Divan-ı Hikmet'in Dil Şekil Konu Özellikleri ve Hakkında Tüm Bilgiler

28.09.2014



 

Divan-ı Hikmet, Ahmed Yesevî’nin  (Pir-i Türkistan, Ölümü 1166) nin  hikmet  adını verdiği şiirlerini bir araya getirdiği Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski eseridir. Ayrıca  Kutadgu Bilig ’den sonraki İslami Dönem Türk edebiyatının da ilk eseridir. 

 

 

Divan-ı Hikmet Dili ve Yazıldığı Saha

Eser, Karahanlı sahasında oluşan eserlerdendir. Eser, Hakaniye lehçesiyle yazılmıştır. Ahmet Yesevî yazdığı şiirlere   hikmet demiş, şiirlerinin toplandığı kitaba da Dîvân-ı Hikmet adı verilmiştir.  Eserin ilk nüshasının Karahanlı Türkçesi ile yazıldığı biliniyor olsa da eser, çok çeşitli zamanlarda ve mekânlarda Yesevî nin hikmetlerini toplayan yazmaların hepsi de çok sonraki asırlarda, çoğaltıldığı için birçok nüshasında Karahanlı Türkçesinin dil özellikleri bulunmamaktadır.  Bunun bir nedeni eserdeki şiirlerin birçoğunun Yesevi’ye ait olamamasıdır. Diğer nedeni ise eserin ele geçen nüshalarının değişik asırlarda değişik kişiler tarafından yazılmış olmasıdır. 

 

Dîvân-ı Hikmet nüshalarında Kazak, Türkmen, Tatar dil özellikleri daha da büyük ölçüde Özbek Türkçesinin dil özellikleri görülmektedir. [1]Ancak yazıldığı dönem ve saha göz önünde bulundurularak bu eser dil bakımından Karahanlı sahası dilinin özelliklerini taşımasa da bu eser Karahanlı sahası edebi ürünü olarak kabul edilir.  [2]  ( bkz AHMET YESEVİ HAYATI VE TASAVVUF EDEBİYATININ BAŞLANGICI )Dîvân-ı Hikmet'te şiirlerin hepsi Ahmed Yesevî  ye ait değildir.  Eserdeki birçok şiir halifeleri tarafından yazılmış ve ona mal edilmiştir. Bu şiirlerin hepsi de ruh eda, söyleyiş bakımlarından birbirine benzediğinden hangilerinin Ahmed Yesevî ye ait olduğunu ayırt etmek çok güçtür. ( bkz MENKIBE-İ AHMED YESEVÎ )

 

Divan-ı Hikmet’teki Şiirlerde Nazım Şekilleri Vezin Durak Kafiye  

 

Bugüne kadar derlenebilen Yesevî’ye ait hikmetlerin sayısı 250’yi bulmaktadır. Ancak bu hikmetlerin Hepsi Yesevi’ye ait değildir.   Birçoğu Yesevi’nin vefatından sonra onun dervişleri tarafından yazılmıştır. Bu nedenle şiirlerde standart nazım şekilleri kafiye ve vezin anlayışı bulunmaz.  Fakat hikmetlerin önemli kısmı hece vezni ile halk şiiri tarzında yazılmıştır. Bir kısmı ise beyit sitemi ve aruz vezniyle kaleme alınmıştır.  Aruzlu şiirlerin varlığına rağmen “hikmetlerin fikrî yönünü dinî-tasavvufî unsurlar, şekil yönünü de millî unsurlar teşkil eder[3]

 

Eserin kafiye düzeni mani Tuyug kafiye düzeni ile koşma sisteminde yani abcd dddb eeeb şeklinde kafiyeli, 4+4+4=12 duraklıdır. Dördüncü dizelerin birbiriyle uyaklı oluşu hatta zaman zaman aynen tekrarlanışı bu şiirlerin musiki ile okunmak için söylendiğini gösterir. Hikmetlerin bir kısmı ise gazel tarzında, aruz vezniyle fâilâtün fâilâtün fâilün/   mefâîlün mefâîlün feûlün, /  mefâîlün ve mef'ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün" vezinleriyle yazılmıştır. [4]

 

Mesnevî tarzında yazılan münâcât ve nâtm vezni mefâîlün mefâîlün feûlün dür. 144 hikmet ve 1 münacattan oluşur. (2009 yılında bulunan yeni hikmetlerle bilinen hikmet sayısı 217 olmuştur. Dr. Hayatı Bice tarafından hazırlanan 5. baskıda yeni hikmetler günümüz Türkçesi ile de yayınlanmıştır. [5] Dörtlüklerle yazılmış hikmetlerde kıta sayısı 5 ilâ 28 arasında çoğunlukla 10-12 kıtalık hikmetler şeklindedir.  Gazellerdeki beyit sayısı 5-15 arasındadır. 7 beyitlik gazeller çoğunluktadır.[6]

 

 

Divan-ı Hikmet’in Dil Konu ve Muhteva Özellikleri

 

Hikmetlerde hem halk şiirimizin hem de Arap ve Acem edebiyatının izleri bir arada kullanılmıştır. İslamiyet’in kabul edilmesi ile Arapça Farsçadan gelen kelimelere ve İran ve Arap Şiirinin zevk, konu, şekil ve tür özelliklerine de rastlanılmaktadır.  Eserde din ve tasavvuf konular, yabancı sözcükler, milli, Arabî ve Farisi unsurlar bir arada kullanılmıştır. Arapça, Farsça kelimeler kullanıldığı zaman tam kafiyeye başvurulmuş fakat çoğu kafiyeler Türkçe kelimelerle ve yarım kafiye şeklinde kurulmuştur. Bazen yarım kafiyenin bile kullanılmamış, yakın seslerin benzerliği ile veya sadece redifle yetinilmiştir.[7]

 

Beyitlerle yazılmış hikmetlerin birçoğu  musammat gazel tarzında ve iç kafiyeleriyle oldukça ahenklidir.  Ahmed Yesevî'nin canlı ve hareketli bir üslûbu vardır. Hikmetlerde belirgin olarak bir zikir ritmi görülür.  Bu sebeple bu Hikmetlerin zikir esnasında ve belli bir makamla söylendiği ortaya çıkmaktadır.

 

Divan-ı Hikmet’ in yazılışı  Mevlana'’nın mesnevisinin yazılmasına benzeyen bir yöntemle yazılmıştır.  Ahmet Yesevi söylemiş; Yesevi'nin kurduğu tarikatta bir derviş olan Şaban Durmuş, Ahmet Yesevi’nin şiirlerini esere nakletmiştir.

 

Eserin yazılış amacı İslâmiyeti henüz kabul etmemiş Türkler’e İslâmiyet’in esaslarını, şeriat ahkâmını ve Ehl-i sünnet akîdesini öğretmektir. “ Yeseviyye tarikatı müridlerine tasavvufun inceliklerini, tarikatın âdâb ve erkânını telkin etmektir”[8]

 

Ahmet Yesevi, altmış üç yaşında yeraltına bir çukur kazdırmış, bu çilehaneye girdikten sonraki hayatı ile ilgili bilgiler, Mevlana Safiyüddin Koylaki ve Ahmed bin Mahmud Hazini’nin eserlerinde yer almıştır. [9]  Ahmet Yesevî 63 yaşından sonra çukur kazdırarak kendini toprağın altına kapatmış, inzivaya çekilmiş ve Muhammed gibi 63 yaşında ölmek istemiştir ama 78 yaşında hayata veda etmiştir. Bu durum Yesevi’in eserindeki hikmetlerine de yansımış ve izah edilmiştir.

 

Ey dostlar, kulak verin söylediğime,

Ne sebepten altmış üçte girdim yere?

Mirâc sırasında Hakk Mustafa ruhumu gördü,

O sebepten altmış üçte girdim yere.

 

Hakk Mustafa Cebrâil'den eyledi sual

“Bu nasıl ruh, bedene girmeden buldu kemal?”

Gözü yaşlı, halkın başçısı, bedeni hilal;

O sebepten altmış üçte girdim yere. [10]

 

 

DİVAN-I HİKMET’İN KONUSU VE ETKİLERİ

 

Genel olarak dervişlik hakkında övgülerden bu dünyadan şikâyetten cennet ve cehennem tasvirlerinden, peygamberin hayatından ve mucizelerinden bahsedilir. Dinî ve ahlaki öğütler veren şiirlere de yer vermiştir. Ahmet Yesevi'nin görüşleri Edebiyatımızda tasavvufun başlangıcını oluşturmaktadır.  Eserde Ahmet Yesevi'nin kurucusu olduğu Yesevilik tarikatına ait bilgiler, dervişlik üzerine övgüler, cennet-cehennem tasvirleri, İslam peygamberinin hayatı ve mucizeleri anlatılır

 

Türk Tasavvuf kültürünün temeli Divan-ı hikmettir. Anadolu’daki ve Türklerdeki tasavvufi akımların ve tarikatların temelini Yesevi oluşturmuştur. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli gibi mutasavvıfların düşüncelerinin kaynağı hep bu eserdir. Ahmet Yesevi’den sonra onun hikmet geleneği, birçok muakkibi tarafından devam ettirilmiştir. Onlar arasında Hakîm Ata Kul Süleyman, birçok telifiyle dinî-tasavvufi edebiyatımızda ayrı bir yere sahiptir.[11]

 

İlk kez 12. yüzyılda yazıldığı düşünülen ilk nüshasından sonra önceleri yazma nüshalar şeklinde, daha sonraları ise taş basması tekniği ile çoğaltılmıştır.  Son iki yüz yıl içinde on yedi kez Taşkent'te, dokuz kez İstanbul'da, beş kez Kazan'da ve birer kere de Buhara ve Kazan’da matbu olarak yayınlanmıştır. [12] Türkiye'de Divan-ı Hikmet'ten Seçmeler adı ile yetmiş adet hikmetten müteşekkil ve Prof. Dr. Kemal Eraslan tarafından hazırlanan bir eser T.C. Kültür Bakanlığı tarafından iki kez basılmıştır. Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından ilk kez 1993 yılında yayınlanan Divan-ı Hikmet’ te ise yüz kırk dört adet hikmet yer almaktadır.

 

 

Türk Dünyasında Divan-ı Hikmet

Türk dünyasında çok okunan eserlerden biridir.  Bu yüzden çok çoğaltılmış eserlerin başında gelmektedir. Divan-  Hikmet’in dünyanın birçok kütüphanesinde çeşitli yazma ve matbu nüshaları bulunmaktadır.

 

Divan-ı Hikmet Özbekistan’da Kiril harfli olarak iki kez basılmıştır. Kazan baskısı esas alınarak Resul Muhammed Aşurbayoğlu tarafından hazırlanan ve 1992'de Taşkent'te Kiril harfleri ile neşredilen Divan-ı Hikmet kitabının baskı adedi tam beş yüz bin adettir. [13] Divan-ı Hikmet yine 1992 yılında Türkmenistan’da “Medine’de Muhammed Türkistan’da Hoca Ahmed” adı ile elli bin adet olarak basılmıştır. Son olarak hikmetlerden bir kısmını içeren ve Akıl Kitabı  adı ile basılan bir yayın da Kazakistan’da 1994 yılında yayınlanmıştır. Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te 2006 yılında akademisyen Nadirhan Hasan   Yeni Bulunan Hikmetler  başlıklı çalışmada yetmiş üç hikmet daha tespit ederek yayımlamıştır. [14]

 

Ahmet Yesevi Hakkında Kısa Bilgiler

Ahmet Yesevi’nin hayatı hakkında bilinenler menkıbelere dayanmaktadır. Eldeki bilgilere göre, Çimkent şehrine bağlı Sayram kasabasında, bazı kaynaklara göre ise bugünkü adı Türkistan olan Yesi’de doğmuştur.  Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1093 yılında doğduğu, 73 yıl yaşadığı ve 1166 yılında vefat ettiği kabul edilmektedir.

 

Babası Sayram’ ın meşhur mutasavvıflarından olan İbrahim Ata (İbrahim Şeyh), annesi ise Sayramlı Musa Şeyhin kızı Ayşe Hatun’dur. Yedi yaşındayken annesini, ardından babasını kaybetmiş ve ablası Gevher Şehnaz tarafından büyütülmüştür.[15]

 

İlk eğitimini babasından alan Yesili Ahmet, manevî eğitimini Yesi’de devrin meşhur mutasavvıfı Arslan Baba’dan almıştır. Daha sonra Buhara’ya giderek Yusuf Hemedani’nin yanında manevi eğitimini tamamlamış ve onun ölümü üzerine 1160’da halife olmuştur.  Bir süre sonra da Yesiye dönerek, hayatının kalan kısmını insanları irşatla geçirmiştir.[16]

 

Altmış üç yaşına geldiğinde tekkesinin avlusuna yaptırdığı çilehaneye girmiş ve ömrünü burada tamamlamıştır. Türbesi, Türkistan şehrindedir. [17]

 

Dîvân-ı Hikmet’in Nüshaları

 

Mantık’ut tayr’ın yazarı dev İranlı şair Feridüddin-i Attâr'ın "Pir-i Türkistan"  namı ile şereflendirdiği Hoca Ahmed-i Yesevî' nin Divan-ı Hikmet ‘inin eski alfabeler ile Kazan 1295; İstanbul 1299; Taşkent 1314 baskıları vardır. Çok sevildiği için pek çok nüshası bulunmaktadır: Bunlardan bazıları şunlardır.  Divan-ı Hikmet’in günümüz alfabesi ile de birçok baskısı yapılmıştır. Bu baskılar arasında en derli toplusu olanı Dr. Hayati Bice’ye ait olanıdır. [18]

 

Prof. Dr. Necdet Tosun’un editörlüğünde Ahmet Yesevi ı احمد یسوی  Farsça çeviriside Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı tarafından yayımlanmıştır.

 

Manchester, The John Rylands University Library (nr. 67), İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi (nr. 2497), Ahmet Caferoğlu (şahsî kitapları arasında), Emel Esin nüshaları (Esin-Tek Vakfı Ktp.); İstanbul Üniversitesi (TY, nr. 3898), Millet (Ali Emîrî, Manzum, nr. 16), Konya Mevlânâ Müzesi (nr. 2583) kütüphaneleri ile Leningrad (St. Petersburg) Asya Halkları Müzesi’ndeki (nr. D. 41) yazmalar [19]

 

DİVAN-I HİKMET’TEN ÖZGÜN ÖRNEKLER

 

HİKMET-71

Huşlamaydur alimler sizni aygan Türki’ni
Ariflerdin eşitseng açar köngil mülkini
Ayet hadis ma'nası Türki bolsa muvafık
Ma'nasıga yetgenler yerge koyar börkini

Kazı müfti mullalar şeriatda râhnı
Arif âşık alıbdur tarikatnı arkını
Amel kılğan alimler dinimizni çırağı
Burak miner mahşerde egri koyar börkini

Amel kılsa âlimler din u ayın yarukı
Körse bolur alarnı rengi ruyı körkini
Amel kılmay "kâl" ilmin okuy bilmey kalğanlar
Arkasığa köterür kırk eşekni yükini

Hâcemen dep laf urma uşbu dünya bîpayan
Bilemen dep aytma sen köngüldegi çirkini
Rehnemâdur Hace Ahmed gülistanı ma'rifet
Sözler sözi hakikat açar köngül mülkin 
Miskin zaif Hace Ahmed yetti puştinge rahmet
Farsi tilini biliben hub aytadur Türki'ni

 

HİKMET-72

Eyâ dostlarım ölsem men bilmem ki hâlim ne bolur
Gorga kirib yatsam men bilmem ki hâlim ne bolur
Eltip lahedge koysalar arkağa bakmay yansalar
Soruğ sevalim sorsalar bilmem ki hâlim ne bolu 

Kirse karış atlığ yılan çolgansa tenge şul zamân
Kalmas bütün bir üstühân bilmem ki hâlim ne bolur
Cümle yığılıp mör ü mâr etrafımda niş urar
Müşkül erür pes kâr u bâr bilmem ki hâlim ne bolur 

Hiç kelmedi mendin sevâb anda ne bergümdür cevâb
Ger kılsalar yüz ming azâb bilmem ki hâlim ne bolur

Bolsa kıyâmet küni hâzır bolur barçaları
Kılğan amellering kanı bilmem ki hâlim ne bolur 

Ey Kul Ahmed sen bu kün kılğıl ibâdet tün ü kün
Demegil ömrümdür uzun bilmem ki hâlim ne bolur 


HİKMET-73

Neçe yıllık mehribânım cân ediler dostlarım
Bu vücudum şehrini fâni kıladur dostlarım

Bu kafesni tutisi pervâz kıladur uçgeli
Bir karanğu şulesiz yerge baradur dostlarım

Ey meni yârânlarım himmet tutung imânıma
Düşmanım imânıma zahmet beredür dostlarım

Uşbu cân bizler birle bir neçe yıllar bar edi
Hak Teâlâ hükmi birle azm etedür dostlarım
Bu mening azâlarım cânım birle şâdmân edi
Cân çıkarğa külli azâm titreşedür dostlarım

Emr-i Hakk'a barça halk-ı âlemin boldı rızâ
Ol hakikat bendeler dâim rızâdur dostlarım
Kul Hâce Ahmed tutisi pervâz etedür uçgeli
Neylesin Miskin hükm-i Hudâdur dostlarım [20]

 

[1] KEMAL ERASLAN, https://islamansiklopedisi.org.tr/divan-i-hikmet

[2] https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/

[3] Köprülü, İlk Mutasavvıflar (Ankara 1966), s. 101-121.

[4] https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10828,ahmedyesevivedivanihikmetpdf.

[5] https://www.divanihikmet.net/hikmet2.html

[6] https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10828,ahmedyesevivedivanihikmetpdf.pdf?0

[7] https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10828,ahmedyesevivedivanihikmetpdf.

[8] KEMAL ERASLAN, https://islamansiklopedisi.org.tr/divan-i-hikmet

[9] Nadirhan HASAN, DİVAN-I HİKMET’İN İSTANBULDAKİ B İR NÜSHASI HAKKINDA, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl,: 2 Say : 2 Haziran 2009

[10] https://www.divanihikmet.net/hikmet2.html

[11] Güzel, Abdurrahman, Süleyman Hakim Ata’nn Bakrgan Kitab Üzerine Bir nceleme, Ankara 2008.

[12]  https://tr.wikipedia.org/wiki/Divanı _Hikmet

[13] Dr. Hayati Bice , HİKMETLER-TASAVVUF-DERGİSİ https://tll.ibu.edu.ba/assets/userfiles/tll/

[14] Dr. Hayati Bice , HİKMETLER-TASAVVUF-DERGİSİ https://tll.ibu.edu.ba/assets/userfiles/tll/

[15] https://www.edebiyatvesanatakademisi.com//search?term=AHMET+YESEV%c4%b0++HAYATI+VE+TASAVVUF+EDEB%c4%b0YATININ+BA%c5%9eLANGI

[16] https://www.edebiyatvesanatakademisi.com//search?term=AHMET+YESEV%c4%b0++HAYATI+VE+TASAVVUF+EDEB%c4%b0YATININ+BA%c5%9eLANGI

[17]  Ahmet Yesevi Üniversites,https://www.yesevi.edu.tr/index.phpoption =336

[18] Dr. Hayati Bice, Divan-ı Hikmet- Ahmed Yesevi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları

[19] KEMAL ERASLAN, https://islamansiklopedisi.org.tr/divan-i-hikmet

[20] https://ahmetyesevi.net/hikmetkadim2.htm

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar