Semerkandi Amidi Agâh Hayatı Edebi Kişiliği

10.07.2017
 
 
Âgâh divanının ilk iki sayfası (TSMK, Hazine, nr. 968)
 
 
Semerkândî-i Âmidî Âgâh,
 
 

Doğumu Semerkand’,M.1630-1631- Ölüm, Âmid , 1728

 

Türk edebiyatında Âgâh mahlasını kullanan dört şâir vardır.   Yazımızın konusu olan Semerkant doğumlu Ağah’ın, diğerleri karışmaması için Semerkândî-i Âmidî olarak anılmıştır. Semerkândî-i Âmidî Âgâh Semerkand diyarından Osmanlı ülkesine gelen üç şairden biri olarak bilinir. [1]

 

Âgâh, H.1040/M.1630-1631’de Semerkant’da doğmuştur.  [2] Semerkant’da doğduğunu bir şiirinde de açıkça ifade etmiştir. [3]Asıl adı Mehmed Bulak’tır. [4] Semerkândî-i Âmidî Âgâh’ın hayatı hakkında en geniş bilgiyi Alî Emîrî’nin tezkiresi vermektedir. Dr. ŞERİFE AKPINAR, Ali Emiri’den de istifade ederek onun hayataı hakkında birçok bilgilere ulaşmıştır. Bu nedenle Semerkândî-i Âmidî Âgâh’ın hayatı hakkında yapılmış en kapsamlı çalışma da Dr. ŞERİFE AKPINAR’ın çalışması olmaktadır.

 

Kyanakların verdikleri bigilere göre Semerkant’ da doğmuş, ilk eğitimini de bu kentte almış,  Semerkant’ta iken hafız olmuş ve hıfza çalışmış,  daha sonra Buhara’ya gelerek Şevket Buhârî’den edebiyat eğitimi almıştır. Buhara’da iken büyük İranlı şair Molla Câmi’nin soyundan gelen Buharalı Şeyh Saidâ’ye de intisap ederek, Nakşibendi tarikatına girmiştir. [5]

 

Buhara’dan Isfahan’a gelen  Âgâh,   Isfahan’da şâir Sâ’ib ile görümüş  ve onun Dîvânı’nın bir

Nüshasını kopya etmiştir.  Daha sonra Tebriz, Bağdad, Şam, Kudüs, Mısır, Konya gibi şehirleri dolaşan [6]Agâh, bir süre de Mekke ve Medine’de de kaldıktan sonra en sonunda  Amid- Diyarbakır’a yerleşir.

 

Hacı Hafız olarak da bilinen Âgâh, pek çok şehri dolaştıktan sonra IV. Murad’ın saltanat yıllarında Âmid(Diyarbakır)’e gelmiş, Deli İbrahim ve IV Mehmet, II. Süleyman, II. Ahmed Köprülüler ve II. Mustafa dönemlerinde (H.1080/M.1669) ve ömrünün sonuna kadar da burada kalmıştır. [7]

 

Sâ’ib ve Şevket gibi devirlerinde çok tanınmış şairlerin öğrencisi olarak şehre gelen Âgâh, Âmid- Diyarbakır’da önemli bir itibar görmüş ve ömrünü de bu şehirde geçirmiştir.  “Âgâh, hiç evlenmemiş,  ömrünün sonuna kadar Âmid’de yazarlara ve şâirlere hocalık ederek yaşamıştır.”[8]

Devrin kaynakları onu sadece şair olarak göstermemiş, devrin kaynakları onun hattat, müzehhip, mücellit, hakkâk ve ressam [9]olarak da kaydetmişlerdir.   Sülüs, nesih, ta‘lik ile yazılmış birçok beyit ve kitap bırakan [10]şairin bu eserleri, onun devrinin önemli bir hattatı olduğuna işaret etmektedir.[11]

 

Şairliğinin yan ısıra hattat, müzehhip, mücellit, hakkâk ve ressam olduğu da anlaşılan şairin  çok yönlü sanatçı kişiliği sayesinde  Diyarbakır’da oldukça saygın bir konumda olduğu bu şehirde kurduğu edebi topluluk sayesinde de  anlaşılabilir. Devrin kaynakları onun oldukça geniş bir edebi muhit oluşturduğunu bu  edebi topluluğa  yörede yaşayan  devrin birçok önde gelen şairinin iştirak ettiğini el birliği ile yazmaktadır.

Burada “zengin bir Edebiyat topluluğunun da başında bulunmuş ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. “Agâh, Âmid’de 60 yıla yakın bir süre yaşamış bu nedenle Amidi olarak bilinse de Ali Emiri onu Âgâh Semerkandî-i Âmidî olarak tanıtmıştır.[12]

 

  1. 1141/ M. 1728’de Amid, - Diyarbakır’da vefat etmiştir. [13]

 

EDEBİ KİŞİLİĞİ

 

Sebk-i  Hindî akımının etken olduğu edebi bir ortamda şiirler yazan Agâh, Sebk-i Hindî anlayışının egemen olduğu on yedinci yüzyılın önemli bir şairidir.  Sebk-i Hindi ile birlikte Hikemi tarzın etkin olduğu bu çağda Ağah da her iki akımdan etkilenmiş devrin diğer şairlerinde de görüldüğü gibi nazirecilik geleneğine o da kapılmış, birçok ünlü şaire nazireler de yazmıştır.

Sebk-i Hindî ve hikemî tarzın etkileri altında şiirler yazan Agâh,  Nâbî, Nâilî, Cevrî, Fehîm-i Kadîm ve Vâlî gibi şâirlerin şiirlerine de nazireler yazmıştır.

 

Âgâh’ın Türkçe bir divanı ile henüz ele geçmemiş olan Farsça bir divanı vardır. Türkçe Dîvân'ının 16 nüshası tespit edilmiştir (Akpınar 2006a) [14]Âgâh divanının üç yazma nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. ( Hazine 968 , 1470, 1682  ) Üç nüshası da Millet Ktp, Alî Emîrî Ef., Manzum Eserler 2- 3- 4 de bulunmaktadır.  Diğer kütüphanelerde başka nüshaları da bulunan Agâh’ına Türkçe divanı Dr. ŞERİFE AKPINAR tarafından tenkitli olarak hazırlanmış Âgâh divanının bazı nüshaları karşılaştırılarak hazırlanan tenkitli metni Kültür Bakanlığı tarafından basılmıştır.

Divanında 2 kaside (na’t), 1 tahmis, 1 tesdis, 373 gazel, 4 kıt’a, 1 müfred ve biri Farsça olmak üzere 26 rubai vardır.

 

Âgâh, divanında kasîdeler, musammatlar, gazeller, kıt‘alar, müfred ve rubâîler  vardır.

 

Semerkândî–i Âmidî Âgâh TÜM  Şiirleri

 

 

KAYNAKÇA

 

[1] Alî Emîrî, Tezkîre-i Şu’arâ-yı Âmid, C. I, İstanbul 1321, s. 22-33.

[2] Mehmet Nâil Tuman, age., s. 50; Alî Emîrî, age., s. 22.

[3] Dr. ŞERİFE AKPINAR’ ÂGÂH (Semerkândî-i Âmidî) DÎVÂN, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR ESERLERİ 502  2012, s. 12

[4] Safâyî, Tezkire-i Safâyî, Süleymaniye Ktp. Es’ad Ef. Böl., Nu. 2549, s. 31

[5] Dr. ŞERİFE AKPINAR’ ÂGÂH (Semerkândî-i Âmidî) DÎVÂN, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR ESERLERİ 502  2012, s. 12

[6] Dr. ŞERİFE AKPINAR’ ÂGÂH (Semerkândî-i Âmidî) DÎVÂN, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR ESERLERİ 502  2012, s. 12

[7] Dr. ŞERİFE AKPINAR’ ÂGÂH (Semerkândî-i Âmidî) DÎVÂN, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR ESERLERİ 502  2012, s. 12

[8] Dr. ŞERİFE AKPINAR’ ÂGÂH , age. S 13

[9] Müstakîm-zâde Süleyman Sadeddin Efendi, age., s. 112; İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Katalogu, C.III, s. 652; F. Edhem Karatay, age., s. 180.

[10] Alî Emîrî, age., s. 32

[11] YRD. DOÇ. DR. ŞERİFE AKPINAR, ÂGÂH, Hacı Hâfız Mehmed Bulak, https://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=28

[12] Alî Emîrî, age., s. 25.

[13] Alî Emîrî, Tezkîre-i Şu’arâ-yı Âmid, C. I, İstanbul 1321, s. 22-33.

[14] Akpınar, Şerife (2006a). Âgâh Dîvânı ve İncelenmesi . Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar