Halka Beğüş Bende-i Halka-Beguş Sevgilinin Kölesi
Halka Nedir
Osmanlıca yazılışı: halka : حلقه
Osmanlıca yazılışı bende ~ بنده
Halka sözcüğünün sözlüklerdeki anlamları: ortası boş, yuvarlak şekil, dâire biçiminde olan şey şekillerindedir. Bende ise kul, köle, bağlı olan anlamına gelir. Beğüş ise kulak anlamındadır. Halka beğüş ise kulağı halkalı bende demektir. Yani kulağı halkalı köle anlamına gelir.
Halka ile kurulan tamlamalar:
halka-i dürr: inci halkası,
halka-i teslim: dervişlerin boyunlarında taşıdığı boyun eğmeyi temsil eden halka
halka-i zikr : dervişlerin zikr etmek için kurdukları halka ibâdet halkası, zikr halkası,
halka-be-gûş : Kölelerin kulaklarına takılan büyük halka, kölelik halkası, kulağı halkalı,
Halka beğûş kelimesinin dilimizdeki anlam karşılığı, kulak halkası, bende-i halka-begûş ise kulağı halkalı köle, İtaatli, muti köle veya esir manasına gelir. (BKZ Kulak Delmek Kulağa Küpe Halka Begüş Mengüş)
Bende kelimesi: Farsça’da köle, kalben ve aklen sahibine bağlı, itaat eden muti olan köle, kulağı halkalı olan köle, veya esir anlamındadır. begûş ise kulakEski devirlerde satın alınmış kölelerin kölelerin kulaklarına küpe takıldığı kulağa takılan halka şeklindeki bu küpelerin o insanın köle olduğunu belli ettiğini [1]da birçok kaynaktan öğrenmekteyiz. Bu nedenle Halka beğüş: Kulağı küpeli, kulağı halkalı anlamına gelmekte olduğundan kulağa takılan halka; köle, esir, azatlık kabul etmeyen kul ile birlikte kullanılmıştır.
Ne zâhid ü mütedeyyin ne pîr-i bâde-fürûşuz
Şehân-ı kişver-i hüsne gulâm-ı halka be-gûşuz Semerkândî-i Âmidî Âgâh
Takdı hilâl halkasını gûş-ı hidmete
Oldı sipihr bende-i fermân-pezîr ana Baki (Küçük 1994: G. 7/2
Bâkî’nin beytinde yer alan tasavvura göre, sevgilinin fermanını kabul eden gökyüzü, köleliğinin bir nişanesi olarak kulağına hilâl halkasını takmıştır:[2]
Kulağa halka takmak Bektaşi tarikatlarında da bir adet olagelmiştir. Kulağına halka takan bir derviş, Hacı Bektaş-ı Veli’nin bendesi olduğunu ifade etmiş sayılmış, Bektaşi babaları ve tarikata bağlı olan kimi dervişler kulaklarına halka takmışlardır. ( BKZHacı Bektaşi Vel) Bu halkalar Bektaşiliğin kölesi olduklarına, Şah-ı Velayet , Hacı Bektaşi Veli’ye bağlı, bende olduklarına işaret kabul edilmiştir. ( BKZ Menguş Küpe Bektaşi Halkası)
Yavuz Sultan Selim’in kulağında halka olarak çizilmiş resim ve minyatürleri vardır. Yeniçerilerden dolayı olsa gerek Bektaşiliğe bağlı olduğu rivayet edilen Yavuz Sultan Selim’in kulağındaki bu halkanın da Bektaşilerin taktıkları manadaki bir halka begûş olduğu şüphesizdir.
Taktı hilal halkasını gûş- ı hizmete
Oldu sipihr bende –i fermân- pezîr ana Baki
Nedür bu pîç pîç ü çîn çîn ü ham-be-ham kâkül
Nedür bu turralar bu halka halka zülf-i müşgâsâ Baki
Divan edebiyatında içinde halka beğüş ve bende-i halka-begûş terkipleri geçen çok sayıda şiir bulmak mümkündür. Fakat bu terkipler gerçek anlamlarından ziyade, sevgiliye bende olmak, sevgilinin kapısına bağlanmak anlamlarında kullanılmıştır. Bunu yanı sıra şekil itibari ile de çeşitli benzetmelerde kullandıkları görülür.
Her şeyden üstün tutulan sevgilinin kulağına ay ve güneş halka olarak takılır. Aşığın kendisi de sevgilisine bende- köle -olmak ister; hatta bu nedenle sevgilinin kulağına halka olarak takılmayı hayal eder.
Gulam-ı halka be- gûş – der-i şeh-i âşkız
Ne mihr-i şehr-ü ne derviş-i hankâhız biz Nazim
Biz aşkın kölesi, kulağı halkalı bendesiyiz, ay şehrinin de derviş hangâhının da kölesi değiliz.
Bir hilal-i ebru için halka be-gûş-ı hizmetim
Anın için çarh ile Arif beraber bayımız Kethüdazade Arif [3]
Murg-ı kafes-âmûz-ı şifâhâne-i mevciz
Zencîr-begerden nice dîvâneleriz biz Şeyh Galip
Şair bu beyitte ebrunun hilaline benzettiği sevgilisine bende olup halka gibi takıldığını felekle birlikte bu nedenle zenginleştiğini – sevgiliye halka olduğu için – ifade etmektedir. Feleğin dönüşleri de bir çeşit halka-ı beguş’a benzetilmiş, feleğin bu devranlarının sevgilinin kulağına halka olmak istemesi sebeplerine bağlanmıştır.
Miyânun rişte-i cân mı gümiş âyîne mi sînen
Bünâgûşunla mengûşun gül ile jâledür gûyâ Baki (Küçük 1994: G. 6/4)
Bâkî, “ bu beytinde sevgilinin belini can ipliğine, sînesini gümüş aynaya, kulağını güle benzetirken jaleyi de kulağını süsleyen küpe olarak tasavvur etmiştir. Jaleyi de, şekli ve rengi itibariyle inci küpeye teşbih etmiştir.”[4]
Halka be- gûş, pek çok yerde küpe – mengüş ile birlikte düşünülmüştür. Bektaşilerin ve Haydarilerin kulaklarına halka beguş taktıkları gibi mengüş küpe de taktıkları küpe taktıklarında ölünceye kadar bekâr yaşayacaklarına delalet olduğunu bilmekteyiz. “ Nitekim pir evinde hizmete giren derviş mücerred ikrarı verirse, o dervişin kulağı Balım Sultan’ın nezaretinde delinir ve kulağına mengüş takılırdı. “
Devrâna girdi tas ile mâh –ı felek kim ol
Mihr-i güle Hayderi gibi halka be- gûştur. [5] Ahmet paşa
Balığa Halka Takmak Deniz Kulağı Sedef
Kulak Delmek Kulağa Küpe Halka Begüş Mengüş
Halka Halka kurmak ve Dilber Küpesi
Kul Köle Nedir Şiirlerde Bende Köle Gulam
KAYNAKÇA
[1] A.T. Onay , Eski Edebiyatta Mazmunlar , MEB 1996 , shf, 252
[2] Melek Dikmen, Kamile Çetin, 71 “Klâsik Türk Şiirinde Kadın Takı ve Aksesuarları” BAHAR 2012 / SAYI 61 , shf 71-98 , bilig, https://docplayer.biz.tr/14728681-Klasik-turk-siirinde
[3] A.T. Onay , Eski Edebiyatta Mazmunlar , MEB 1996 , shf, 252
[4] Melek Dikmen, Kamile Çetin, 71 “Klâsik Türk Şiirinde Kadın Takı ve Aksesuarları” BAHAR 2012 / SAYI 61 , shf 71-98 , bilig, https://docplayer.biz.tr/14728681-Klasik-turk-siirinde
[5] A.T. Onay , Eski Edebiyatta Mazmunlar , MEB 1996 , shf, 252