı için kullanıldığı anda garip, tuhaf veya acayip görülen kelimeler anlamında  kullanılır. Söz arasında  anlamı herkes  tarafından bilinmeyen  bu söze ise “ garip “ denir.

Kullanımı çok az olan kelimeleri kullanmak edebiyatta fesahate aykırı bir durum olarak görülür.  Edebi kelamda fesahati sağlamak  anlamı herkes tarafından bilinen  ve anlamı  aynı  şekilde anlaşılan kelimeleri kullanılmalıdır.

  Fesâhat  geniş tarifleri ile  “Bir lisânın doğru ve hatasız ve suhûlet( kolay, yumuşak nazik)  ve selâsetle ( akıcı ) söylenmesi veya yazılması, sözün yanlış, yabancı ve yahut nâdir kullanılan  kelimelerden sâlim olmasıyla beraber râbıtanın dahı kaideye mutabık olması”, “güzel ve açık konuşma ile iyi söz söyleme kabiliyetidir”.  “Sözü teşkil eden kelimelerin her birinde ve o kelimelerden müteşekkil sözde lafz, mana ve ahenk itibariyle kusur bulunmamasıdır.”[3] (Fesâhat Nedir. Edebiyatta Fesahat ve Fasih)

 

Anlamı az bilinen, henüz yaygın olmayan kelimeleri kullanmak, edebiyatta garabete düşmek olarak ifade edilir. Böyle kelimeleri kullanmaya eski edebiyatta  “vehşi “ tabiri de kullanılmıştır.  Eski edebiyatta  şair ve yazarlar  seci ve kafiye zorlamalarından dolayı  sözlüklerden   pek bilinmeyen sözcükler bulup çıkarmışlar;  bu uygulamaları  ise garabetli ifade  olarak kabul edilmiştir. Sanatlı ve süslü söyleyiş derdinde olan Servet-i Fünûncular  da  Arapça ve Farsça sözlüklerden  pek bilinmeyen ve kullanılmayan  sözcükleri bulup çıkarmayı marifet olarak görmüşler, üstelik bu sözcüklerin  sözlüklerdeki üçüncü dördüncü derecedeki anlamlarını kast edecek şekillerde kullanmışlar; bu nedenle   da garabete başvurmakla suçlanmışlardır.

Şu halde anlamı çok bilinmeyen,  pek çok insanın bilmediği, kullanım sahası çok az olan kelimeleri edebi bir  eserde kullanmak bir garabettir.

Çeşitli garabet türleri vardır.

Garib –i Hüsn:   Eserin yazıldığı zamanda  yaygın olan, bilinen ama günümüzde kullanımdan düşmüş kelimelerdir.  Örneğin ases ve ases Başı   ( gece bekçisi) Misk-i Ahu Misk-i Hoten ( Türkistan ahusu) Çelipa ( istavroz, haç işareti) Huban-ı Çiğiller ( Çiğil ve Yağma Türkistan güzeli ) , Daru yu Huşber  ( afyon sakızı )  günümüzde unutulmuş kelimelerdir. Fakat bu kelimler eski devrilerde pek çok kimse tarafından bilinen  ve sık kullanılan kelimeler oldukları için  garib-i hüsn olarak kabul edilir.

Garib –i Kubh: Hiçbir devirde benimsenmemiş, hiçbir devirde kullanılması hoş karşılanmamış sözlerdir.

Garib-i muvafık: Garabetli olduğu halde söylenmesine mecburiyet duyulan sözlerdir.

Garib-i muhalif. Söyleme mecburiyeti olmadığı halde söylenmiş garip kelimelere denir.

 

KAYNAKÇA

[1] https://www.luggat.com/garabet/1/1

[2] Tahirü’l-Mevlevi, Edebiyat Lüğati, Enderun Kitapevi, 1970, shf. 46

[3] Şahamettin Kuzucular, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/fesahat-nedir-edebiyatta-fesahat-ve-fasih/100659

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da