"Osmanlı Tasvir Sanatları", Metin And, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2004 Osmöanlıca yazının çevrisi:Dader Banu'nun aşığı Tayyar Civan
Humar Nedir İçki Sonrası Baş Ağrısı
Osmanlıca yazılışı; humâr : خمار
Humâr kelimesinin Osmanlıca sözlüklerdeki manaları : “Sarhoşluk sonrası baş ağrısı, Sersemlik. Bir şeyin acısı, burnundan gelme, sarhoşluğun verdiği sersemlik, baş ağrısı, mahmurluk” şekillerindedir.
Humar Arapça asıllı bir sözcüktür. İçki içildikten sonra ayıkma sırasında hissedilen baş ağrısı, henüz geçmemiş olan sarhoşluğun verdiği rahatsızlık, içki sonrası oluşan baş ağrısı ile birlikte gözlerin aldığı baygın hal, uyku sersemi olmak ve sersemlik halidir.
Humar, şiir dünyamızda işret sonrasının bedeli olan rahatsızlık olarak sık sık karşımıza çıkar. En yaygın kullanım alanı haram olan içkinin işret esnasında verdiği neşenin karşılığı olarak sonuçta ortaya çıkan baş ağrısı şeklindeki kullanımıdır. İşretin zevki ile sonuçta verdiği ağrı tezatı humar kelimesi ile üzerinde en çok durulan konudur. Humar bu nedenle en çok bezm ve işretin sonunda çekilen cefa, İçki veya uyku sersemliği olarak karşımıza çıkmaktadır. ( bkz BEZM Nedir Beyit Örnekleriyle- Bezm Nedir Meclis İşret ve Divan Şiirinde İçkili Eğlenceler)
Humâruñ hastasıyam sun devâmı
Ki îş ol yig ki_ola anuñ devâmı. Ahmedi Şiirl
Dünye bir mey-gededir hamrı humârın ödemez
Bir aceb gam-gededir sûrı sübûrun ödemez Şemseddîn Ahmed Sivâsî, Kara Şems
Ne çekmişiz hele def‘-i humâr edinceye dek
Bu gûne tarh-ı gam-ı rûzgâr edinceye dek Nedim Şiirleri
Henuz neş'esini gormeden humar ceker
Nedim-i dil-şude-i bi-kararı benden sor Nedîm
Humar, aşırı içki içildiğine dair bir işaret olur. Daha ziyade, mey, mey-gede mey-kede, şarap, hum - hum hane- küp sözcükleri ile birlikte kullanılır. İçkiden sonra duyulan baş ağrısı ve rahatsızlık hali, gerçek anlamı dışında pek çok hadiseyi de izah etmek maksadı ile de kullanılır.
Humar, rezillik, rüsvalık, perişan halde kalmayı da ifade eder. Bu nedenle sarhoşluk derbederlik, ayyaşlık cünun, gömlek pirahen kakmak ( Raks Edip Soyunmak ) halinin betimlemesi de olmaktadır.
Ziya değmez humarı keyfine meyhane-i dehrin
Bu işretgâh'ta ben çok durmadım ammâ neler gördüm. Ziya Paşa
Cok da mağrur olma kim meyhane-i ikbalde
Biz hezaran mest-i mağrurun humarın görmüşüz Nâbî
Rind isen Nef'î, humâr-ı bâdeden açma gözün.
Âlemin hâli, hayal ü hâb gelsün çeşmine. Nefi
Gezmese duhter-i rez herze humârın aramam
Gül der-âgûş-ı nesîm olmasa hârın aramam Semerkândî-i Âmidî Âgâh
Humar halk ve ozan şiirimizde daha çok sevgilinin mahmûr hali, uykuya henüz doymamış bakış, uyku sersemliği olarak kullanılmıştır.
Humar gözlüm bakışından doyamam
Halların çok birer birer sayamam
Yar şirindir ben o yare kıyamam
Kıyabilsem gör ki neler iderim Elazığ Türküleri
Humaram humaram
Ki gözden humaram
Dünenin uşağı
Bugün ihtiyaram Kerkük Türküleri
Humarlanıb ala gözler mest olu
Başına döndüyüm kefin necedi
Düşman düşmandı ki bir gün dost olu
Başına döndüyüm kefin necedi / Kasım - Aşıq -{Azerbaycan -Şamhor,
Çayda çıra yanıyor,
Humar göz uyanıyor.
Fitil çifte yara bir,
Yürek mi dayanıyor?
Şimdilik serde humar-ı neşe-i Muzmar da var
Bende hicri kakülünden başka derd-i ser de var Elazığ Türküleri