Goriot Baba Romanı Özeti İnceleme H. De Balzac

31.05.2013

Goriot Baba Romanı Özeti İnceleme H. De Balzac

Yazıda “Goriot Baba,  H. D. Balzac ‘ın“  romanı hakkında bilgiler, romanının özeti,  romanın konusu, ana fikri,  romanın kahramanları, romanın olay örgüsü,  romanın yazarı,   şahıs kadrosu  yazarın diğer romanları,  i H. D. Balzac’ın hayatı, Goriot Baba, adlı eserden alıntılar yer alır.  Eser hakkında yorumlar,  romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.

ROMAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Balzac’ın bu eseri bir “karakter romanı” özelliği taşıyan realist akımın başarılı bir örneğidir. Roman, 1820 yıllarının Paris yaşamını, Fransız toplumundaki sınıf ayrımını, alt tabaka ile üst tabaka arasındaki derin uçurumu,  düşenler ile yükselmeye çabalayan insanların hayatları etrafında dönüp dolaşan insanlığın dramlarını anlatır. Balzac, romanları ile bütün bir “ İnsanlık Komedyası “ oluşturmak istemiş, Goriot Baba romanının da bu maksatla yazmış, Goriot Baba'dan sonra yazdığı eserlerdeki tüm karakterleri birbiriyle ilişkilendirmeye çalışarak bu amacına ulaşmak istemiştir. Bu nedenle Goriot Baba, yazarın kafasındaki “ İnsanlık Komedyası “ planın ilk parçası olmaktadır.

İlk yayınlanma tarihi: 1835 yılı olan Goriot Baba adlı romanındaki başkarakter, tüm servetini kızlarının bitmez tükenmez lüks ve şatafat istekleri için tüketen iş adamıdır. Roman, tel şehriye ve ekmek fabrikatörlüğünden fakirliğe yuvarlanan Gariot Baba ile, fakirlikten zenginliğe yükselmeye çabalayan Rsetıgnac’ın yükselme çabaları nı her iki zıt konumdaki karakterin düşme ve yükselme tezadı üzerinde kurgulanmıştır. Gitgide düşen Goriot Baba ile gitgide yükselen Restıgnac’ı aynı pansiyonda buluşturan yazar, babalarını sömürdükten sonra sokakta ölüme terk eden vefasız kızlar sayesinde insanlığın en acımasız yönlerini başarı ile ortaya koymuştur.

Servetini kızlarının evlilikleri be şatafatlı yaşantılarının devamı için tüketen Goriot Baba, damatları tarafından istenmeyince cimri ve dul bir kadın olan Madam Vauquer'in pansiyonuna yerleşir. Goriot Baba’nın düşüşü pansiyondaki en iyi odadan en kötü odaya taşınmaya doğru devam eden bir periyot içinde aktarılır. Goiot babanın düşüş aşamaları cimriliğinin artmasına paralel olarak devam eder. Aynı pansiyonda kalan Restignac ise, Goriot Baba’nın tersi istikamette git gide zengin bir adam haline gelmektedir. Restignac, pansiyonun en kötü odasından en iyi odaya doğru yükselirken Goriot Baba ise en iyi odadan en kötüye düşüş yönü içindedir.

Romanda  “İhtişam ve sefalet” bir arada sergilenir. Rastignac’ın soylu akrabası Madame de Beauseant ile Goriot Baba’nın kızları Anastasie de Restaud ile Delphine de Nucingen’in evlerinde süre giden göz kamaştırıcı yaşam, balolar ve  davetlere karşın düşenlerin ve kalkmaya çalışanların bir arada kaldığı Vouger Pansiyonu ile Paris’in arka sokaklarındaki yaşam bir kapsamda aktarılır.

Yüksek çevredeki ahlâkî yozlaşmıştık ve çürüme romandan aktarılan diğer bir sosyal boyuttur. Bu çevrenin insanlarında sevgi, saygı, hoşgörü, içtenlik, sadakat, güven, acıma gibi insanî duygular yok olmuştur. Madame de Beauseant, yakışıklı Portekizli Marki d’Ajuda ile  üç yıldır yasak bir ilişki yaşamaktadır. Goriot Baba’nın büyük kızı Anastasie de Restaud kocasını, kumarbaz sevgilisi Maxim de Trailles ile aldatmaktadır. Maxim de Trailles, başka bir kadınla da ilişki yaşamaktadır. Goriot Baba’nın küçük kızı Delphine de Nucingen, banker kocasıyla mutsuz ve Gorıot Baba’nın genç arkadaşı Eugene de Rastignac’la ile aşk yaşamaktadır. Delphine de Nucingen’in kocası Marsay de Nucingen, karısını Prenses Galathionne ile aldatmaktadır. Victorine Taillefer ise milyoner bir babası varken Madame Vauquer’in pansiyonunda yoksul bir yaşam sürmeye mahkûm olmuştur.

Goriot Baba’nın istikrarlı düşüşü pansiyondakilerin davranışlarından da belli edilir. Pansiyondakilerin ona olan saygıları ve davranışları Goriot Babanın harcamalarının düşmesi, cimriliğinin ise artmasına paralel olarak sürekli bir düşüş eğilimindedir.  En iyi odada iken saygı gören Goriot Baba en kötü odaya doğru düşmeye başladıkça pansiyon sahibesi ve müşteriler tarafından aşağılanmaya başlar.

Goriot Baba, romanı Balzac’ın, Fransız ve Dünya Edebiyatının en önemli eserleri arasındadır. Hemen tüm dünya dillerine çevrilmiş sayısız baskı görmüştür. Dünya Klasikleri arasında yer alan roman belli başlı realist eserler arasındadır. İnsan hayatına dair pek çok konuya işaret eden roman;  karakter analizleri, psikolojik tahliller, insanların çıkarcılığı, bencilliği, vefasızlığı, maddiyata düşkünlüğü, ikiyüzlülüğü, gibi pek çok olumsuz yönü faş etmekteki başarısı ile dikkati çeker.

Konusu

Roman,  hayatını kızlarına adamış zengin bir uncu, makarna ve ekmek fabrikatörü Mösyö Goriot'un Madam Vauquer Pansiyonu'na yerleşmesinden sonra her şeyini kızlarının zevki uğruna kaybetmesi süreci anlatılır.  Bu pansiyona yerleşmesi ile kızlarının sonu gelmeyen isteklerini yerine getirmek için servetini git gide bitirmekte olan Goriot Baba’nın maddi ve manevi olarak tükenişi romanın ana kurgusudur.

Servetinin çoğunu kızlarının iyi birer evlilik yapmaları ve arzu ettikleri ihtişamlı hayatı sürdürebilmeleri için harcayan Goriot Baba, damatları tarafından istenmemiş ve cimri bir dul olan Madam Vauquer'in pansiyonuna yerleşmek zorunda kalmıştır. Başlangıçata pansiyonun en iyi odasında kalma imkânına sahip olan Goriot Baba, kızlarının arzularını yerine getirebilmek adına git gide yoksul duruma düştüğünden pansiyonun en kötü odasına kadar inmeye başlayacaktır.

En iyi odadan en kötü odalara doğru düştükçe pansiyondakilerin gözlerinde de aynı şekilde süren bu düşüşün öyküsü sürecinde insanların değişen bakış açıları trajedik bir şekilde vurgulanmaktadır.  Goriot Baba’nın harcamaları azaldıkça ona olan alaka azalmakta. Saygıdeğer bir adam konumundan aşağılık bir adam gibi görülmeye başlanması sürecine doğru inilmektedir.  Bu durum Goriot Baba ile kızları arasındaki ilişkide de aynı seyri izler.

Romanda merkez karakter olan Eugene de Rastignac ise, soylu ancak fakir düşmüş bir aileden gelen bir hukuk öğrencisidir. Mösyö Goriot ile aynı pansiyonda kalan soylu ama fakir düşmüş bir aileden gelen hukuk öğrencisi Eugene de Rastignac ise kuzeni Madam de Beausent'in adı sayesinde gid gide yükselmektedir.  Paris'in en gözde salonlarına da girmeyi başaran Eugene de RastignacMösyö Goriot'un kızları Madam de Restaud ve Madam Delphine de Nucingen ile de tanışmış hatta onların sevgilisi olmayı da başarmıştır.

Roman, Goriot Baba’nın tüm servetini kızlarının önüne serdikten sonra günden güne düşüşü, saygınlığını kaybedişi, damatları yüzünden kızlarına hasret kalışı, ucuz bir pansiyon odasında kızlarını görememenin üzüntü ve acısıyla kıvranarak can verişi üzerine kurulmuştur. 

ANAFİKİR

Çok zengin olmak çok para kazanmak, çocukların her istediğini almak iyi bir baba ve mutlu bir insan olmayı sağlamaz. Zenginliğimizi çocuklarımıza sunarken ölçüyü elimizden kaçırmamalıyız.

Toplum, insanlara olan saygısını parasının miktarına göre gösterir. Maddi olarak gücümüz arttıkça saygınlık artarken, maddi güç azaldıkça insanın öz evladı dahi insanın yüzüne bakmaz.

Geçmişte yapabildiğimiz fedakârlıkların hiçbir önemi yoktur. Bu gün bir şey veremediğimiz insanlar dünkü aldıklarını unutuvermişlerdir. İnsanlar da dün yoktur, bu gün vardır. İnsanlar bir insandan dünkü aldıklarına değil bugünki alamadıklarına bakarlar.

 

 MEKÂN

Paris ve sokakları, Vauger Pansiyonu, asilzade ve zengin evleri,

ZAMAN

1919- 1920 Yılları ve Paris

 

Karakterler ve Tipler

 

69 yaşındaki Goriot Baba ile yoksul bir hukuk öğrencisi olan 22 yaşındaki Eugene de Rastignac Romanın karakterleridir.

Goriot Baba Eski bir makarna ve un fabrikatörü, hafif göbekli orta boylu, mavi gözlü yaşlı  bir adamdır. Paris’in en zengin adamlarından biri olan  Goriot Baba servetinin büyük kısmını kızlarını zevkleri, baloları partileri, eğlenceleri, giysi ve mücevherleri için harcamıştır.  Oldukça fedakâr bir adam olan Goriot Baba için en önemli şey, kızlarının mutluluğudur. Damatları tarafından istenmeyen Goriot Baba, buna hiç içerlememiş ve Malikânesini dahi kızlarına bırakarak  Vauquer Pansiyon’una yerleşmiştir.

69 yaşında olan Goriot Baba’daki babalık duygusu, her şeyin önüne geçmiş, adeta hastalık derecesinde bir tutku haline dönüşmüştür. Her şartta dahi kızlarına hiçbir suç bulamamakta onların isteklerini yerine getirmeyi hayatının vazifesi saymaktadır.

Eugene de Rastignac Artık fakir düşmüş olan soylu Rastignac ailesinden Baron Rastignac'ın en büyük oğludur. Rastignac, Paris’e hukuk tahsili için gelmiş asilzadeler arasına girmenin önemini fark ederek, Paris salonlarına adım atmıştır. Goriot Baba ile aynı pansiyonda yaşamaktadır. Romanda olayları aktaran, değerlendiren yansıtıcı bilinç olarak karşımıza çıkar.

Madam Anastasie de Restaud Mösyö Goriot'un büyük, güzel, bencil ve gururlu büyük kızıdır.  Anastasie,bir tefeciye olan borcunu,babası Mösyö Goriot'a mektup yazarak, babasının parasıyla kapatır. Kız kardeşi Delphine'in aksine, Paris salonlarında hızlıca yükselmiştir. Salon kadını olmanın gerektirdiği, giderleri büyük ölçüde Goriot Baba karşılamaktadır.

Madam Delphine de Nucingen Mösyö Goriot'un küçük kızıdır. Yüksek asilzade sınıfından dostları olmadığı için, ablasıyla rekabet halindedir. Kocasının onu terk etmek üzere olduğu bir zamanda tiyatro locasında Mösyö d'Ajuda'nın aracılığıyla Rastignac'la tanışmıştır. Onun harcamaları ve istekleri de Ablasından aşağıda kalır şekilde değildir.

Vautrin Pansiyonun en gizemli ve kötü ahlaklı adamıdır. Vautrin, alaycı sözleri ve kaba davranışlarıyla pansiyondakileri ürküten bir insandır.  Cömert olduğu için Madam Vauquer'in oldukça hoşlandığı biridir. Vautrin, Rastignac'ı etkili sözleriyle yönlendirmeye ve onu kendi çıkarlarına alet etmeye çalışır. Fakat Rastignac ona alet olmaz.

Madam Vauquer Pansiyonun sahibesi olana paragöz, cimri ve dul bir kadındır. Madam Vauquer,Mösyö Goriot'un pansiyona yerleştiği ilk yıllarda onu etkileyerek servetinden faydalanmak istemiş, ancak bu amacına ulaşamayınca ona diş bilemeye başlayan basit bir kadındır.

Victorine Taillefer  Zengin babası tarafından reddedilmiş ve Vauquer Pansiyonu'na yerleşmiş şükretmeyi vhaline dua etmeyi bilen dindar biridir. Victorine, kanaatkâr bir kişiliğe sahip ve Rastignac’tan hoşlanan birisidir.

Madam Couture Victorine'in akrabası ve koruyucusudur.Victorine'in babasını defalarca insafa davet etmiş olmasına rağmen, karşılık alamamıştır. Madam Vauquer'in en sadık müşterisidir. Victorine'le pansiyonun en pahalı dairesinde kalmaktadır.

Kont de Restaud Madam Anastasie de Restaud'un kocasıdır. Otoriter ve sert bir adamdır.  Rastignac'a önce saygı gösterdiyse de, Rastignac,Mösyö Goriot'un adını telaffuz edince  Kont de Restaud,evinin kapılarını Rastignac'a kapatmıştır.

Baron de Nucingen  Madam Delphine de Nucingen'in kocasıdır. Kilolu bir Alman kökenli banker olan Baron de Nucingen, evliliğinde eksik olan duyguları başka kadınlarda aramış ve Madam Delphin de Nucingen'le ayrılık aşamasına gelmiştir.

Mileydi Michonneau Pansiyonun yaşlı bir müşterisidir. Mösyö Poiret'e âşıktır. Görünüşündeki saflık ve asalete rağmen oldukça paragözdür. Pansiyonun en ucuz dairelerinden birinde kalmaktadır.

Mösyö Poiret Emekli bir kâtiptir. Mileydi Michonneau'ya âşık olan Poiret, kanaatkâr ve söylenen her şeyi kendi görüşünü katmadan tekrar eden bir adamdır.

Madam de Beausent Rastignac'ın kuzenidir. Paris’e yeni gelen Rastignac'a yükselmenin yollarını öğretmiş ve onu Paris salonlarına sokmuştur. Rastignac’a adını kullanma yetkisi veren vikontes, Mösyö d'Ajuda'ya âşıktır.

Mösyö d'Ajuda Madam de Beausent'in Portekizli bir asilzade olan sevgilisidir. Oldukça zengin olan Mösyö d'Ajuda,Mösyö de Beausent'in bu ilişkiyi kabullenmesinin ardından, tiyatro localarında Madam de Beausent'in yanında oturma hakkına sahip olacaktır.

Horace de Bianchon Rastignac'ın bir tıp öğrencisi olan arkadaşıdır. Pansiyona yalnızca sabah kahvaltısı ve öğle yemeği için gelen Bianchon, gelecekte parlak hekimlerden biri olacaktır.

Maxime de Trailles Madam Anastasie de Restaud'un sevgilisidir. Kumarbaz ve ahlaksız bir adamdır.

Slyvie Pansiyonun aşçısıdır.

ChristophePansiyonun uşağıdır.

 

  

GORİOT BABA (ÖZET) BALZAC

Goriot Baba, Paris’te bir pansiyonda kalmaktadır. Pansiyondakiler  Goriot’un kim olduğunu bilmeden ona çok saygı duymaktadır. Çünkü Mösyö Goriot pansiyonun en iyi odasını kiralamış zengin bir adamdır. Oldukça bakımlı, iyi giyimli, sevecen servet sahibi biridir.

Roman Pansiyon sahibi Madam Vauquer’in fiziki tasviri ve pansiyonun mekânsal betimlemeleri ile olayı derinleştirmeye başlar.  Pansiyondaki herkes onun hakkında bir şeyler uyduruyordu.

Goriot Baba’nın iki kızı vardı: Delphine ve Anastasie. Kızları arada bir gelip babalarını görüyorlardı. Pansiyondakiler gelen giden bu kızların Goriot Baba’nın metresleri olduğunu zannediyordu.   Goriot Baba ile Pansiyondakiler çok nadir de olsa yemek yeme vakitlerinde bir araya gelebiliyordu.  Böyle bir yemek yeme esnasında Goriot Baba’nın rahatsız olmaması için dikilen güneşliğin önünde madam imayla:

-Güzeller tarafından sevildiğiniz için güneş gelip sizi buluyor. Çok güzel bir zevkiniz var doğrusu, demişti

Goriot Baba, gülerek:

-Gelen kızımdı. Dedi.

Goriot Baba iş hayatında başarılı, iyi para kazanmış, eski bir tüccardı.  Kızı Anastasie de Restaud ile küçük kızı Dephine de Nucingen paraya sıkıştıklarında babalarının yanına koşmakta ondan para almaktadır. Goriot Baba neredeyse kızları için yaşamaktadır. Nefes alıp vermesi bile çocukları içindir. Yıllarca biriktirdiği paralarını hiç düşünmeden onların önüne sermiştir. Onların bir dediklerini iki etmemiş, her istediklerini almıştır. “Benim canım iki kızımdadır. Onlar eğleniyorsa, mutluysa, güzel giyinmişse, halılar üstünde yürüyorsa, ben şu ya da bu kumaşı giymişim, şurada ya da burada yatmışım, ne önemi var? Onların yeri sıcaksa, ben üşümem; onlar gülüyorlarsa benim canım sıkılmaz.” (s.219)

Kızlarına evlenirlerken sekiz yüz biner frank para vermiştir. “Her birine şöyle böyle sekiz yüz bin frank vermiştim, sert davranamazlardı bana, kocaları da davranamazdı. Kapılarını ardına kadar açıyorlardı: ‘Babacığım, şöyle; babacığım, böyle.’ Sofralarında her zaman yerim hazırdı. Kocalarıyla yemek yiyordum, bana saygı gösteriyorlardı. Hâlâ elimde avucumda bir şeyler varmış gibi görünüyordum. Neden mi? İşlerim konusunda hiçbir şey söylememiştim. İki kızının her birine sekiz yüz biner frank veren adam üzerine titrenecek adamdır. “ ( s.271-273) Paraları tükenince, şehriyeci, nişastacı, makarnacı bir kayınbabayı kendilerine yakıştıramayan damatlar, Goriot Baba’yı yanlarında istememeye başlamışlar, kızlarını da babalarıyla görüşmekten men etmişlerdir.

 

“İki kızım da çok sever beni. Mutlu bir babayım. Yalnız iki damadım da bana çok kötü davrandı. Bu sevgili yaratıkları kocalarıyla olan uyuşmazlıklarımla üzmek istemedim, kendilerini gizlice görmeyi yeğ tuttum. Bu gizlilik kızlarını istedikleri zaman görebilen öteki babaların anlamadıkları binlerce haz veriyor bana. Ben istediğim zaman göremiyorum kızlarımı, anlıyor musunuz? Bu yüzden, hava güzel oldu mu oda hizmetçilerinden kızlarımın gezintiye çıkıp çıkmayacaklarını soruyorum. Champs-Elysees’ye gidip yollarını bekliyorum… Bir gece, Nasie’yi görmek için sabahın üçüne kadar beklemiştim, iki gündür görmüyordum onu. Neredeyse zevkten çatlayacaktım!.. Türlü türlü armağanlar yağdırmak isterler bana; engel olurum, ‘Paranızı kendinize saklayın! Ben bunları ne yapayım? Hiçbir eksiğim yok benim.’ derim. Gerçekten de ben neyim ki, sevgili Monsieur? Kızları neredeyse ruhu orada olan pis bir ceset” (s125)

Pansiyona ilk geldiğinde birinci kattaki en iyi dairede kalmakta olan Goriot Baba, parası azalınca daha ucuz olan ikinci kattaki daireye, en sonunda ise pansiyonun en ucuz, en kötü, en bakımsız dairelerinin bulunduğu üçüncü katta kalmaya başlamıştır. Goriot Baba’nın adım adım düşüşü, hem kızlarının hem de pansiyondakilerin davranışlarına da yansımaktadır. Bu düşülerine parelele olarak kızlarının da pansiyondakilerin de davranışları değişmektedir. Önceleri saygıdeğer bir insan olarak görülen Goriot Baba’ya artık aşağılık bir insan mış gibi davranmaya başlamışlardır. Üstelik parasının tükenmeye başladığını bile kızları da çok zengin kocaları olmalarına rağmen artık yanına gelmemektedirler. “İşleri var, uyuyorlar, gelmeyecekler. Biliyordum. Çocukların ne olduğunu öğrenmek için ölmeliymiş! Ah, dostum, evlenmeyin sakın, çocuk yapmayın! Siz onlara yaşamı veriyorsunuz, onlar size ölümü. Siz onları yüksek çevreye sokuyorsunuz, onlar sizi kovuyorlar. Hayır, gelmeyecekler! On yıldır biliyorum bunu. Bazı bazı düşünüyordum da inanmak istemiyordum.

 Goriot baba, masrafını iyice azaltarak üçüncü kata çıkmıştı ve aylık masrafını 45 franga indirmişti.  Tütünü unuttu, berberi savdı ve saçına pudra sürmez oldu. Maddi ve manevi durumu bunu kuvvetlendiriyordu. Elbiseleri eskidikten sonra kendisine ucuz elbiseler alıyordu. Elmasları, altın tabakası vs. birer birer ortadan kayboldu. Artık kötü elbiseler giyiyordu. Yüzü değişti, alnı çizgi çizgi oldu, çıkıklaştı.  “Kızlarım da benim kötü huyumdu, benim sevgililerimdi onlar, her şeyimdi! Her ikisine de hep bir şeyler, süsler müsler gerekiyordu, oda hizmetçileri söylüyorlardı bana, ben de iyi karşılanayım diye alıyordum bunları! Ertesi günü bile beklemediler. Benden dolayı yüzleri kızarmaya başlıyordu. Çocukları iyi yetiştirmemenin sonu budur işte. Ama bu yaşta okula gidemezdim ya. (Korkunç acı çekiyorum, Tanrım! Hekimler, hekimler, neredesiniz? Başımı kesip açsalar, bu kadar sızlamazdı.) Kızlarım, kızlarım, Anastasie, Delphine, görmek istiyorum onları. Jandarma yollayın, zorla getirsinler, adalet benden yana, doğa, yasa, her şey benden yana. İtiraz ediyorum. Babalar ayaklar altında çiğnenirse, memleket batar. Açık bir şey bu. Toplum da, dünya da, her şey yıkılır. Ah, bir görsem onları, seslerini bir duysam, ne derlerse desinler, yeter ki seslerini duyayım, acılarım yatışıverir.” (s.271-273)

Dördüncü yılın sonunda artık kendi kendine benzer hali kalmamıştı; artık bambaşka bi adam olmuştu. Şişman, yağlı, sarsak, sersemlemiş ve gamlıydı. Canlı mavi gözleri, demirin gümüşi rengini almıştı. Gözleri sararmıştı. Kızlarının  İkisi de oldukça masraflı, lüks bir hayat yaşıyordu. Babalarının günden güne düştüğü kötü durum umurlarında bile değildi. Tek düşünceleri kendi özel hayatlarıydı.

 

Goriot Baba, ilgisizlikten, sevgisizlikten ruhsal çöküntüye uğramıştı. Dayanma gücünü yitirmiş, hastalanıp yataklara düşmüştür. Durumu gittikçe ağırlaşmıştır. Kızlarına haber götürürler; fakat kızları babalarının yanına gelmek yerine, bir sosyete balosuna eğlenmeye giderler.

 Goriot Baba ölmeden önce çocuklarını son kez görmek istemiştir. Delphine’i göremeyeceğine çok üzülür. Pansiyonda kalan bir öğrenci, onun bu isteğini kızlarına ulaştırmıştır.

Delphine babasının yanına gelmez, diğer kızı Anastasia geldiğinde ise çok geç kalmıştı. Goriot Baba, artık komaya girmiştir, bir süre sonra da ölür. Eugene pansiyona geri döndüğünde siyah bir örtü ile peki iyi sarılmamış tabutu görünce gözyaşlarına boğulmuştur.

Goriot Baba’nın cenaze töreni her türlü gösterişten, uzaktır. Cenazeye  hiçbir dostu, akrabası ve kızları da gelmemiştir. Bianchon’a, kilisede yapılacak törenin çok masraflı olduğunu, bir dua ile yetinmek gerektiğini belirten bir not bırakmıştır. Eugene bu notu okurken Goriot Baba’ya ait olan, iki kızının saçları bulunan altın halkalı madalyonu Madam Vauquer'in elinde görür. Goriot'un cenazesini Eugene kaldırmış parası olmadığı halde bir rahip bulup mezara naklettirmiştir.

 

BALZAC'IN DİĞER ESER ÖZETLERİ 

 Goriot Baba Romanı Özeti İnceleme H. De Balzac

Vadideki Zambak ve Özeti H. D. Balzac

Otuzunda Kadın Hakkında ve Özeti Honore De Balzac

Eugenie Grandet Özeti Ve İnceleme Honore de Balzac

Tefeci Gobseck Konusu ve Özeti Honore De Balzac

Kuzen Bette Hakkında Konu Özet İnceleme Honore De Balzac

Gizli Başyapıt Hakkında Özet Analiz Honore De Balzac

Altın Gözlü Kız Hakkında Özeti Honore De Balzac

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar