18.07.2023
Osmanlıca yazılışı: Rebâb رباب
Rebâb Kökeni
Rebâb, Arapça kökenlidir ve rabāb رباب “yayla çalınan çalgıların ortak adı " anlamında kullanılan bir sözcüktür. Farsça rubāb رباب ise "mızrapla çalınan bir çalgı" anlamındadır.
Resim alıntı : https://rebab.name/rebab/
Rebâb Sözlük Anlamları
Rebab , rübâb, rebâbe (Kemançe) "küçük yay" "küçük yaylı çalgı" anlamlarındadır.
Rebap, “hem ayaklı kemane hem de lavta türünden tamamen veya yarı yarıya deri göğüslü “ [1]çeşitli biçimleri olan telli musiki aletlerine rebap denmiştir. Eski devirlerde Türk, İran, Arap, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve diğer Ön Asya ve Kuzey Avrupa ülkelerinde mızraplı ya da yaylı çalgıların ortak adıdır.
Rebapların birçok türü olduğu, tel sayılarının bir ile beş tel arasında değiştiği ama çoğunlukla üç telli olduğu anlaşılır
REBAB TÜRK MÜ YOKSA ACEM İCADI MI
Ayaklı kemane türünden rebapların ilk örneği Orta Asya ıklığı olduğuna dair bir görüş vardır. Bu görüşe göre İranlılar ıklığa keman veya kemançe, Araplar ise rebâp adını vermiştir. [2] Kopuzun ilk hali veya benzeri olarak düşündüğümüz bir musiki aleti olan ıklık “ İki veya üç telli, uzun bir yayla çalınan, rebap ve kemençeye benzer çok eski bir Türk çalgısı, bir tür kemânedir. “ [3]
Iklık veya kopuzların çok eskiden beri Türk kültüründe var olduğu bilinmekle beraber mızrapla çalınan türden rebabların( rübab ) İran ( Pers ) kültürü kökenli olduğuna dair birçok işaret vardır. İran mitolojileri musikinin İranlıların ( Pers ) efsanevi hükümdarları Ahameniş hanedandın 4. Hükümdarı olan Cemşid zamanında Yübel tarafından bulunduğunu iddia etmektedir. [4] Notaların ve makamların ise HUSREV-I ŞIRIN mesnevisinin de ana karakterlerinden birisi olan II. HÜSREV zamanında bulunduğuna dair iddialar bulunur. [5]Bu iddiaya göre notlar ve makamlar Genceli Nizami ‘nin yazdığı mesnevilerindeki erkek kahraman olan Hürmüz ’ün oğlu HÜSREV-I PERVIZ ‘in musikişinasları olan Barbed ve Nikisa tarafından bulunmuştur.[6] ( bkz BARBED İLE NIKISA ACEM MÜZIĞININ PIRLERI ) . Şirazlı Barbed ve Nikisa, müzisyenlerin piri kabul edilir.
REBÂBLARIN ÖZELLİKLERİ ÇEŞİTLERİ
Ayaklı kemane türünden olan rebablar silindirik gövdeli ve uzun saplıdır. Bunların birçoğu Hindistan cevizi kabuğundan İki ya da üç telli olarak yapılır ve bu rebapların göğsü deridendir. Geçmişteki rebapların tellerinin at kılı veya ibrişim olduğu anlaşılır. Arap ülkelerinde
Ürdün ve Irak’ın kırsal bölgelerinde “tek telli, iri ve dörtgen gövdeli, deri göğüslü, silindirik saplı” kemane türü kullanılmıştır.
TÜRK REBABI IKLIK
Iklığ tipinde yaylı çalgılara Çin ve Uzakdoğu ülkelerinde de rastlanılsa da “ayaklı kemane” adı ile de bilinen ilk kemane ve rebâb örneğinin Türkler tarafından icat edilen ıklık olduğuna dair iddialar kuvvetlidir. [7]Çalgı tarihçiler rebab ve kemanenin kökenini Türklerin bulduğu ıklık adlı çalgıya dayandırır. “Hindistan cevizi kabuğundan yapılan bu çalgının kesik küre biçiminde bir gövdesi (ses kutusu), ince deriden veya zardan bir göğsü (ses tablası), metal yahut ahşap bir mil aracılığı ile gövdeye takılan uzunca, silindirik bir sapı vardır.”[8]
“Rebab, 18. asra kadar Türk Müziğinin ve tasavvufçuların tek yaylı çalgısı olmuş hatta Mevlevîler a bu çalgıya kutsallık bile yakıştırılmıştır. “ [9]Rebâb divan şiirinde mutrip, saki rakkas, rakkase sözcükleri ile birlikte eğlence , şarap meyahanele konulu bahislerde karşımıza çıkmaktadır.
KAYNAKÇA
0
0
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın