Tütün Zamanı Zeliş Hakkında Özeti Necati Cumalı

15.11.2016

Tütün Zamanı Zeliş Hakkında Özeti Necati Cumalı

 


ROMAN HAKKINDA BİR KAÇ SÖZ

Necati Cumalı ‘ın bu romanı, İzmir’in Urla ilçesindeki bir köyde geçen bir aşk öyküsünü konu edinmektedir.  Roman, tütün ekme ve toplama zamanına denk gelen bu aşk öyküsü çerçevesinde Ege köylülerinin tarıma dayalı yaşamı, imece usulleri, gelenek görenek ve içtimai hayatlarını ele almaktadır.

 Necati Cumalı  ‘nın kendisi de bu yörede yetişmiş tütün tarlalarındaki yaşama şahit olmuştur. [1] 1950′li yıllardaki sosyal yaşamın ve köy hayatının içinden gelen bu roman bu yönüyle de yarı otobiyografik bir öykü özelliği taşır.  Roman yazarın çocukluk yıllarının geçtiği yöreleri ve insanlarını anlatmaktadır. Roman daha yayınlanmadan senaryo haline getirilmiş ve filme alınmıştır.

Roman yazarın  (1950-1957) yılları arasında Paris Basın Ataşeliği memurluğu,[2] 1957-1959 yıllarında Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Ataşeliğinde çalıştığı zamanlarda yazılmış ve basılmıştır. [3]Tütün Zamanı adlı romanın ilk baskısı  “ Tütün Zamanı “ adı ile yayımlanır. Fakat bu romanın 1971 yılındaki baskısı "Zeliş" adıyla yapılmış bu nedenle romanın ismi hem Tütün Zamanı hem de Zeliş adı ile bilinir olmuştur.

Yazarın bu romanı MEB tarafından 100 Temel Eser arasına alınmış, okul, öğretmen ve öğrencilere tavsiye edilen eserler arasında gösterilmektedir.

Dört ana bölümden oluşan romanın Birinci Bölümü “Dipler” 33 sayfa, İkinci Bölüm “Analar” 65 sayfa, Üçüncü Bölüm “Uçlar, İğne Atımı” 17, Dördüncü Bölüm “Nadas” 117 sayfa dır.

Bu romanda 1950’li yıllarda, İzmir’in küçük bir ilçesi olan Urla halkının yaşam mücadelesi, tütün tarlalarında, zeytinliklerde çalışan işçilerin yoksulluğu, çektiği sıkıntıları, yaşayış biçimleri, eğlenceleri, aşkları başarılı bir şekilde dile getirilmiştir

Tütün Zamanı,  roman olarak 1959 yılında yayımlanmış eser görmüş olduğu ilgi üzerine  aynı yıl içerisinde  ve Orhon M. Arıburnu'nun yönetmenliğinde beyaz perdeye aktarılmıştır.

Romandaki Zaman 

Tütün Zamanı adlı romanın sosyal  dönemi ve vaka zamanı 1950 yılıdır. Romanın sonlarındaki mahkeme esansında kullanılan şu ifade romanın zamanını net olarak ortaya koyar

“Recep kızı, Fatma’dan doğma, 21 Şubat 1933 doğumlu Zeliha Kayalı…”

Yazar, kaleme alınma zamanıyla ilgili olarak romanın bitiminde şu tarih vardır: “3 Eylül 1957, İzmir – 13 Haziran 1959, Paris”

Romanda yaşanan olaylar temmuz, ağustos, eylül ve ekim aylarındaki Tütün Zamanı süreci içinde geçmektedir.  Olaylar kronolojik bir düzen içinde sıralanmış kimi yerlerde zamanda atlamalar oluşmuştur.

ROMANIN KONUSU:

Zeliş ile Cemal adlı iki gencin İzmir’in Urla ilçesindeki bir köyde Tütün zamanı başlayan aşk öykülerini konu edinir.  Zeliş’in babası tembel ve cahil bir adamdır. Zeliş’e göz koymuş olan Bekir, Zeliş’in babasını kendisine borçlandırmış, karışlığında Zeliş ile evlenmek istemektedir. İki aşık ise bu durumdan kurtulmaya çalışırken araya bir rakip aşık daha girmiştir.

 Tütün tarlalarında çalışan on yedi yaşındaki genç kız, kendisini kaçırmak üzere pusu kurulduğunu öğrenince, sevdiği delikanlıya kaçmaktan başka bir çare bulamaz ve Sevdiği delikanlıyla birlikte yollara düşer

Romandaki en güçlü teması “aşk”tır. Aşk, Zeliş ile Cemal arasında yaşanır.  Aşk, yoksul, güçsüz ve unutulmuş insanları bile her türlü zorluğa ve kuvvete dahi direnç gösterebilecek cesarete kavuşturan bir duygu olarak ele alınır. Necati Cumalı aşkın ne kadar güçlü bir duygu olduğunu bu olaylarla vermeye çalışmıştır. İnsanlar yoksul çaresiz, cahil olabilirler; fakat aşk onları çok güçlü insanlar haline getirir.
 

ROMANIN ANA FİKRİ:

İnsanlar çocuklarını istemedikleri biri ile evlendirmeye zorlamamalıdır. Tembellik cehalet ve çıkar ilişkileri ile seven gençlerin hayatlarına müdahale etmeye kalkmak kimse için iyi sonuç vermez.  Birbirlerini seven iki genç irade gösterirse bu aşkın önünde hiçbir engel dayanamaz. Gerçekten birbirlerini sevenlere herkes yardım edecektir.

 

ROMANIN KAHRAMANLARI

Zeliha: 17-18 yaşlarında eli çabuk, titiz, iyi kalpli genç bir köylü kızıdır.alışkan, hamarat, bir o kadar da güzel bir kızdır. On yedi yaşındadır. Tütün işlemekte oldukça ustadır, bir erkekten daha fazla iş çıkarır.  Zeliş aşkı uğruna hakkını savunmak, namusunu korumak için âdeta bir aslan kesilmiştir.

Recep: Zeliha’nın babasıdır. Zeliha’yı zengin biri ile evlendirmeyi bu sayede her zamanki gibi  Karısı ve kızı tarlada çalışırken  kahvede vakit geçirmek isteyen tembel ve gerçekte iyi bir insandır. Dört kızı vardır: Sıdıka, Ayşe, Zeliha (Zeliş), Rabiye. Kızları çok güzel ve hamarat olduklarından çok küçük yaşlarda -önce Sıdıka ve Ayşe, ardından Zeliş- kocaya kaçmışlardır. Karısı ve kızlarının aksine Recep, oldukça tembel ve uyuşuktur. Çalışmayı sevmez, sürekli işten kaytarır. Çoğu zaman çardağında uyur, kahveye gidip çene çalar.
Recep’in Karısı  (Zeliş’in Anası):  Zeliş’in anası için  bir ad kullanmamıştır. Recep’in karısının ömrü tarlalarda çalışmakla, yokluk içindek geçmiştir. Kocası gibi kendisinin de okuma yazması yoktur. Zeliş’in Cemal’e yazdığı aşk mektuplarını bulunca okuyamaz, kalp, çiçek, kuş gibi resimlerden bunların r aşk mektubu olduğunu anlar.

Rabia: Zeliha’nın küçüğüdür. Ablasını korumaya çalışan neşeli bir çocuktur.

Cemal: Zeliha’nın âşık olduğu delikanlıdır. Zeliha ile Cemal Aynı zamanda komşudur. Göçmen oldukları için kendilerine ait ev ve malları yoktur. Fakat ailesi nazik ve çalışkandır. Terbiyeli, dürüst, temiz bir gençtir. Cemal, Zeliş’e karşı kibar, ince, hoşgörülü davranır. Zeliş’i ilk günden itibaren en güçlü duygularla sever.

Sıdıka: Zeliha’nın İzmir’de kocasıy­la yaşayan en büyük ablasıdır.

Ayşe: Sıdıka’nın küçüğüdür. Kocası ve onun kalabalık ailesiyle birlikte Urla yakınında yaşar. Sürekli onlarla kavga eder.

Bekir: Zeliha ile evlenmek isteyen, malı mülkü olan, sevimsiz bir adamdır. Maddiyatçı aşkı ve sevgiyi maddi olarak algılayan  cahil bir köylüdür.

YAŞAR: Zeliş’e aşık olan bir delikanlı. Zeliş ile Cemal’i birbirinden ayırmaya çalışan kötü kalpli bir köy genci

ROMANIN ÖZETİ

Olaylar Ege bölgesinde geçer. Urla halkı toprakla uğraşan arazilerine bir yıl tütün, bir yıl buğday ekerek geçinen  yaz gelince bağlara çıkan,  tütün tarlalarında çardaklar kuran bir halktır.  Urla yakınlarında bir tarlada temmuz sıcağında bir gündür.

Ekili tarlanın ortasındaki çardaktan Kavalalı Recep’in güzel kızı Zeliha, keçilerinin ipini kopararak yine kaçtığını görmüş, ve annesine söylemiştir.   Annesi kahveden gelip de sağlam bir ip almadığı için keçi keçinin kaçmasına sebep olan kocasının arkasına bağırmaya başlar. Zeliha,  küçük kardeşiyle Kadıovacıklı Ali Onbaşının bostanına kadar gider.  Kadıovacıklı Ali Onbaşı ve ailesi keçiyi yakalayıp Zeliha’ya verirler ve ona hiç kızmazlar.  Bu sırada bu aile ve oğulları Cemal, Zeliha’yı görmüş ve beğenmişlerdir. Bu arada kızla oğlan da göz göze gelirler, birbirlerinden hoşlanırlar. Ali Onbaşı’nın oğlu Cemal, Zellha’dan çok etkilenir. Zellha da bu görüşmeden sonra Cemal’i aklından çıkaramaz.

Zeliş’in babası Recep tembel bir adamdır. Kahveden çıkmayan evin işlerine bakmayan biridir. Sık sık Bekir’den borç para almış borcu giderek yüz lirayı bulmuştur.  Bekir; evi, tarlası, hayvanları olan zengin biridir. Zeliha’yı almak için Recep’e yardım edip borç para vermektedir. Anne ve babasının niyetini anlayan Zeliha, Bekir gibi biriyle evlenmeyi asla istemez.

Zeliha’nın babası Bekir’e olan borcunu ödeyecek durumda değildir. Bunu bilen Bekir Zeliş’i isteyince Zeliş’in babası Recep de bunu kabul eder. Tütünler kalkınca düğün yapılacaktır. Ne var ki Zeliş Bekir ile evlenmek istememektedir.

Bekir evlerine gelince, yanına çıkmaz ve, onun yüzünü bile görmek istemez., Bekir kızın gönülsüz olduğunu sezince  biraz daha para vererek Recep’i iyice bağlamaya çalışmaktadır..

Zeliha ve ailesi tütünleri toplamakta, sürekli tarlada çalışmaktadır. Öte yandan, Zeliş’le Cemal fırsatlar yaratarak birbirlerini görmeye uğraşmaktadır. Bir gün, Zeliha su doldururken Cemal’le karşılaşır. Cemal, ona onu sevdiğini söylemek istemiş ama utancından bunu başaramayıp, sadece mâni söyleyebilmiştir. Zeliha da ne yapacağını bilemediğinden ikisi de birbirlerine duygularını açamamışlardır.

Köyün delikanlılarından biri olan Yaşar da kızın peşindedir, ama Zeliha’dan yüz bulamamış hatta hakarete uğramıştır.  Yaşar buna içerlemiş, öç almağa karar vermiştir. Temmuz sıcağı tütünlerin erken olgunlaştırmıştır. Recep’in ailesi sürekli çalıştıkları hâlde tütünlere yetişememektedir. Recep, ile Ali Onbaşı imece konusunda anlaşırlar. Önce Ali Onbaşı’nın çocukları onlara yardıma gelecek, sonra da Recep’in onun çocukları Ali Onbaşı’ya yardıma gidecektir. Cemal ve  kardeşleri Zelihaların tarlasına yardıma gelmiş, İki aile arasında, Zeliha ve Cemal’in kız kardeşleri arasında büyük bir dost­luk oluşmuştur.

Bir akşam, Ali Onbaşı komşularını çardağa davet eder. Zeliha, annesi ve Rabia da gider. Çardakta sohbetin ardından eğlence başlamıştır.

 

Herkes oynamaya ve türkü söylemeye başlamıştır. Bunu fırsat bilen Cemal ve Zeliha oradan uzaklaşıp  ıssız bir bir ağaç altında birbirlerini sevdiklerini söylemişler ay batınca  sevişmişlerdir. Fakat yoklukları fark edilmiş dönmek Zeliha’nın annesi şüphelenmiştir. Babası ve annesi bu olaydan sonra  Zeliha ile Bekir’i evlendirmeye karar verir. Zeliha ile Cemal arasındaki aşk büyümektedir. Mektuplaşmaları başlar. Eğer bir aksilik çıkarsa kaçacaklardır.

 Zeliş’in annesi  Cemal’in ailesinin, kızı Zeliş’e büyü yaptırdığına inanmaya başlamıştır. Kızına yapılan büyüyü bozdurmak için Aynacı kadın adlı bir büyücüye gider. Kızına yaptırılan büyüyü bozdurur.

Yaşar, Zeliş’ten büsbütün umudu kesince Cemal Zeliş’i kaçıracak diye bir dedikodu çıkarır.  Yaşar gidip Bekir’i de doldurur. Bekir’in etekleri tutuşmuştur çünkü hem Zeliha kaçacak hem de verdiği paralar gidecektir.  

Hemen Urla’ya gitmiş, adı kirli işlere karışan ve geçimini bu yolda sağlayan Kör Fehmi’yi bulup durumu anlatmıştır. Bekir ile Fehmi bir plan yaparlar: Recep’in ailesi tütün bitiminde Urla’ya dönerken yolu kesecek ve kızı kaçıracaklardır. Zeliha ve Cemal, Bekir’in kaçırma planını duyarlar ve çok dikkatli davranırlar.. Recep küçük kızı Rabiye önden gider. Kız yol kavşağında Bekir’le Fehmi’yi görünce arkada kalarak babasını atlatır. Geri dönerek ablasını uyarır. Hemen kaçmasını söyler.

Zeliş koşa koşa Cemal’in çalıştığı tarlaya varır. Durumu anlatır. Cemal onu elinden tutar, tepelere doğru koşarlar, Fehmi ile Bekir peşlerine düşerlerse de bulamazlar.

İki sevgili günlerce dağ taş dolaşıp, boş bir eve sığınırlar.Hiç paraları yoktur Burada öldürdükleri kuşların eti ve  domates, salatalık toplayarak karınlarını doyururlar. Recep ile  Bekir şikâyette bulunurlar. Cemal yakalanırsa Zeliha’nın yaşı 18′in altında olduğu için Cemal tutuklanacaktır.

Bir ay geçtikten sonra Zeliha ve Cemal tütünde çalışmaya karar verip zeytinliklere giderek ırgatlığa başlarlar. Nuri Bey’in zeytinliğinde çalışmaya başlarlar. Daha ilk gün Nuri Bey, Zeliş’i sıkıştırır. Zeliş, buna izin vermez. Elindeki çuvaldızla adamın üzerine yürüyüp kendisini savunur.Fakat bir süre sonra jandarmalar da gelmekte gecikmez. İkisini de yakalayıp götürürler.

Yargılama başlar. Zeliş, Cemal’in bir suçu olmadığını, sevdiği için ona kaçtığını, kimsenin kendisine yardım etmediğini söyler. Yargıç’a «bizi ayırmayın» der. Mahkemeyi dinleyen halk, iki sevgilinin evlendirilmesinden yanadır. Fakat yasalara göre kızın on sekiz yaşına girmesi gerekmektedir. Zeliş’in ise daha üç ayı vardır. Karar verilir. Cemal altı aya hüküm giyer.

Jandarmalar Cemal’i hapishaneye götürürler. Zeliş parmaklıklara sarılarak oradan ayrılmaz. «Cemal nerdeyse ben de ordayım, kimsem yok benim» diye feryat eder. Babasına doğru bağırarak «benim ölümü Bekir’e versin» diye seslenmiştir. Herkes Recep’e ve Bekir’e çıkışmaya  ve baskı yapmaya başlamıştır. Sonunda ikisinin de gönlü olur. Davadan vaz geçerler. Ertesi gün Zeliş’le Cemal nikâhlanır. Akrabalarıyla vedalaşarak otobüse binerek İzmir’e tütün işinde çalışmaya giderler,

 

NECATİ CUMALI HAKKINDA KISA BİLGİ:

 Hayatı ve Edebi Kişiliği  Hakkında Geniş Bilgi İçin Tıklayın:  https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/necati-cumali-hayati-romanciligi-sairligi/75003

Necati Cumalı, 1921 Yunanistan doğumludur. Şair, öykücü ve oyun yazarıdır. Ürün verdiği türlerin hepsinde başarı göstermiştir. Oyunları en çok sahnelenen Türk  yazarlarından birisidir. Ortaöğretimini  İzmir Atatürk Lisesi, yükseköğretimini Ankara Hukuk Fakültesinde tamamladı. Millî Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. İzmir ve Urla’da avukatlık, ardından iki yıl Paris Basın Ataşeliğin ’de  memurluk ve İstanbul Radyosu’nda redaktörlük yaptı.

Sevgi, sevinç, özlem gibi bireyin güncel kaygılarıyla birlikte, çağın toplumsal sorunlarını da ele aldı. Necati Cumalı roman ve öykülerinde özellikle Ege yöresindeki kasaba ve kırsal kesim insanlarının sorunlarını işledi. Tütün zamanı, Zeliş, Yağmurlar ve Topraklar, Acı Tütün, Ay Büyürken Uyuyamam, Yağmurlu Deniz, Tufandan Önce önemli yapıtlarıdır.

Necati Cumalı Hayatı Romancılığı Şairliği

Tütün Zamanı ( Zeliş ) Hakkında Özeti Necati Cumalı

Necati Cumalı'nın Zeliş ( Tütün Zamanı ) Romanı Hakkında

İğneci Öyküsü Üzerinden Necati Cumalı’nın Sosyal Gerçekçiliği

ACI TÜTÜN HAKKINDA KONUSU ÖZETİ NECATİ CUMALI

 

 

KAYNAKÇA


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/necati-cumali-hayati-romanciligi-sairligi/75003

[2] Şahamettin Kuzucular,  https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/necati-cumali-hayati-romanciligi-sairligi/75003

[3] Dr Aslan Tekin, Edebiyatımızda İismler, Elips Yayınları, Ankara, 2005, shf. 143

 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar