Gül Mazmunu Gerçek ve Sembolik Manalarda gül
Gül çiçeklerin en güzeli olarak divan halk ve çağdaş şiirimizde çok sık adı geçen bir çiçek ve benzetme unsurudur. Gül ile ilgili olarak çok çeşitli benzetmeler, terkipler tamlamalar, edebi hikâyeler vb kurulmuştur. Bunların pek çoğu başka konular ve mazmunlar içinde değerlendirildiğinden ve bunların pek çoğu her kes tarafından iyice bilindiğinden tekrara düşememek adına üzerinde çok durulmayacaktır.
Gül ile ilgili olarak oluşan tasavvurların pek çoğu, gül ile sevgili, gül ile bülbül, gül ile diken, gül ile Hz Peygamber, gül ile bağban, gül ile solmak, gül ile ömür, gül ile diğer çiçekler vb arasında kurulan ilgiler, benzetmeler, semboller ve hikâyelerdir. “Divan ve halk şiirinde bülbül ve gül konulu çok sayıda şiir yazılmış, bülbül redifli çok sayıda gazel ve kaside yazılmıştır. Türk halk şiirinde ise pek çok mâni, türkü, destan ve koşma da bülbül konusu işlenmiştir. Divan edebiyatında ortaya çıkıp halk şiirine de geçen Bülbül ve gülle alakalı çok sayıda remiz ve mazmun vardır.”[1]
Gül ile kurulan pek çok alaka, gül rengi üzerine kurulmuştur, gülü yaraya benzetilmesi, gülün yapraklarını çabuk dökmesi, sevgilin yanağının rengi olması, renginden dolayı kana ve kanamaya benzetilmesi vb bunlardan bazılarıdır.
Gül ile gülşen, gül ile gonca, gül ile ateş, gül ile şarap, gül ile sabah yeli, gül ile nevruz, gül ile bahar, gül ile gülmek, gül ile baban, gül le rakip sevgili, gül ile hazan, gül ile Butimar Kuşu ve Andelip, gül ile gül renkli elbiseler, gül desenleri ile kumaşlar, gülün açması ile gülüş, gülün açmasının eteğin açılmasına benzetme, yaraların çıkmasını güle benzetme vb.( bkz Divan Edebiyatında Bülbül Andelip Hezârdan )
Eski şiirde bülbülün güle erişmek için çabasına dikenlerin engel olduğu gülün dikenin bülbülün göğsüne batarak bülbülü öldürdüğü hikayesi se sık sık karşımıza çıkar. Gül su ihtiyacını bülbülün kanıyla karşılar. Büllbül nağmeleriyle kendinden geçerken gül de naz uykusundan uyanıp onun kanını içiverir.[2]
“Bülbül ile gonca arasındaki münasebet de çok sık işlenen bir hikâyedir. Bülbül goncanın açmasını görmek ister. Geceden ötmeye başlar ki uykusu gelmesin ve goncanın açtığını görebilsin fakat şafak vaktine yakın yorgunluktan bir ara gözleri kapanır. Gözlerini telaşla açtığında goncanın açtığını görür ve tekrar feryada başlar.”[3]
Gül ile ilgili detaylara mazmunlara, düşünce hayal ve benzetmelere yer verdikçe bu liste çok uzayacaktır. Örneğin gül aynı zamanda hz Muhammed’in sembolüdür. Bu nedenle gül bir habiptir. Bir çok şiirde gül Hz Muhammed, bülbül ise Hz Muhammed’e yalvaran şair yerine geçer.
Gül, sevgili , şair ise güle ve goncaya erişmeye çalışan şairin kendisidir. Kısaca, gül şiirlerde hem sembolik manada hem de gerçek anlamları ile çok sık kullanılmıştır.
Farklı benzetmelerden birisine örnek vermeye çalışırsak Behişti'nin bu beyti bunun için güzel birörnek olacaktır. Behişti gülü ve gül yapraklarını kendisine kefen gibi düşlemiştir.
Yârsuz gülşen ölümdür baña gül şekl-i kefen
Sanuram bülbül ki şîven eyleyüp aglar imiş Vizeli Behişti Ramazan
Yukarıda sözü edilen konulara örnek olmak üzere beyit örnekleri vermeye çalışırsak:
Ey giyip gülgûn demâdem azm-i cevlân eyleyen
Her taraf cevlân edip döndükçe yüz kan eyleyen Fuzuli
Hele îd oldu ol gül-gonce handân olduğun gördük
Demâg-ı telh-kâmın şekkeristan olduğun gördük Nedim
Erişti nevbahar eyyamı, açıldı gül-i gülşen
Çerağan vakti geldi, lalezarın didesi Ruşen Nedim
Yokmuş bir aha ey gül- i rana tahammülün
Bağrın ne yaktın ateş- hasretle bülbülün Şeyh Galip
Dûzah behâr-ı hüsnüne bir gül-sitan senin Şeyh Galip
Kulzüm şirâr-ı aşkına bir katre kan senin
Gül âteş gülbün âteş gülşen âteş cûybâr âteş
Semender-tıynetân-ı aşka besdir lâlezâr âteş Şeyh Galip
Dâg-ı dilim o şûh gül-endâm tâzeler
Gülzâr-ı neş’eyi bir iki câm tâzeler Şeyh Galip
Bir lebi gonca yüzü gülzar dersen iste sen
Har-i gamda andelib-i zar dersen iste ben Baki
Gül-sitân bezm-i şarâb u câm-ı mey güldür baña
Kulkul-i halk-i surâhî savt-ı bülbüldür bana Baki
Lâle-hadler kıldılar gül-geşt-i sahrâ semt semt
Bâg u râgı gezdiler idüp temâşâ semt semt Baki
Açıl bâguñ gül ü nesrîni ol ruhsârı görsünler
Salın serv ü sanavber şîve-i retfârı görsünler Baki
Künc-i ebrûsın hayâl it gûşe-i gülzârı gör
Halka-i zülfin kıyâs it tabla-i ‘ attârı gör Baki
Gül gülse dâ’im aglasa bülbül ‘ aceb degül
Zîrâ kimine agla dimişler kimine gül Baki
Esti nesîm-i nev-bahâr, âçıldı güller subh-dem
Açsın bizim de gönlümüz, sâkî medet, sun câm-ı Cem Nefi
Ne seyr-i gülşene ne cûybâre dek giderüz
Sirişk-i çeşm ile biz kûy-ı yâre dek giderüz Neşati
Hansı gülzâr içre bir gül açılur hüsnün kimi
Hansı Gül bergi leb-i lâl-i dür-ebşânunca var Fuzuli
Divan Edebiyatında Bülbül Andelip Hezârdan
Kara Fazlı ve Gül ile Bülbül Mesnevisi
Gül ile Bülbül Hikayesi Şiirlerde Gül İle Andelip
Gülgûn Nedir Divan Şiirinde Gülgun
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/divan-edebiyatinda-bulbul-andelip-hezardan/86327
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/gul-ile-bulbul-hikayesi-siirlerde-gul-ile-andelip/118119
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/gul-ile-bulbul-hikayesi-siirlerde-gul-ile-andelip/118119