Ebuzziya Tevfik Hayatı Eserleri ve Hizmetleri

04.06.2013

 


Ebüzziya Tevfik Hakkında

Ebüzziya Mehmet Tevfik Bey (d. 17 Şubat 1849, İstanbul - ö. 27 Ocak 1913) Türk gazeteci, yazar,  tiyatrocu, yayıncı ve hattat.

 

Ebuzziya Tevfik; Tanzimat, İstibdat ve Meşrutiyet dönemlerini yaşamış, değerli bir edebiyatçı, gazeteci, yayıncı ve basımcıdır. Ebuzziya Tevfik bugün yeterince tanınmıyorsa, şansızlığı basımcılık yayıncılık etkinliklerini XIX. Yüzyılda sürdürmesinden kaynaklanır[1]

 

Türkiye’de “matbaacılığı sanat hâline getiren kişi” olarak kabul edilmiş halk dilinde "Acem baskısı" denilen kirli ye kötü baskıdan Türk yayıncılığını kurtarmıştır. [2] Türkiye'de modern yayıncılığı etkinliklerini Ebuzziya Tevfik başlatmıştır. Aynı zamanda hattat olması ve güzel sanat dalları ile ilgili olmasından kaynaklanan sanatsal zevke sahip kişiliği ile ince ve sanatsal bir zevke ve yaratıcı güce sahip olan Ebuzziya; Batı'dan sağladığı olanaklarla batıdaki örnekleri de aşan modern ve sanatsal zevke sahip eserler basmış, [3]Türk basımcılığını Avrupai seviyeye ulaştırmış bir tiyatrocu hattat ve yayıncıdır.

 

Türk edebiyatının ilk tiyatrocularından biri olan, Mehmed Ebuzziya Tevfik, , aynı zamanda tiyatrocu, hattat, halıcı, basım ve matbaacı, gazeteci, yazar ve sanatçıdır.

 

HAYATI

 

Asıl adı, Mehmed Tevfik’tir. 1849 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Talha ve Velid Ebuzziya oğulları, Ziad Ebuzziya torunudur. Ailesi Konya’ya bağlı bir kaza olan Koçhisar’a yerleşen ve buraya Şereflikoçhisar adını veren “Şereflü” aşiretinden Atçeken (Esbkeşân) Hacı Hasanoğlu ailesindendir.[4] Babası, Maliye Sergi Kalemi memurlarından Konya Koçhisarlı Hasan Kamil Efendi'dir. “Ziyâ’nın babası” anlamına gelen Ebüzziyâ unvanını sürgünde bulunduğu tarihte kendi adını kullanamadığı için kullanmaya başlamış [5]daha sonra bu isimi yaygınlaştığı için bu isimle anılır olmuştur.

 

Cevriye Kalfa Sıbyan Mektebi'ni bitirdi. [6] Babasını 1857’de kendisi küçük yaşta iken yitirince öğrenimini bırakarak o zamanlar , “peder-mande” adı verilen uygulama gereğince [7]babasının yerine

Maliye Sergi Kalem’inde çalışmaya başladı.  İşe girdiği için öğrenimi yarım kalınca kendisini özel dersler alarak yetiştirdi. Arapça, Farsça, Fransızcayı kendi kendine öğrendi. Bu yıllarda Cem'iyyet-i İlmiyye-i Osmâniyye tarafından halka açık olarak verilen derslere de devam etti. Memuriyet hayatında kurduğu dostluklar, kendisini yetiştirmesinde yardımcı oldu. 17 yaşına kadar bu işte çalıştı. [8] İlk yazıları,1864 yılında Ceride-i Havadis adlı gazetede çıkmaya ve Rûznâme-i Cerîde-i Havâdis’te çalışmaya başlamıştı. Bu gazetedeki bir yazı dolayısıyla kendisinden 9 yaş büyük Namık Kemal ve onun vasıstası ile Şinasi ile de tanışmıştı.[9] Bu tanışma ömür boyu sürecek bir fikir dostluğunu da başlattı. [10]

1865’te Tasvir-i Efkâr’a geçti. 1866’da Namık Kemal ve İbrahim Şinasi’nin etkisiyle Yeni Osmanlılar Cemiyeti'ne üye oldu. [11] ( 1866 ) Tanzimat Dönemi’nin ve sonraki yılların batılılaşma sürecimizdeki önemli bir ismi olmasına yol açtı.

 

Şinasi’nin kurucusu olduğu Tasvir-i Efkâr gazetesi, 1865’te  İbrahim Şinasi ’nin Fransa’ya gitmesinden sonra Namık Kemal tarafından çıkarılmaya başlamıştı. Tevfik Bey, arkadaş Namık Kemal ’in teşviki ile Tasvir-i Efkâr Gazetesi’nde yazılar yayımlamaya başladı. Bu olayın sonucunda Ebuzziya Tevfik’in matbaacı ve yayımcı olması ile ülkemizin ilk Tiyatrocularından biri olmasının yolunu açıyordu.  Terakki, Diyojen (dergi), Hayal, Çıngıraklı Tatar, Hakayikü'l-Vekâyi gibi gazete ve dergilerde de yazılar yayınlandı. Bu yıllarda TEODOR KASAP ve  Direktör Ali Bey ile de tanışmış, tiyatro ile de ilgilenmeye başlamıştı. Memuriyet hayatına Maarif Dairesi’nde ve Adliye Dairesi’nde devam ediyor, bir yandan da Tiyatroculuk, yazarlık ve yayımcılıkla ilgileniyordu.  Daha sonra şuarayı devlet mülazımlığı kaleminde [12] çalışmaya başlamıştı.

 

Matbaa sahibi olması ve Rodos Sürgünü

 

1869 yılında Terakki Gazetesinin yazı işleri müdürü olmuştu. [13] Ertesi yıl Terakki-i Muhaderat adlı bir ilk kadın dergisini çıkardı.  Terakki Eğlencesi ve  Letaif-i Asar adlı iki dergi daha çıkarmaya başlamıştı. Gazetecilikte edinmeye başladığı tecrübe onun bir gazete sahibi olmasına yol açacaktı. Genç Osmanlıların destekçisi Mustafa Fazıl Paşa,  Şinasi’nin 1871 yılında ölümü üzerine Tasvir-i Efkâr gazetesinin basıldığı matbaayı, mirasçılarından satın almış; aralarında Tevfik Bey’in de olduğu dört meşrutiyetçi gence vermişti. [14] Diğer üçünün de matbaanın hisselerini Tevfik Bey’e devretmesi üzerine bu matbaaya tamamen sahip oldu. [15]

 

 Şinasi’nin mirası olan bu matbaayı, devrinin en ileri teknolojik özellikleri ile donattı. Hat sanatını ve kaligrafiyi de biliyor olmasının verdiği ince fikirleri sayesinde resimli baskı üzerinde çalıştı, bakır ve tahta üzerine gravür tekniği ile basılan o devir resimleme tekniğini aşan usuller geliştirerek modern tekniklere yakın teknikler geliştirip kartpostallar ve resimli kitaplar basmaya başlamıştı. Onun geliştirdiği bu metot batılı matbaacılardan da ileri bir metottu. “Türk basımcılığını o zamana kadar süregelen ve halk dilinde «Acem baskısı» denilen kirli ye kötü baskıdan kurtaran Ebuzziya Tevfik'in, sanatlaştırdığı kitap baskısı Fransa cumhurbaşkanının da dikkatini çekmiş, «maarife hizmeti» dolayısıyla kendisine bir liyakat madalyası göndermiştir.” [16]

 

 1873'te  Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistre  oyununun Gedikpaşa Tiyatrosu’nda sergilenmesinden sonra çıkan olayların ardından İbret ve Sirac gazeteleri kapatıldı; beş gazeteci yargılanmadan sürgün edildiler. O Yıllardaki çıkardığı son gazetesi olan  “Siraç”   Namık Kemal Vatan Yahut Silistre  adlı oyunun heyecan yaratması üzerine yönetim tarafından kapatılan gazetelerden biriydi.( 5 Nisan 1873) ve  AHMET MİTHAT EFEND ile birlikte Rodos’a sürgün edilirken, Namık Kemal  Magosa’ya, Menapirzade Nuri ve Bereketzade Hakkı Beyler Akka’ya sürgün edilmişlerdi. Rodos’ta kale hapsinde iken mahpusların eğitimi ile meşgul olan Tevfik Bey, onların ürettikleri el işlerinin gelişmesine, gelirlerinin artmasına katkıda bulundu. [17]İşte bu sürgün yıllarında halıcılık konusunda da çalışmalar yapmıştı.

 

Şemseddin Sami o yıllarda ona yardımcılık yapıyordu Ebuzziya Tevfik Rodos’ta sürgün iken Şemseddin Sami’ye yazılar yolluyordu. Yardımcısı Şemsettin Sami  kanalı ile  Muharrir adlı bir dergi çıkarıyordu. Bu dergideki yazılarına dört yaşındaki oğlu Ziya’nın adından dolayı Ziya’nın babası anlamına gelen Ebuzziya adıyla yayınlıyordu.[18] Bu tarihte yayımlanan yazılarından dolayı da adı bundan böyle Ebuzziya Tevfik olarak anılmaya başladı. Rodos’taki sürgün yıllarında Victor Hugo’nun Angelo adlı eserinden uyarladığı “Habibe veya Semahat-i Aşk” adlı kitabını yazdı ve yayımladı. “Nümune-i Edebiyat-ı Osmaniye” adlı kitabını meydana getirdi.

 

Bu eserlerinde de “Ebüzziya” imzasını kullanıyordu. Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesinden sonra 31 Mayıs 1876’da ilân edilen genel afla10 Haziran 1876’da İstanbul’a dönebildi.[19]

 

Ebuzziya Tevfik ilk kez resme Batı anlayışı getirmiş, işlenen konu, biçimsel yapı ve teknik açıdan günümüzdeki resimli baskılara çok benzeyenhatta artistik yönüyle aşan resimli kitapları XIX. yüzyıl sonlarında basmaya başlamıştır, İlk resimli kitabı 1887'de (H. 1303) bastığı Rebi-i Marifet adlıyıllık/almanak türü bir eseridir.” [20]

 

Oyun yazarlığı

 

Meşrutiyet düşüncesini geniş kitlelere yaymak için yayıncılığın gücü yanında tiyatro sanatının gücünü de kullanmak isteyen Ebüzziya Tevfik, 1872 yılında bir tiyatro eseri yazmaya girişti. "Ecel-i Kaza" adlı piyesi yazarın hem ilk kitabı, hem de ilk ve tek telif oyunu oldu. Eser, Güllü Agop yönetimindeki "Tiyatro-i Osmanî Kumpanyasında sergilendi [21], ilgiyle karşılandı. Bu eser ilk telif tiyatro eserlerimizden birisiydi.

 

Ecel-i Kaza Türk edebiyatın ilk telif dramlarından biridir. Bu mensur drama aynı zamanda Ebuziya Tevfik'in de ilk eseri olma özelliğini taşımaktadır. Bu eser 1872 yılında yayımlandıktan sonra zamanında oldukça ilgi görmüş defalarca yayımlanmış ve sahnelenmiştir. Beş fasıl ve beş perdeden oluşan bu piyes aralarında kan davası bulunan iki aileden iki gencin birbirlerine âşık olmaları, kan davasını  ve düşmanlıklarını sürdürmek isteyen ailelerin yüzünden birleşemeyen iki gencin ölümle biten romantik aşklarını konu etmektedir.

 

Oyun o yıllardaki hürriyet ve istibdat dönemi mücadelesine de göndermelerde bulunan, Osmanlı toplumunun o dönemdeki azınlıkları ve sosyal yaşantılarına da değinen sosyal bir yana da sahiptir.

Eser, kan davasının kalkmasını isteyen mesajlarının yanı sıra azınlıkların dini, ahlaki, gelenekleri ve yaşayışları ile de ilgili kimi ipuçlarını ortaya koyması bakımından da önemlidir.

 

Gazetecilik yaşamı

 

Namık Kemal, 1872’de arkadaşları Kayazade Reşat Bey ve Menâpirzâde Nuri Bey ile İbret gazetesini çıkararak devlet yönetimine muhalefet etmeye başlamıştı. İbret, Tevfik Bey’in matbaasında basılıyordu. Kendisi de İbret ’in yazarları arasına giren Tevfik Bey, o yıl memuriyetten ayrılarak tamamen gazeteciliğe yöneldi.

 

Hükümeti eleştirdiği için kısa süre sonra İbret Gazetesi kapatılıp, başyazarı Namık Kemal, Gelibolu mutasarrıflığı görevi ile İstanbul’dan uzaklaştırılınca Tevfik Bey, onunla birlikte Gelibolu’ya gitti. Bir süre sonra İstanbul’a geri dönerek "Hadika" isimli bir günlük gazete kurdu. İlk sayısı 9 Kasım 1872’de çıkan gazeteye Gelibolu’daki Namık Kemal de yazı gönderiyordu. Tevfik Bey, 1873'te ilk Türk yıllığı olan "Salname-i Hadika" isimli özel bir yıllık çıkardı. [22]

 

Hadika gazetesi 56. sayıda kapatıldı. Ebuzziya, Cüzdan isimli dergi çıkardı ancak o da ilk sayısında toplatılıp kapatıldı. Bunun üzerine 15 Mart 1873'te "Sirac" adlı yeni bir günlük gazete yayınlamaya başladı. [23]

 

Sürgün dönüşü ve Bosna yılları

 

Sürgün dönüşünde Sultan Abdülhamit tarafından saraydaki Mütercimin Cemiyeti’ne üye yapılan Ebüzziya, Mithat Paşa’nın evindeki anayasa hazırlık çalışmalarına da katıldı. Sürgünden döndükten sonra bütün gazetelere bir ilan vererek bundan böyle Ebuzziya Tevfik adını kullanacağını duyurdu.[24]

Meclis-i Mebusan’ın feshedilince 1877’de Bosna mektupçuluğuna atanıp İstanbul’dan ayrılıp Bosna’ya gitti. Bosna’da Vilayet Gazetesi’nin yönetimini üstlendi. [25] Ayrıca Bosna Vilayet-i Salnamesi’nin 1878 tarihli 13. sayısını tipografya baskı ile yeni bir şekilde çıkardı. [26] Bosna’nın Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından işgali üzerine İstanbul’a döndü ve matbaacılık alanında çalışmaya ağırlık verdi.

 

Almanak yayımcılığı

 

Ebüzziya, Bosna’dan döndükten sonra 1879’da “Salname-i Ebuzziya” adlı bir yıllık çıkarmıştı ancak Abdülhamit tarafından kuşkulu bulunduğu için tüm nüshaları yok ettirildi. 1880’de Salname-i Kamerî adlı yıllığı çıkardı; aynı yıl Rebî-i Marifet adlı yıllığı da bastırdı ve her yıl düzenli olarak çıkarmaya devam etti (Kimi yıllarda Nevsal-i Marifet veya Takvim-i Ebüzziya adlarıyla çıkarılmıştır). Rebî-i-i Marifet’in 1886. sayısında ilk kez Avrupa'da yapılmış çinko klişelerle resimler basıldı. Ebüzziya, 1889’da hanımlar için Takvimünnisa adlı bir almanak daha çıkardı. Türk matbaacılık tarihi için çok önemli olan bu yıllıklar Ebüzziya’nın Avrupa seyahatlerinden topladığı malzemeler, yerli ve yabancı ünlülerin hayatları hakkında bilgi içeren kaynaklardır. [27]

 

Mecmua-i Ebüzziya

 

Ebüzziya Tevfik, 1880’de “Mecmua-i Ebüzziya” adı altında 15 günde bir çıkan bir dergi yayımlamaya başladı. Mecmuaların basılmadan evvel Maarif Nezareti’ne gösterilip incelenmesi kararı üzerine 53. sayıda kapattı dergiyi 1896 Mart’ında yeniden yayınlamaya başladı. Mecmua-i Ebüzziya, 22 Mayıs 1880'den 1912'ye kadar 159 sayı çıkmıştır. Dergide Namık Kemal’in mektupları da yayımlanmıştır.

 

Matbaa-i Ebüzziya

 

1881’de Galata’da Arap Camii bitişiğinde “ Matbaa-i Ebüzziya ” adlı matbaayı kurdu. Mecmua-i Ebüzziya 15 Recep 1299(2 Haziran 1882) tarihli sayısından itibaren Matbaa-i Ebüzziya’da basıldı. [28]

1881-1886 yılları arasında "Kitaphane-i Meşahir" ve "Kitaphane-i Ebüzziya" dizi başlıkları altında toplam 114 kitap yayımladı. Kitabphane-i Meşahir,  adlı eserlerinde Tanzimat Devri yazar ve şairlerinin eserlerini diziler halinde yayımlıyordu.  Bu eserini 60 kitaplık bir seri eser olarak düşünüyordu ancak Gutenberg, Galile, Napoleon, Diyojen, Franklen, HASAN SABBAH , Buffon, Ezop, Bermekîlerden Yahya, Harun Reşid ve İbni Sina'ya ait kitapları çıkarabildi. 1886’dan itibaren “Kitabhane-i Ebüzziya” adlı seriyi yayımladı. Kitaphane-i Ebuzziya, bugünkü anlamda dizi yapıtların başlangıcı olmuştur. [29] Yayımladığı eser sayısı 114 e kadar ulaştı. [30]

 

Namık Kemal'in eserlerini “Cümel-i Müntahabe-i Kemal” adı altında üç defa bastırdı ve Namık Kemal'in ölümünden sonra hayatını anlatan ayrı bir eser çıkardı. Şinasi’nin daha önce yayımlanmış olan Durub-i Emsal-i Osmaniyye'sini çeşitli ilavelerle 1885’de yeniden yayımladı.

 

Lügat-ı Ebüzziya

 

1887'de fasiküller halinde yayımlamaya başladığı Lügat-ı Ebüzziya isimli Türkçeden Türkçeye sözlük, sürgüne gönderilmesi üzerine, 2. ciltte "Öd" maddesinde kaldı.

 

Matbacılık alanında ödülleri

 

19.yüzyıl basım dünyasının merkezi Leipzig'de kurulan “Leipzig Matbuat Cemiyeti” 1890'da Ebuzziya'ya bir takdirname ve şeref madalyası göndererek ödüllendirdi. Matbaacılık alanına yaptığı katkılar için1898'de de Fransa hükümetinin "Liyakat Madalyası’yla onurlandırıldı.

 

Memuriyetleri ve Konya sürgünü

 

1892’de İstanbul Sanat Okulu müdürü oldu. 1894’te Şûrayı Devlet Bidayet Mahkemesi üyesi olarak görevlendirildi.

 

Yaptığı işler devlet memurluğunun bağdaşmadığı gerekçesiyle Abdülhamid yönetimi tarafından 1900'de Konya'ya sürüldü. Galatasaray Lisesi’nde öğrenci olan oğlu Talha da onunla birlikte sürgüne gönderilmişti. Konya’da 8 yıl kaldı. Burada yaptırdığı köşkün bahçesinde çiçek yetiştirmekle, süslemecilikle, halıcılıkla uğraştı. [31]Sanat eseri niteliğinde duvar seccadeleri yaptı.

 

Meşrutiyet dönemi

Ebüzziya Tevfik, İkinci Meşrutiyetin İlanı ile İstanbul’a döndü. Meclis-i Mebusan'a Antalya milletvekili olarak girdi (1908). Bu dönemde de matbaacılığı bırakmayarak Sinasi’nin oğlundan Tasvir-i Efkâr gazetesinin yayın hakkını alarak Tasvir-i Efkârı yeniden çıkarmaya başladı.  (1909) ve Mecmua-i Ebüzziya'yı yeniden çıkardı.

 

Tasvir-i Efkâr gazetesi 25 Aralık 1912 de Kâmil Paşa kabinesi tarafından kapatıldı. Bu gazeteyi önce “İntihab-ı Efkâr” adıyla yayınlamaya başlamıştı fakat  o da kapatılınca “Tefsir-i Efkâr” adıyla çıkarmaya başladı. Tefsir-i Efkâr ilk sayısında tatil edildi ve matbaası da kapatıldı. 25 Ocak 1913’te Tasvir-i Efkâr’ı çıkarmasına izin verilince gazeteyi son kez 27 Ocak 1913’te çıkardı.  14 Ocak 1913 te tutuklandı. Babıâli Baskınıyla iktidara gelen yeni hükümet tarafından serbest bırakıldıktan sonra ertesi gün Vapurla Erenköy’deki evine gitmek için Kadıköy’e geçerken vapurda kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Bakırköy Mezarlığı’ndaki aile kabristanına, genç yaşta yitirdiği oğlu Ziya’nın yanına defnedildi.[32] Gazetenin yayımını oğulları Talha ve Velid Ebüzziya devam ettirdi..

 

Başlıca eserleri

 

Kitapları

Ecel-i Kaza (tiyatro)

Ebuzziya Tevfik, Numune-i Edebiyata Osmaniyye, İstanbul: Mihran Matbaası, 1296 [1878].

Ebuzziya Tevfik, Müntahabât-ı Tasvîr-i Efkâr, İstanbul: Matbaa-i Ebüzziya, 1303 [1886], 1311 [1893],

Yeni Osmanlılar Tarihi (Tarihi,biyografik)

Lugat-ı Ebuzziya (sözlük/tek cilt)

 

Hat Eserleri

İstanbul Kızıltoprak'taki Zühtüpaşa Camii'nin kûfi hatla yazılan kuşak yazısı Ebüzziya'nın eserleri arasındadır.

İstanbul’da Yıldız Sarayı yolu üzerindeki Yıldız Hamidiye Camii ‘nin kubbesinde Kûfi hatla, mavi renk üzerine altınla yazılan “Mülk Sûresi” Ebüzziya Tevfik’in eseridir.

 

Kaynakça

 

 

[1] Fahriye (Mercanlıgil) Gündoğdu, Ebüzziya Tevfik’in Türk Basımcılığına Getirdiği Yenililer, Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Cilt 32, Sayı 1, 1983

[2]  Tanzimat Devrinde Bir Jön Türk Tasarımcı: Ebüzziya Tevfik,Kültür Bakanlığı web sitesi, erişim tairhi:15.09.2012

[3] Fahriye (Mercanlıgil) Gündoğdu, Ebüzziya Tevfik’in Türk Basımcılığına Getirdiği Yenililer, Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Cilt 32, Sayı 1, 1983

[4] PROF. DR. MEHMET ARSLAN - DOÇ. DR. GUNİL ÖZLEM AYAYDIN CEBE, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ebuzziya-tevfik#:~:text

[5] Ebüzziya Tevfik Bey, Biyografi.net sitesi, erişim tarihi:13.09.2012

[6] Hattat Mehmed Tevfik Ebuzziya, org sitesi, Erişim tarihi:13.09.2012

[7] PROF. DR. MEHMET ARSLAN - DOÇ. DR. GUNİL ÖZLEM AYAYDIN CEBE, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ebuzziya-tevfik#:~:text

[8] Fahriye (Mercanlıgil) Gündoğdu, Ebüzziya Tevfik’in Türk Basımcılığına Getirdiği Yenililer, Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Cilt 32, Sayı 1, 1983

[9] ZİYAD EBÜZZİYA, https://islamansiklopedisi.org.tr/ebuzziya-mehmed-tevfik

[10] Şahap Nazmi Coşkunlar,Ebüzziya Tevfik, Hayatı, Eserleri,Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Cilt 6, Sayı :4, 1957

[11] ZİYAD EBÜZZİYA, https://islamansiklopedisi.org.tr/ebuzziya-mehmed-tevfik

[12] Gür, Âlim (1998). Ebüzziya Tevfik: Hayatı; Dil, Edebiyat, Basın, Yayın ve Matbaacılığa Katkıları. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

[13] Gür, Âlim (1998). Ebüzziya Tevfik: Hayatı; Dil, Edebiyat, Basın, Yayın ve Matbaacılığa Katkıları. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

[14] https://tr.wikipedia.org/wiki/Tevfik_Eb%C3%BCzziya

[15] Şahap Nazmi Coşkunlar,Ebüzziya Tevfik, Hayatı, Eserleri,Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Cilt 6, Sayı :4, 1957

[16] Fahriye (Mercanlıgil) Gündoğdu, Ebüzziya Tevfik’in Türk Basımcılığına Getirdiği Yenililer, Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Cilt 32, Sayı 1, 1983

[17] Şahap Nazmi Coşkunlar,Ebüzziya Tevfik, Hayatı, Eserleri,Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Cilt 6, Sayı :4, 1957

[18] Dr. Aslan Tekin, Edebiyatımızda İismler, Elips Yayınları, Ankara, 2005, shf.181

[19] ZİYAD EBÜZZİYA, https://islamansiklopedisi.org.tr/ebuzziya-mehmed-tevfik

[20] Fahriye (Mercanlıgil) Gündoğdu, agy.

[21] Fırat Güllü, Yeni Osmanlı Ebüzziya Tevfik Bey’in Ecel-i Kaza’sı, 15.10.2007

[22] ZİYAD EBÜZZİYA, https://islamansiklopedisi.org.tr/ebuzziya-mehmed-tevfik

[23] Âlim Gür, Ebüzziya Tevfik’in Hayatı, Dil, Edebiyat, Basın, Yayın ve Matbaacılığa Katkıları (doktora tezi, 1990), AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.

[24] Dr. Aslan Tekin, agy.

[25] Ebüzziya Tevfik, Dolusozluk.com, Erişim tarihi:13.09.2012

[26] Şahap Nazmi Coşkunlar, Ebüzziya Tevfik, Hayatı, Eserleri, Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Cilt 6, Sayı :4, 1957

[27] Âlim Gür, Ebüzziya Tevfik’in Hayatı, Dil, Edebiyat, Basın, Yayın ve Matbaacılığa Katkıları (doktora tezi, 1990), AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.

[28] Şahap Nazmi Coşkunlar,Ebüzziya Tevfik, Hayatı, Eserleri,Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni Cilt 6, Sayı :4, 1957

[29] Tanzimat Devrinde Bir Jön Türk Tasarımcı : Ebüzziya Tevfik,Kültür Bakanlığı web sitesi, erişim tairhi:15.09.2012

[30] https://tr.wikipedia.org/wiki/Tevfik_Eb%C3%BCzziya

[31] Beşir Ayvazoğlu, Ebüzziya Tevfik Bey, Zaman Gazetesi, 23.10.1999

[32] PROF. DR. MEHMET ARSLAN - DOÇ. DR. GUNİL ÖZLEM AYAYDIN CEBE, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ebuzziya-tevfik#:~:text

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar

Esa

Esa

a year ago

Ebuzziya Mehmed Tevfik’in yayımladıkları çok başarılı olmuş ve geniş halk kitlelerinin ilgisini çekmiştir. Bunlardan ilki Salnâme-i Hadîka adıyla 1290’da basılmıştır. Daha sonra çıkanlar Sâlnâme-i Ebuzziya, Reb-î Ma’rifet ve Nevsâl-i Ma’rifet gibi isimler taşır. 1294 tarihli Sâlnâme-i Ebuzziya’nın ilk baskısı padişahın emriyle matbaada iken imha edilmiştir. Ebuzziya Mehmed Tevfik’in neşrettiği Sâlnâmeler gerek muhteva gerekse yayın tekniği bakımından Osmanlı yayıncılığının en seçkin örnekleri arasında yer alır  ( Kaynakça : PALALI, İlhan. “Osmanlı Salnameleri ve Tarih Araştırmalarındaki Kaynak Değeri”, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 23 (2010/Ocak-Haziran), 1–14 )