Gül Şiirimizde Gül Sevgili Yanak ve Bülbül

04.04.2017

Gül ( Şiirimizde Gül Sevgili Yanak ve Bülbül )

Divan ve halk şiirimizde karşımıza en çok çıkan çiçek güldür.  Gül;  çiçek anlamına gelen gerçek manası ile sevgili, anlamına gelen mecazi manalarıyla, rengiyle, kokusuyla,  dikeniyle, bülbül ile olan hayali aşkları, benzetmeleri,  hikâyeleri ve diğer tasavvurları ile pek sık karşımıza çıkar. O kadar ki hemen herkes pek çoğu kurmaca ve hayali olan bu tasavvurları tüm ayrıntıları ile öğrenmiş olmalıdır. Ebetteki doğadaki gül ve gerçek manası ile de kullanılmıştır.

Bir sada geldi guşuma yaz bahar gelmiş deyu

Garip bülbül gül dalında muradın almış deyu  

 

Bahçelere gel yarim

Gül vereyim al yarim

Senin garip duruşun

Ayrılıkmış be yârim             Mani

 

Eğilmiş arza, kanar, mattasıl kanar güller.

Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,          Ahmet Haşim, Merdivenler

Gül sadece doğu edebiyatında değil Batı kültüründe de önemli bir çiçektir. Mitolojilerde de karşımıza çıkan gül, antik Yunanların güzellik tanrıçası Afrodit’in de çiçeğidir. Gül, kırmızı olan rengini;  yaban domuzlarının saldırısına uğrayan oğlu Adonis’i aramak için koşan Afrodite’nin beyaz gülün dikenine basıp, kanının güle dökülmesinden almıştır.

Gül ile Sevgili:   Gül,  mecazi olarak sevgilidir.  Sevgili, saçlarının kokusu, narinliği, zarafeti,  dikene benzetilen etrafındaki rakip aşıkları, tazeliği ve güzelliği vb ile gül ile sembolize edilir.

Gülüm beni terk edecek

Hasretiyle öldürecek

Dizelerinde de olduğu gibi gülün sevgiliyi temsil etmesi halk, divan ve çağdaş şiirimiz için de söz konusudur.

Gülüm şöyle gülüm böyle demektir yara mutadım

Seni ey gül sever canım ki yâre hitabımsın               Nedim

Gülü sevgilinin sembolü haline getirmek düşüncesinin altında gülün tazeliği, güzelliği, kokusu,  nazenin oluşu, yapraklarının şeklinin dudağa benzetilmesi,  renginin sevgilinin yanağını, dudağını anımsatması,  kan rengi oluşu, gülü yetiştirmekteki zahmet vb nedenleri iledir.  Sevgilinin diğer bazı uzuvları da güle benzetilmektedir.

Kime kin ettin de giydin alları

Yakın iken uzak ettin yolları

Çok mihnetle yetirdiğin gülleri

Vardın gittin bir soysuza yoldurdun       Karacoğlan

Gül çoğu kez hem gerçek hem de mecazi manaların ikisini birden kastedecek manalarda da kullanılır.

Karacaoğlan der ki bahçene girdim

Tomurcuk güllerin dermeye geldim

Gülün sevgiliyi sembolize etmesi düşüncesinin dini ve tasavvufi boyutları da vardır. Dini tasavvufi şiirlerde gül Hz Muhammet’i de temsil eder. Çünkü inançlara göre “ Mi’rac Gecesi, Rasûl’ün mübarek terleri yeryüzüne düşmüş ve düştüğü yerlerde de güller bitmiştir”.

Gül’ün Hz İbrahim ile de bir bağı vardır. Ateşe atılan Hz İbrahim’in etrafındaki alevler güllere dönüşmüştür.

Giil-i ruhsârına karşıt gözümden kanlı akar su

Habîbim fasl-ı güldür bu akan sular bulanmaz mı         Fuzûli

 

Efendim gün gülün harmandan gülşene dönüş sabahı

 Şirazesi çıkmış dünyanın felah burcudur gelişin.                Sezai Karakoç

 

Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün

Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gü-zâra su             (Fuzuli, Su Kasidesi)

 

Gonca gülsün gül açılsın cuy feryad eylesin

Sen sus ey bülbül biraz gülşende yarim soylesin       Nâbî

Gül Bülbül Bahar Diken ve Saba Yeli İlişkisi: Gül bahar mevsiminde açar. Bu nedenle bahar, gül vakti, gül mevsimi veya fasl-ı güldür.  Şiir dünyamızda g bahar, gül ve bülbül konusu birlikte ele alınır.  Gül ile bülbülün alegorik aşkları,  rakip aşığı temsil eden dikenin gülün yapraklarını yırtması aşığın eline batması, bülbülün bağrını delmesi,  güneyden sıcak sıcak esen saba yelinin yavaş yavaş eserek goncanın açılmasını sağlaması ( bkz Gonca ( Edebiyatımızda Gonca ile İlgili Tasavvurlar),  üzerinde en çok durulan hayaller ve tasavvurların başında gelir.  

Gül, kızarmış yanağı temsil ettiğinden, utanan yanak daha da kızardığından gül, edep, haya ve utangaçlığı da temsil etmektedir.  

Gülün yaprağı  “ defter, divân, tomar, varak, yazı ile ilgili eşyaları da” akla getirir.

Açıl ey gonca-i bağ-ı letafet
Bülbülü zar eden sen değil misin 
Seyrani ( Everekli ) Şiirleri

Görsek ol gonca-lebi çak-ı giriban iderüz

Gül yüzün yâdına bülbül gibi efgan ederiz  Avni Fatih Sultan Mehmet

Gülün yaprakları eteğe de benzetilir.  Saba yelinin esmesi ile etekleri aralanır.  Saba yeli ile gül ilişkisinde Saba Melikesi ile sevgilisi Hz Süleyman ‘ın esen yeller ile haberleştiği hikayesi de yatmaktadır.

Gül, baharın gelişi,  Nevruz, , işret ve eğlence mevsimini hatırlatması nedeni ile Cem, şarap, eğlence vb ile de kullanılır.  Cem, 21 Mart,  Nevruz günü tahta çıkmış,  21 Martı bayram olarak ilan etmiş, herkese içki dağıtmış eğlenceler düzenlemiştir.

Esti nesim-i nevbahâr, açıldı güller subh-dem 
Açsın bizim de gönlümüz, sakıy medet! sun câm-ı Cem       Nefi

 

Gülün bağban – bahçivan – ile olan ilişkisi de önemli mevzulardandır. Bahçivan  veya bağban gülün üzerinde ihtimamla duran, koparılmasına, koklanmasına, ellenilmesine engel olan vefalı bir bakıcıdır.  Gül ellenirse çabuk solar, gülün ömrü kısadır ama her zaman taze de kalmalıdır. Gülü yetiştiren bahçıvan onun koruyucusu ve gözeticisidir.

Suya versin bâğbân gülzârı zahmet çekmesin

Bir gül açılmaz yüzün teg verse bin gülzâre su       Fuzûlî

 

Gulşende şeha gul de olur gonca da amma

Bir sencileyin şuh gul ii goııca-fem olmaz       Şeyhülislam Yahyâ

 

Çiçek Konulu Başlıklarımız ve Linkleri

Lale Lale-i Numan Nedir Şiirlerde Lale Konuları

Gül ve Gül- i Rana Nedir Edebiyatta Gül-i Rana

Gül Şiirimizde Gül Sevgili Yanak ve Bülbül

Gül ile Bülbül Hikayesi Şiirlerde Gül İle Andelip

Kara Fazlı ve Gül ile Bülbül Mesnevisi

Divan Edebiyatında Bülbül Andelip Hezârdan

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar