Köroğlu Destanı ve Kolları İrfan Özfatura

24.08.2016

 

 Köroğlu Bugüne kadar duyulan Köroğlu Destanı rivayetleri, AZERBAYCAN’dan Rumeli ne kadar uzanan geniş sahada yirmi dört çeşitleme halindedir. Bunlar, birbirinden farklı gibi görünse de aslından tek bir çekirdeğin etrafında gelişen parçalar gibidir. Nitekim hala halk arasında söylenen Köroğlu Şiirleride ya birer vakıa anlatmakta, ya bir güzelleme ile destandaki olayların çevre olarak mekânını tespit etmekte; ya bir koçaklama ile destan kahramanlarından birini çizmekte veya birinin macerasını vermekte yahut da türkü ile olayları birbirine bağlamaktadır.

Köroğlu destanının Varyantları üzerinde yapılan çok sayıdaki çalışmalardan birisini yapan Dr. Doğan kaya: “ Günümüz Türklük coğrafyası içerisinde, Köroğlu'nun Türkiye'de yaygınlığı azımsanmayacak ölçüdedir. Bilhassa son otuz yılda yurdun her bir tarafından derlenen muhtelif Köroğlu kolları ve varyantları da bu düşüncemizi kuvvetlendirmektedir. Öyle ki, tespit edilen varyantları, yüzün üzerinde bir sayıya ulaşmıştır.” Dr. Doğan Kaya “ Sadece Kadirli'den tespit edilmiş olan altı varyantı tanıtmaya çalışacağız. Oldukça hacimli ölçüde olan bu varyantların başlıcaları şunlardır:

1. Köroğlu'nun Zuhuru,

2. Ayvaz'ın Bolu Bey'ine Esir Olması,

3. Köroğlu'nun Esir Olması,

4. Köroğlu'nun Ermenistan Seferi,

5. Köroğlu'nun Gürcistan Seferi,

6. Köroğlu'nun Kaybolması. Olarak tespit ederek Köroğlu kollarında kahramanlar, diğer destanlarda olduğu gibi fiziki ve ruhi bakımdan idealize edilmiş özellikleriyle dikkat çekicidir. Bu özellikleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Köroğlu Destanında karşımıza çıkan kahramanlar, müşkül anlarında ölme pahasına, birbirlerine yardım ederler ve yardımları karşılıksızdır.

2. Görkemli yapıları ve hünerli davranışlarıyla, bir bakıma içinde bulundukları zümrenin temsilcisi durumundadırlar.

3. Hassas ve sanatkâr ruhludurlar. Yeri geldiğinde duygularını şiirle ifade ederler.

4. Saflıkları yüzünden ölümle burun buruna gelirler, fakat mağlup olmak, kabul edemedikleri yegâne husustur.

5. Emre itaat ederler ve ahde vefaya sadıktırlar. Köroğlu destanı, bu kadar yüce fikirleri yeni nesillere kazandırması bakımından haklı olarak anıt eser olma hakkını elde etmiştir."

( “ Köroğlu ve Kollarının Yeni Varyantları ” ,Dr. Doğan KAYA, Türklük Bilimi Arastırmaları, S. 5, Sivas, 1997, s. 311-334. )  Sonuçlarına ulaşır. Şüphesiz bu tepitlerin tamamı diğer varyantalarda da geçerlidir.

Türk dünyasına yayılan Köroğlu hikâyelerinin 24 kolda 600 den fazla varyantının bulunduğu düşünülmektedir.

Köroğlu, bütün Türk kültür coğrafyasında bilinen destanıdır. Bu destan, Anadolu, Azerbaycan, İran, Rumeli, Kırım ve Türkmenistan’da söylenip dillenmiştir. Türkmenlerin Göroğlu destanı daha eski ve en zengin varyantlardan birisi olduğu için her zaman bilim adamlarının aradığı kaynak eser niteliğini taşımıştır.

Köroğlu’ndan Vamberi’nin, Chodzko’nun, Samoyloviç’, Evliya Çelebi , Mehmet Emin Yurdakul gibi yazarlar bahsetmişlerdir. Bu destan ananesinin Türkmenlerin arasında kuvvetli olduğunu Vamberi’nin, Chodzko’u bize haber vermektedir. Destanın çeşitli varyantları üzerinde derinliğine araştırmalar yapan Pertev Naili Boratav şu sonuca ulaşmıştır: “ Maalesef Türkmen rivayeti elimizde olmadığı için, bütün bu rivayetlerin ne gibi tahriflere maruz kaldığını tayin etmek mümkün değildir. Hatta Türkmen rivayetine en yakın zannettiğimiz Özbek rivayeti bile tam değildir.

Bu destan, Türk topluluklarının çoğunda bulunmaktadır. Halk bilimciler bu destanı iki temel versiyona ayırmıştır: Batı yahut Kafkas ve Anadolu anlatmaları; AZERBAYCAN , Gürcü, Anadolu , Gagauz ve diğer Balkan varyantları, Kırım varyantı; ikinci versiyon ise Doğu yahut Orta Asya anlatmaları: Özbekler, Türkmen, Tacik, Karakalpak, Orta Asya Arapları, Sibirya Tobolları varyantları.

Şimdiye kadar Goroğlu destanını araştıranlar; Goroğlu kimdir, tarihî bir şahsiyet midir, neden Goroğlu’na eşkiyalığı yakıştırmışlar? Buna rağmen bu sanat eseri destan, neden böylesine geniş bir coğrafyaya yayılmış, bu destanın kökü nereden kaynaklanmış, neden bu destan yaşamaya ve değişmeye tabii tutulmuş? gibi soruların cevaplandırılması konusu bizi meşgul etmektedir. Göroğlu destanlarının en zengini sayılan Türkmen bölümü ise bu sorulara cevap verecek niteliktedir.

köroğlu destanının çeşitli halklardaki varyantlarının çoğunda geçen bazı kelimeler eserin temel köklerine işaret etmektedir. Göroğlu’nun yurdu türlü versiyonlarda, meselâ Türkmenlerde Candıbil (bazı elyazmalarda Canlıbil, Çanlıbil), Azerilerde Çenlibil, Kazaklarda Cenbil, Türkiye Türklerinde Çamlıbel geçmektedir. Bunlar destanın temelinin bir kökten çıktığına işarettir. Türkmen Göroğlu’sunda çoğunlukla Teke ili, bazen Teke Yomut ili, bazen de Teke Türkmen ili baş kahramanın yurdu olarak gösterilmektedir. Anadolu varyantlarında da Göroğlu’nun Türkmenlerden olduğu hakkında bazı ifadeler bulunmaktadır. Örneğin Anadolu varyantının “Ayvaz ağlama” şiiri şöyle başlamaktadır:
“Ben bir Türkmen idim, geldim yabandan,
Haberi aldım, ben bir çobandan”

Şiirin devamında ise “Göroğlu’nun babasının Türkmen olduğu söylentisi vardır” diye açıklama verilmiştir. Anadolu Elazığ varyantında “Göroğlu aslen Türkmendir” denmektedir. Buralarda Türkmen kelimesinin geçmesi Türkmenlerin tarihi ile ilgili eski dönemlerdeki geniş coğrafyayı bize hatırlatmaktadır. Bunu meşhur Türk tarihçisi Prof. Dr. Faruk Sümer’in ifadeleri ile anlatırsak, bizim bu Türkmen dediğimiz grup, o zamanki tarihî bakış açısından, çok geniş anlama sahiptir:

“11. yüzyıldan itibaren kendilerine Türkmen de denilen Oğuzların Türkiye Türkleri ile İran, Azerbaycan, Irak ve Türkmenistan Türklerinin ataları olduklarını biliyoruz. Göroğlu destanı da, o zamanlarda Türkmenlerin bulunduğu bu geniş coğrafyaya yayılmıştır.”

Pertev Naili Boratav Anadolu, Özbek ve Paris nüshalarını inceleyerek, Göroğlu’nun menşei hakkında şu sonuca varmıştır: “Benim Göroğlu rivayetlerini tetkikten sonra vardığım netice, destanın yeni şekliyle alâkadardır. Bugünkü şekliyle Göroğlu destanı aslı itibariyle Türkmen menşeinden görünüyor.”

Göroğlu’nun tümüyle ortaya çıkarılması için onun diğer Türk halklarındaki bütün nüshalarının birarada neşredilmesi gerekmektedir. Böylece ortaya çeşitli yönleriyle bir Göroğlu çıkacaktır.

Türkmenistan’da bazı bölümleri daha önce yayımlanan Türkmen Göroğlu destanı, 30 bölüm halinde tamamı Türkiye’de ilk defa Ahmet Yesevi Üniversitesi Yardım Vakfı tarafından yayımlanmıştır.

1997 Uluslararası Mahdumkulu Ödülü’ne lâyık görülen eser, Annaguli Nurmemmet tarafından Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

Halk Ozanları ve Halk Hikayecillerinin yüzyıllar boyunca yaşattığı Köroğlu destanı’nın Türkmen varyantı, bütünüyle edebiyat ve bilim çevrelerinin önüne ve gün ışığına bu eserle çıkmaktadır.

 

Bununla beraber Köroğlu Destanının da kaynağı, bütün öteki destanlarımızda olduğu gibi, önceki sahifelerde anlattığımız asıl büyük TÜRK DESTANLARIdır. Motifler hayaller, muhit ve adetler bütünüyle bu destanlarımızdan alınmış ve onların üzerine kurularak geliştirilmiştir

İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZ VE LİNKLERİ

 

 Gül Sanatlarla ilgili, Tez, yazı, İnceleme, ve Araştırmalarınız bize başvurarak bu sitede Paylaşabilirsiniz.

BAŞVURU İÇİN : ESA, İLETİŞİM  veya [email protected]m

0

1

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar