KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarGonca Nedir Edebiyatımızda Gonca Tasavvurları

Gonca Nedir Edebiyatımızda Gonca Tasavvurları

27.03.2017

Gonca

 Osmanlıca yazılışı;  gonca : غنجه

Farsça kökenli olan gonca sözcüğü Acem dilinden dilimize girmiş, isim türünden bir sözcüktür. Bu kelime açılmamış gül, gülün henüz yapraklarını açamamış hali, gül tomurcuğu anlamına gelir.

Gonca, gülün tomurcuklanıp büyümeğe başladığı ve henüz yapraklarını açamadığı tomurcuk durumundaki halidir. Divân şiirinde gülün doğadaki bu halini ifade eden gonca, asıl manasında da kullanılmasına rağmen g daha ziyade mecazi manaları ile karşımıza çıkar.

Mecazi ve benzetme manaları ile gonca ; renginden, gülün açılmamış hali olduğundan ve küçük olmasından dolayı sevgilinin ağzı yerine kullanılır.

Goncanın gülmesi ve gülün açılması ile insanın ağzının kapalı olması ve konuşmaya başlaması arasında münasebetler kurulur.  Sevgilinin ağzının goncaya benzetilmesi sevgilinin dudaklarının açılmaması ve sırlarını açığa vermemesi ile ilgilidir.  Gonca açılmamış hali ile gizemini saklayan, sırrını hatta bekâretini vermemiş bir sevgili ile özdeş olarak kullanılır. Goncanın açılması sırlarının ortaya çıkması veya bikrini kaybetmesi demektir.  

Edebiyatta goncanın açılması ile bülbülün sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar feryat etmesi arasında alaka kurulur. Sabaha kadar goncanın açılmasını görmek için öte öte kendini uyanık tutmaya çalışan bülbül, tan vaktinde yorgun düşüp, bir ara gözlerini kapar. O esnada sabah yeli goncaya eserek goncanın açılmasını sağlar. Gözünü açan bülbül goncanın açtığını görünce bu defada akşama kadar , goncanın açıldığını neden göremedim diye feryada devam eder.

Bir lebi gonca yüzü gülzar dersen işte sen
Har-i gamda andelib-i zar dersen işte ben      Baki

Açıl ey gonca-i bağ-ı letafet
Bülbülü zar eden sen değil misin
Meseldir arife tarif ne hacet
Beni naçar eden sen değil misin     Seyrani ( Everekli )

“Goncanın açılması " çâk olmak olarak ifade edilir.  Sinesini çâk etmek, yüzünden örtüyü atmak, dîdârı keşfeylemek"  [1] sözleriyle ifade bulur. 

Görsek ol gonca-lebi çak-ı giriban iderüz
Gül yüzün yâdına bülbül gibi efgan ederiz Avni Fatih Sultan Mehmet [2]

Goncanın açılmasını sağlayan ise sabah rüzgârı, sıcak sıcak esen saba yelidir. Güneyden esen Saba yeli ile Saba Melikesi ve Hz Süleyman arasında yapılan haberleşme tasavvuruna telmihlerde bulunulur. Saba ülkesinin melikesi olan Saba Melikesi âşık olduğu Hz. Süleyman’a sabah yeli ile kokular ve haberler gönderir. Bu sıcak rüzgâr goncaları da açtırır.

Devlete Belkıs maksudu getirir lahazada
Kuvve-i kudsiye  olsun aşikar – rüzgar                  Akif Paşa

Süvâr olup gül-i sûrî gibi bâd-ı bahâr ile
Gelürsen bir seher gülzâr-ı vasla rûzigâr ile                Aşık Çelebi

Goncanın açılması demek gülün sırlarını açığa çıkarması demektir.  Gül açılınca kokusu da ortaya çıkar. Bu ise sevgilinin ağzını açıp konuşmasına benzetilir.  Goncanın açılması goncanın remzi olan ağzın açılmasına benzetilir. Gonca açılmamışken remz ile konuşur, açılınca sırları âyan olmaktadır.

Bir nigâh et ne olur hâlime ey gonca dehen
Göz göz oldu yüreğim gözlerinin derdinden
Niye baktım, niye gördüm, niye sevdim seni ben
Göz göz oldu yüreğim gözlerinin derdinden        Recaizade Mahmut Ekrem

Gonca, koklanmamış el değmemiş, ter ü taze tomurcuk güldür. Bu hali ile bakir bir sevgili gibidir. Açılmış olması bakirliğini kaybetmiş sevgili anlamına gelmektedir.  Gonca, kapalı hali ile içindeki mücevherleri saklayan br define kutusuna benzetilir.  Renginden dolayı la’l ile  de ilişkilendirilen gonca, açılmış olunca la’leri ortaya döken bir mücevher kutusudur.  Gonca, sevgilinin ağzı olarak düşünülünce renginden dolayı la’l taşlarına benzeten dudağın ve incileri temsil eden sevgilinin dişlerinin görülmesine neden olur.

Goncanun rengine al itmek dilersin itmegil
Bülbüli gülşende lâl itmek dilersin itmegil      Ahmed-i Dai

La’l-i nabın yarin hokka feminden
Almasam incinir alsam incinir
Yıllarca ağlayup hicr ü gamından
Gelmesem incinir gelsem incinir       Aşık Ömer

Gonca,  şeklinden ve şaraba benzetilen renginden dolayı kadehe de benzetilir.  İçinde sırlar saklayan yaprakları olması nedeni ile deftere, bakir olmasından dolayı geline de benzetilir.

Azmi rah edeyim dost illerine
Nazlı cananımı göresim geldi
Düzüldü kervanım aşk yollarına
Gonca güllerini deresim geldi        

Kâkülü silnbül-i cennet dehen 'ı goııca-i nâz
Gören envâr-ı cemâlini getirir salavât    Yahyâ Bey

Gül Şiirimizde Gül Sevgili Yanak ve Bülbü

Kara Fazlı ve Gül ile Bülbül Mesnevisi

Gül ile Bülbül Hikayesi Şiirlerde Gül İle Andelip

Gül ve Gül- i Rana Nedir Edebiyatta Gül-i Rana

Divan Edebiyatında Bülbül Andelip Hezârdan

 

KAYNAKÇA

 [1] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri, shf. 179

[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/gorsek-ol-gonca-lebi-cak-i-giriban-ideruz/80878

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da