Bahattin Karakoç Hayatı Edebi Kişiliği ve Eserleri

12.09.2011

Bahattin Karakoç Hayatı Edebi Kişiliği ve Eserleri

 

 

Hayatı

( d.5 Mart 1930'da Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü kasabası)

KİMLİK BİLGİLERİ:

T.C.KİMLİK NO: 63406087226
Baba Adı: Ümmet
Ana Adı: Fatma
Doğum Yeri Ve Tarihi: Elbistan / 05.03.1930
Medeni Hali: Evli
Dini: İSLÂMKan Grubu: A Rh ()

 

Hamdolsun Yüce Rabb'ına ki Bahaettin Karakoç'u Türkiye'de yaratmıştır. Hamdolsun ki Müslüman'dır, son peygamberin ümmetlerindendir. Bezm-i elest akdine sadık, Kaalübela'dan beri açlığı, susuzluğu hiç geçmeyen bir âşıktır. Yangını yüreğinden, dumanı başından, zikri yüreğinden hiç eksik olmaz. İşte bir ömrün özeti bu. Fazlası bir teferruattır.” (Bahaettin Karakoç)[1]

(5 Mart 1930, Elbistan, Ekinözü - 16 Ekim 2018, Kahramanmaraş)

AİLESİ

Soyca şair bir ailenin ilk erkek çocuğu olan Bahattin (Bahaettin) Karakoç, 5 Mart  1930'da Kahraman Maraş'ın Elbistan ilçesinde doğmuştur. Baba Adı: Ümmet, Ana Adı: Fatma’dır. Babası ve dedesi “hoca takımından” gelen diğer köylülere nazaran kısmen varlıklı ve eğitimli insanlardır. Babası Ümmet Karakoç ise Ekinözü köyünden İstiklal savaşlarına ve Maraş’ın Fransız işgaline karşı savaşmış, [2], Demiryollarında taşeronluk ve köyünde muhtarlık da yapmış saygın biridir.  Ümmet Bey, muhtarlığı süresince köylerine ilkokul açtırmayı başarmıştır. [3] Annesi Fatma Hanım’da “Balcı Fakı “adı ile bilinen şiire ve şairliğe meyilli bir kadındır.[4]

Ağabeyi olduğu Abdurrahim Karakoç’ta dâhil olmak üzere, dedesi, babası ve kardeşleri de birer  Şairdir.[5] 2012 yılında vefat eden Abdürrahim Karakoç’tan iki yaş büyüktür. Karakoçlar beşkardeştir ve hepsi de şairdir. [6] Karakoçlar beşkardeştir ve hepsi de şairdir. [7]Abdürrahim Karakoç’un ağabeyi ve kendisinden iki yaş büyük olan şair Bahaeddin Karakoç da çok tanınmış bir şairdir ve ailenin en büyük çocuğudur.  Abdürrahim ve Bahattin Karakoç’un küçüğü olan  Ertuğrul Karakoç’ta MEB ‘den müfettiş olarak emekli olan bir şair olmaktadır. Bu bakımdan Bahaeddin Karakoç’un ilk şiir ustası babası ve dedesidir.

HAYATI

Baba ve anne tarafları diğer köylülere göre eğitimli, tahsilli ve hoca takımından bir aile olduğu için gözlerini dünyaya açtığında oyuncaklarla değil kitaplarla karşılaşır. İlköğrenimini memleketinde sonradan Ekinözü adıyla ilçe olan Celâ köyünde yapmıştır. [8] Çocukluk yılları yoksulluklar için de doğduğu yer olan Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü ( eski adı Celâ ) köyünde geçmiştir. İlkokulu bu köyde okuyan şair ailesinden gelen bir içgüdü ve telkinlerle şiire merak salmıştır.

İlkokul 3.sınıfa giderken bir haftada eski yazıyı öğrenir ve kısa sürede de Kuran-ı Kerim'i ezberler. İlköğrenimini köyünde tamamlar 1937.  1942'de Adana Düziçi Köy Enstitüsü'ne devam etmeye başlar. Bu okulunu bitirdikten sonra [9]  Millî Eğitim Bakanlığının açtığı bir sınavı kazanarak Ankara Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde tahsilini sürdür ve bu okulun sağlık bölümünden 1949'da mezun olur.

29 Ağustos 1944 tarihinde sağlık memuru olarak memurluğa atanır. K.Maraş’taki sağlık kuruluşlarında 32 yıl 8 ay sağlık memuru olarak çalıştıktan sonra kendi isteğiyle emekli olur. [10] Şair kendi yazdığı biyografisinde memuriyete başlama yılını 1944 olarak göstermekte ve otuz üç yıla yakın görev yaptıktan sonra 1982 yılında emekli olduğunu yazmaktadır.

Ancak bu durumda ortaya aydınlanması gereken bir sorun çıkar.  Şairin verdiği bilgilere göre şairin memurluk hayatının 1949 veya 1950 yılında başlamış olması gerekmektedir. Çünkü memuriyet hayatına 29 Ağustos 1944 tarihinde başlamış ise ya 1977 yılında emekli olmalı yahut da memuriyet hayatına 1949 veya 1950 yılında başlamış olmalıdır.

İlk şiiri 1942 yılında - Hasanoğlan Köy Enstitüsünde öğrenci iken yayımlanmış olmalıdır-  Yurt Gazetesi’nde yayınlanır. [11] Netice de Maraş’taki sağlık kuruluşlarında başlayan memurluk hayatından iki yıl önce şiirlerini yayımlamaya başlamış, şairlik süreci ise ölene kadar devam etmiştir. O günden bu güne şair yetmiş yılı aşkın bir süredir şiirle iç içedir. 

Askerliğini Ankara Yedek Subay Okulu ve İstanbul 3. Bağımsız Korugan Tabur’unda Yedek subay olarak yapmış,[12] 1955'te başladığı askerlik hizmetinden 1957’de terhis olmuştur.[13]

İlk şiiri 1942 yılında yayımlanmış olmasına rağmen 1960'lara kadar yazıp çeşitli dergilerde yayınlattığı şiirlerinin hiç birini bastırdığı kitaplarına almamış, ilk şiir kitabı da dâhil olmak üzere -acemilik dönemi şiirleri olarak kabul etmiş olsa gerektir.

1960 yıllarından itibaren zaman zaman bazı şiirlerini Hisar" Dergisine yollamaktadır. (bkz Hisarcılar Topluluğu Kuruluşu Görüşleri Eleştirileri ), İlhan Geçe, Gültekin Samanoğlu, , Mustafa Necati KaraerOsman Fehmi ÖZÇELİK, Hasan İzzet AROLAT ,  Yahya Benekay  ve Fikret SEZGİN ve  Munis Faik Ozansoy un çekirdeğini oluşturduğu  Hisarcılar grubunaYavuz Bülent Bakiler ,  Arif Nihat AsyBekir Sıtkı Erdoğan, Feyzi Halıcı  , Halide Nusret', Cemil Meriç, Prof. Dr. Mehmet Kaplan , gibi  şairlerle birlikte kendisi de dâhil olur.

"Eski şiirimizden, millî kültür ve edebiyatımızdan kopmadan yeni ve güzel bir şiir sergilemek, o yıllarda şiirimizi çıkmaza sokanlara ve yozlaştıranlara karşı çıkmak ve tavır almak'"  şeklinde özetledikleri bir şiir anlayışına sahip olan sanatçıların şiir görüşleri Bahaeddin Karakoç’un da şiir anlayışını özetliyor diyebileceğimiz bir şiir anlayışıdır. [14]

İlk şiir kitabını 1962'de Mevsimler ve Ötesi adıyla yayımlar.  Fakat 1960 yılına kadar yazdığı şiirlerini 1960 yılından sonra yayımladığı sayısı 20’yi aşan kitaplarında yer vermemiştir.  Bu bakımdan basılan ilk kitabı olan “Mevsimler ve Ötesi” kitabında 1960 tan önce yazdığı şiirler yer almamıştır.

1962'de Akşam Gazetesiyle Türk Kadınlar Birliği'nin ortaklaşa düzenledikleri Türkiye çapındaki bir edebiyat yarışmasında hikâye dalında “İSA ile İSHAK” adlı hikâyesiyle ikincilik ödülü alır.

1973'te yayınlanan Seyran kitabı şairin kendi kimliğini bulmaya başladığını belli eden önemli bir eseridir. Şairin kendisi de bu şiir kitabı ile “ Esas şairlik döneminin başladığını” ve üslûbunun netleştiğini ifade etmektedir. 

Kahraman Maraş'taki sağlık kuruluşlarında sağlık memuru olarak çalışırken üçüncü şiir kitabı olan Sevgi Turnaları (1975) adlı şiir kitabını da bastırır. Kendi ifadesi ile “32 yıl 8 ay sağlık memuru olarak çalıştıktan sonra “ kendi isteğiyle Kahramanmaraş Verem Savaş Dispanserinde memur iken  1982'de emekli olur.

Emekli olduktan sonra da şiirle ilgili çalışmaları aniden hız kazanmıştır. Ay Şafağı Çok Çiçek (1983) yılında yayımlanır.

Çeşitli gazete ve dergilerde yazmaya başlar. 1986'da dergicilik işlerine el atar “ Dolunay Sanat ve Edebiyat Dergisi'ni “çıkarmaya başlar ve bu dergi 37 sayı basılmıştır. Bu dergilere ve düzenlenen şiir akşamlarına kardeşi Abdurrahim Karakoç ‘ta faal olarak katılmıştır.

Bu dergi ile Dolunay Şiir Şölenlerini başlatır. Bu şiir şöleni şairlerin katılımıyla 17 yıl aralıksız olarak ve her yıl düzenlenen geleneksel bir şiir şölenine dönüşmüş 2013 yılında 17. Düzenlenmiştir.

Kardeşi Abdurrahim Karakoç 2012 yılında Ankara’da vefat etmiştir. 2013 itibariyle 83 yaşına ulaşan şair, şiir gecelerine ve etkinliklere katılmaya önem vermektedir.

1989 yılında Kültür Bakanlığı’nın tercihi ile Türkiye’yi temsilen STRUGUA ULUSLARARASI ŞİİR AKŞAMLARI FESTİVALİ’NE gönderilir ve burada bir de tebliği sunmuştur.

Bahattin Karakoç’un, 4'ü kız, 5'i erkek olmak üzere 9 çocuğu vardır.  Şair Kahramanmaraş’taki mütevazı evinde yaşarken 16 Ekim 2018’de Kahraman Maraş’ta 88 yaşında iken vefat etmiştir.

HAKKINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR

1998'de iki aylık “Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi SEVİYE” (Mart-Nisan 1998) 6.sayısını “Yaşayan Türk Şiirinin Dede Korkut'u Bahaettin Karakoç”üst başlığı ile 2003'de “Mefkûre” Dergisi 11.sayısını “Türk Şiirinin Yaşayan Aksakalı” üst başlığı ile Bahaettin Karakoç özel sayıları olarak çıkarmıştır. Aylık fikir ve sanat dergisi Türk Edebiyatı ise Temmuz 2003 tarihli 357.sayısında kapağına şairin fotoğrafını koyarak "Şiirimizin Yüz Akı Bahaettin Karakoç" spotuyla açtığı dosyada ona geniş sayfalar ayırmıştır. 2003'de Türkiye Yazarlar Birliği 25.yıl faaliyetleri yaşayan yazarlara saygı kapsamında ”Şehrin Kapılarındaki Şair Bahaettin Karakoç ve Türk Şiirinin Çeyrek Asrı” adıyla 2 gün süren (17 Mayıs 2003-18 Mayıs 2003) bir program gerçekleştirdi. Çeşitli üniversitelerde şair ve sanatıyla ilgili çok sayıda bitirme ve yüksek lisans tezleri yapıldı. Onlarca şiiri yabancı dillere de çevrilmiştir. 

Aldığı Ödüller

1.     
1983 yılında KASD (Kayseri Sanatçılar Derneği) tarafından yılın şairi seçildi.
2. 1986 yılında “Bir Çift Beyaz Kartal” adlı kitabıyla şiir dalında Türkiye Yazarlar Birliği ödülünü aldı.
3. 1989 yılında Kültür Bakanlığı'nın tercihi ile Türkiye'yi temsilen STRUGUA ULUSLAR ARASI ŞİİR AKŞAMLARI FESTİVALİ'NE katıldı ve burada bir de tebliği sundu. 1991 yılında "Beyaz Dilekçe" adlı şiiriyle Türkiye Diyanet vakfı Münacaat Yarışması'nda birinci oldu.
4. 1993'de Türkçenin Uluslararası 2.Şiir Şöleni” için gittiği Kazakistan Başkalası Almaatı'da “Büyük Abay Ödülü’yle ödüllendirildi. Ayrıca “Uzunağaç Kolhozu”nda kendisine at hediye edildi ve Çapan giydirildi.
5. 1997'de Malatya Büyükşehir Belediyesinin açmış olduğu Malatya konulu şiir yarışmasında birincilik ödülü aldı.
6. 2004'de sponsorluğunu başından beri Tarsus Belediyesinin yaptığı “Karacaoğlan Şelâle Şiir Akşamları” etkinlikleri içerisinde her yıl bir şaire verilen “Karacaoğlan Onur Ödülü”nü aldı. [15]

 

Sanatı ve Edebi Kişiliği

1942 yılında yayımladığı ilk şiirinden günümüze kadar Şiir, hikâye ve yazılarını Hisar, Varlık Yıllığı, Türk Edebiyatı, Dolunay, Doğuş Edebiyat, Milli Kültür, Kültür ve Sanat, Köy, Kızılelma, Çağrı, Fedâl, Hareket ve Töre gibi dergilerde yayımlamıştır. Şiirlerini 1962 den günümüze kadar bastırdığı 23 şiir kitabında toplamıştır.

Şair, şiirlerini hece ve serbest ölçülerde yazmıştır. Şiirlerinde değişmeyen temalar, örf, adet, gelenekler, ahlaki ve kültürel sınırlar ile yozlaşmalar, medeni hayatın ve maddiyatçı düşüncenin yarattığı ruhsal çöküntüler bunalımlar, bilim ve teknoloji ve sosyal refahın getiremediği, huzur ve mutluluk, kimliğinden uzaklaşan, özüne, tarihine, diline dinine, töresine ve ananesine yabancılaşan nesillerin sorunları gibi temalardır.

Bahattin Karakoç'un ilk şiiri, 1942 yılında Yurt dergisinde yayınlanmış O tarihten bu yana sürekli kendini yenileyerek yazmış, “Mola yok, yola devam!...”  düsturuyla yazmaya devam etmiştir

Onun ilk şiirleri halk ve âşık şiir tarzındadır.  Daha sonra serbest şiire de yönelmiş serbest ve hece ölçülerini de kullanarak şiirler yazmayı sürdürmüştür. Bazı şiirlerini Âşık Rahmani mahlası ile yazan şairin  Hikâye ve denemeleri de vardır.

Şiirde içeriğe, estetiğe, düşünceye, anlama ve ahenge önem veren bir şair olan Bahaeddin Karakoç, dil açısından Osmanlıca sözlere çok da rağbet etmeyen Öztürk’çe yazmayı daha fazla önemseyen bir şairdir. Şiirlerinde kapalı olmayı pek sevmeyen, lirizmden de vazgeçmeyen, ağdalı söylemek yerine, oturaklı ve dolgun anlamlı söylemeye önem veren bir şairdir.

Şiirde sosyal faydayı önemseyen şiiri, etik, manevi, sosyal değerlerin iletisi olarak gören bir tavrı vardır. Fakat didaktik olmasa bile düşünsel yoğunluğu olan şiirlerinde kuruluğa, basitliğe düşmeye asla tahammül edemez. Şairin şiirleri anlamdan, fikir yoğunluktan, şairane benzetmelerden, ahenkten, ritimden ve diğer estetik değerlerden hiç birinden ödün vermeden yazılmış şiirlerdir.

Önceleri halk şiirine daha yakın olan şiir anlayışını imge, üslup ve şekil yönlerinden de serbest şiir anlayışı ile sentezleyen bir özelliğe büründürdü. Âşık şiiri söyleminden 1973 yılından sonra koparak Seyran Kitabındaki şiirleri ile kendi üslubunu ve tarzını buldu. Böylelikle geleneksel şiirden kopmayan, serbest şiire yabancı olmayan her ikisini de başarıyla kullanan, her iki şiir tarzının özelliklerini kendine özgü yöntemlerle sentezleyen bir şiir diline ulaşıp kendine özgü bir çizgi ortaya koymayı başardı. 

Şair “ Şiirde biçimi bir enstrümana benzetmektedir. “Yarar yönünden ister meyve versin, ister gölge, ister yaş olsun ister kuru, ister bir tenhada dikili dursun ister bir eşya olarak evimizin bir yerinde otursun, ağaç hep aynı ağaçtır, muhakkak bir yerde ihtiyacımızı karşılar. Sağlam bir etik, ilkeli bir estetik ve helâl ölçekli bir yarar sarmalında şiir de tıpkı bir ağaç gibidir; sanatı besleyen bu üç ana arterdir."  [16] Şiirde olması gerekenleri şairin kişiliğindeki vasıflara bağlayan şair, iyi şiirin ortaya çıkabilmesinin iyi bir şair vasfından çıkabileceği fikrindedir. Ona göre vasıflı şair etik değerlere sahip olan, ilkeli estetik değerlere sahip çıkan ve uygulayan, manevi değerlere sadık ve sahip, inançlı bir kimse olmalıdır. “Bugünkü şairlerin şiir yazdığına inanmıyorum. Toleranslı yaklaşımıma rağmen bir yere koyamıyorum yeni şiiri. Bir çekirge sürüsü gibiler. Eğer çile ve düşünce yoksa sonuç bu olur. Her işin özü düşüncedir.” [17] Sözlerinden de anlaşılacağı gibi iyi şairin ve şiirin manevi değerlere dayalı manevi düşüncelere sahip kişilerden çıkabileceği fikrindedir. Şu halde Bahaeddin Karakoç için iyi bir şiirin ortaya çıkabilmesi şairin kimliği, geleneksel şiirimizden gelen ahenk ve estetik değerler ile helal ölçekli yaralar sağlayan fikri zeminin olması ile mümkün olabilmektedir.


Bahaettin Karakoç'un sanatı hakkında Prof. Dr. Sadık Kemal Tural; "Bahattin Karakoç, kırk yıllık şiir maceramızın dünyasında kendi şiir tekkesinin şeyhi olanlardan. Üslubu, hassasiyeti ve form kullanmasıyla adeta bir şiir şeyhi..." derken, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun; "Karakoç, şiir altın arayıcısıdır.  Fakat yalnız altın arayıcısı değil; o, bir dil kuyumcusudur da. Ay'ı, güneşi dağı, düzü, geceyi, gündüzü bir mücevher halinde bize sunar ve müthiş bir söz virtüözüdür. Kelimeyle, şiirle bizi büyüler ve kendini de bizi de uçsuz bucaksız hayal âlemlerinde uçurur." demektedir. 

Bahaeddin Karakoç ise kendi şairliğini şu şekilde izah eder. “Çok geniş, çok zengin bir şiir coğrafyam vardır. İyi bir gözlemci, iyi bir analizci, iyi bir sentezci ve iyi bir ses avcısıyım. Varlıkları var eden, dilediğinde yok eden ‘Mutlak Varlık’a imanım tamdır. Kâinatın kumaşı o mübdimin tezgâhında dokunmuştur. Canlı ve cansız, renkli ve renksiz her cisim O’nu zikreder, çünkü O bizim yaratıcı yüce Rabb’imizdir. Rezzak’tır, Rahim’dir. Kerim’dir, Kadim’dir. [18]



Eserleri

Mevsimler ve Ötesi (1962)
Seyran (1973)
3. Sevgi Turnaları (1975)
4. Ay Şafağı Çok Çiçek (1983)
5. Kar Sesi (1983)
6. Zaman Bir Beyaz Türküdür (1984)
7. İlkyazda (1984)
8. Bir Çift Beyaz Kartal (1986)
9. Menzil (1991)
10. Uzaklara Türkü (1991)
11. Güneşe Uçmak İstiyorum (1993)
12. Şiir Burcunda Çocuk (Antoloji- H. ÖZBAY ve M. TATÇI ile beraber–1993)
13. Beyaz Dilekçe (1995)
14. Güneşten Öte (1995)
15. Dolunay Şiir Güldestesi (1996)
16. Leyl ü Nehar Aşk (1997)
17. Aşk Mektupları (1999)
18. Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
19. Ay Işığında Serenatlar (2001)
20. Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri (2004)
21. Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri (2004) [1]
22. Ben Senin Yusuf'un Olmuşum (2006)
23. Barış Çağrısı-Dünya Barışına Çağrı Grubu-Meneviş Yayınları (2009)

 

 

Bahattin Karakoç: Denizi görmeden denizle ilgili şiir yazmadım.

Şiirlerimi ilkokul üçüncü sınıftayken yazmaya başladım. Ben babamdan sonra ilk defa Karacaoğlan’ı tanıdım şiirleriyle. Şiirin ne olduğunu bilmeden yazıyordum şiiri o dönemlerde. Teknik olarak parmak hesabıyla tutturuyordum, ayarı falan belliydi. Ben yalnız bunlar zannederdim şiiri. Yani bir teorik bilgim yoktu. Ben de geliştirmemiştim. Ama gönderdiğim yerlerde bu şiirlerim yayınlanıyordu. Çok iyi hatırlıyorum. 12 yaşındaydım. Yedigün diye bir dergi çıkardı. Simavilerin... Onun ikinci sayfasında Nihat Sami Banarlı, bir anlamda şiirle uğraşanlar için değerlendirme yazıları yazardı. Bir gün baktım ki orada benim adım. “Sayın Bahaettin Karakoç, Elbistan..”. “Çok zengin bir hayal dünyanız var. Güzel şiirler yazıyorsunuz. Daha fazla çaba sarf ederseniz mükemmel şiirler vereceksiniz. Selamlar.” Vay, sen benim gibi bir şaire nasıl böyle bir cevap yazarsın, şiirimden bahsedersin, diye kızıp harman yerine, şehrin dışına çıktım. Bulutlara bakıyorum. Sanki bir manda öfkelenmiş, soludukça burnundan dumanlar çıkıyor. Dağ taş beni görüyor. Benim öfkemi anlıyor. Benim gibi şaire nasıl böyle yazar diye bunu kendime mesele yaptım. Ve orada kendi kendime söz verdim. Dedim ki ben Türkiye’nin en iyi şairlerinden biri olacağım.

O yaşta hedefi koydum. Ama şiiri bile bilmiyorum. Karacaoğlan’ın şiirleri, babamın kendi yazdığı, okuduğu şiirler, şiire verdiği değer bir plak gibi kafama doldurulmuştur. Belki de onların iziyle belli kalıplar öğrenmiştim, gidiyordu. Ne zamana kadar sürdü bu? 1960’lara kadar yüzlerce ciddi dergide şiirlerim yayınlandı. O yıllara kadar naatlar vs. yazmışım. Onların hiçbirini kitaplarıma almadım. Onları bilenler bana sorular soruyor filan dergide, mesela Sofum dergisinde, naatınız yayınlanmıştı. Niye kitaplarınızda yok? Ben bunlara cevap yetiştirmekten usandım. Diyorum ki o zamanlar bir üslubum yoktu. Bir özentiyle yazıyordum. Yaşamıyordum… Yaşamak benim için bir konunun içine daldığın zaman onun kemiklerine kadar işlemesi, ses vermesidir. Ama şimdi yaşayarak, birebir yazıyorum. Naat yazıyorsam bunun bütün boyutlarını tespit etmişimdir.  Ruhumda hissettiğim gibi, bizzat da görmüşümdür. Ben denizi görmeden denizle ilgili şiir yazmadım. Çölü görmeden çöl şiiri yazmadım[19]

Kaynakça

[1] Bahaettin Karakoç , Öz Geçmişim,,.antoloji.com/bahattin-karakoc/hayati/7 Haziran 2012. Erişim tarihi

[2] ŞAHAMETTİN KUZUCULAR, ABDURRAHİM KARAKOÇ HAYATI EDEBİ KİŞİLİĞİ, https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=35957

[3] DOÇ. DR. BEYHAN KANTER, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/karakoc-bahaettin

[4] ŞAHAMETTİN KUZUCULAR, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/abdurrahim-karakoc-hayati-edebi-kisiligi/74669

[5]ŞAHAMETTİN KUZUCULAR, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/abdurrahim-karakoc-hayati-edebi-kisiligi/74669

[6] Şair-yazar Abdurrahim Karakoç vefat etti". zaman.com.tr. 7 Haziran 2012. Erişim tarihi: 7 Haziran 2012..(

[7] Şair-yazar Abdurrahim Karakoç vefat etti". zaman.com.tr. 7 Haziran 2012. Erişim tarihi: 7 Haziran 2012..(

[8] Anonim, Bahaeddin Katrakoç, msxlabs.org/forum/edebiyat-tr/138230-bahattin-karakoc-bahattin, son erişim, 12-11-2012

[9] https://tr.wikipedia.org/wiki/Bahattin_Karako%C3%A7_%28Kahramanmara%C5%9Fl%C4%B1%29

[10] Bahaettin Karakoç , Öz Geçmişim,,.antoloji.com/bahattin-karakoc/hayati/7 Haziran 2012. Erişim tarihi

[11] Bahaettin Karakoç , Öz Geçmişim,,.antoloji.com/bahattin-karakoc/hayati/7 Haziran 2012. Erişim tarihi

[12] Bahaettin Karakoç , Öz Geçmişim,,.antoloji.com/bahattin-karakoc/hayati/7 Haziran 2012. Erişim tarihi

[13] Narlı, Mehmet (1996). 1950 Sonrası Türk Şiirinde Bahaettin Karakoç. Yüksek Lisans Tezi. Kahramanmaraş: Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

[14] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hisarcilar-toplulugu-kurulusu-gorusleri/114098

[15]  Bahaettin Karakoç , Öz Geçmişim,,.agy.

[16] https://www.gizliilimler.tr.gg/Bahattin-Karako%E7--k1-Hayat

[17] Eskader,  BÂBIÂLİ SOHBETLERİ / ŞİİRİMİZİN TÜRKMEN DERVİŞİ BAHATTİN KARAKOÇ,

[18] Ali İlbey, Şiirimizin Beyaz Kartalı Bahaettin Karakoç ve Dolunay, habervaktim.com/yazar/ 1 Haziran 2013 Salı 00:02

[19] https://www.gizliilimler.tr.gg/Bahattin-Karako%E7--k1-Hayat%26%

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar