KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarVaiz Nedir Türk Şiirinde Va’iz Hâce Zâhid Softa

Vaiz Nedir Türk Şiirinde Va’iz Hâce Zâhid Softa

20.04.2025

Vaiz Nedir

 

Va’iz Nedir Kökeni Anlamları

Va’iz, dini inanç ve ibadetleri öğreten, dini kurumlarda Kur'an ve hadislerden örnekler vererek dini -ahlaki öğütler aktaran, nasihatler eden kişidir. Vaiz, Arapça kökenli bir sözcüktür ve “öğüt vermek, uyarmak, sakındırmak” anlamlarına gelen va’z الوعظ sözcüğü ile birlikte Arapça (  wˁẓ  ) kökünden gelmektedir. En basit tarifi ile va’iz ; “ vâ’az veren “ kişi demektir.

Türk Şiirinde Vaiz İmam Hace Hoca Softa

Va’izler, medrese mezunu dini bilgilerle teçhiz edilmiş, cemaate dini öğütler, nasihatler verebilecek düzeyde eğitilmiş kişiler olmakla birlikte, her va’zin iyi düzeyde eğitilemediği veya her va’zin iyi niyetli olduğu da söylenemez.

İyi yetişsin veya yetişmesin divan şairlerinin nazarındaki va’iz, hâce, imam vb özellikle softalığı, kötü niyetli oluşu,  din namına saçma sapan konuşmaları,  rintleri hor görmeleri yönünden olumsuz yanları ile öne çıkan birisidir. Divan şairlerinin nazarında va’izler, hâceler, hocalar, softalar, zahitler;  sürekli eleştirilen, hicvedilen, rakip olarak görülen;  içkiye, şaraba karşı çıkmaları nedeni ile nefret edilen olumsuz yanları ile öne çıkarılan ve çok uğraşılan kişilerdir.  

Şairler; va’izler, hâceler, hocalar, softalar ve zahitleri din adına maskaralık yapmak, cennete girmek amacıyla ibadet etmek, çıkarı için dindar gözükmek, insanları kandırmak, riyakâr olmak, dini hem dünyevi hem de uhrevi çıkarlarına alet ederek insanları aldatmak,  insanları cehennem ile korkutup her türlü cehennemlik işler ile uğraşmak, temiz kalpli olmamakla vb suçlamışlardır.

Divan şairlerinin nazarında va’izler, hâceler, hocalar ve softalar söylediklerinin aksine mala, mülke, servete altına düşkün olan kötü kalpli kimselerdir. Divan şairleri kendilerini temiz kalbe, pak anla, gani gönle değer veren; dünya malına tamah etmeyen kişiler olarak gösterirken;  va’îzleri, hâceleri hocaları ve softaları dünya malına düşkün, kötü niyetli ve riyakâr kimseler olarak göstermişlerdir. ( bkz Hâce Nedir Divan Şiirinde Hace Ve Hoca )

Kısaca, divan şairlerinin gözünde va’iz, nasihatlerine, sözlerine uyulan değil tam tersine ne söylemiş ise tersini yapmaya dikkat edilen kişidir. Divan şairleri va’ize baktıklarında dindar birisini değil riyakâr birisini hatta şeytanı görmüşlerdir.  Divan ve halk şairlerinin pek çoğu ;  va’îzleri, hâceleri hocaları ve softaları bu şekilde anlatırken onları öven şair  bulabilmek çok müşküldür.

Taylasân u rîş gerçi sûfiye kuyruk olur

Sanur ol har kim anuñla başına buyruk olur  Gelibolulu Sun’î

Taylasân Sofilerin, şeyhlerin  taktıkları sarığın sarkan ucuna denir.. Çoğulu, tayâlis-tayâlisedir. ( bkz Destâr Sarık Kavuk Fes Nedir Eski Şiirde) bu beyitteki har sözcüğü eşek anlamında da kullanılmıştır.

Sana her meclisinde söylerim mülzem olmazsın

Değil kürsîye vaîz arşa çıksan adem olmazsın     Sâbit

Va’iz sözüyle bü’l hevesân hatt-ı nakş için

Peygûlesinde her gice kasr-ı cinân yapar   Pertev

Pertev bu beytin va’izi dünyada da kendine köşk yapma hülyası ile süslü laflar etmek ile suçluyor.

Va’iz çıkarsa kürsiye her Cuma gam değil

Amma bolay ki lütfeyleye bayrama çıkmaya  Baki

Bakî,  kinayeli olarak bayram gelmeden vaîzin ölmesini dilemiş oluyor.

 

Sûfi-i zerrâkdan şûrîde-dil dermân umar

Gör ne gâfildür bu kim şeytândan îmân umar  Nevizade Atai

 

Himmetünle sûfiyâ gitdük yine hum-hâneye

Biz metâ’-ı zühdi satduk bir iki peymâneye   Revani ( 16 Y)

 

Mala mağrur olma ey hâce ki dünyâ diyen
Sencileyin nice baykuş uçuran vîrânedür         Necati
Ey Hâce dünya malı ile mağrur olma ki bu dünya, senin gibi mala servete mağrur olan baykuşları uçuran bir viranedir:

Divan şairleri hâceler, vaizler veya softalarla daha ziyade şarabın ve afyonu kötülemeleri,  şarap içenleri cehennem ile korkutmaları nedeni ile atışmışlardır. Softaların  fakirliği överken, dünya malına tamah etmeleri,  ahaliye tok gözlü olmayı önerirlerken kendilerinin para mal , mülk ve servet peşinde koşmaları  yönünden suçlamışlardır.

Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler,

Yevme lâ yenfeu da kalb-i selîm isterler.           Ruhi

 

Ey hâce sanma sen bizi şehvet esîriyüz

Dîdâr hakkı aşk u mohabbet esîriyüz       Hayreti

 

Zâhidâ ibret gözin aç sûret-i zîbâya bak

Bir nazar âyîne-i sun’ -ı cihân-ârâya bak  Baki Şiirleri

 

Sana zâhid eğer derse şarâb-ı dilgüşâdan geç

Şarâb-ı dil-güşâdan geçme ey dil sen riyadan geç   Bağdatlı Ruhi

 Ey gönül! Zahid, sana gönül açan şaraptan vazgeç derse şaraptan vazgeçme aksine onun gibi riyâkar olmaktan vazgeç.

Sâkiyâ ko zâhidün peymânın al peymâney

Meclisi germ it ki mihmân etmişüz cânâneyi    İvazpaşazade Atayi Âli Çelebi

Sûfî geçinür zâhid-i hâr mezhebi bilmez

Rindân-ı mukallid gibi kim meşrebi bilmez    Tokatlı Kani

 

Halk şairleri de  va’îzleri, hâceleri hocaları ve softalara tıpkı divan şairlerinin gördüğü gibi görmektedirler.

 

Bir meclise vardım oturmuş pend ider vaiz

Okur açmış kitabını bu halkı ağlatır vaiz            Niyazi Mısrı

 

Kapatma âlemi vaiz cihan meyhanesiz kalmaz
Şikest olsa surahiler sakiy peymanesiz kalmaz  Konyalı Aşık Şem'i

 

Bir cahil softayla ettik refakat

Safsatadan başka diyaneti yok

Hiç kimsede olmaz böyle hamakat

Çöl öpmekten başka diyaneti yok   Aşık İbreti

 

Gel hoca bizlere ilmini satma
Hak mihman olduğun yeri bildin mi
El ayıbın görüp günaha batma
Felek dolabında zarı bildin mi  Kul Hüseyin 

 

Bu kâfirdir diye yol tefrik etme

Adamı kınamak ayıptır softa

Bildiğim mezaratı mal diye satma

Hak aşikâr köre kayıptır softa   Mahzuni Şerif

 

Ey vaiz sözümün ver cevabını

Bizleri beyhude nâdan mı sandın

İdrâk eylemeyen hak kelâmını

Formalitelere uyan mı sandın  Aşık İbreti

 

Ey vaiz sen bize vazedemezsin,

Çünkü her bir ilmin deryasıyız biz

Bizim yurdumuza hiç gidemezsin,

Hakikat Kaf’ının Anka’sıyız biz   Aşık Harabi

 

Vaiz vasfeyleme huri

Gönül cennet istemez ha

Bütün bütün senin olsun

Aşık ziynet istemez ha     Deliktaşlı Ruhsati

 

Gel ey zahit gel ey ilişme bize

Hakk'ın yarattığı kul bana neyler

Arıdırsan kendi kalbini arıt

Sende küfür bende imana neyler  Pir Sultan Abdal

 

Ey zahit saraba eyle ihtiram

Müslüman ol terk et bu kilükali

Ehline helaldir na-ehle haram

Biz içeriz bize yoktur verbali  Aşık Harabi Baba

 

Ey zahid, getirmez seni Cennet’e

Aldığın abdestle, bu savm ü salât

Gel bihüde yere girme zahmete

Cübbeyi, tespihi, seccadeyi at    Harabi Baba

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da