EBU MÜSLİM DESTANI HAKKINDA
Türk edebiyatında Kıssa-i Ebû Müslim ve Ebû Müslimnâme ve Eba Müslim Destanı olarak bilinen bu destan Emevî Devleti’nin sona ermesinde en önemli rolü oynayan ve Abbâsîler’in iktidara gelmesini sağlayan Ebû Müslim-i Horasânî’nin (ö. 137/755) hayatı üzerine teşekkül etmiş bir destandır.
Batılıların Horasan Spartaküs’ü olarak adlandırdığı Ebu Müslim, İslamiyet’in ırkçılığını yapan, Arap asıllı olmayan Müslümanlar ikinci sınıf Müslüman – Mevali- gözü ile bakan Emevilerin iktidardan indirilmesini sağlayan Türk asıllı olması çok muhtemel bir ihtilal önderidir. Bu destan onun Emevilerin tahtan inip, Abbasilerin tahta geçişini sağlayan halk hareketini önderi olması ve bu ihtilali başarması üzerine oluşan ve bir destan olmuştur.
Bu isyanı başlatan Ebu Müslim, resmi olmayan medreselerde eğitim görmüş, isyanı başlatınca adı Haricîler tarafından âvebendî’ye çıkan Ebâ Müslim, Haricî devletinin padişahı Nasr-ı Sayyâr tarafından her yerde arattırılmaya başlanır. Elbette bu aramaların tümü boşunadır ve Ebâ Müslim gün geçtikçe daha da güçlenmekte ve onun inancını paylaşanlar tarafından desteklenmektedir.”[1]
Ebu Müslim’in her kesim ve ırktan olan Müslümanları eşit, kardeş ve bir olarak gören yaklaşımı Abbasi idaresinin de siyasi yaklaşımı olmuş, Arap asıllı Müslümanları diğer Müslümanlardan üstün gören Emevi Irkçı İslamcılığı bu isyanla tarihe karışmıştır. Tam bu nedenle de Ebu Müslim; Kürtler, Türkler, Acemler ve Arapların öz evlatları gibi benimsediği [2] İslamiyet’i seçen her kavmin sahip çıktığı ‘'Ebu Müslim bizdendir' diyebildiği destanî bir kişi olmasını sağlamıştır. Bu yüzden Ebu Müslim’e Türkler, Araplar, Acemler ve Kürtler de sahip çıkmakta [3] ve bizdendir demektedir.
Ebu Müslim’in hayatı (ö. 733) çok geçmeden destan konusu olmuş, hayatı hakkında yarı tarih, yarı destan şeklinde pek çok eser yazılmıştır. Bu ilk eserler Farsça ve Arapçadır. Sonradan daha ziyade destan haline dönüşen bu eserlerin yazılmış olan farklı varyantlarındaki anlatıcıların daha ziyade Ebu Tahir Tusi ve Eb’l Faz oldukları gözükür. [4]
Elimize ulaşan bazı destan tercümelerinin Harun Reşit zamanında yazılmış Arapça veya Farsça bir eserden tercüme edildiği şeklindedir. [5] Sözü edilen bu eser kaybolmuştur ama destanın Harun Reşit zamanında teşekkül etmiş olduğunu da ortaya koymuş olur. Destanın farklı nüshaları farklı devirlerde yazılmış olan varyantları destanın çeşitli yüzyıllarda çeşitli hallere girdiğini de ortaya koyar, Ele geçen yazmalardaki anlatılanlar birbirlerinden farklılıklar göstermektedir. 15. Yy’a doğru ulaşan şekillerine Kitab-ı mukaddes, İran ve Türk destanlarından yansımış anlatılar da sızmıştır. [6]
Horasanlı Ebû Müslim, “hakkı savunan, zulme ve zalimlere karşı çıkan bir kişi olarak Özbekistan, Türkmenistan, Dağıstan, İran ve Anadolu’da da mübârek bir zat olarak telakki şöhreti en çok Türkler arasında yayılmıştır. Bundan dolayı yeniçeriler, fütüvvet ocakları, Şiî-Alevî zümreler, Bektaşîler ve ahîler arasında, eşraf ve köy odalarıyla kahvehanelerde, Hz. Ali ve Hz. Hamza gibi mensur bir destan ve destan kahramanı olmuştur.” [7]
Gelişmeler bu destanın İran’da ortaya çıktığı ve Türk edebiyatına tercüme edildiğini ortaya koyar. Türk edebiyatında yazılmış olan ilk tercüme Ebu Müslim destanlarının yazarlarının bazıları bu destanı Farsçadan naklettiklerini yazmışlardır. Fakat buna rağmen bu destan en çok Türk edebiyatında işlenmiştir. Ebu Müslim’in Türk asıllı sayılması bunda belki de en büyük amil olmuştur.
Ebû Müslim hikâyelerinin en eski tercümesinin Ebû Tâhir-i Tûsî’ye (Tarsûsî) ait olduğunu bildiren kaynaklar da vardır. (İA, IV, 41; TDEA, II, 412; EIr., I, 344) Fakat Fuad Köprülü, Ebû Müslim destanının en eski nüshasının 1150’de Merv’de, Sultan Sencer’in maiyetinde bulunan Karahan ailesine mensup Melikzâd b. Mahmûd b. Hüseyin b. Kızılarslan Hakan adına yazılan nüsha olduğunu belirtmektedir (Fuad Köprülü ,Türk Edebiyatı Tarihi, s. 345) Destanın pek çok nüshasında adı geçen Ebû Tâhir-i Tûsî ‘nin Gazneli Mahmud’un sarayında bulunan bir hikâyeci olduğu zannedilmektedir. Destanın ilk örnekleri bir çeşit şii propagandası özelliğini taşır. İlk destanlardaki olaylar, Hz. Ali’yi sevenlerle Hz. Muâviye taraftarları arasındaki mücadeleler ve her ikisinin torunları zamanında devam eden kavgalar şeklinde anlatılmıştır. Fakat bu destan Türkler tarafından benimsendikten sonra “Türk ruhuyla işlenerek mümkün olduğu kadar Şiilik propagandasından arındırılmış ve Türk edebiyatının orijinal eserlerinden biri haline gelmiştir” [8]
Destanın ilk haline sonradan ilaveler yapıldığı, Emevilerin iktidarı kaybedip Abbasilerin idareyi almasından sonraki dönemlere doğru uzantılar meydana geldiği daha sonra Haçlı Seferlerini de anlatan kısımların eklendiği dikkati çeker. Bu durum bu destanın Selçuklular zamanında yeniden şekillendiğini ve ilaveler kazandığını gösterir.
Ebu Müslim destanının 14. Veya 15. Yy dan itibaren iyice Türkleştiği, dilinin de iyice sadeleşip halk diline indiği ve git gide Dede Korkut’un diline benzeştiği görüşleri yaygındır. İslam Ansiklopedisinde konu ile ilgili bilgi veren Nurettin Albayrak bu konudaki yazdıklarını hemen hemen V. Mahir’in adı geçen eserindeki maddesinden iktibasla yazmış, dolayısı ile Vasfi Mahir’in görüşlerini de aynen tekrar ve kabul etmiştir.
DESTANIN NÜSHALARI
İstanbul, Paris ve Viyana’daki kütüphanelerde birçok yazma nüshası bulunur. Bibliotheque Nationale’de dört Türkçe yazması vardır.(Ancien Fonds Turc, nr. 57, 58, 59, 60), dört Farsça yazma (Supplement Persan, nr. 842, 842 bis, 843, 844) de bulunur. İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı’ndaki yazma nüshayı (nr. B 14) de kayıtlıdır. Irene Melikoff bu yazma nüshaları inceleyerek bu destan hakkında en kapsamlı çalışmayı yapan araştırmacı olmuştur. [9]
Kayserili Ali Ferdî’nin yazdığı manzum Kitâb-ı Ebû Müslim ile (I-II, İstanbul 1299) Çelebizâde Mehmed Efendi’nin kaleme aldığı Hâzâ Kitâb-ı Ebâ Müslim (İstanbul 1327) basılmış en eski nüshalardır. Corcî Zeydân’ın Arapça olarak yazdığı Ebû Müslim el-Horâsânî adlı romanı, Zeki Mugamiz Ebû Müslim-i Horâsânî adıyla Türkçe’ye çevirmiştir (İstanbul 1330). Destanın yeni harflerle ilk baskısı, Ebâ Müslim Horasânî başlığıyla Muharrem Zeki Korgunal tarafından hazırlanmıştır (I-XXV, İstanbul 1934).
Destan hakkında son zamanlarda pek çok çalışma yapılmıştır. Prof. Dr Necati Demir ve Faik Bulut’un konu hakkındaki çalışmaları bunlardan bazılarıdır.
Battal Gazi Destanı Hakkında Özeti ve Rivayetleri
İslami Oğuz Destanı ve Tam metni
İslami Dönem destanları İlgili Linkler
· Manas Destanı Hakkında Çalışmalar Analizler ve Anlatıcıları
· Saltukname ve Saltuk Buğra Han ( Destanı ve Hayatı )
· Dede Korkut Hikayeleri ve Özellikleri
· Dânişmendnâme ve Nüshaları Hakkında Bilgiler
· Oğuz Destanı Hakkında Çalışmalar Uygur Nüshası Tam Metni
· Cengiz Han Destanları Hakkında Bilgiler Varyantları ve Özetleri
KAYNAKÇA
[1] İrene Melikoff, Türk İran Epik Geleneği İçinde Ebu Müslim, Elips Kitap
[2] Faik Bulut, Ebu Müslim Horasani: Bir İhtilalcinin Hikayesi, Su Yayınları;
[3] Ahsen Batur, Kürdoloji Yalanları , Selenga Yayınları , 2011
[4] Mahir Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, Ank. 1970, shf 291-292
[5] Mahir Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, Ank. 1970, shf 291-292
[6] Mahir Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, Ank. 1970, shf 291-292
[7] Nurettin Albayrak, Ebu Müslim Destanı , TDV İA, cilt: 10; sayfa: 196
[8] Nurettin Albayrak, Ebu Müslim Destanı , TDV İA, cilt: 10; sayfa: 196
[9] İrene Melikoff, Türk İran Epik Geleneği İçinde Ebu Müslim, Elips Kitap