Mersiye Örnekleri

24.10.2019

MERSİYE 

Kan ağlasın bu dîde-i dürbârım ağlasın 
Ansın benim o yâr-ı vefâdârım ağlasın 
Çeşm ü dehân u ârız u ruhsârım ağlasın 
Başdan başa bu cism-i siyehkârım ağlasın 
Ağyârım ağlasın bana hem yârım ağlasın 
Gûş eyleyen hikâyet-i Esrâr’ım ağlasın 
Nâdîde bir güher telef etdim dirîg u âh 
Hâk içre defnedîp gerü gitdim dirîg u âh 

Zât-ı şerîfi âleme bir yâdigâr idi 
Fakr u fenâ vü aşk u hüner berkarâr idi 
Her şeb misâl-i şem benim ile yanar idi 
Sâve gibi yanımda enîs-i nehâr idi 
Hakkâ tamâm âşık idi yâr-ı gâr idi 
Bir kaç zaman muammer olaydı ne var idi 
Allâh verdi aldı yine kurb-i Hazrete 
Biz kaldık ile intizâr rûz-i kıyâmete 

Âhir nefesde sohbeti oldu muhabbet âh 
Bir yâre urdu bağrıma âh derd-i firkat âh 
Gelmezdi hîç kalb-i fakîre bu sûret âh 
Ey kâş etmeyeydim o âşıkla sohbet âh 
Telh etdi kâmımı o zehrnâk şerbet âh 
Eyvâh elden o gül-i handânım aldı mevt 
Esrâr’ım aldı cümle dil ü cânım aldı mevt 

Meydân-ı Mevlevîde nişân âşikâr edip 
Pervâz ederdi şevk ile Ankâ şikâr edip 
Eylerdi nây u defle semâ âh u zâr edip 
Bulmuşdu kân-ı matlabı Hak’da karâr edip 
Almışdı müjde kûyuna yârın güzâr edip 
Gitdi ne çâre Gâlib’i hasretli yâr edip 
Olsun visâl-i Hazret-i pîrânla kâmyâb 
Kıldı karîn-i kabri Fasîh-i felekcenâb         Şeyh Galip

TERKİB-BEND (MERSİYE)

(Reisü'l-küttab Medhi Çelebi/nin vefatı haberi geldikte dinilınişdür)
Mefailün Mefailün Mefailün Mefailün

Meded kim hab-ı gatletde yaturken ser-be-ser Calem 
Uyardı ah-ı can-sUz-ı musibet Şiven-i matem
Aceb gaddaredUr dünya helak itmek mukarrerdür
Aceb rnekkaredür Calem bulınmaz ana bir mahrem
Zemin ü asmanı geşt idersen Çare yok mevte
Gerek Hızr ile hem-pa ol gerek Isa ile hem-dem
ıder hink-i sipihr-i tünd-ru madam kim cünbiş
Olur ab-ı hayat-ı halk-ı alem pür gubar-ı gam
Ne mihrinden sam bulduk ne encOmden recamuz var
Muhassal bag-ı gerdOnda ne gül kalsun ne hod şebnem

Re'is-i eh1-i dil girdi bugün keşti-i tabfita 
cAdem deryasına saldı esüp had-ı fena muhkem
Söyündi şem ik:bali döküldi verd-i âmali
Bu gam pervaneyi nalan  ider bülbülleri ebkem
Ne revnak kaldı dünya gül-şeninden şimdiden sonra
Semum-ı bad-ı ab itmez sipihrün sebzesin hurrem
Bu bir dag-ı cemdur cana kim ta haşre dek işler
Bu bir zahın-ı beladur kalbe kim olmaz buna merhem
Ser-İ erbab-ı irfan oldugın bilmez misin anun
Niçün başına kasd İtdün felek erhab-ı cirfiinun

Şeh-i TÜy-1 zemin olsan zamane hak-sar eyler 
Süleyman ile Dahhak'un karinin mür u mar eyler
Ne hasıl dehre İskender gibi hükm eylesen çünkim
Komaz ahır felek mir'at-İ tab'un pür gubar eyler
Hadeng-endaz-ı çarhun tir ile kaysİ müheyyadur
Dem-a-dem navek-i peykan cefası cana kar eyler
Hemişe hak ile yeksân ider bir serv-i ra'nayl
Sirisk çeşm-İ ehibbayı gamından cuy-bar eyler
Geda-yı bi-neva olsun şeh-i zerrin-kaba olsun
Bu rab-ı pür-hatardan herkes elbette güzar eyler
Peleng-i çarhı maglüb eyleyen şir-i neri dünya
Gubar-ı gam virüp ahır zebun u dil-figar eyler
Der-agûş eylerin dirken çıkarur na-gehan canum
Zen-i devr-i zamane kangı merdi kim kenar eyler
Gerekmez mutrıb-ı dehrün neva-yı işret-efzası
Çün aheng-i melâl-engiz-i matemde karar eyler
Bu Rubah-ı cihanı hile-karun itdügin halka
Ne şir-i deşt ider hergiz ne bebr-i kuhsar eyler  Azmizade Haleti

( Şiir Alıntı : Dr. Cevat YERDELEN'"AZMİZADE HALETİ'DEN BİR MERSİYE,A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 12, Erzurum 1999 )

Mersiye-i Hazret-i Süleymân Hân TERKÎB-İ BEND

Mersiye-i Hazret-i Süleymân Hân aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân


(Birinci bend)

Ey pây-bend-i dâm-geh-i kayd-ı nâm ü neng
Tâ key hevâ/yi meşgale-i dehr-i bî-direng
An ol günü ki âhir olub nev-bahâr-ı ömr
Berg-i hazana dönse gerek ruy-ı lale-reng
Âhir mekânının olsa gerek cür’a gibi hâk
Devrân elinde irse gerek câm-ı ayşa seng
İnsân odur ki âyine veş kalbi sâf ola
Sînende n’eyler âdem isen kîne-i peleng
İbret gözünde niceye dek gaflet uyhusu
Yetmez mi sana vâkıa-i şâh-ı şîr-çeng
Ol şeh-süvâr-ı mülk-i saâdet ki rahşına
Cevlân deminde arsa-i âlem gelürdi teng
Baş eğdi âb-ı tîğına küffâr-ı Engerüs
Şemşîri gevherini pesend eyledi Freng
Yüz yire kodu lûtf ile gül-berg-i ter gib
Sanduka saldı hâzin-i devrân güher gibi

(İkinci bend)

Hakka ki zîb ü ziynet-i ikbâl ü câh idi
Şâh-ı Skender-efser ü Dârâ-sipâh idi
Gerdûn ayağı tozuna eylerdi ser-fürû
Dünyâya hâk-ı bâr-gehi secde-gâh idi
Kem-ter gedâyı az atâsı kılurdu bây
Bir lûtfu çok mürevveti çok pâd-şâh idi
Hâk-ı cenâb-ı Hazreti der-gâh-ı devleti
Fuzl u belâgat ehline ümmîd-gâh idi
Hükm-i kazâya virdi rızâyı egerçi kim
Şâh-ı kazâ-tüvân ü kader-dest-gâh idi
Gerdûn-ı dûna zâr ü zebûn oldu sanmanuz
Maksûdu terk-i câh ile kurb-ı İlâh idi
Cân ü cihânı gözlerimiz görmese n’ola
Rûşen cemâli âleme hurşîd ü mâh idi
Hurşîde baksa gözleri halkın dolagelür
Zîrâ görünce hâtıra ol meh-likaa gelür

(Beşinci bend)
Gün doğdu şâh-ı âlem uyanmaz mı hâbdan
Kılmaz mı cilve hayme-i gerdûn-cenâbdan
Yollarda kaldı gözlerimüz gelmedi haber
Hâk-i cenâb-ı südde-i devlet-meâbdan
Reng-i izârı gitdi yatur kendü huşk-leb
Şol gül gibi ki ayru düşübdür gül-âbdan
Gâhî hicâb-ı ebre girer Husrevâ felek
Yâd eyledikçe lütfunu terler hicâbdan
Tıfl-ı şirişki yerlere girsün duâm odur
Her kim gamından ağlamaya şeyh u şâbdan
Yansun yakılsun âteş-i hecrinle âftâb
Derdinle kara çullara girsün sehâbdan
Yâd eylesün hünerlerüni kanlar ağlasun
Tîğın boyunca kara batsun kırâbdan
Derd ü gamınla çâk-i girîban idüb kalem
Pirâhenini pâralesün gussadan âlem

(Altıncı bend)
Tîgın içürdü düşmene zahm-ı zebânları
Bahsetmez oldu kimse kesildi lisânları
Gördü nihâl-i serv-i ser-efrâz-ı nizeni
Ser-keşlik adın anmadı bir daha bânları
Her kande bassa pây-semendin nisâr içün
Hânlar yolunda cümle revân etdi kanları
Deşt-i fenâda murg-ı hevâ durmayub döner
Tîgın Hudâ yolunda sebîl itdi cânları
Şemşîr gibi rûy-ı zemine taraf taraf
Saldın demür kuşaklı cihân pehlevânları
Aldun hezâr büt-kedeyi mescid eyledin
Nâkuus yerlerinde okutdun ezânları
Âhir çalındı kûs-ı rahîl itdin irtihâl
Evvel konağın oldu cinân bûstânları
Minnet Hudâya iki cihânda kılub saîd
Nâm-ı şerîfin eyledi hem gaazi hem şehîd       Baki
(Vezin: Mef’ûlü fâilâtü mefâilü fâilün)


Şehzade Mustafa Mersiyesi

Medet medet bu cihanun yıkıldı bir yanı

Ecel celalileri aldı Mustafa hanı.

 

Tutuldu mihr-i cemali bozuldı erkanı

Vebalde koydular al ile Al-i Osmanı

 

Geçerler idi geçende o merd-i meydanı

Felek o canibe döndürdü şah-ı devranı

 

Yalancının kuru bühtanı buğz-ı pinhanı

Akıttı yaşımızı yaktı nar-ı hicranı

        

Cinâyet itmedi itmedi cânî gibi anun cânı

Boğuldı seyl-i belâya tağıldı erkânı

 

Nolaydı görmeyeydi bu macerayı gözüm

Yazıklar ana reva görmedi bu rayı gözüm

 

Tonandı ağlar ile nûrdan menâra dönüp

Gûşâde- hâtır idi şevk ile nehâra dönüp

         

Görindi halka dıtahrt-ı şükûfedâra dönüp

Yürüdi kulları ardınca lâlezâra dönüp

        

Müzeyyen idi bedenlerle âkhisâra dönüp

El öpmeğe yüridi mihr-i bî-karâra dönüp

 

Tutuldı gelmedi çünkim o mâh-pâre dönüp

Görenler ağladılar ebr-i nevbahâra dönüp

 

Bir ejderhâ-yı dü-serdür bu hayme-i dünyâ

Dehânına düşen olur hemîşe olur hemîşe nâ-peydâ.

 

Sipihrin ayinesinde göründü ruy-ı fena

Kodı bu kesret-i dünyayı etti azm-i beka

 

Garibler gibi gitti o yollara tenha

Çekildi alem-i balaya hem çü mürg-i hüma

 

Hakikaten sebeb-i rifat oldı düşmen ana

Nasip olmasa ta'n mı bu ciyfe-i dünya

 

Hayat-ı bakiyeye erdi ruhu ey Yahya

Şefii ruh-ı Muhammed, refik-i Zat-ı Huda

 

Enisi ola melekler, celisi ehl-i safa

Ziyade ide yaşum gibi rahmetünü Mevla.

 

Ilahi, Cennet-i firdevs ana durağ olsun

Nizam-ı Alem olan padişah sağ olsun    Taşlıcalı Yahya

 meded:Imdat celali: Anadolu'da ortaya çıkan eşkıyaya verilen adı;  mihr-i cemal:Güzel yüzünün güneşi  --  erkan:Subaylar, askerler--  vebal:Azap, günah--  al:Hile,         düzen Al-i Osman:Osmanlı sülalesi-   merd-i meydan:Meydanların yiğidi-  canib:Taraf, yön-  şah-ı devran:Cihan padişahı, zamanın padişahı-  bühtan:Yalan, iftira buğz-ı pinhan:Gizli nefret-   nar-ı hicran:Ayrılık ateşi-  reva görmek:Yakıştırmak-   ray:Fikir-   sipihr:Talih döngüsü- felek-  ayine:Ayna -   ruy-ı fena:Yokluk yüzü, kesret-i dünya:Dünya'nın karanlık, kötü işleri-   azm-i beka:Bakilik kararı-  alem-i bala:Yüce alem-   hem-çü:Gibi-  mürg-i hüma:Hüma kuşu, devlet kuşu, sebeb-i rif'at:Yükselme sebebi   -   ta'n:Ayıp-  ciyfe-i dünya: Dünyanın leşii   -  hayat-ı baki: Ebedi hayat -  şefi':Şefaat eden   - refik:Arkadaş  -enis:Dost, arkadaş- celis:Birlikte oturan, arkadaş-   ehl-i safa:Keyif adamı -  ziyade:Çok


Tercî-i bend   (Mersiye)
Çözdü saç açtı baş tuğ u alem
Büktü bel döktü yaş tîğ u kalem

Kana boyandı bayrağın yüzü
Beli büküldü yayın oldu ham

Vurdu göğsünü gök gök eyledi mâh
Oldu yıldızların gözü pür-nem

Şafak ol denli döktü yaşını kim
Dâmen-i çarhı eyledi pür-dem

Subh-dem derd ile bir âh etti
Kim söyündürdü mâh şem’in o dem


Geceden dehr geydi kara pelâs
Tuttu şâh-ı cihân için mâtem
…..
Çarh-ı bî-rahm ona bir zahm vur
du ki bulmadı kimseler merhem

Gör ne acıyla eyledi teslîm
Cân-ı şîrîni hüsrev-i âlem

Öldü Sultân Selîm hayf u dirîğ
Hem kalem ağlasın anı hem tîğ    Şeyhülislam İbn Kemal Kemal Paşazade

Saraç, M. A. Yekta (1999). Şeyhülislam Kemal Paşazade: Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri ve Bazı Şiirleri. İstanbul: Şule Yay.

Yavuz Sultan Selim  Mersiyesi’nden bir bölüm: 
...
Az müddetde çağ iş etmişdi,
Sâyesi olmuş idi âlem-gîr.

Şems-i asr idi asırda şemsün
Zılli memdûd olur, zamânı kasîr.

Tâç u taht ile fahr eder beğler
Fahr onunla ederdi tâc u serîr. 

Gönli ol sûrda bulurdı sürûr
Ki çala ağırıydı tîg ü nefîr.
...
Öldi Sultân Selîm hayf u dirîğ
Hem kalem ağlasun anı hem tîğ     Şeyhülislam İbn Kemal Kemal Paşazade


TERKÎB-İ BEND  (Mersiye-i Emîr Süleymân)


1
Nazar itdüm bu çarh u bu medârâ (tk VII/1)
İder degül kimesne-y-le müdârâ
Ne kayser kor ne kisrâ vü ne hâkân (tk VII/1)
Ne  Dahhâk ü Ferîdûn u ne Dârâ
Selâtîn kanların dökdügini çarh (tk VII/1)
Şafak gösterü-durur âşikâra
Medâr-ı çarhuñ olsa-y-dı karârı (tk VII/1)
İde-y-di Mir Sülmânla müdârâ
Benefşe göge boyandı anuñ-çun (tk VII/1)
Kayudan lâle uş yandı karara
Ezelde olasın işitdi_anuñ-çun (tk VII/1)
Biñar ahıtdı gözden seng-i hârâ
Gözüm yaş dökdi_anuñ-çun zî hacâlet (tk VII/1)
Neçün kan dökmedi bu yüzi karar
Anuñ-çun od u çeşme zâr aglar (tk VII/1)
Urur taşları gögsine bu taglar

2

Ne gözde vardur ansuz rûşinâyî (tk VII/2)
Ne sabr-ıla göñülde âşinâyî
Anuñ-çun ney bigi zârı idüben (tk VII/2)
Yile virdi beni_anuñ vây vâyı
Felek kimlere ider gör zevâli (tk VII/2)
Cihân kimlere ider gör cefâyı
Kanı ol hazm u azm ü baht u devlet (tk VII/2)
Kanı ol tâc o taht u pâdişâyî
Yile virdi felek ol tâc u tahtı (tk VII/2)
Yire baturdı ol kûs u livâyı
Yir altında nice itdi zebûn gör (tk VII/2)
Anuñ bigi şeh-i kişver-güşâyı
Nice bogdurdı bûmı zâga görgil (tk VII/2)
Tavuk bigi_ol saâdetlü hümâyı
Ezelde çün bu-y-ıdı aña takdîr (tk VII/2)
Mukadder olan işlere ne tedbîr

3
Cihândan gitdi_Emîr Sülmân dirîgâ (tk VII/3)
Dirîgâ nâzenîn sultân dirîgâ
Bahâr aglar ki çiçekler biterken (tk VII/3)
Yire girdi_ol gül-i handan dirîgâ
Yüzini zülfüni y✠iden eydür (tk VII/3)
Döküldi lâle vü reyhân dirîgâ
Süleymân-ı zamândı Mîr Sülmân (tk VII/3)
Yile vardı müsülmânân dirîgâ
Dirîgâ husrev-i İrân ki öldi tk VII/3)
Dirîgâ server-i Tûrân dirîgâ
Dil ü cânlar anuñ derdine düşdi tk VII/3)
Bu derde yoh-durur dermân dirîgâ
Anuñ eyvânı yıhıldugı içün tk VII/3)
Toludur kubbe-i keyvân dirîgâ
Kime kim bakasın vâ hasretâ dir
Kimi kim göresin vâ kürbetâ dir

4
Kanı ol devlet ü ol kerr-ile fer (tk VII/4)
Kanı ol saltanatla taht u efser
Kanı_ol hüsn ü cemâl-i mülk-ârây (tk VII/4)
Kanı ol zûr-ı bâzû-yı dil-âver
Kanı_ol dâd u dihiş ol adl ü insâf (tk VII/4)
Ki yiryüzini itmişdi münevver
Diye-y-düñ ol-durur akl-ı mücessem (tk VII/4)
Sana-y-duñ ol-durur rûh-ı musavver
Yile nicesi gitdi şems-i tâbân (tk VII/4)
Yire nicesi girdi mâh-ı enver
Kemân-ı çarh ne oh atdı aña (tk VII/4)
Ki_ider aklı anuñ sehmi muhayyer
Bulınmaz sebze vü çiçekde revnak (tk VII/4)
Ki_anuñ-çun mâteme düşdi ser-â-ser
Anuñ-çun goncanuñ yüregidür baş (tk VII/4)
Bulut dahı anuñ-çun döker yaş

5
Bu çarh-ı pîr kim yohdur emânı (tk VII/5)
Esirgemedi ol şâh-ı cüvânı
Zihî dâg-ı ciger kim zâg-ıçun çarh (tk VII/5)
Sürer tûtî-yi tûbâ âşiyânı
Pelîd agacını büyütmeg-içün (tk VII/5)
Kesüp kopardı ol serv-i revânı
Şeyâtîn leşkerini cem idüben (tk VII/5)
Helâk itdi Süleymân-ı zamânı
Kılıçsuz ne-çün öldürdi_anı eflâk (tk VII/5)
Diyeyim saña bu râz-ı nihânî
Biten yirden hemîn lâle ola-y-dı (tk VII/5)
Dökülse topraga bir katre kanı
Bu lutf u hulk kim var-ıdı anda (tk VII/5)
Neden esirgemedi çarh anı
Penâh-ı millet-idi Mîr Sülmân (tk VII/5)
Ümîœ-i ümmet-idi Mîr Sülmân

6
Yir ü gök anuñ-ıçun agladı zâr (tk VII/6)
Ne ins ü cin melâyik hem be yik-bâr
Nice karardı ol ser-sebze gül-şen (tk VII/6)
Yeşermişken sabâ yili-y-le gül-zâr
Bah eşcâra ki nice subha degin (tk VII/6)
Anuñ-çun zârı ider mürg-i eshâr
Bilür bî-ayblıgın âlim-i gayb (tk VII/6)
Nişe gadr itdi_aña bu çarh-ı gaddâr
Anuñ-çun subh itdi tonını çâk (tk VII/6)
Gice kara geyüp kan aglar uş zâr
Mesâkin n’ylesünler ki_ol gideli (tk VII/6)
Diyâr-ı lutfda kalmadı deyyâr
Çü lutf-ı mahz idi_anda yog-ıdı kahr (tk VII/6)
Ne hikmetdür ki kahr itdi_anı Kahhâr
Hakun hikmetlerine kimdür âgâh (tk VII/6)
Hatâdan kim didüm estagfiru’ullah

7
Bilâ-noksân-ıdı anuñ kemâli (tk VII/7)
Bilâ-hadd-idi_anuñ izz ü celâli
Aña hem-tâ gele dirseñ vücûda (tk VII/7)
Düşinde kimse görmeye_ol muhâli
Vücûdı cûd-ı mahz itdi zi mevcûd (tk VII/7)
Ki hâk itmişdi halka genc ü mâli
Cemâli hüsni cümle yirdedür kim (tk VII/7)
Yire sohdılar ol hüsn ü cemâli
Kanı ol şîr kim kan agladurdı (tk VII/7)
Kılıcı Rüstem ü âb-ıla Zâli
N’ireye vardı ol sadr-ı maâlî (tk VII/7)
N’ireye vardı ol sadr-ı maâlî
Bulurdı her fakîri_anuñ atâsı (tk VII/7)
İrerdi her garîbe_anuñ nevâli
Ol-ıdı ol eimme desti-gîri (tk VII/7)
Ol-ıdı ol meşâyih dil-pezîri

8
Oturdugında tahta Mîr Sülmân (tk VII/8)
Dir-idi anı gören ki_uş Süleymân
Ol-ıdı revnak-ı İslâm u dîn kim (tk VII/8)
Anuñla hoş-dil-idi her müsülmân
Başını çekmiş-idi_eflâkden dün (tk VII/8)
İ veh ki_oldı bugün hâk-ile yik-sân

Helâk itmege şeh İsfendiyârı (tk VII/8)
Bu zâl-i çarh gör nice_itdi destân
Anuñ-çun kanlar aglar mâh u hûrşîd (tk VII/8)
Şafakda pes nedür bu dökülen kan
Cihândan gitdi ol kaçan geliser (tk VII/8)
Cihâna aña beñzer bir cihân-bân
Yir altında selâtîn çohdur amma (tk VII/8)
Melik Sülmân bigi yoh hîç sultân
Hak emri-y-le cihândan gitdi ol şâh (tk VII/8)
Nedür çâre aleyhi rahmetu’llah

9
Anuñ-çun var-durur kâyim-makâmı (tk VII/9)
Ki_anuñ-çun idebilür intikâmı
Kılalum ilticâ der-gâhına_anuñ (tk VII/9)
Dua-yı hayrın idelüm temânî
Kılınc anda kılıc anda anuñ-çun (tk VII/9)
Muti eyledi cümle hâs u âmi
Ne-durur Rûm var-durur ümîœüm (tk VII/9)
Ki feth ide kılıcı Mısr u Şâmı
Dilerseñ Ahmedî c
ismet belâdan (tk VII/9)
Anuñ ihlâsına it itişâmı
Eger devlet dilerseñ baht bigi (tk VII/9)
İşiginde_ihtiyâr eyle makâm
Senâsın u duâsın it şeb ü rûz (tk VII/9)
Getürme dilüñe ayruh kelâmı                Ahmedi


MERSİYE


Tıfl-ı nâzeninim unutmam seni
Aylar günler değil geçse de yıllar
Terihgâm eyledi firakın beni
Çıkar mı hatırdan o tatlı diller
 
Kıyılamaz iken öpmeye tenin
Şimdi ne haldedir nazik bedenin
Andıkça gülşende gonca dehenin
Yansın ahım ile kül olsun güller
 
Tegayyürler gelüp cism-i semîne
Döküldü mü siyah ebru cebîne
Sırma saçlar yayıldı mı zemîne
Dağıldı mı kokladığın sümbüller
 
Feleğin kînesi yerin buldu mu
Gül yanağın rengi rûyi oldu mu
Acaba çürüdü toprak oldu mu
Öpüp okşadığım o pamuk eller            Akif Paşa

Mersiye-i Murabba
  (Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün)
 
Cânıma kâr itdi nâr-ı iştiyâk
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk  
Olmasun mı tâkatim hasretle tâk  
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk (
 
Çarh-ı dûn ‘irfâna olmaz âşinâ
Sundıgı ehl-i dile zehr-i belâ
Gitdi ‘âlemden peder vâ-hasretâ
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk
 
Mollacık-zâde idince ‘azm-i râh
İtmedi bir kez peder kevne nigâh  
Dehre olmuşlardı anlar mihr ü mâh  
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk
 
İki ‘allâme bulup gamdan necât
Bahş iderlerken dil ü câna hayât
itdi hem Râ’if Efendi gibi zât
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk
 
Kalmadı anlar gibi ehl-i hüner
‘İlm ile olmuşlar idi mu‘teber
Açdılar firdevse togrı bâl ü per
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk
 
Birbiriyle hayli ülfet itdiler
Sanmañız kim ‘ayş u ‘işret itdiler
Bâb-ı kısmetde hükûmet itdiler  
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk
 
Anlara yok kalmadı hayr-ı halef
İtmediler mâl-ı eytâmı telef
Âhımız nây olmasun mı sîne def 
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk
 
Mevti hâlinde baña bakdı peder  
Bu dil-i vîrânemi yakdı peder
Zîr-i hâke su gibi akdı peder  
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk
 
Çeng-veş kaddin büküp Leylâ fakîr  
Derd ü gam itdi anı gençlikde pîr  
Bu dil-i mecrûha Hak'dır dest-gîr
El-firâk âh el-firâk âh el-firâk                  Leylâ Hanım Dîvânı

LGİLİ LİNKLER VE KONULARIMIZ

Mütekerrir Nedir?
Musammat-nedir-musammat-nazim-bicimleri/
Museddes-ornekleri-mutekerrir-ve-muzdevic/66052
Mutekerrir-muzdevic-ve-musammat-murabba-ornekleri/65855
Mutekerrir-muzdevic-ve-diger-museddes-ornekleri/65894
Murabba-nedir-mutekerrir-ve-muzdevic-murabba-ve-ozellikleri/65854

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da