Taşlıcalı Yahya Bey
16.yüzyıl Fuzuli’den sonraki en önemli mesnevi şairi ve Kanuni ’nin emri ile boğdurulan Şehzade Mustafa için yazdığı “Şehzade Mustafa Mersiyesi” ünlü Divan Şairimiz.
Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Şairin ölüm tarihi sunduğu kasideler ve eserleri verirken bildirilen tarihlere göre tahmin edilebilen doğum tarihi 1488–1489 yıllarından birisidir. Kendi şiirlerinden de anlaşıldığı gibi doğum yeri Arnavutluk’un Taşlıca olarak adlandırıldığı Arnavutluk’un kuzeyindeki bir bölge olduğu sanılmaktadır. [1]Şair'in kendi beyitlerinde yazdığına göre Onun Arnavut asıllı olduğu Dukaginler adı verilen soylu bir aileye mensup olduğu anlaşılır.
Taşlıcalı Yahyâ, “16. yüzyılda yaşamış, dört padişah devrini görmüş, Yavuz Sultan Selim olmak üzere Kanunî Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat, dîvân ve hamse sahibi klasik şiirimizin önde gelen temsilcilerindendir.
“Yahya Bey ana dili Türkçe olmayan pek çok şair içersinde Türkçeyi en güzel kullanan birkaç şairden biridir. Hiçbir şiirinde ana dili Türkçe olan bir şairden geri kalmayan şiirleri bulunmaktadır. Bazı şiirlerinde Mevlana’ya olan sevgisini de dile getirmiş "Mevlanâ Celâleddin , (1207-1273) pek çok Divan şairi gibi Yahya Beyi (XVI.) de derinden etkilemiştir.” [2]
Taşılıcalı Yahya’nın divanı dışında iki Şehrengiz-i ve hamsesi vardır
Hamse: Yûsuf ve Zeliha, Şâh ü Gedâ, Gencîne-i Râz, Kitâb-i Usûl, Gülşen-i Envâr mesnevilerinden oluşur. Yusuf ve Zeliha ile Şâh ü Gedâ, uzun aşk konularını işleyen mesnevilerdir. Öteki üçü, çeşitli konuları ele alır. Yûsuf ve Zeliha ve Şâh ü Gedâ mesnevileri dışındakiler henüz yayımlanmamıştır.[3]
Kitâb-ı Usûl : Adı bazı kaynaklarda Usulnâme şeklinde geçen mesnevi yaklaşık 3100 beyittir. Yahya Bey, on iki bölüm (makam) ve yedi kısımdan (şube) oluşan eserinde adalet, doğruluk, yiğitlik gibi ahlâkî kavramları ele almış, eserini çoğu kendi hayatının ve gözlemlerinin ürünü olan 100'den fazla hikâye, temsil ve latife ile zenginleştirmiştir. [4]
Şehrengîz-i Edirne. 215 beyitten oluşan, baş tarafında bir münacatın bulunduğu bu küçük eserde şair önce gönlünü kaptırdığı bir güzelin aşkı yüzünden düştüğü halleri dile getirir. Ardından Edirne şehrinin tasvirini yapar ve on dört mahbubu beşer beyitle tanıtır. Eserin bir nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'ndeki divan nüshası içindedir (İbnülemin, nr. 1302, vr. 26a).[5]
Şehrengîz-i İstanbul. Yahya Bey, 345 beyitten meydana gelen eserin başlangıç kısmında güzellere tutkunluğundan ötürü yüzünün kara olduğunu belirtir ve yaratıcının affına sığınır. Asıl şehrengiz bölümünde İstanbul'un tasvirine yer verir; şehrin güzellerini, âşıklarını, denizini, sahillerini, surlarını vb. anlatır. Ardından güzellerin tasvirine geçer ve elli sekiz güzeli kısaca tanıtır. Bir kopyası Şehrengîz-i Edirne ile aynı yazma içinde, müstakil nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde olan eser (TY, nr. 2982) Mehmed Çavuşoğlu'nun neşrettiği divanda da yer almıştır. [6]
KAYNAKÇA
[1] Şahametin Kuzucular, TAŞLICALI YAHYA HAYATI VE EDEBİ KİŞİLİĞİ, https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=32814
[2] Şahametin Kuzucular, TAŞLICALI YAHYA HAYATI VE EDEBİ KİŞİLİĞİ, https://edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=32814
[3] İdris Güven KAYA, DUKAGİN-ZADE TAŞLICALI YAHYA BEY’İN ESERLERİNDE MEVLANA CELÂLEDDİN, https://www.turkishstudies.net/Makaleler/7531460_SHF, 358
[4] Bayram Ali Kaya, TAŞLICALI YAHYÂ -cilt: 40; sayfa: 157
[5] Bayram Ali Kaya, TAŞLICALI YAHYÂ -cilt: 40; sayfa: 157
[6] Bayram Ali Kaya, TAŞLICALI YAHYÂ -cilt: 40; sayfa: 157
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın