Muhakemetül Lugateyn Hakkında Alıntılar Önemi ve Nevai

03.08.2013

 

Muhakemetü'l Lugateyn, Ali  Şir Neva’inin  Türk Dili ve Türkçe adına yazdığı en önemli  eseridir. Eser, Kaşagarlı Mahmut’un yazdığı Divan’ı Lüğat Üt Türkî’den sonra Milli Dili korumak endişesi ile İslami dönem edebiyatının bu konudaki yazılmış en mühim ikinci eserdir.  Divanı Lugatit Türk’te Türkçe’nin Arapçayla “at başı gittiği” ispatlanmaya çalışılırken bu eserde Türkçe’nin Farsça’dan üstünlüğü ispatlanmaya çalışılmıştır

 

Nevâyî öncesinde ve Nevâyî’nin çağında, Türkçe yazan sanatçılar azdı. Nevâyî, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına bu eseri yazarak mesaj vermek istemiş, ediplerin eserleri Türkçe ile yazmaları yönünde telkinler vermeye çalışmıştır.  Nevai’ bu eserinde Türkçe derken mensubu olduğu Çağatay Türkçesi ve Lehçesini ele almıştır. Dolayısı ile Nevai, 15. Yy Çağatay Türkçesi ve Edebiyatının da en önemli simasıdır

 

“Ali Şîr Nevâî’nin Muhâkemet-ül-Lugateyn adlı eseri,  ancak elli sayfalık küçük bir eserdir.. Fakat hacim bakımından küçük olan bu kitap, muhtevasının değeri ile deryalar kadar büyüktür. “[1]

 

Ali Şir Nevaî’  bu eserinde zamanındaki şairlerin Türkçeyi bırakarak şiirlerini Farsça ve Arapça ile yazmalarına engel olmak istemiş Türk şairlerine edebi eserleri Türk dili ile yazmalarına teşvik etmek için bu eserini yazmıştır. Eserin yazılmasının önemli bir sebebi Türk aydınları arasında Farsça’yı kullanmak yönünde başlayan özentinin önüne geçmek,  Farsça’nın Türkçe’den daha edebi dil olduğu yönündeki eğilimlere engel olmaktı. “... Türkün bilgisiz ve zavallı gençleri güzel sanarak, Farsça şiirler söylemeğe özeniyorlar. İyi ve etraflı düşünseler, Türkçede bu kadar genişlikler, incelikler, derinlikler ve zenginlikler durup dururken, bu dilde şiir söylemenin ve sanat göstermenin daha kolay, şiirlerinin daha beğenilir olacağını anlarlar”

 

"İki Dilin Duruşması veya İki dilin yargılanması " manasında olan “Muhakeme­tü'l Lugateyn” de şair Türkçe ile Farsçayı karşılaştırarak ve Türkçenin Farsçaya üstün bir dil olduğunu, Türkçe’nin mana denizinin Farsçadan üstün olduğunu, Türk Şairlerinin Türkçe, şiirler yazması gerektiği görüşünü dile getirmiştir.

Min haste ki bu rakamnı çiktim

Tahrîri üçün kalemni çiktim

Ben hastayken bu yazıyı yazdım, yazabilmek için kalemi ele aldım. Mısrasında bu eserini hayatının sonlarına doğru kaleme almaya başladığına dair bir işaret olmaktadır.

Bir çeşit dil bilgisi kitabı olan bu eser, sadece Türk dili hakkındaki görüşleri ile değil Türk kültürü hakkında başka değerli bilgiler de içermesi bakımından da çok önemli eserdir. Çünkü Nevâyî, bu eserinde Türkçenin ne denli üstün bir dil olduğunu ispatlamaya kalkışırken ve delilleri sıralarken, Türklerin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal yaşantısı içerisinde geçen pek çok terim ve kelime kullanarak açıklamıştır.

Ali Şir Nevaî bu eserde yeryüzündeki başlıca dilleri Arapça, Hintçe, Çağatay Uygurcası ve Farsça olarak saydıktan sonra Türkçe ile Farsçayı karşılaştırır. Arapça'nın en üstün ve Hintçe'nin en değersiz dil olduğunun bilinen bir gerçek olduğunu ifade ettikten sonra,  geri kalan iki dil olan Türkçe ile Farsça dillerinden hangisinin daha üstün bir dil olduğunu çeşitli delillere dayanarak ispat etmeye çalışır. İki dili çeşitli yönlerden örnekler de vererek karşılaştırır.Eserde, Türkçe ile Farsçayı mukayese ederek hangisinin daha zengin ve işlek olduğunu anlatmak maksadı öne çıkar. Türkçe fiiller Farsça fiilleri vb kıyaslayarak Türkçenin Farsçaya göre neden daha üstün bir dil olduğunu kanıtlamaya çalışır.

Eserde, Türkçe ile Farsçayı mukayese ederek hangisinin daha zengin ve işlek olduğunu anlatmak maksadı öne çıkar. Türkçe fiiller Farsça fiilleri vb kıyaslayarak Türkçenin Farsçaya göre neden daha üstün bir dil olduğunu kanıtlamaya çalışır.  Türkçe ile Farsçayı kafiye kurmak ve cinas oluşturmak açılarından da mukayese eder. Türkçenin kafiye kurmakta ve cinas yapmakta da Farsçadan üstünlüğünü örneklerle açıklar.

 Nevai, Türkçenin ekler vasıtasıyla az sayıda sözlerden çok sayıda sözcükler üretme kabiliyetine de değinir. Türkçe sözcüklere getirilen eklerden söz ederek ihtiyaç halinde ne kadar çok sözcük türetilebileceğini örneklerle göstermiştir.  Farsça da ise bunun böyle olamayacağını belirtir.  Türkçedeki isimlerin sayıca daha fazla olduğunu akrabalık , kuş ve diğer av hayvanları ile hayvancılık terimleri açısından Türkçenin daha zengin olduğunu;  giyim kuşam hakkındaki sözcüklerin de Türkçede daha çok olduğunu anlatır.  

Bu karşılaştırmalarından sonra, sonuç olarak Çağatayca'nın Farsçadan daha üstün bir dil olduğunu ispat eder.

“Çağdaşlarının Farsçanın karşısında edebî dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir; eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça kadar, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir.” [2]

Nevaî, Türkçe kelime haznesinin Farsçaya nazaran daha zengin, daha güzel olduğunu ve Türkçenin Farsça’ya göre esnek bir dil olduğunu dile getirir. Bu görüşlerini ispatlamak için çeşitli örnekler verir.

Türkçede Birçok kelimenin üç, dört ya da daha fazla anlamı olduğunu lâkin Farsçanın bu yeteneğe sahip olmadığını örneklerle izah eder. Türkçedeki yakın anlamdaki kelimelerin zenginliğine deyinen Nevai, Farsçanın bundan yoksun olduğunu vurgulamaktadır. Örneğin; “ağlamak” filli ile ilgili : sıktamak, singremek, ingremek, inçkirmek, ingrenmek, ökürmek, yıglansınmak, hay hay, yıglamak, bohsamak. Çeşitli ağlama şekillerini ifade için kullanılan bu kelimelerin Farsçada olmadığını söylemektedir. [3]

Nevai,  akrabalık adları, ev, mutfak, giyecek ve savaş kültürüyle ilgili kelimeleri, hayvan ve kuş adlarını, organ adlarını, cinsine ve yaşına göre atların eğer ve diğer binit takımının parçalarına kadar adlarını sayarak Türkçe’nin ne kadar zengin bir dil birikimine sahip olduğunu bu kelimelerin hemen hiçbirinin Farsçada olmadığını, bu yüzden de Türkçenin daha zengin bir dil olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır.

“Türkçe’nin Farsça’dan ilk hecesinde daha fazla ünlü fonemlerinin  bulunması olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, Farsça’da sadece /o,ü/ yuvarlak ünlü fonemlerine karşılık Türkçede /o,ö,u,ü/ yuvarlak ünlü fonemlerinin bulunduğunu vurgulamıştır. Şekil bilgisi ile ilgili olarak ise, Türkçe’nin sondan eklemeli bir dil olduğunu, yapım ve çekim eklerinin kelime kök veya gövdesinin sonuna eklendiğini, Türkçenin bu önemli özelliğini, Türkçe’nin Farsçaya üstünlüğünün ispatında tanık olarak kullanmasını bilmiştir. Örnek olarak ise; Türkçede iki kişinn hareketini içine alan işteşliğin fiil kök veya gövdesinin bir ek /-Iş,-Uş/ fiilden fiil yapım ekinin ilavesi ile temin edildiğini belirtmiştir. Farsçanın ise bundan mahrum kaldığını ifade etmiştir. “ [4]

Nevaî, bu eserini, o çağda, ana dilini hor gören saraylı ve medreseli aydınları Farsça ve Arapça ile yazmayı marifet bilen tutumlarından dolayı uyarmak için yazmıştır. Türkçenin, Farsçaya üstün olduğunu,  Türkçenin kelime hazinesinin  daha zengin olduğunu,  Türkçe anlatım yollarının daha güzel olduğunu, fiiller bakımından Türkçe’nin Farsça dan daha üstün bir dil olduğunu, Türkçe’nin anlam derinliklerinin birdeniz gibi olduğunu , o yüzden de şairlerin Türkçe yazmaları  gerektiğini savunur.

 

Muhâkemetü’l-Lügateyn’den alınma bazı paragraflar :

“... Söz bir incidir ki onun denizi gönüldür ve gönül bütün anlamları kendisinde toplar. Nitekim denizden cevherleri dalgıçlar çıkarır ve onlara mücevherciler katında değer biçilir. Gönülden söz incileri çıkarma şerefine erenler de (dalgıçlar da) bu işin mütehassısıdırlar. O inciler bu mütehassıslar ağzında canlanır, nisbetlerine göre yayılır ve ün kazanırlar. İnciler değer bakımından çok farklı olurlar. Bir tümenden yüz tümene kadar (bir liradan binlerce liraya kadar) olanları vardır. Elden ele geçen ucuz incilerle, sultanların kulaklarına küpe olan incilerin değerleri bir mi? “

“... Şöyle bilinir ki, Türk Fars’tan daha keskin zekalı, daha anlayışlı, daha saf, daha pek yaratılışlıdır. Fars ise ilimde ve gayret sarfıyla elde edilen bir anlayışta daha olgun ve derin görünüyor. Bu hal Türklerin doğru, dürüst, temiz niyetinden, Farsların da fen ve hikmetinden belli oluyor... Ve lakin, Türk ve Fars dilleri arasındaki kusursuzluk veya noksanlık bakımından çok büyük farklar vardır. Söz ve ibarede, kelimelerin anlam ve kavramında, Türk Fars’tan üstündür. Türkün öz dilinde öyle incelikler, güzellikler, sanatlar vardır ki inşallah yeri gelince gösterilecektir...

“... Fars dili yüksek ve derin konuları anlatmada yetersizdir. Çünkü Türkçe’nin oluşumumda ve konularında pek çok incelik, özgünlük vardır. İnce farklar, en uçucu kavramlar için bile kelimeler yaratılmıştır ki bilgili kimseler tarafından açıklanmazsa kolay anlaşılamaz. ”

 Alıntılarla Muhakemetü'l Lugateyn : İçeriği Önemi ve A. Şir Nevai

 Ali Şîr Nevaî Hayatı Edebi Kişiliği ve Eserleri

Ali Şir Nevai Hayatı ve Şiirleri ( 15. yy )

Mecâlisü'n-Nefâis Edebiyatımızda İlk Tezkire Ali Şîr Nevâî

 Ali Şir Nevai Şiirleri

 

KAYNAKÇA 

  • [1] MUHAKEMETÜL LÜGATEYN, Ali Şir Nevai, Türk Dil Kurumu, 1996, Ankara
  • [2] Doç.Dr.A.Deniz ABİK ,NEVÂYÎ'NİN ÜÇ ESERİNDEKİ DEYİMLERİN FARSÇA İLE KARŞILAŞTIRILMASI, Çanakkale Onsekiz Mart Üniver., Edebiyat Araştırmaları Sempozyumu, 1997
  • [3] MUHAKEMETÜL LÜGATEYN, Ali Şir Nevai, Türk Dil Kurumu, 1996, Ankara
  • [4] MUHAKEMETÜL LÜGATEYN, Ali Şir Nevai, Türk Dil Kurumu, 1996, Ankara

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar