profile-img

Nefi

Nef’î’nin babası Sipahi Mehmet Bey, dedesi ise Mirzâ Ali Paşa’dır. Babası Mehmet Bey, Kars ve Mıcıngerd (Sarıkamış) sancak beyliği yapmış, dedesi Mirzâ Ali Paşa ise Pasinler sancak beyi olmuştur.[1][2] Bu nedenle Nefi'nin doğum yeri Erzurum'dur. Kimi kaynaklar onun ailesini Dulkadiroğulları, Timurlular veya Çağataylılara dayandırmaya çalışır. Lakin bu konu tartışmalı kalmış, neticeye dayanmamıştır. Fakat babasının da şair olduğu, Kırım Hanlarına hizmet ettiği, bu nedenle rahat bir hayat sürerken ailesini terk edip gittiği bizzat Nefi'nin pederinden şikâyetçi olduğu bir hicviyesinden ortaya çıkar. Asıl adı Ömer olan Nefi, tahminen 1572 yılında Erzurum'un Hasankale ilçesinde doğmuştur.  [3]Bundan dolayı Erzenü’r-Rumî diye de anılır. Riyâzi tezkiresinde doğum yeri hakkında kısaca şöyle yazar.  “Arz-ı Rûmî ‘Ömer Beg’dür. Hâlâ Dîvân-ı Humâyûn-ı Sultânîde ma’den Mukâta’acısıdır. Me’ânî-i nakş-ı perdâzî olub semt-i i’rakda tavr-ı ‘Acem-âne üzere nevâzende- kânûn-ı sühan-sâzîdür.”[ Tahsil ve Erzurum Yılları Nefi öğrenim hayatına Hasankale’de başlamış, Erzurum’da devam ettirmiştir.   O yıllarda Erzurum, henüz görkemini kaybetmeyen muhteşem mimarilere sahip medreseleri ile dikkat çeken büyük bir öğretim merkezidir.  Günümüzde de ihtişamını ayakta tutan bu medreselerde Nefi, "habbeden kubbe, kubbeden habbe yapmayı" becerebilecek kadar iyi düzeyde olması gereken Arapça ve Farsçasını öğrenmiştir.   Henüz medresede iken  Sadi ve Hafız gibi eski İran şairlerini incelediği Nizami ve Cami’yi de okuduğu,  çok sayıda önemli şairlerin şiirlerini de bildiği tahmin edilebilir. .Tüm kaynaklardan anlaşıldığı gibi de ilk şiirlerini Erzurum'da öğrenimini sürdürürken yazmaya başlamıştır.     Hakkında bilgi veren tüm kaynaklar Nefi’nin ilk şiirlerini  “Zarrî " ( Dari) yani zararlı anlamındaki bir mahlas ile yazdığından söz etmektedir.  Her ne kadar Zarri mahlası ile yazılmış bir şiiri ele geçmemiş olsa da [5]  Gelibolulu Ali için  için yazdığı " suhan" redifli kasidesinde  ilk önce "Darri" (zarara mensup)mahlasını kullanırken  Gelibolulu Ali’nin ona  "Nefi mahlasını verdiğini  de  anlatır.   Eyledüñ mahlas-ı Nef’î ile kadrüm efzûn Zihn-i pâkimde görüp kuvve-i iz'ân-ı suhen           (K 60 Fakat daha önemli olan şey işte bu şiirleri ile 1585 yılında Özdemiroğlu Osman Paşa tarafından Erzurum hazine defterdarlığına getirilen [6] Gelibolulu Müverrih Ali’nin dikkatini çekmiş olmasıdır.  Osmanlı’nın gelmiş geçmiş en önemli tarih yazarlarından birisi olan Gelibolu Ali, Nefi’nin şiirlerini okumuş ve bu genç şaire Nef'i "nafi, yararlı" mahlasını vermiştir.  Erzurum’da topu topu altı ay görev yapan Gelibolulu Mustafa Ali [7] ile yaşadığı bu münasebet ve aldığı Nefi mahlası,  Nefi’nin ikbaline açılan ilk kapı olmaktadır.    Nefi’nin Erzurum’dan İstanbul’a ne için ve nasıl geldiği esasında aydınlanamamış bir konudur.  Kimi kaynaklar o yıllara Celali isyanlarını bastırmak için Erzurum ve yakınlarında ...........

Eserler