İğrâk Nedir Aşırı Mübalağa Abartma

25.05.2017
 

İğrâk  ( Aşırı Abartma)

Edebi söz sanatlarından olan mübalâğa söz sanatında, ifrata kaçan abartma,  İfrata çıkmak abartmada aşırı gitmek, ileri varmaktır.

 

KONU BAŞLIKLARI

 

 

İğrak Nedir Osmanlıca Yazılışı Sözlük Anlamları Kökeni

Osmanlıca Yazılışı igrâk : اغراق

İgark, Arapça kökenlidir ve Arapçadaki” grk “ , gark  غرق kökünden gelir. Gark olmak ,  غرق / غَرْقْ  sözcüğü ise suda boğulmak, batmak, ağzına kadar dolmak anlamlarındadır. Igrâk ise sözlük anlamları ile

gark etme, suda boğma , aşırı doldurulmuş  anlamlarındadır.

İğrak, mübalağa sanatında kullanılan bir terim olarak da kullanılır.  

 

Edebiyatta ve Mübalağa Sanatında İğrak

Edebiyatta mübalağa :  Bir şeyi ifade ederken ya olduğundan çok fazla veya olduğundan çok noksan göstermek "  eskilerin deyimi ile habbeyi kubbe, kubbeyi habbe yapma anatı olarak tarif edilir.  [1]  Mübalağa sanatında aşırılığa kaçmayı ifade eden bir terim olan İğrak ise olması imkânsız derecede yapılan mübalâğa, çok aşırıya kaçan abartma manalarındadır.

Divan şairleri mübalağa sanatını özellikle kasidelerde memduhlarını övmek için kullanmışlar, bu nedenle devlet büyüklerini ya aşırı şekilde övmüşler yahut da rakiplerini aşırı şekilde küçük düşürmek için bu söz sanatına başvurmuşlardır.  

İğrak, mübalağanın üç derecesinden biridir. bkz Mübalağa Nedir Mübalağa Sanatı Tebliğ İğrak Gulüv ...) Mübalağanın üç derecesi olan tebliğ, iğrak ve gulüv den biridir. İğrak, "mübalâğa" söz sanatının ikinci derecesi olarak görülen, ifrata kaçan abartmadır.  İfrat ve iğrak abartmada aşırı gitmek, ileri varmak, ortalamanın çok üstüne çıkmak, abartmayı aşırı şekilde yapmak, ölçüyü aşmak manalarına gelen bir ifadedir.   ( BKZ İfrat ) )Aklın kabul etmesine rağmen alışılmamış ve âdet olmamış şekilde yapılan  aşırı abartma olarak da tarif edilebilir. [2]

Şiirlerle İgrak Örnekleri

Örneğin: Namık Kemal’in
Merkez-i hâke atsalar da bizi
Kürre-i arzı patlatır çıkarız.       (Namık Kemal)

Beytinde ifrat ve iğrak derecesine varan bir ifade vardır. Arz küresini patlatıp çıkmak abartmasını akıl, makulmüş gibi algılamaktadır fakat aslında, mantıken yapılması imkânsız olan bir şeyden söz edilmektedir.

Adli bir gâyetde kim devrinde kebk ü şâhbâz
Birbirini âşiyânında gelir mihmân bulur            Nefi

Nefi’nin bu beytinde bir iğrak vardır. Çünkü keklik ile doğanın birbirlerinin evine misafir olmasını akıl kabul edemezse de her iki kuşun yavru iken kafeste büyütülmesi ile aralarındaki düşmanlık giderilebilir.[3]

Kısaca iğrâk, aklın kabul ettiği ama mantığın kabul etmediği, abartmada  İfrat’a düşmüş, aşırıya kaçmış mübalağadır.

Dut gözin ey dûd-i dil çerhin ki devrin terk edüp 
Kalmasun hayrette çeşm-i gevher efşanım görüp        Fuzûlî

(Ey gönlümün yanışından çıkan duman! Feleğin gözünü tut ki benim inciler saçan gözümü görerek (gözyaşımı görerek) hayrette kalıp da dönüşünü terk etmesin.)

Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Yâ muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su   Fuzûlî

(Gökyüzünün rengi su renginde midir yoksa gözümden akan yaşlar su olarak gökyüzünü mü kaplamıştır da onun için mi mavi görünüyor, bilmiyorum.)

Bir kaz aldım ben karıdan
Boynu da uzun borudan
Kırk abdal kanın kurutan
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz”      Kaygusuz Abdal

Manda yuva yapmış söğüt dalına,
Yavrusunu sinek kapmış duydun mu?   Anonim

 Bir ah çeksem dağı taşı eritir,
Gözüm yaşı değirmeni yürütür.          Anonim

Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.        

İLGİLİ YAZILARIMIZ

KAYNAKÇA

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar