Fağfur ve kâse-i fağfur
Osmanlıca yazılışı kâse : كاسه
Osmanlıca yazılışıfağfur : فغفور
Osmanlıca yazılışı kâse-i fağfur : فغفور كاسه
Fağfur sözcüğünün diğer dillerdeki karşılığı: Alm. Porzellan (n), Fr. Porceleaine (f), İng. Chinaware, porcelaindır.
Fağfur kelimesinin eski dildeki sözlük anlamları: Çin’de yapılmış kâse, tabak, vazo vb. porselen eşya manasına gelir.
“Kâse-i fağfur “ Çin İmparatorlarına verilen bir unvan da olmaktadır.
Kâse ise sözlük anlamları ile çiniden, fağfurdan, billurdan, porselenden, madenden veya topraktan yapılmış çanak. Bâzı nesnelerin kâse gibi olan çukuru. Başı kaplayan, beyni örten kemik, yani kafatası( bkz Kâse Kûze Kâse-i fağfur Nedir ve Çanak.) manalarına gelmektedir.
Fağfur kelimesi Çin Kayserlerini ve ve Çin’de yapılmış porselen eşyaları hatırlatan anlamları ile divan şiirimizde karşımıza bol bol karşımıza çıkar. Fağfuri tabak, fağfuri, fincan, kâse, saray, kâşane, tabirleri şiirimizde sık sık kullanılmıştır. ( bkz
“Fağfûr” sözcüğü hem Çin sultanı hem de meşhur Çin porselenleri için kullanılır. Fağfur kelimesi divan şairlerinin zihninde Çin İmparatoru anlamı ile de dolaşır. Çin hakanı olmak; saltanat ve güç sahibi olmayı ifade etmektedir. Fağfur bu yönleri ile kasidelerde geçer. Kasidelerde Çin kayseri ile kıyas edilen mahbuplar Çin kayserlerinden veya fağfurlarında üstün tutulur. Fağfur’un çok nadir ve pahalı olması Çin hükümdarlarını da ifade etmesi; şairlerin kıyaslar yapmalarına neden olmuştur. İslami edebiyat ve divan edebiyatında Fağfur genel olarak Çin hükümdarı anlamına gelecek, eski Çin hükümdarlarını ifade edecek şekilde kullanılır. ( bkz ÇİN KÂSESİ) İslam ve divan edebiyatına göre Nuh Peygamber ’in torunu olan Eşkân’ın soyundan gelen Fağfur adlı bir hükümdar da vardır. ( BkzNuh Peygamber Sümer Babil Hurri ve Kutsal Kitaplarda Nuh Tufanı- Divan ve Halk Şiirinde Nuh Peygamber ve Tufan)
“Divan şairleri tarafından memduhu överken bir kıyas olarak zikredilen şahıslar kategorisinde de kullanılmış; övülen bir kişi ile kıyaslanmış ve daima memduhtan değersiz gösterilmiştir. ” Dursun Ali Tökel
Gedâ-yı kûyun olup dergehünde kâse-lîs olmak
Diyâr-ı Çînde fağfûr u hâkân olmadan yegdür Azmî [1]
Bilindiği gibi günümüzde dahi Çin porselenleri dünyaca meşhurdur. Fağfur Çin'de, senelerce süren bir işlemden sonra elde edilen çok kıymetli bir seramik toprağının da adıdır. Bu topraktan yapılan fincan, tabak, biblo ve kâseler çok pahalıdır. Çin porselenlerin kıymeti işte bu toprağından ve üzerine yapılan ince işlemelerden gelir.
Fağfurların kırılması çok değerli bir eşyanın kırılması demektir. Fağfurların kırılması şikset olması şairlerimizin güzel tasavvurlar oluşturmasına zeminler hazırlamıştır.
Her ney-i seng-i belayı rüzgar itse şikest
Ya ser-i kayserdir ol ya efser-i fağfurdur. Rüşdi
Lutf-ı haddünden şikest âyîne-i Çînî bulur
Nak-ı hüsnünden hacâlet nüsha-i Erjeng alur Karamanlı Nizami
Fağfuri kâselerden yapılmış kadehlerden içilen şaraplar ve fağfuri kâselerin çıkardığı sesler divan şairlerimizin hayallerini süsler.
Neşve tahsil ettiğin sagar da senden gamlıdır
Bir dokun bin ah işit kase-i fağfurdan Ali Bey
Kase-i lebriz fağfur olsa da vermez sada
Servet efsayiş bulunca ağniya hassetlenir Rağıp Paşa
Divan şairlerinin muhayyilesinde bu fincanlar ve kâselerin yanı sıra fağfurdan yapılmış sırça saraylar ve kâşaneler de vardır
Nerdübanlar bûsiş-î nermîn-i dâmânıyle mest
İndi bin işveyle bir kâşâne-î fağfûrdan
Cihan sahnında bir âmâde bezm-i hass-ı şahane
Felek bezminde bir şeh-i kâse-i yektâ-yi fağfuri Nefi
Bum nevbet mî- zened ber tarem-i Efrasyap
Pedadar-ı mi koned der kasr-ı kayser ankebud Fatih Sultan Mehmet
Bu Farsça beyti Fatih İstanbul’u aldığında harap hale gelmiş olan Bizans Tekfurlarının sarayını görünce söylemiştir.
Efrasyap'ın yıkılmış sarayının kubbesi üzerinde baykuşların nevbet - gülbank çaldığı gibi, Rum Kayserinin sarayının kapıların a örümcekler perdedar olmuş.
Kırklar Kâsesinden Bade Nuş Ettim
Fağfur Kâse-i Fağfur ve Çin Hükümdarı
Kâse-i zehr-i felâket başuma efser yeter
Bir lâciverdî kâsede her subh mihr altun ezer
Gelse yaz Ahmed eline kâsesin alsa kaçan
Ne kadar olsa da pür kâse-i jengâr-ı felek
Kâse Kûze Kâse-i fağfur Nedir ve Çanak.
KAYNAKÇA
[1] Emine YENTERZİ,”KLASİK TÜRK ŞİİRNDE ÜLKE VE ŞEHİRLERN MEŞHUR ÖZELLİKLERİ “,Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi, Volume: 3 Issue: 15