Kalenderilik ve Kalenderi Nedir.

13.10.2017

 
 

 

Kalenderilik ve Kalenderi  Nedir.

Osmanlıca yazılışı:  kalenderi :  قلندری

Kalenderi sözcüğü Farsça kökenli kalender kelimesinden gelir. Kalenderlik, İslam mistizminde Batını ve Melami kökenli dervişliği ifade eder.  Kalenderiler, mala mlke, tamah etmeyen, vücutlarındaki ve başlarındaki kılları kazıtarak dolaşan, yarı çıplak gezen, dilencilik de yapan, işsiz güçsüz dolaştıkları için serseri ve dilenci olarak görülen bir dervişlik çeşidi olmuştur.

Kalenderi, edebiyatta terim anlamda da kullanılmış, saz şâirlerinin (mef'ûlü, mefâîlü, mefâîlü, feûlün) vezninde tertip ettikleri sazla çalınıp okunan tasavvufi konulu gazellere de denmiştir.


Hint ve Yunan felsefeleri ile Budist, Zerdüştî ve Maniheist düşüncelerin İslami çerçevede yorumlanması gibi farklı etkenler altında olan  Bâyezîd Bestami , Cüneyd-i Bağdadî ve Hallac-ı Mansur  gibi tasavvufçuların düşünme ve yaşama biçimlerinden ortaya çıkan Melamiliğin bir kolu olarak şekillenen bir tasavvufi düşünce, tarikat ve yaşama biçimidir. [1]

Melâmetîlik,  Arap asıllı olmayan Müslümanları asil ve asıl Müslüman olarak görmeyen ve onlara “mevali” nazarı ile bakan Emevilere tepki olarak Mevali tabakasına mensup esnaf kesiminin mistik hareketi olarak ortaya çıkmıştır.

 Kalenderîler Abdâlân-ı Rûm yahut Rum Abdalları adıyla da tanınmışlar, mala mülke ve şöhrete önem vermeyen, toplumdan kendilerini tecrid eden kanaat anlayışına sahip bir topluluk olmuşlardır. ( BKZ  Kalenderilik ve Kalenderi Nedir ) Hayat tarzları ve dış görünüşleri ile gezgin Budist, Zerdüşti ve Maniheist rahiplere benzeyen "Şâh-ı Merdan aşkına!"  demekten hoşlanan;  Haydarîler,  Camiler, Şemsîler, Nîmetullâhî ve Torlaklara verilen genel bir isimdir. ( bkz  Abdal ve Eren Tassavvuru ile Kalanderi Dervişliği )  Kalenderîlik zühd ve takvâya değil cezbeye önem veren yaşama bağlı, sosyal adaletsizliklere duyarlı, kaybedecek bir şeyi olmadığı için gördüğü yanlışları eleştirmekten çekinmeyen İslâmi tasavvuf inancına sahip bir itikat olarak ortaya çıkmıştı. [2]  ( BKZ KALENDERİLİKTE İSLAMİYET DIŞINDAKİ ETKİLER ) Dünya nimetlerine itibar etmemek anlamına gelen “fakr” ve insanlardan uzak, bekâr bir yaşam sürmek demek olan “tecerrüd,”  ilkelerine sahip olan kalenderiler, bu niteliklerin insanı olgunlaştıracağını düşünüyorlardı. Bir simge olarak seçilen “Kalender” kelimesi de, “kaf” harfi “kana‘at”i, “lam” harfi “lutf”u, “nun” harfi “nedameti”, “dal” harfi “delalet”i, “ra” harfi de “rü’yet”i temsil ediyordu. [3]

Bir acaip derde düştüm herkes gider karına 
Bu gün buldum bu gün yerim Hak getirsin yarına
Zerrece tamahım yoktur bu dünyanın varına 
Rızkımı veren Hüda'dır kula minnet eylemem  
    Kul Nesimi 

Kalenderiler: "Sürekli gezmekte, dilenmekte, sıra dışı bir kıyafetle dolaşmayı tercih etmekte; esrar ve içki içmekte, büyük bir kısmı saç, sakal ve bıyıklarım kazıtarak do­laşmakta, falcılık yapmakta; hemen hepsi şerî ahkâma pek riâyet etmemekte, içlerinde zaman zaman homo-seksüeller de görülmekte, kezâ zaman zaman gezdikleri çevrelerde halka zarar vermekten çekinmemektedirler." ( Prof. Dr. Fahri UNAN, a.g.y[4] ( BKZ : Kalenderilik Felsefesi Fikriyatı ve Yaşama Biçimleri )

Kalenderiler üzerlerine "Fena" adını verdikleri post, keçe veya iplikle yapılan bir aba giyerler, boyunlarına da yemek temek, su içmek veya dilenmek maksatlı keşkül dedikleri bir tası asarlardı. Ellerinde budaklı bir asa,  esrar kesesi de bulunurdu. Yalnızca avret yerlerini gizleyen paçavralar takarlar iç çamaşırı giymezler;  bazıları da başlarına keçe külah ve boynuz da takarlardı.  Kalenderiler sürekli seyahat eden, evlenmeyen, eşcinsel ilişkilere de meyilli olabilen, içki içebilen, marjinal bir kesitti.

Hasret-i verdi ruhunla lale-i nu’manı gör
Baş açık abdal olup beline yaprak bağlanır
.      Şehzade Korkut Harimi

Kalenderîlerin diğer bir özelliği ise Çâr-darp adını verdikleri saç, sakal, bıyık ve kaşlarını ustura ile kazıyarak dolaşmalarıydı.  Abdalların  vücuttaki tüm kılları kesmek eylemlerinin altında  “ bebek gibi saf ve temiz kalmak, dünya malına ve mülküne tamah etmeden doğduğu gibi yaşamak ve  ölmek düşüncesi vardı.[5]  Kulaklarına halka begüş dedikleri halkalar da takarlardı. ( BKZ  KALENDERİ DÜŞÜNCELER ( Şiirlerimizde Kalenderilik )

Afitab- ı  hadddi üzre med çekilmiş  nurdan
Sanman ebrusun kazıtmış ol kalender dilberi   
               Emri 

Sakalımla başımı
Bıyığımla kaşımı,
Hak onara işimi,
Bu sakalı kırkarım  
      Kaygusuz Abdal

Toplu halde davul ve nefir (boynuz çalgı) çalarak dolaşırlar serseri bir hayat yaşarlar,  ev bark aile sistemine uymazlardı.  

Galip Penah-ı fakra gir abdal-ı  meşreb ol
Al kerre- nayı  destine çal rüzgara yuf  
         Şeyh Galip

Dünya malına, mülküne, şana, şöhrete önem vermeyen “ Üryan geldim üryan giderim”  ilkesiyle yaşayan , “ bu gün buldum bu gün yerim Hak getirsin yarına “ düşüncesi ile davranan , yaz kış kalenderiler 17. Yy dan itibaren Bektaşiler içinde kayboldular.

Dilimize geçen kalender kelimesi bu dervişlerin yaşama biçiminden dilimize yerleşmiştir.  Bu kelime  günümüzde hiç bir şeye aldırış etmeyen ve bohem hayatı yaşayan kişiler için kullanılan bir sıfata dönüşmüştür.

Arif ol ehl-i dil ol rind-i kalender-meşreb ol
Ne müselmân-ı kavî ne mülhid-i bî-mezheb ol
      Nefi Şiirleri,

Müslümanem, ben kalender ve harabat,
Yerim meyhanedir, işim melamat.         Mevlana Şiirleri[6]

Ol kalender-meşrebe âzâdelik erzânîdür
Kim cihânun tâc u tahtı terkinün vîrânıdur      Hamdullah Hamdi (d. 1449 - ö. 1503) Şiirleri

Dilâ cerîde-i ülfetten adın eyle tırâş
Kalender ol ki mücerretler ederler sâpâş     Necatı

Gönülden çiin Muhibbi hubb-ı dünyayı tıraş ettin
Kalenderlik ise ancak olur aşk olsun abdalım   Muhibbî

Gerçi bir rindiz kalenderlikle şöhret vermişiz
Halka-der-gûşıız ııbûdiyyetle hüccet vermişiz     Nâbî


 İLGİLİ LİNKLERİMİZ

 KAYNAKÇA

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar