29.12.2012
Temelleri Antik Yunan ve Roma dekorasyon kültürüne ve sanatına dayanan mozaik sanat dalıdır. Mozaik sanatı hakkında birkaç tanım vermek istersek: “Mozaik küçük birimlerin yan yana getirilip bir bağlayıcı malzemelerin yapıştırılmasıyla oluşmuş yüzey düzenleme sanatıdır. Malzemelerin yapıştırılmasıyla oluşur. Küçük, birbirinden farklı, üç boyutlu parçaları bir yüzey üzerinde yan yana getirerek resim oluşturma tekniği ile yapılan süsleme ve resim sanatı olarak tarif edilebilir.
Mozaik sanatı ile ilgili ilk örneklerin Sümer kültüründe ortaya çıktığı söylenebilir. Sümerlere ait Asfalt veya zift üzerine Sedef kakma eserler bulunmuştur. Kabartma olarak maden üzerine yaptıkları eserlerle figürler Mısır resimlerinde olduğu gibi canlı ve kıvraklıkla değil, adeta geometrik biçimlere yaklaştırılmıştır. [1] Sümer ler ilk anıtsal mimari eserleri veren uygarlık olması nedeniyle mozaik sanatına dair ilk örneklerin Sümer ler tarafından verilmiş olmasında şaşılacak bir taraf yoktur. Duvarlar ve filpayeler, geometrik süslemelerle, süslerin üzerleri çubuklar ve boncuk kakmalarla, geometrik kesinlikteki kübik bir sisteme dayanan sütunlarla süslenmiştir. Uruk çağının geometrik esasa dayanan mimarisi, renkli halı görüntüsü veren motiflere ulaşmıştır. Süslü ve dekoratif anlatım, Eski Sümer Çağında (Ur’da)ve yeni Sümer Çağı’nda da görülmüştür.[2]
Sümerlerin, ev duvarlarına batırdıkları çömlek parçalarıyla yaratılan bu teknik daha sonra taban ve duvar süslemeleri olarak gelişmeye başlamış bu türde en zengin ve en önemli eserleri Romalılar vermişlerdir. Roma uygarlığına ait en zengin mozaik koleksiyonu ise ülkemizde bulunan mozaiklerden meydana gelir. Misis, Zeugma, Hatay, Kahramanmaraş ve Gaziantep’deki antik Roma şehirleri Romalılara ait muhteşem mozaik örnekleri ile doludur. Bu yüzden de Roma, Makedon ve Yunan uygarlıklarına ait dünyada bulunan mozaiklerin büyük çoğunluğu ülkemizden çıkmıştır. Dünyadaki en belli başlı mozaik koleksiyonları ve müzeleri de Türkiye’dedir.
Roma İmparatorluğu zamanında mozaik süsleme unsuru olarak çok rağbet görmüş, mozaik türünde en önemli eserler Roma döneminde yapılmıştır. Mimaride çok ileri giden Romalılar daha çok şehir kaldırımlarını, meydanlarını, ev avlularını, tapınaklarının duvarlarını ve tabanlarını, hamamlarını, villa ve saraylarını mozaiklerle süslemişler, günlük hayattan sahnelerin veya mitolojilerinden aldıkları temaları bu mozaikler resmetmişlerdir. Roma şehirleri ve yapıları bu türden yapılan mozaiklerle doludur. Dünyanın en önemli mozaik müzelerindeki eserlerden pek çoğu, Roma, Makedon, Helen uygarlıklarına ait mozaiklerle doludur.
Sırlı seramikten yapılmış bu mozaiklerin parçaları birkaç milimetre kadar küçük olabilmektedir. Gaziantep Arkeoloji Müzesinde bulunan ve Zeugma antik şehrindeki villalardan çıkarılan mozaikler bu dönem eserlerinin en güzel örnekleri arasındadır. Hatay'ın Antakya ilçesi de Roma dönemine ait seçkin bir mozaik koleksiyonunu barındırır.
Zeugma, HATAY , Misis, Kahramanmaraş ve Çukurova’daki Roma, Makedon, Helen, Kommagena devletlerine ait önemli kentler yanı zamanda yeryüzün mozaik kültürü açısından en önemli kentleridir. Zeugma Belkıs Antik Şehri ve Antakya bu kentlerin en başındadır. Zeugma Belkıs Antik Şehrindeki Mozaikler bu villaların sığ havuz, çeşme ve odaların tabanında yer almaktaydı.[3] Konuları ise Akhileus, Venus’un doğuşu, Dionysos-Telete, Müsalar, Fırat tanrıları, Galatya, Dionysos-Ariadne, Satyros Antiope vb. teatral, mitolojik sahnelerle, geometrik desenlerden oluşmaktadır. Fresk ve stüko tekniğinde yapılmış figürlü, bitkisel, geometrik duvar resimleri gün ışığına çıkarılmıştı" [4]
Evlerin tabanı mozaik, duvarlar fresklerle bezenmiş, odalar mobilya, heykel ve sair heykelciklerle donatılmıştır. Zeugma’lı mozaik ustaları Fırat nehrinden toplanan nehir taşlarını 8-10mm ebadında kübik biçiminde keserek (tessera) mozaikleri yapmıştır. Şayet, açık mavi, açık ve koyu yeşil ve turuncu gibi renkte taşları doğa da bulamaz ise bu renkleri cam tesseralarla elde etmiştir.[5]
Romalılar zamanında Antakya, Roma ve İskenderiye'den sonra dünyanın üçüncü büyük kenti olmuştu. Dünyanın en önemli mozaik müzelerinden birisi de Antakya mozaik müzesidir.[6] Roma ve Bizans dönemlerinde evlerin, hamamların saray odalarının tabanlarını ve duvarlarını süsleyen mozaiklerde çeşitli konular işlenmiştir. Hristiyanlığın kabul edildiği döneme kadar yapılan mozaiklerde mitolojik kahramanlar, efsaneler, tanrılar, tanrıçalar ve kahramanların başlarından geçen olaylar sahnelenmiştir. Bu mozaiklerin çoğunda Zeus, Tethys Okeanos, Apollon, Psykhe, Eros, Satyros, Aphrodite, Baccus gibi bilinen mitolojik kahramanların başlarından geçen olayların konu edildiği görülür. Sudaki yansımasına âşık olan Narkisos'un, kendisine âşık Apollon'dan kaçan peri kızı Daphne'nin, güçlü ve gözü pek Herkül gibi birçok mitolojik kahramanın başından geçen olaylar mozaiklerde sahnelenmiştir. [7
Duvar ve tavan mozaikleri konusunda uzmanlaşan Bizanslılar ise parçacık olarak İtalya'da üretilen ve kalın, renkli camdan oluşan plakalar (Smalti) kullanmakla ünlüdürler. Bu dönemde, camlar, ışığı daha iyi yönlendirebilmek için farklı açılarda ve sıvasız olarak yerleştirildi. Bazı desenlerde, camların arkasına gümüş ya da altın yapraklar yapıştırıldı. Daha çok dini görüntüler betimleyen Roma mozaiklerinin aksine Bizanslılar aristokrasinin de mozaiklerini yarattılar. Bizans mozaiklerini sergileyen Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, 1953 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne bağlı olarak açıldı, 1979 yılında Ayasofya Müzesi'ne bağlandı. 1982'de Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Avusturya Bilimler Akademisi arasında yapılan bir anlaşmayla gerçekleşen son restorasyonun 1987'de bitmesiyle, müze bugünkü halini aldı. 1872 m2'yi bulan yüzey alanıyla bu mozaik, geç antik çağdan bugüne ulaşabilen en büyük ve çeşitli peyzaj betimlemelerinden biridir. Hayatta kalan mozaik parçalarında 150 insan ve hayvan figürü kullanılarak anlatılmış 90 farklı tema bulunmaktadır. [8
İslam kültürü ise mozaik desenlerine getirdiği matematiksel zenginlikle ünlüdür. Yer yer cam küpler ve taşlar kullanılmış olsa da, İslami eserlerde, genelde, desen için özellikle üretilmiş, daha sonra, kenarları elde zimparalanarak boşluksuz yanyana oturacak şekle sokulmuş çini plakalar kullanılmıştır (zillij)
Antoni Gaudi, Guell Parkındaki koltukları mozaikle kaplayarak tekniğe yeni bir uygulama kanalı açmıştır. Bu mozaikler, farklı amaçlarla yaratılmış seramik ürünlerin yeniden düzenlenmesiyle meydana geldikleri icin kolaj tekniginin ilk örneği olarak da gösterilebilir. Gaudi'nin uyguladığı seramik kaplama tekniğinin özgün adı "trencadis" tir ve Katalanca bir sözcüktür. Kullanılmayacağı, bir işe yaramayacağı varsayılan seramik ve cam parçalarıyla bir binanın giydirilmesidir. Aralarında Chagall ve Picasso'nun bulunduğu birçok modern sanatçı da eserlerini mozaik şeklinde ortaya koymuş, mozaik eserlerin konularına zenginlik katmışlardır. Günümüzde mozaikler mobilya dekorasyonundan yer kaplamalarına, bina kaplamalarından oda bölmelerine kadar birçok farklı yerde kullanılmaktadır. Konular soyut kavramlardan hiperrealist portrelere kadar çeşitlilik kazanmıştır.
Küçük, seramik, taş, karo, cam, tahta veya özel olarak yapılmış değişik renkteki farklı parçaların yan yana getirilmesi ile oluşturulan düzenleme tekniğine ve ortaya çıkan esere mozaik denilir. Küçük parçalar kendi başlarına bir anlam ifade etmezken, belirli sıralarla dizilerek bir sanat eseri çıkarılır. Taş, cam, seramik, ahşap parçaları, mermer veya mozaik yapımı için özel olarak imal edilen smalti adı verilen malzemeler mozaik sanatının başlıca malzemeleridir.
Mozaik , yer, zemin süslemesi, duvar süslemesi, bazen bir vazo veya tabak süslemesi olarak kullanılabilir. Eskiden taş, mermer, seramik parçalarından yapılırken günümüzde sadece mozaik sanatında kullanılmak maksadı ile üretilen 'smalti' adı verilen 1cm lik küçük mozaik parçaları üretilmektedir.1x1cm (ya da daha ufak) ebatlarında ve birçok rengi bulunan küçük seramik parçaları mozaik sanatı için uygun bir malzeme koleksiyonu ve kolaylığı sağlamaktadır. Günümüzde mozaik için şablon resimlerde üretilmekte bir zemin üzerine yerleştirilen bu şablon resimler tutkalla sıvama veya çimento yayılmış zemin üzerine parçaları yapıştırma yöntemi ile yapılabilmektedir. Fimo seramik hamurlarıyla yapılan mozaik yapma yöntemi aslında çimento yayma yöntemi ile aynı yöntem sayılabilir.
Mozaik Sanatı için günümüzde belli başlı olarak iki yöntem kullanılır.
* Çimento sürülmüş zemin üzerine mozaik malzemelerini batırmak
* Tutkalla yapıştırılmış parçaların aralarına sıva döşemek.
Mozaik parçacıkları olarak seramikten metale, ahşaptan cama kadar pek çok çeşitte, şekilde ve büyüklükte malzeme bir arada kullanılabilmektedir.[9]
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/sumerlerin-buluslari-bilim-ve-medeniyete-katkilari/132358
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/sumer-ve-mezopotmaya-uygarliklari-ve-tarihcesi/112544
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/zeugma-kenti-buluntulari-ve-zeugma-muzesi/80362
[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/zeugma-kenti-buluntulari-ve-zeugma-muzesi/80362
[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/zeugma-belkis-antik-sehri-tarihcesi-konumu-ve/80360
[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hatay-mozaik-arkeoloji-muzesi-tanitimi/80308
[7] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/hatay-mozaik-arkeoloji-muzesi-tanitimi/80308
[8] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/turkiyedeki-mozaik-muzeleri/111042
[9] Mozaik Sanatı ve Mozaik Nasıl Yapılır https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/S
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın