Genceli Nizami Husrev-i Şirin ve Etkileri

04.12.2014

 

Firdevsî Tusve Hâkim Senâî K’den etkilenen Genceli Nizami mesnevilerinde  klasik mesnevi düzenine uyarak Tevhid, münacaat, nat ve mehdiye bölümlerine de yer vermiştir. Sanat gücü yüksek bir şair olan Nizami mecaz, istiare, kinaye ve teşbih gibi edebi sanatları çok zengin biçimde kullanmıştır. Genceli Nizami kendisinden sonra gelen  Türk ve İran edebiyatı ile şairlerini çok yüksek düzeyde etkileyen bir şairdir. İran, Türk ve Urdu edebiyatını  derinden etkilemiş ve  etkileri günümüze kadar devam etmiştir. Nizami’nin Hamse’sini oluşturan “Mahzen'ül Esra, Leyla İle Mecnun  , Husrev-i Şirin , Heft Peyker veİskendername Şerefnâme İkbâlnâme adlı mesnevileri İslam Edebiyatı  mesnevi geleneğinin  membaıdır.  Hemen her mesnevicimizi ve eserini  etki altında bırakan  Nizami’nin mesnevileri  defalarca Osmanlıca ve Türkçeye çevrilmiştir.  [1]

Eserlerinde İslami düşünce ve idare sisteminin layıkıyla işlenmediği, konusunu işleyen Nizaminin  “ saadet yıllarındaki adil nizamın layıkıyla işlenmesi gerektiği  fikrinde olduğunu”  eserlerinde bu tezi işlediğini  savunanlar da vardır.  Nizaminin eserlerinde  siyasi maksatların da olduğu rahatlıkla söylenebilir. Örneğin Heft Peyker Mesnevisinde Behram -ı Gur Ki’ un yedi iklimdeki yedi padişah kızı ile yedi ayrı köşkte haftanın her günü eğlenir gününü gün ederken  Behram -ı Gur ’ün bu eğlencelere dalması yüzünden ülkesinin işgal edildiği, arkasından Behram -ı Gur ’un de bir yaban eşeğinin arkasından bir mağaraya girip kaybolduğu öyküsünü çok ince imalarla anlatmıştır. [2] Meşke  dalan Behram’ın ülkesini emanet ettiği vezirinin yol açtığı felaketleri ustaca dile getirmiştir. Nitekim bu olaylardan  çıkarılacak ders siyaset, yönetim, adalet, hak, hukuk ile birlikte hükümdarların  ülkeyi nasıl yönetmesi gerektiği fikirlerini ortaya koymaktadır. Nizami’nin benzer görüşleri Mahzen-i Esrar adlı eserinde de dile getirdiği, hünkârların devleti nasıl yönetmesi, nasıl davranması, nasıl düşünmesi konusunda öğütler verdiği dikkatleri çekmektedir.

 "Nizamî eserlerinde kahramanlar üzerinden yaşadığı çağın anlayışını aktarmakta ve hayatı yaşanmaz hâle getiren idarecilere usulünce bir çıkış yolu göstermektedir. O, eserinde Allah'ın her iki dünyada mutlu bir hayat sürebilme imkânı sağladığını söyleyerek, kullarının, hemcinsleri tarafından zulümlere maruz bırakılmasını kabul edemediğini  ifade etmeye çalışmıştır.  Nizami sanatının bütün gücüyle bunlarla mücadele etmiş,  kahramanlarına çoban, bahçıvan vb. çeşitli karakter elbiseleri giydirerek insanları eğitmeyi gâye edinmiştir"  (YILMAZ Reha, 2010 “) [3]

NİZAMİ’NİN HUSREV İ ŞİRİN MESNEVİSİ VE ETKİLERİ

Arap, İran, Türk, Urdu hatta Hint edebiyatında dahi işlenen çok meşhur bir hikâye haline dönüşen Husrev i ŞirinFerhat ile Şirin  )  çok basit bir hikâye iken Nizami’nin kalemi sayesinde çok meşhur bir hikâye haline gelmiş, Nizami’nin mesnevilerinden birisinin konusu  olması sonrasında Doğu Edebiyatının en önemli hikâyelerinden biri oluvermiştir. Nizami sonrasında da onlarca şairin aynı ad ve aynı konuda onlarca mesnevi yazmasına yüzlerce varyantının oluşmasına neden olmuştur. Bu durum Nizami’nin yazdığı diğer mesneviler için de geçerlidir.

Hüsrev ü Şirin hikâyesi ve konusu da  ilk kez Nizamî (1140-1203) tarafından “Edebî mükemmeliyete ulaşan bir mesnevi”  şeklinde  kaleme alınmış bir konudur.  ( bkz Hüsrev ü Şirin ve Ferhat İle Şirin Mesnevileri İle Ana Konular- Ferhat ile Şirin Hikayesi Varyantları ve Özetler- )  Nizami’den sonra bu konu mesnevi klasiği haline dönüşmüş, daha sonraları eserin konusu farklı şairler tarafından tekrar tekrar işlenmiştir.  İran Edebiyatında bu hikâyeyi kaleme alan şairlerin sayısı Faruk K. Timurtaş tarafından otuz bir olarak tespit edilmiştir.[4]

Türk edebiyatında Hüsrev ü Şirin adlı mesnevinin, Fevziye Abdullah Tansel’in ifadesiyle, otuz kadar örneği vardır. Orhan Kemal Tavukçu’nun  tespitine göre de bu sayı 47’dir. Bu kırk yedi eserin otuz beşi "Hüsrev ü Şirin", on ikisi de "Ferhad u Şirin" adını taşımaktadır. [5]Ayrıca bu rakamlara ilave edilmemiş birçok nüsha daha vardır. Esasında son tespitlere göre bu sayı 52 âdete kadar çıkmakta hatta Gurani ve  Kürdi dilinde yazılmış olan mesneviler de bu sayıya dâhil edilmemiştir. [6]Bu nedenle bu sayı altmışa ulaşacaktır.

Husrev i Şirin, Ferhad ü Şirin ,Ferhadnâme gibi isimler altında yazılmış en önemli eserler  şair ve eser adı olarak şöyledir: XIV. yüzyıl, Harezm sahasında Kutb(Hüsrev ü Şirin ), Anadolu sahasında Fahrî (Hüsrev ü Şirin ); XV. yüzyıl Çağatay sahasında Ali Şir Nevaî (Ferhad ü Şirin ), Anadolu’da Şeyhî (Hüsrev ü Şirin ), Ha-rimî (Ferhad ü Şirin ); XVI. yüzyılda Sadrî (Hüsrev ü Şirin ), Ahmed Rıdvan (Hüsrev ü Şirin ), Lâmiî (Ferhad ü Şirin ), Celilî (Hüsrev ü Şirin ), Muidî (Hüsrev ü Şi-rin ), Ahî (Hüsrev ü Şirin:Hikayet-i Şirinü Perviz ve Rivayet-i Gülgûn u Şebdîz ), Arif Çelebi (Hüsrev ü Şirin ), Kastamonulu Şânî (Ferhadnâme ), İmamzade Ah-med (Hüsrev ü Şirin ), Halife (Hüsrev ü Şirin ), Mahvî (Hüsrev ü Şirin ), Hatifî (Hüsrev ü Şirin ); XVII. yüzyılda Fasih Dede (Hüsrev ü Şirin) [7]

Yukarıdaki liste  esasında  Nizami’nin bu eserinin sadece Türk edebiyatında ne denli etkili olduğunun göstergesidir.  Hüsrev i Şirin;  Türk, Arap ve Urdu edebiyatında çok yankı uyandırmış bir eserdir.  İranlıların en önemli şairi olan Molla Cami’nin şu sözleri bile bu etkinin dercesine işaret etmektedir.  Molla Câmi, Nizâmi için “Fazlükemali beyandan müstağnidir. Hamsesi [beşlemesi], o kadar bedialarla, o kadar güzel ve ince sanihalarla doludur ki, bu şeref hiç kimseye nasip olmamıştır.”  Hüsrev i Şirin beşer kuvvetinin yetişemeyeceği derecede yüksek bir harikadır[8]  Bu sözlerden anlaşılacağı gibi Nizâmî’nin eseri kendisinden sonra yazılan tüm HUSREV İ Şirin ve Ferhat ile Şirin mesnevilerine temel kaynak ve temel model olmuştur.

Dünyanın en önemli ilk beş şairinden birisi olarak  kabul edilen Nizami, İran ve Türk edebiyatının tüm tezkirecileri tarafından  en büyük mesnevici, en büyük şair olarak kabul edilmiş,  sadece ,  Firdevsî Tusi ve Sadi Şirazi   ile kıyas edilebilmiştir. Eserlerini çağındaki her şair gibi Farsça olarak kaleme alan Nizami, bir Fars şairi olarak  kabul edilmiş, Genceli bir Türk şairi olduğu ısrarla göz ardı edilmiştir.   

NİZAMİ’NİN HUSREV İ ŞİRİN’İ

Nizami özgün adı (Khusraw o Shirin;  olan eserini 1177 – 1181 yılları arasında yazmış ve  eserinde İldenizliler hükümdarı Cahanşah Pehlivan, Kızıl Aslan ve Selçukluların son sultanı III. Tuğrul Bey'e övgüler de yağdırmış, Mesnevî, Selçuklu hükümdarı III. Tuğrul, Atabeg Şemdeddin Ebu Cafer ve kardeşi Kızıl Arslan adına yazılmıştır.  Bu mesnevi Türk asıllı Nizâmî-i Gencevî'nin hamsesindeki ikinci hikâyedir ve  Farsça olarak yazılan bu mesnevi, 6512 [9]beyitten meydana gelmektedir. ( bkz Kutb Husrev ü Şirin Hakkında Bilgiler ve Kaynakçalar )

Hüsrev ile Şirin’in temel konusunu, Sasanî hükümdarlarından Nuşirevan’ın torunu ve Hürmüz’ün oğlu ’in (590-628) hayat hikâyesi içerisinde geçen bir bölüm oluşturur. ( bkz Hüsrev-i Perviz Edebiyat ve Tarihte II.Hüsrev) Sasanî hükümdarı Nûşîrevan'ın torunu Hürmüz'ün  oğlu olan Hüsrev-i Perviz  ile Ermen Melîkesi Mehin/Mihin Banu'nun yeğeni olan Şîrin arasında  aşk macerası eserin hareket noktası olmuştur. Husrev-i Perviz  ’in  M.S 596-628 tarihleri arasında yaşamış bir Fars hükümdarı olduğu  bilinmektedir. ( bkz Perviz Nedir ve Hüsrev-i Perviz- Şebdiz Nedir Hüsrev’i Perviz’in Karayagız Atı )  Bununla beraber  Hüsrev'in  Ermeni Melikesi Mehin Banu'nun yeğeni  olan Şirin ile aşkı ebetteki  bu kaynaklarda  yeterince yer almamaktadır. ( bkz  Hüsrevani Nedir )

Şîrîn’den ilk defa Taberî  adıyla anılan tarih eserinde  Şîrîn için de şunları yazmıştır. “ Ve anın bir cariyesi var idi ki adı Şîrîn idi. Ol asırda andan cemile yoğ idi.” [10]  Lebeau’ya göre Şîrîn aslen Romalı bir kızdı. Husrev, Şîrîn’i çok sevdiği için memleketinin kanununu hiçe sayarak onunla evlenmişti. [11]

Firdevsî’ye gelinceye kadar sözlü gelenekte yaşayan bu hikâye, Firdevs’inin  Şehname de bu öyküden söz etmesi ile ilk kez kaleme alınmış,  konu İlk defa Şehnâme ’de manzum olarak işlenmiş, XI. yüzyılda konu Senaî tarafından  da kalem alınmış  ama  “edebî anlamda ölümsüzlüğünü XII. yüzyılda Nizamî ile kazanmıştır. “ [12] Nizami Husrev’i Perviz’in hayatındaki bu kesiti genişleterek  bir mesnevi haline getirmiştir. ( bkz Şeyhi Hüsrev-i Şirin Mesnevisi- Hüsrev ü Şirin ve Ferhat İle Şirin Mesnevileri İle Ana KonularI)

Nizami’nin yazdığı Hüsrev ü Şîrîn mesnevisinde  üçlü bir aşk hikâyesi vardır.  Bu hikâyenin sonraki versiyonlarında Ferhat unsuru öne çıkmış iken Nizami’nin eserinde Ferhat üçüncü derecede bir karakter olarak karşımıza çıkar. Nizami’nin eserinde ise esas kahramanlar Husrev ile Şirin’dir.  Ferhâd Şîrîn’ e âşık olunca, Hüsrev tarafından bir oyuna getirilerek Ferhat  Şirin’e olan aşkından dolayı kendi canından vazgeçmiş ve kendini öldürmüştür.  Nizami’nin eserinde  Hüsrev iki âşığı birbirinden ayırmaya çalışan karakter olarak karşımıza çıkar. “Hüsrev ü Şîrîn mesnevilerinde âşık Hüsrev, maşuk Şîrîn rakip ise Ferhâd’dır.” [13] ( srev’in Şirin ‘in Özeti için Şeyhi Hüsrev-i Şirin Mesnevisi- Hüsrev ü Şirin ve Ferhat İle Şirin Mesnevileri İle Ana Konular )

 

Nizami’nin hikâyesinde  Ferhâd  âşık olduğu  Şirin’i Hüsrev’den ayırmak için uğraşan bir karakter olmadığı gibi  Hüsrev ile Şirin arasında engel dahi olamayan, sıradan bir âşık halindedir.  Ferhat’ın bu hikâyedeki işlevi Şirin için süt kanalı açan, süt havuzu yapan, Şirin’in verdiği hediyeleri aşkı uğruna reddeden daha sonra da, Hüsrev’in  isteği doğrultusunda Hüsrev’in ordularının geçmesi için Bisutun dağına tünel açan Şirin’e âşık bir mühendis halindedir. ( bkz Ferhad Kuhken Kimdir Şiir Dünyamızda Ferhat)

 Şirin ilk başta Husrev’e âşık, iken Ferhad’a karşı kayıtsızdır. Hüsrev’i Şirin Mesnevisindeki Şirin, kendi uğruna ölen Ferhad’ın ölümünden hemen sonra kendisini terk edip Rum Hükümdarının kızı Meryem ile evlenen Hüsrev ile yeniden birlikte olmaya başlar.  Buna rağmen hakiki aşka Ferhâd ve Şîrîn ulaşmış; Hüsrev ise Hz. Muhammed’in mektubunu yırttığından dolayı, oğlu tarafından  parça parça edilerek öldürülmüştür.

Nizami’nin bu eseri Latin harfleri ile ilk kez MEB tarafından 1955 yılında yayımlanmış, daha sonraları bu eser değişik yayınevleri tarafından  değişik tarihlerde yeni baskılar görmüştür.

Genceli Nizami Türklüğü Edebi Yönü ve Hayatı

Genceli Nizami Mahzen'ül Esrar ve Alıntılar

Heft Peyker Mesnevisi Genceli Nizami

Genceli Nizami Leyla İle Mecnun Mesnevisi

Genceli Nizami Husrev-i Şirin ve Etkileri

Genceli Nizami'den Beyitler ve Deyişler

Sasani Şahı Genceli Nizami ‘de Nakkaş I. Şapur ve Hayatı

Heft Peyker Mesnevisi Genceli Nizami

HEFT PEYKER MESNEVİLERİNİN ÖZETİ

Heft Peyker Nedir Mesnevileri Yedi Güzel ve Behram-ı Gur

 KAYNAKÇA

[1]ŞAHAMETTİN KUZUCULAR, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/genceli-nizami-turklugu-edebi-yonu-ve-hayati/74300

[2] ŞAHAMETTİN KUZUCULAR, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/heft-peyker-mesnevisi-genceli-nizami/76594

[3] YILMAZ Reha, 2010 “Nizamî Gencevî'de İdeal Toplum ve Devlet”, Sızıntı Dergisi, Aralık- Yıl: 32 Sayı: 383  )

[4] F.K.Timurtaş, “İran Edebiyatında Husrev ü Şîrîn yazan şairler”, Şarkiyat Mec., IV, s. 73-86.

[5] Orhan Kemal TAVUKÇU, HÜSREV Ü ŞİRİN KONULU ESERLERDE ESAS KAHRAMAN OLARAK HÜSREV VEYA FERHAD'IN TERCİH EDİLME SEBEPLERİ, https://e-dergi.atauni.edu.tr/ataunitaed/article/viewFile/

[6] Mustafa KILIÇBAY, Şeyhi ve Genceli Nizami'de Hüsrev ü şirin Mesnevisi, https://www.ehlibeytalimleri.com/seyhi-ve-genceli-nizamide-husrev-u-sirin-mesnevisi_d3586.html

[7] Ahmet DOĞAN, Eski Türk EdebiyatındaHüsrev  ü Şirin  veHüsn ü Aşk, Türkiye Araştımaları Literatür Dergisi,Cilt 5,Say› 9,2007,389-400

[8] Yakup Öztürk, HÜSREV İLE ŞİRİN, NİZAMİ, ÇEV.: SABRİ SEVSEVİL, KABALCI YAYINLARI,https://izdiham.com/Makale/nizami-husrev-ile-sirin/5090

[9] Mustafa KILIÇBAY, Şeyhi ve Genceli Nizami'de Hüsrev ü şirin Mesnevisi, https://www.ehlibeytalimleri.com/seyhi-ve-genceli-nizamide-husrev-u-sirin-mesnevisi_d3586.html

[10] F.K.Timurtaş, Şeyhî’nin Husrev ü Şîrîn’i, s.38

[11] ŞEVKİYE KAZAN, HÂMİDÎ- ZÂDE CELÎLÎHAYATI, ESERLERİ, EDEBÎ KİŞİLİĞİ VE HUSREV Ü ŞÎRÎN MESNEVİSİ, SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİSOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, YÜKSEK LİSANS TEZİ, ISPARTA- 1997, shf. 22

[12] Ahmet DOĞAN, Eski Türk EdebiyatındaHüsrev  ü Şirin  veHüsn ü Aşk, Türkiye Araştımaları Literatür Dergisi,Cilt 5,Say› 9,2007,389-400

[13] Sibel ÜST, HÜSREV, ŞÎRÎN VE FERHÂD KAHRAMANLARI ÜZERİNE, A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 51, ERZURUM, 2014, 47-62

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar