Baba Evi Romanı Hakkında Özeti Orhan Kemal

15.11.2016

Baba Evi Romanı Hakkında Özeti Orhan Kemal

 

ORHAN KEMAL BABA EVİ HAKKINDA

 

Baba  Evi adlı romanı  Orhan Kemal  ‘in  çocukluk yıllarını anlattığı anı ve otobiyografik nitelikleri de olan bir romandır.  Baba Evi adlı romanı Orhan Kemal’in ilk kez 1949 yılında yayımlanan yazarın romanıdır.  Yazar bu romanını 1949 yılında bastırmış, romanında babası TBMM 1.dönem milletvekili (1920-1923) Avukat Abdülkadir Kemali’nin Atatürk ile anlaşmazlığa düşüp ailesi ile birlikte Suriye’ye göçmek zorunda kalmaları v orada açtıkları lokantanın da iflas etmesi sonrasında tekrar Adana’ya dönmek için fırsat bulmaları vb anlatılmaktadır.

Yazar ilk romanı olan Baba Evi adlı romanında çocukluk yıllarında ve kendi ailesi içinde yaşadığı olayları “Küçük Adamın Notları" başlığı altında dile getirmiştir. Bu romanındaki anlatılanların neredeyse tamamı yazarın çocukluk günlerini babası, annesi ve ailenin diğer fertlerinin yaşamlarını konu edinmektedir.   Baba Evi adlı roman yazarın “ Küçük Adamın Notları “  adını verdiği roman serisinin ilk kitabı olmaktadır.

Yazar bu romanında çocukluk yıllarında yaşadığı anılarını dile getirmiştir.  Baba Evi romanında anlatılan olaylar  Orhan Kemal ve ailesinin başından geçen yaşanmış olaylardır. [1]

İlk eserleri olan "Babaevi"nde çocukluk yıllarını "Avare Yıllar"da gençliğini anlatmış [2]bu ilk iki romanında içinde yaşadığı ve yetiştiği Çukurova’da yaşayan tarım ve fabrika işçileri ile pamuk tarlalarında çalışan köylülerin dramlarını kendi yaşamından da izler sunarak aktarmıştır.  Eserlerini realist bir anlayışla yazan romancının eserlerinde doğal ve gerçek yaşamdan alınan gerçekçi gözlemler ve hayat tabloları bulunmaktadır.  

Kimi eserlerinde gençlik yıllarında kaldığı cezaevlerinden aldığı izlenimleri de aktaran yazar, girdiği hapishanede tanımış olduğu Nazım Hikmet’in tavsiyelerine uyarak romancılığa yönelmiş, [3] Nazım Hikmet ve arkadaşlarının da desteği ile kısa sürede ülkemizde tanınmış bir romancı haline gelmiştir.

Romanlarında Çukurova'daki insanların hayatlarını dramlarını, yoksullukla yaptıkları yaşam savaşlarını anlatan romancı bu insanların iç dünyalarını yansıtmakta da başarılı olmuş bu başarısını sağlamaktaki en önemli kuvveti ise bizzat gözlemlediklerini roman haline getirmek ile sağlamıştır.  

Orhan Kemal, hem Avare Yıllar  hem de diğer eserlerinde öz yaşamından aldığı gözlemlediği, bizzat yaşadığı olayları ekmek peşinde koşan küçük insanların hayatları ile birleştirerek anlatmıştır.

ORHAN KEMAL BABA EVİ 

Konu:

 İnsanların en büyük sorunlarından biri, belki de en önemlisi açlıktır. Ayrıca açlık, Dünya’da en yaygın olan sorundur. Açlık, özellikle insanları küçükten yakaladığı için, toplumsal yaralara, aile bağlarının kopmasına, eğitimsizliğe, kötü davranışlara sebebiyet vermektedir. Bu yüzden de açlık; kötü alışkanlık ve eğitimsizliğin kaynağıdır.

  Anafikri: 

Yazdıklarında kimi zaman biyografik ögelerden de yararlanan Orhan Kemal'in en sevilen kitaplarından biri olan Baba Evi, "Küçük Adamın Romanı" adlı dizinin ilk kitabı. Çocukluktan gençliğe geçişi edebiyatımızda en iyi anlatan metinlerden biri olan Baba Evi, yine yazarın çok sevilen romanı Avare Yıllar'ın öncesini oluşturuyor. Ancak birbirinden bağımsız olarak da okunabilecek bu romanlar, Orhan Kemal'in tüm yapıtlarındaki o incelikli dünya görüşünün aktarıcısı.. 

Şahıs Kadrosu: 

Annesi, babası, dedesi, küçük ve büyük halası, Niyazi, pavli dayı, babaannesi, Gülizar, Süreyya,Naciye, Virjin, Hasan

 KİTABIN ÖZETİ

   Doğduğunda babası Çanakkale’de Topçu Teğmeni görevindeymiş. Yaklaşık 5 yaş civarında günlerini konağın bahçesindeki yalakta sarı kediyi boğmakla, odaya hapsedilip ders çalışmakla, çalışmazsa küçük halası tarafından bey babasına şikayetle geçerdi. Bazı günler büyük halası tarafından gizlice kendi odasına çıkarılıp uyur, debelenir oynarmış. Bey babası gelmeden hemen önce odaya bırakılır, bey babası geldiğinde de yanına çağırır ve başlar suallere

-Ders çalıştın mı?

-Çalıştıysan oku o halde…

Eğer okumazsa bey babasının dayağına maruz kalırmış. En sonunda mektebe başlamış…

   Mektebe başladıktan kısa süre sonra  düşmanlar gelmiş. Kardeşiyle bahçede oynarken uçak sesleriyle irkilip sallanırlarmış. Oturdukları yerden taşınmışlar. Daha sonra bir çiftlik evine taşınmışlar. Günler tavukları, köpekleri kovalamakla, bahçeleri yağmakla geçerdi. Babası Fırka mücadelelerine görev almış. Bazen evden uzaklaşır ve uzaklaştığı gibi günlerce gelmediği de olurmuş. Bu kez de Beyrut’a göçerler. Babası avukatlık yapamadığı için annesinin bileziklerini bozarak bir lokanta açarlar. Babası, lokantaya pek uğramaz. Sadece kardeşi, kendisi ve aşçı usta çalışırlar. İşler bozulunca iflas edilir, lokanta kapanır ve işsiz kalırlar. Bu dönemler de babası da hastalanır. Evi, kardeşi Niyazi, işportacılık yaparak geçindirir. Kendisi evden ya iş aramaya ya da balığa çıkar. Ta ki babasının arkadaşı iş bulana kadar… Evdeki herkes çok sevinir, fakat kendisi daha fazla sevinir. Ertesi gün iş başı yapar. Sonraları Elini adlı Rus kızını tanır. Sarışın mavi kurdeleli kız….

Birlikte çalışmaya başlarlar. Rus kızı(Elini) işe gelmez olunca, evlerine gider ve sürgün edildiklerini öğrenir. Birkaç hafta sonra kendi işine de son verilir ve kendisi yine işsiz kalır. Artık yurduna yani Adana’ya dönmekten başka bir şey düşünmez olur. Babasına karşı çıkar ve babasının diyecek sözü olmadığı için, onlarda kabullenir bu başkaldırmayı… Adana’ya dönüş yolculuğu başlar ve artık kendisi Adana’dadır. Doğduğu oyunlar oynadığı, top peşinde koşturduğu mahallesindedir. Yalnız eksiklik vardır. Çocukluk Arkadaşları…Cin Mehmet, Ada, Hoca’nın oğlu hepsi gitmiş…Fakat nereye??

     Birkaç ay sonra beybabasından mektup gelir. Beybabası mektup da çok fazla bir şeyden bahsetmemektedir. Beybabası, annesini ve kardeşlerini memlekete gönderdiğini söylemişti. Kendisi de yeni arkadaşlar edinmiş ve hepsi de kendisi gibi futbol hastaları… Günler muhabbetli, eğlenceli, neşeli sürer, geçerken bir yandan da maç yapmaktadırlar. Bu arada da teklif mektupları yazarlar. Bir gün yine kasaba da maç olduğu için tüm arkadaşları toplanı9p kamyonla kasaba ya gitmişlerdir. Maçı yaptıktan sonra, araç olmadığın için geri dönüşlerini yürüyerek yapmak zorunda kaldılar. Yoruldukları yerde uyuyakaldıkları da olmuştu. Uzun süre sonra şehre varabilmişlerdi. Ve şehre vardıklarında bir     gerçeği öğrenmişlerdi. Bir gün kendileri teklif mektubu yazdıklarında, postaya atsın diye arkadaşlarının birine vermişlerdi ve kendileri şehre döndükten sonra arkadaşı itiraf etmişti. Mektubu postaya atmadığını hava sıcak olması nedeniyle, pul parasıyla ayran içtiğini söylemişti

Bu sözün üzerine kendisi şunu söylemişti:

-Ey açlık! Seni midemde, iliklerime, kanımın yuvalarında duydum. Ve sen, benim iyi, benim şefik ve rahim olan soyum, insan soyu, sen ebedi tokluğu fethedeceksin!

                         ORHAN KEMAL HAYATI

15 Eylül 1914’te Ceyhan’da (Adana) doğdu. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan yazar, TBMM 1.dönem milletvekili (1920-1923) Avukat Abdülkadir Kemali’nin oğludur. Ailesinin Suriye’ye zorunlu göçü üzerine, ortaokul son sınıfta öğrenimini yarıda bırakmak zorunda  kaldı. Askerlik görevini yaparken Ceza Yasasının 94. maddesine aykırı davranıştan 5 yıl hapse mahkum edildiğinde (1938), hapishanede Nazım Hikmet’le tanıştı ve onunla ilişkileri, toplumculuk anlayışını etkiledi.2 Haziran 1970’ te davetli olarak gittiği Sofya’da öldü: Mezarı İstanbul’dadır.

   Genç yaşında para kazanmak zorunda kalması nedeniyle, hayatın önüne çıkardığı her türlü engel ve acı onun iç dünyasını derinleştirdi, zenginleştirdi. Yaşadığı, tanık olduğu, gözlediği her şey, kaleminin ucunda bir öyküye, bir romana, bir oyuna veya şiire dönüştü. Yılların eskitemediği bir dille, kendine özgü bir gerçekçilik ve sıcaklıkla, Türk insanının acılarını, yoksunluklarını, özlemlerini anlattı hep. İlk yapıtlarında 1930’ larda kendi yaşam öyküsüne dayanan bir çerçeve de. Çukurova’da tarım ve fabrika işçilerinin sorunlarını işledi; daha sonra İstanbul’un kenar mahalle insanlarının, işçilerin dünyasını yansıttı. Cezaevi gözlemlerini de Orhan Kemal için önemli bir malzeme oluşturdu.1967’de Ankara Sanat Tiyatrosunda  sahnelenen ’72. Koğuş’ adlı oyunu, ona yılın en iyi oyun yazarı ödülünü kazandırdı

 

İLGİLİ YAZILARIMIZ

Orhan Kemal Hayatı Edebi Kişiliği Eserleri

Bereketli Topraklar Üzerinde Hakkında Konu Özet İnceleme Orhan Kemal

Baba Evi Romanı Hakkında Özeti Orhan Kemal

Avare Yıllar Roman Özeti Orhan Kemal

ESKİCİ VE OĞULLARI HAKKINDA ÖZET İNCELEME ORHAN KEMAL

Eskici ve Oğulları Hakkında Konusu Türü Orhan Kemal

Orhan Kemal ‘in Murtaza Hakkında Konu Özet İnceleme

Gurbet Kuşları Hakkında Konu Özet İnceleme Orhan Kemal

72. Koğuş Hakkında Bilgiler Konusu Özeti ve Orhan Kemal

El Kızı Hakkında Konu Özet ve Orhan Kemal

Cemile Romanı Orhan Kemal

 kaynak


[1] Hatice Turhan* Duygu Ak Başoğul, Orhan Kemal’in Avare Yıllar Adlı Romanı Üzerine Bir İnceleme, Ana Dili Eğitimi Dergisi, 1(4), 38-50. 38

[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/orhan-kemal-hayati-edebi-kisiligi-eserleri/74905

[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/orhan-kemal-hayati-edebi-kisiligi-eserleri/74905

 

0

1

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar