14.12.2014
HATAYİ’NİN EDEBİ KİŞİLİĞİ
Hataî, 1487 yılında Erdebil şehrinde dünyaya gelmiştir. Büyük babası Şeyh Safi, tarikat şeyhi, babası Şeyh Haydar ise tarikat şeyhliğinden başka devlet adamı ve komutan olarak da tanınmıştır.
Şiirde “Hatai” mahlasını kullanan Şah İsmail Türkçe, Farsça ve Arapça şiirler yazması bu üç dili kullanabildiğini göstermektedir. Azeri Edebiyatında “sâhib-i seyf ü kalem” olarak anılan Şah İsmail, Âzerî edebiyatının en önemli şairlerindendir. Arapça ve Farsçayı şiirler yazacak kadar iyi bildiği halde, devrindeki genel eğilimlere rağmen, şiirlerini Türkçe yazarak Azerbaycan edebiyatının gelişmesinde ön ayak olan şairlerden birisi olmuştur.
Şah İsmail’in Genceli Nizami , Evhadî, Kişverî-i Tebrîzî, Habibi gibi Azeri sahasında yetişmiş Farsça yazan şairlerle Seyyit İmameddin Nesimi ve Ali Şir Nevai gibi Türkçe yazan şairlerinin eserlerini okuduğu onların tesirleri altında yetiştiği ortaya çıkmaktadır.
Alevi Türkmenlerin ve Kızılbaşlığın önderi haline gelen Hatai tüm şiirlerini Türkçe yazmış, şiirlerinde ise siyasi bir amaç gözetmiştir. “Şiirini ideolojisini yayan bir vasıta şeklinde kullanmakla birlikte şair bir yaratılışa sahip olduğundan beşerî, lirik, sanat değeri yüksek şiirler de yazmıştır. Şah İsmâil birçok şiirinde bir tarikat şeyhi, bir mürşid olarak ortaya çıkar. Bu tür şiirlerinde tasavvufî konuları işler, on iki imam ve Ehl-i beyt muhabbetini vurgular. Yavuz Sultan Selim karşısında uğradığı yenilginin ardından kaleme aldığı şiirlerin daha içe dönük, şahsî ve lirik nitelikler kazandığı görülmektedir. “[1]
Türkmenlerin siyasi birlik ve Kızılbaş bir devlet kurma ideallerinin lideri haline gelen ve Erdebil Kızılbaş kurulunun idol olarak seçtiği Şah İsmail on beş yaşında tahta geçmiş, çok kısa sürede Kızılbaş Türkmenlerine imparatorluk kurmuştur. İmparatorluğunda Türkçeyi resmi dil kabul etmiş, eserlerinin hemen hemen hepsini Türkçe yazmıştır.
Azerbaycan edebiyatının Nesimi ve Fuzuli arasındaki devrinin temsilcisi olan Şah İsmail, aruz veznine olduğu kadar hece veznine de vakıftır. Azerbaycan’da yetişmiş bulunan şairlerin şiirlerini okumuş ve bunların tesiri altında kalmıştır.[Yazıcı TDV İA/XI: 278][2]
Farsça şiirlerinden çok azı günümüze ulaşmış, divanı ise yarıya yakın sayıda aruz ve hece ölçüleri ile yazılmış şiirlerden oluşmaktadır. Şah İsmail hakkında Azerbaycan âlimlerinden S.Mümtaz, H.Araslı, M.Guluzade, E.Memmedov, O.Efendiyev ve M. Abbaslı'nın araştırmaları vardır. Şairin eserleri E.Memmedov tarafından iki cilt olarak yayımlanmıştır.
HATAİ’NİN ETKİLERİ VE FUZULİ’NİN BENG Ü BADE’Sİ
Şah İsmail , Bağdat ’ı feth ettiğinde Fuzuli ile tanışmış Fuzuli Beng ü Badeadlı eserini ona takdim etmiştir. [3] Fuzuli, bu yıllarda genç bir şairdir ve kendisi de Türkmen ve alevi Bektaşi bir şair olan Fuzuli, Türkmenlerin şahı olan Şah İsmail’e hayrandır. Bade imajını bir nevi Şah İsmail gibi gören Fuzuli, bu ikili tartışmanın kazanan tarafı olarak badeyi görmek istemiştir. Çünkü Tahir Olgun’a göre bade Şah İsmail’in, beng (esrar) ise Sultan Bayezid’in kişiliğini sembolize etmektedir;[4] ama daha büyük bir ihtimalle Bade Şah İsmail’i, Beng ise Özbek Hanı Şeybani Han’ı temsil etmektedir. ( bkz Bade Nedir Divan ve Halk Şiirinde Bade İçmek)
Şah İsmail, Özbek Hükümdarı Şeybani Hanı mağlup etmiş onun kafasını keserek altınla kaplatmış ve şarap kadehi yapmıştı. Bu olay Fuzuli’nin Beng ü Bade adlı ilk mesnevisinin de konu olmuş, Fuzuli eserinin girişini “Şah İsmail’in şerefine Meth” şeklinde adlandırmıştır.
Nasihat-nâme
Mesnevi tarzında yazılmış tasavvuf adabına dair 184 beyitlik bir serdir. Hatai’nin Nasihatnâme’si Dehname seri gibi Hatai Divanının nüshaları içinde ayrı bir bölüm şeklinde yer almaktadır (Şah İsmail Hatâî Külliyatı, s. 647-663).
Şah İsmail, bu eserinde tarikata girecek kişinin taşıması gereken özellikleri ve uyacağı kural ve kaideleri anlatmıştır. Bu eserinde kendisinin on iki imam adına yaptığı yakarışlar bulunur [Birdoğan,2001: 24]. Bu eser 166 beyitten oluşmaktadır.
Şah İsmail bu eserinde Bu beyitlerinde Tanrı’nın verdiklerine olan minnetini ve isteklerine boyun eğdiğini anlatmaktadır. Eser bir anlamda Alevi Kızılbaş, Bektaşi Türkmenlerinin inançlarının özeti gibidir. “Tanrı birdir ve eşi benzeri yoktur. Tanrı’ya varmanın yolu tarikattan geçer. Görünen, götüren ve getiren O’dur. İnsanları Tanrı yoluna tatlı dilli pirler götürürler. Bu dünya Tanrı denizi yanında bir damladır. Ancak bu damla denizden ayrı değildir. O gerçeğe aşkla varılır. Aşkı bulmak için salavat getirilir. Hz. Muhammed gerçekten miraca çıkmış ve orada Hz. Ali’yi görmüştür. Ancak bu bir sırdır. Tarikata girenler bunlar bilmeli on iki imamı tanımalıdır. Bu yüzden piri bulmalı onunla yakınlaşmalıdır.”
DEH - NAME
Dehnamaler âşık ile maşuk arasındaki mektuplaşmalardan oluşan mesnevi türlerindendir. Bu mesnevilerde diğer klasik mesnevilerde bulunan, tevhid, na’at, sebebi telif bölümlerinden sonra övgü bölümü gelir. Övgü bölümlerinde genellikle padişaha övgüler bulunur. [5] Övgü bölümünden sonra ise beşi âşıktan maşuka gönderilen, beşi de maşuktan aşığa gelen müfretler ve gazellerden oluşan on manzume bulunur. Klasik Dehnameler diğer mesneviler gibi hatime bölümü ile son bulur.
Şah İsmail’in yazdığı Dehname Türkçe olarak mesnevi şeklinde yazılmış, Hz. Ali hakkında övgü dolu sözleri ihtiva eden dini tasavvufi bir serdir. (Ali Mazmunu ve Şiirimizde Hz. Ali) Eser, . Maf’ûlu, mafâ’ilun, fa’ûlun vezninde ve mesnevi tarzInda yazılmıştır. Eserin içinde eser ile aynı vezinde yazılmış gazeller de bulunmaktadır.
"Kızılbaşlık" hareketinin siyasî ve edebî yönden kurucusu olan Hatai’nin şiirlerinde "kızılbaşlık" düşünceleri öne çıkan temalar arasındadır. Lirik şiirler de yazmış olmasına rağmen didaktik, öğüt verici ve âşıkane şiirleri daha öne çıkmaktadır. "Dehname" adlı mesnevisinin epik şiir tarihimizde önemli bir yeri vardır. [6]
Dehnâme, 1505 beyitten oluşan tasavvufî-sembolik bir mesnevidir. [7] Şairin yirmi yaşlarında iken yazdığı bu eserinde Âzerî Türkçesi’nin dil özellikleri görülür. Eser tevhid ve na‘tın ardından bahar tasvirinin yer aldığı altmış beyitlik bölümle başlar, daha sonra mesnevinin asıl konusuna geçilir ve olay âşık ile mâşukun arasında geçen hadiseler etrafında döner. Âşık, Mâşuk, Bağban, Sabâ, Ah, Hud ve Gözyaşı eserin kahramanlarıdır.
Eser konu yönünden birbirine bağlı yetmiş altı bahis halinde işlenmiştir. Her bahis Farsça olarak yazılmış küçük başlıklardan oluşur Eser, aruz ile yazdığı birçok manzumeye göre vezin, dil ve şairlik yönleri ile daha başarılı gözükmektedir. Bu eseri Şah İsmail’in şairlik mutasavvufluk ve lirizm yönünden başarılı bir eseridir. [Ergun,1956: 35]. [8]
Dehname Hatai Divanının bazı nüshalarının sonunda yer almaktadır. Dehnâme müstakil olarak da basılmış ama çoğunlukla Şah İsmail’in hakkında yapılmış olan çalışmaların içinde yer almıştır. (nşr. Hamit Araslı, Bakü 1948) ve çeşitli divan neşirleri içinde (meselâ bk. Şah İsmail Hatâî Külliyatı, İstanbul 2006, s. 507-646) basılmıştır.
Eser, H. Araslı tarafından incelenmiş ve basılmıştır.
DEHNAME’DEN GAZEL
Qızılgül bağ ü bustânım, ne dersen?
Feda olsun sana canım ne dersen?
Qerâr ü sebr ü ârâmrm tükendi,
Kesildi külli fermanım, ne dersen?
Kırmızı güller biten bağ ve bahçem, ne dersin?
Canım sana feda olsun, ne dersin?
Kararım, sabrım ve rahatım tükendi.
Bütün buyruklarımkesildi, ne dersin?
Eridi iliğim, qaldı sümüğim,
Bu teni terk eder canım, ne dersen?
Xamû derdlilere derman bulundu,
Devasız derde dermanım, ne dersen?
Xamûnun küfr ile îmânı vardır,
Menim küfr ile îmânım, ne dersen?
Senin meqsudin odur kim,men ölüm,
Halâl olsun sana qanım, ne dersen?
Eğer yatsam min il toprağ içinde,
Dürüstdür ehd ü peymânım, ne dersen?
Xetâî çün seni can ile sevdi,
Seven ölsün mi, sultânım, ne dersen?
HATAİ’NİN HECELİ ŞİİRLERİ
Erenlerin erkânına, yoluna,
Tâ ezelden talib oldum, erenler.
Cân ile gönülden durdum,düşündüm,
Bu gün mürşüdümü buldum, erenler.
Cân ile gönülden gezdim aradım,
Heqq'in dîdârmı görmek muradım,
Didar ile mehebbetdir telebim,
Ya bu gün, ya yarın öldüm erenler.
Keçmişem serimdem, qorxmam ölümden,
Münkir bilmez övliyanm halinden,
Yezid oğlu bir xarici elinden
Çox demdir didardan qaldım, erenler.
Sen Heqq'i yabanda arama, saqm,
Uyduysan qelbine, Heq sana yaxın,
Âdeme xor baxma, kendini saqın,
Cümlesin ademde buldum, erenler.
Şah Xetâyîyem, erz edeyim hâlimi,
Xerc edeyim elde olan vârimi,
Süre süre şaha gedem yüzimi,
Mürvet qebûl eyle, geldim, erenler.
KEREM EYLE
Gövherin keçmeyen yerde,
Satma qardaş, kerem eyle.
Le'l daşını çay daşma
Çatma qardaş, kerem eyle.
Gördün bir yerde âşinâ,
Her ne dersen öz başına,
Yol daşını, yol quşuna
Atma qardaş, kerem eyle.
Gördünse bir yerde reqib,
Neylersen yüzüne baxıb,
Münkiri qatara çekib
Gatma qardaş, kerem eyle.
Xetayim çağırır, ere,
Dünyâ bele gelmiş zira
Arif oxun ebes yere,
Atma, qardaş, kerem eyle
Şah İsmail ile Gülizar Hikayesi hakkında Özeti
Şah İsmail Hatai Edebi Kişiliği ve Divanı
Şah İsmail Hatai Dehname ve Nasihatname
İlgilendiğiniz şiiri kopyalayarak site aramadan arayınız.
· İçmişem Bir Dolu Olmuşum Ayık
· Karşıki Karlıca Dağı Gördün Mü
· Muhammed Ali'nin Aldım Elini
· Muhammed Ali'yi Candan Sevenler
· Sufi Mezhebimin Nesin Sorarsın
· Hü Diyelim Gerçeklerin Demine
· Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde
· Gele Gönül Hoş Görelim Bu Demi
· Muhammed Ali'nin Aldım Elini
· Türbesinin Üstün Nakş Eylemişler
· Övmüşde Yaratmış Kendi Nurundan
· Bir Güzelin Vücudunun Şehrine
· Dön Beri Dön Beri Yüzün Göreyim
· Gündüz Hayalimde Gece Düşümde
· Usul Erkan Bilmez Nadan Elinden
· Dünyadan Elin Çek Divane Gönlüm
· Neylerem ol cenneti içinde didar olmasa
· Menim pirim Şah-ı Merdan Ali'dir
· Erenler cemine her can giremez
· Muhammed Ali'yi Candan Sevenler
· Kudret kandilinde parlayup duran
· Gazîler bu yola riyâla girmen
·
KAYNAKÇA
[1] Adile Yılmaz Anıl, ŞAH İSMÂİL, TDV İA cilt: 38; sayfa: 256
[2] Şah İsmail'in Türk Siyaseti ve Kültürel Yeri - Bilinmeyen Türk ...www.bilinmeyenturktarihi.com/.
[3] Şahamettin Kuzucular, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/fuzuli-beng-u-bade-hakkinda-ve-ozeti/76640
[4] Ensar KILIÇ,Fuzûlî: Yaşamı, En Güzel Şiirleri, Edebî Kişiliği ve Eserleri, https://simitcay.com/2013/03/22/fuzuli/
[5] Abdülbaki Çetin: Bilinmeyen Türkçe Bir Dehnâme - Modern ...mtad.humanity.ankara.edu.tr/III-4.../58_MTAD_3-4_ACetin.pdf
[6] https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10872,sahismailhataipdf.pdf?0
[7] Şah İsmail Hatâî Külliyatı (haz. Babek Cavanşir - Ekber N. Necef), İstanbul 2006, , s. 122-163;
[8] https://www.bilinmeyenturktarihi.com/pdf/sah-ismailin-turk-siyaseti-ve-kulturel-yeri.pdf
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın