14.03.2015
EDEBİ KİŞİLİĞİ
Hamdullah Hamdî, 15. yüzyıl’ın en meşhur şairlerinden biridir. Hamdullah Hamdi’nin edebi kişiiğine etki eden üç önemli şahsiyet vardır. Bunlardan ilki babası (15 yy), diğeri Şeyh İbrahim Tennuri H üçüncüsü ise Molla Cami ’dir. Hamdullah Hamdi mesnevilerini çevirirken Molla Cami ’nin eserlerini tercüme etmiştir.[1]
Hamdi Çelebi, Türk edebiyatında batı Türkçesiyle ilk Hamse sahibi olan, yani beş mesnevî yazan şairdir. ( bkz Hamse Nedir ( Beş Mesnevi ) Mesnevîleri arasında en çok Yusuf U Züleyha'sı ve Leylâ vü Mecnûn mesnevîleri beğenilmiştir. Özellikle Yûsüf ü Zelîha'sı dili ve üslûbu bakımından, o zamana kadar bu konuda yazılan eserlerin en güzeli olarak kabul edilmiştir. Bu eserinin önsözünde, Akşemseddîn ile ilgili bir menkıbeye şöyle işaret etmektedir.
Menkıbe şöyledir: Akşemseddîn hazretleri daima derdi ki, "Şu küçük oğlum Muhammed Hamdi yetîm, zelîl kalmasa şu mihneti çok dünyâdan göçerdim". Bir gün, Hamdi Çelebi'nin annesi, Akşemseddîn'e dönüp, "Göçerdim dersin durursun, ama yine de göçmezsin!" deyince, Akşemseddîn "Göçelim!" buyurdu. Göynük kasabasında yaptırmış olduğu mescide girip vasiyetini yaptı, yakınları ile helâlaştıktan sonra Yasin suresini okumaya başladı. Sünnet üzere yatıp mübarek ruhunu Hak teâlâya teslim eyledi. Yukarıda zikredilen manzumenin ilk mısralarında Hamdi Çelebi mübarek babasının bu kerametine işaret etmektedir.[2]
Hamdi Çelebi, hayatının sonuna kadar münzevi yaşadı. Umumiyetle, eserlerinden kazandığı para ile geçimini temin ediyordu. Bir ara Anadolu'ya gelen meşhur Abdürrahmân-ı Câmî ile de görüştü, sohbetinden istifade etti. Eserlerinde de ondan aldığı feyzi aksettirmektedir. Câmî'yi taklit etmiştir diyerek tenkit edenler çıkmışsa da eserlerindeki üslûb ve tasvirler orijinaldir ve pek lezzetlidir. Almış olduğu derin ve geniş muhtevalı din, fen, edebiyat ve tasavvuf kültürünün potasında tam pişmiş ve olgunlaşmış olarak eser telif etmiştir. Mesnevîlerinde, dînî, ahlâkî, tasavvufî konuları ve incelikleri pek güzel ve samîmi bir üslûpla, işlemiştir. Eserlerinde az da olsa tasannu (yapmacık) bir üslûb ve zorlanma göze çarpmaz. Pek kıymetli bir kültür yâdigârı bırakmıştır. Dîvanı ve hamsesi vardır. Türk edebiyatındaki en güzel Yusuf u Züleyhâ mesnevîsini Hamdi yazmıştır. Çağının en verimli şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Hamdullah Hamdi Efendi, Göynük'te babasının halifesi olan İbrahim Tennûrî’ye derviş olmuş, eserlerini yazarak kanaatkârca bir hayat sürmüş, 1503 (H.909)te Göynük'te vefat etmiş, babası Akşemseddîn'in yanına defnedilmiştir.
Hamdullah Hamdinin , Hamse'si içinde Yusuf u Züleyha[3], Leyla vü Mecnun, Mevlid, Kıyafetname ve Tuhfetü'l-Uşşâk adlı mesnevîleri yer alır. Yusuf u Züleyha onun en tanınmış eseridir.[4]
· Hamdullah Hamdi Divanı ve Edebi Kişiliği
· Hamdullah Hamdi , Hayatı ve Edebi Kişiliği
· Hamdullah Hamdinin Yusuf U Züleyha Mesnevisi Ve Hamsesi
HAMDULLAH HAMDİ DİVANI
Hamdî’nin divanı mürettep bir divandır. Hamdullah Hamdî ve Divanı hakkında Ali Emre Özyıldıırm’ın bir çalışması vardır. İki yazma nüshası tespit edilen Hamdî Divanının tenkitli metni 1995 yılında Ali Emre Özyıldırım tarafından Ankara Üniversitesinde yüksek lisans tezi olarak hazırlanmış Ali Emre Özyıldıırm bu çalışmasını Hamdullah Hamdî ve Divanı, adıyla Kültür Bakanlığı, Ankara, 1999 da bastırmıştır.
Hamdî divanı 3 kaside, 199 gazel, 1 murabba, 1 terci-bend, 5 kıta, 3 “nazım”, 9 müfred ve 1 beyitten oluşmaktadır. [5]Metin, Divanın bilinen iki yazmasının karşılaştırılması (Süleymaniye, Esad Efendi, 2626; Millet, Ali Emiri-manzum, 120) bir mecmuadaki Hamdî’ye ait şiirlerin bu metne eklenmesiyle (Milli Kütüphane, FB, 442) ile oluşturulmuştur.
Birçok divan şairinin aksine Hamdî, divanında padişaha veya her hangi bir devlet büyüğüne övgüde bulunmamıştır divanında yer alan 3 kasidenin ikisi tevhid biri de naattır. [6]Gazellerinin bir kısmı mülemmadır.
Hamdî Çelebi, divanında tevhid ve naat gibi dini ve tasavvufi konulu bazı şiirler yazmış olmasına rağmen herhangi bir tarikata veya tasavvufi görüşe bağlı bir şair değildir. O yüzden “Hamdullah Hamdi bir mutasavvıf-şair olarak görülemez.”
Şairin hayatının büyük kısmını memleketinde inzivada geçirdiği ve tasavvufi bir hayatı benimsediği hatırlanacak olursa bu farklılığın sebebi rahatlıkla anlaşılabilir. Şeyhi, Ahmed Paşa ve Necati’nin bariz bir etkisi göze çarpar. Her ne kadar Hamdî’nin yazdıklarıyla bu şairleri aştığını söylemek mümkün değilse de şiirlerinde kullandığı dil ve üslup özellikleri bakımından dönemin genel şiir zevkini yansıtan ortalama bir şair olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle şiirlerinde kullandığı deyimler, atasözleri, çeşitli adetlere gönderme yapan telmihler ve kelime oyunlarına dayalı edebî kullanımlar dönemin şiir dilini yansıtan ilginç örnekler olması bakımından önemlidir [7]
HAMSESİ VE DİĞER ESERLERİ
· Leylâ vü Mecnûn (mesnevî),
· Tuhfet'ül-Uşşâk (mesnevî),
· Kıyâfetnâme, ı
· Mevlîd-i Nebî,
· Ahmediyye, şiirlerini ihtivâ eden Hamdullah Hamdi Divanı
· Risâle, Mecâlis'üt-Tefâsir adlı tefsiri. ( tasavvuf ile ilgili )
Hamdi Çelebi'nin Dîvân'ı ve mesnevîleri, yazma hâlinde olup, henüz basılmamıştır. Mesnevîleri, divanındaki şiirlerine nazaran daha sade bir dille yazılmıştı
DİVANINDAN SEÇMELER
GAZEL
Gün yüzün devrinde âh itmek eger olmasa suç
Berk-ı âhumdan tolardı kubbe-i zâtü`l-bürûc
Yıkmag olurdı felek burcını top-ı âh ile
İlle sîne hânesi döymez eger kim olsa tuç
Çıkdı hattun leblerün devrinde kâfirlik ider
‘Âdet oldur şîre vaktinde ider kâfir hurûc
İremezsin sûfî uçmagıla kûy-ı dil-bere
Tâ’atundan şeh-per idinüp gerekse bin yıl uç
Dil-rübâlar zülfiyile devr elinden âh kim
Ne anun cevrine had var ne bunun kahrına uç
Kaddile korkutmak ister Hamdî'yi ebleh rakîb
Bilmez ol gâfil nicedür kıssa-i Mûsî vü ‘ßc
• ‘Îş-i cihân ki fasl-ı bahâr ile hoşçadur
• Âfet-i fürkat bu yıl halka belâ-yı ‘âmdur
• Âh kim ol bî-vefâ dil-ber beni yâd eyledi
• Âh kim yakdı beni rûy-ı nigâr ayrılıgı
• Anun ki şükri gönül tûtîsine şekkerdür
• Âsitânunda şehâ her dem zelîl eksük degül
• Âyîne-i Hudâ'dur Hakk'a cemâli şeyhün
• Bagrına basdı gönül tîrüni cânânı gibi
• Bir demde gamundan gönüle vâsıl iki oldı
• Bir içim sudur meger ey gamze peykânun senün
• Bitmez lebi yâkûtı gibi kânlar içinde
• Bu ‘ışk meşrebi yâ Rab ne turfa meşrebdür
• Câm-ı vahdet cur’asından her ki hüşyâr olmadı
• Cân mı var kim gamzen okından cigerde tîri yok
• Cânumun gitdi hayâtı yüzüni görmeyicek
• Cigerde dâgum içün şefkat ile tag aglar
• Cihâna bâde-i ‘ışkı sunup hammârı Gülzâr'un
• Cihânda her ki gam-ı ‘ışk ile melâmetdür
• Cûş-ı sînem gözüme eşk-i firâvân getürür
• Cûy-ı eşküm cûşa gelse tan mı deryâlar gibi
• Çöz sünbülüni Rûm diyârı Hoten olsun
• Dâ’irenden beni dûr eyledi devvâr felek
• Dâd ümîdine o kim sen şeh-i bî-dâda gider
• Devrân beni çün sohbet-i cânândan ayırdı
• Dil-ber yolınun kâfilesi bî-ser ü pâdur
• Diyâr-ı goncadan itdi meger sabâ güzeri
• Efsâne oldı ‘âleme çün hüsni âyeti
• Ey gönül cân vir yine cânânuna
• Ey perî şânun durur diller perîşân eylemek
• Figân-ı nâyı işit [kim] neden şikâyet ider
• Gamunı câna mugtenem bilürem
• Gamzen okına cân u cigerden siper gerek
• Gel ey perîki bugün ‘azm-i sebzezâr idelüm
• Gelmedin Furkân ile İncîl ü Tevrît ü Zebûr
• Gerçi cihân saçundan dâm-ı belâya düşdi
• Gönlümi aldı lebün kasd eyledi cân üstine
• Gönlümi bend itdi uydı gamze-i gammâzuna
• Gönül ki bir sanemi kendüye nigâr eyler
• Görse Zühre baglar anun nakş-ı rengîn üstine
• Görürse Ka’be yüzün çâk ide câmesini
• Gözlerün ‘ayyârı kim bir âl ile bin dil kapar
• Gözlerün kana şitâb itdügi yâ Rab neyiki
• Gözün sayyâdı kaşundan iki müşkîn kemân asmış
• Gözün sayyâdı kaşundan iki müşkîn kemân asmış
• Güneş yüzüngöricek şerm idüp sehâba girür
• Haddün gibi çemende ne nâzük semen biter
• Hatm olup ‘ömrüm eger kalmaya bende bir nefes
• Hecründe beni eyle hazîn eyledi ey şâh
• Her ehl-i dil ki bana o cândan haber virür
• Her kanda ki hatt-ı taraf-ı la’lün anıldı
• Her ki toldurdı mey-i ‘ışk ile dil şîşesini
• Her kim cihân içinde bir dil-rübâsuz olmaz
• Her kim yanınca bir sanem-i meh-likâsı var
• Hevâ-yı sünbülün ile sabâ ki hoş-demdür
• Hurrem o gönül kim geçe ‘âlem hevesinden
• İt rakîbi niçe bir baglayasın har yirine
• Kaddün ‘alemi göstereli peyker-i fitne
• Kahramânî bakışun kasd-ı dil ü cân eyler
• Kan aglasun şafak haber-i Kerbelâyiçün
KAYNAKÇA
·
· [1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hamdullah-hamdi-hayati-edebi-kisiligi/74927
· [2] Dr.Zehra ÖZTÜRK, On Be?inci Yüzy›l ?airlerinden Akşemseddinzade Hamdullah Hamdi’ninYusuf ve Zeliha Mesnevisinde İşlenen Değerler, dem.org.tr/ded/10/, shf 47, son erişim , 11-08 -2012
· [3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hamdullah-hamdi-hayati-edebi-kisiligi/74927
· [4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hamdullah-hamdi-yusuf-u-zuleyha-ve-hamsesi/76259
· [5] Ali Emre Özyıldıırm Hamdullah Hamdî ve Divanı, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1999, shf 3
· [6] Ali Emre Özyıldıırm Hamdullah Hamdî ve Divanı, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1999, shf 3
· [7] Emre Özyıldırım, Hamdullah Hamdi Divanı, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-213627/h/giris.pdf )
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın