Heft Peyker Mesnevileri ve Özeti

08.04.2017

 

Muhammet Zaman, "Behram Gür Ejderhayı olduruyor", Nizami’nin Heft Peyker Mesnevisinde bir  minyatür, 1675, İngiliz Kütüphanesi .

 

HEFT PEYKER MESNEVİLERİNİN ÖZETİ 

Osmanlıca yazılışı;  heft-peyker : پيكر  هفت

İran şehinşahı Yezdcird zalim bir hükümdardır ve onun yerine geçecek olan oğlu dünyaya gelince o oğlunun adını Behram koyarlar.  Nedeni ise müneccimler yeni doğan bu bebeğin kaderi hakkında hükümler vermişiler bu adın verilmesini uygun görmüşlerdir.  Müneccimler toplanarak bu bebeğin hakkında başka hükümler de çıkarırlar. Hepsi de onun bütün İran mülkünü ele geçireceğini, çok önemli bir şehinşah olacağını söylerler. Bunun üzerine  Behram öğrenim görmesi için Yemen hükümdarı Numan'a teslim edilir. ( BKZ  Behram -ı Gur Kimdir Behram Gor- Mars ve Ares ile Doğu Mitlerindeki Behram İlişkisi-  Mirrih Merih Mars Nedir ve Ares – Behram Alakası )

Yemen kralı Numan, Yemen'in sıcak ikliminden Behram’ın zarar görmemesi için Behram'a bir köşk yaptırmaya karar verir.  Yemen kralı yaptıracağı bu köşkün yeryüzünde olmayan bir köşk olması arzusundadır. Birçok mimar bu işe talip olur. Yemen Kralı bu mimarlar arasında en ilginç fikirleri olan mimarı seçer. Bu mimarın adı ise Sinimmar’dır. Numan Bin Munzır, adını tarihe yazdıracak bir köşk yapması için Sinimmar’ın önüne bütün imkânları sunar. “ Bana öyle bir yerde öyle bir saray yap ki dünyada bir benzeri olmasın ve bu sarayda, dünyada kâm alınacak ne varsa hepsi içinde bulunsun .” İstemiştir. Sinimmar, yapacağı saraya uygun bir yer bulmak için tüm ülkeyi dolaşıp Küfe’de  Fırat kıyısındaki bir tepede köşkü yapmaya başlar. Numan Bin Munzır, bu köşkün yapılabilmesi için ülkesinin tüm servetlerini Sinimmar’ın önüne dökmüştur. En sonunda biten bu görkemli köşkü gezmeye gelen Numan Bin Munzır, hayretler içinde kalır. Köşkün duvarları ve odaları günün her saatinde başka bir renk almaktadır.  Sinimmar, Şah’ı köşkün mahzenine götürüp oradaki bir taşı göstererek.” Şu  taş sarayın kilididir. “ Eğer bu taşı çekip saraydan çıkarsanız; bir saat sonra bu saray yok olacaktır.”  Diyerek tembih eder. Biten bu sarayın adını Havernâk koymuşlardır. Lakin Sinimmar’ın Şehinşaha söylemediği bir sırrı daha vardır.  Bu taşın yerine her yıl bir taş daha konmazsa o saray yıkılacaktır.

Numan sarayı çok beğenir ama içine bir kuşku dşer. Eğer hayatta kalırsa Sinimmar’ın bir başka Hünkar için böyle bir köşk yapabileceğinden çekinir. Ve bir eşini daha yapmaması için Sinimmar'ı sarayın burçlarından attırarak öldürtür. ( BKZ  HAVERNAK KASRI ( Sinimmar Cezası)

Numan ile Behram iyi anlaşmaktadırlar. Sinimmar’ın ölümünden bir yıl sonra o  taşın stne bir taş daha koymadıkları için Havernak  sarayı da yerle bir olmuştur. Bunun üzerine çok üzülen Numan, ortadan kaybolur. Oğlu Münzir onun yerine geçer.

Behram yetişkin bir delikanlı olur. En çok sevdiği şey Aşkar adlı atıyla ava çıkmaktır. Yine bir gün bir erkek aslanın pençelerinde bir yaban eşeği (gûr) görür. Hemen yayını kurar. Ok aslanı ve eşeği delerek geçer. Bu olaydan sonra Behram'a "Gûr" lakabı verilir.

Yine bir gün bir aslanın yaban eşeğini kovaladığını görür. Eşek kaçarken bir mağaraya sığınır.Mağarada bir ejderha bu eşeği yutar. Behram ise ejderhayı öldürüp eşeği karnından çıkarır. Üstelik Behram bu mağarada büyük bir hazine bulur.

Yine bir gün sarayında gezerken yolu bir odaya uğrar. Kapısını açtırıp girer. Duvar da yedi güzel kızın resimleri vardır. Bu kızlar yedi iklimin sultanlarının kızlarıdır. Bunlar sırası ile Hind prensesi Fûrek, Çin prensesi Yağmanâz, Saklap prensesi Nesrin-nûş, Mağrip prensesi Âzeryûn, Harzemşah prensesi Hoşperî, Rum prensesi Hümâ ve Kisrânın kızı Dürs'tür.

Behram’ın, zâlim babası Yezdcird’in ölümü üzerine birçok maceralar sonrasında İran tahtına oturur. Halkı adalet ve dürüstlükle idare eder. Halk önemli refaha kavuşmuş ama herkes, işrete ve eğlenceye dalmıştır.  Ahali şükretmeyi unuttuğu için ülkede kıtlık başlar. Behram şehrin bütün ambarlarını açtırarak halkı bu kıtlıktan kurtarır.

Behram, yedi iklimin  hükümdarı olmuş, yedi iklimdeki yedi hükümdarı  kendisine tabi edip  kızlarını da kendine eş almıştır.  Behram, Şeyde adlı bir mimara yedi kubbeli bir saray yaptırmıştır. Her kubbe bir yıldızı ve o yıldıza ait rengi göstermektedir. Behram bu her kümbedin içine o renge uygun ülkelerin prenseslerini alıp oturtacaktır.  Kara kümbet Keyvan'a (Zühal, Satürn), sarı Güneş'e, beyaz Zühre'ye, (Venüs), mavi Utarid'e (Merkür), yeşil Ay'a, sandal rengi Müşteri'ye (Jüpiter) ve kırmızı da Mirrih'e (Merih, Mars) ait olacak şekilde devasa bir saray yapılır.

 Saray yapılınca her birinin içine yedi hükümdarın  bir kızını  alarak uygun olan künbede yerleştirir. Haftanın her gününün her bir ayrı gecesinde bu hatunlarından biri  ile vakit geçirip, yer içer ve  eğlenmeye başlar.

Behram’ın veziri Behram’a her gece ayrı bir prensesi ziyaret ederek onlara birer hikâye anlattırmasını istemektedir. Hikâyeler sona erince, Behram, vezirin halka zulmettiğini ve hazineyi boşalttığını öğrenip vezirini astırır. Sonra kısa bir zamanda ülkesini yeniden düzene sokar.

Günler böyle geçerken Behram bir ava çıkar. Yine bir yaban eşeği izlemektedir. Yaban eşeği bir mağaraya girer ve kaybolur. Arkadan Behram da aynı mağaraya girer ve bir daha da hiç kimse Behram’ı bulamaz.

İLGİLİ YAZILAR

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar