Lami Çelebi Bursalı Hayatı Eserleri Edebi Kişiliği

19.06.2011

 

LAMİ

Lâmi’i, (1472-1532): XV. yüzyılın sonları ile XVI. yüzyılın birinci yarısında yaşamış, Divan edebiyatının tanınmış yazarlarındandır. Asıl adı Mahmud’tur. 1472 yılında Bursa’da doğmuş, II. Bayezıd’ın hazine defterdarı Osman Çelebi’nin oğludur. Annesi ise ünlü Nakkaş Ali’nin torunu Dilşad Hatun’dur. Adı, kaynaklarda Mahmûd bin Osman bin Nakkaş Ali bin İlyas olarak geçer. Mollâ Câmî'nin Nefehâtü'l-Üns ve Şevâhidü'n-Nübüvve adındaki iki eserini tercüme ettiğinden, kendisine "Câmî-i Rûm" unvanı verilmiştir.[1]

Ailesi Bursa’nın ileri gelenlerindendir. Dedesi Ali Pasa, Timur tarafından genç yaşta Semerkand’a götürülür ve orada nakkaşlık öğrenir. Bursa’ya döndüğünde bu sanatını sürdürür ve basta Yesil Cami olmak üzere birçok câmî ve mescitlerin süslemelerini yapar.  [2]Bursalı olması yüzünden bazı kaynaklar Bursalı Lami'i Çelebi diye söz ederler. Eğitimli bir aileden gelen Lami, Molla Ahaveyn ve Molla Çelebi Hasanzâde’den dersler almıştır. Eserlerinden iyi bir medrese tahsili gördüğü anlaşılmaktadır. 

Lâmi’nin yapıtlarından Muradiye medresesine gittiği, “sarf ve nahiv” den “aruz ve kafiye” ye kadar çeşitli bilgileri, şeriat bilimlerini iyice öğrendiği, dönemin iki önemli dili Arapça ve Farsçayı çok iyi bildigi anlaşılmaktadır. [3]Ömrünü Bursa'da geçirmiş olan Lami'i, Naksibendi tarikatı şeyhlerinden “Emir Sultan” diye tanınan Seyyid Ahmed Buharî’ye büyük hürmet ve hayranlık duyarak Nakşibendî tarikatına girmiştir. Nakşibendî tarikatına mensup olan şair, Molla Ahaveyn ve Fenari’den ders, Emir Buhari’den ise el almıştır. Hem edebiyat hem de ilahiyat bilimini alarak. Nakşibendî Seyyit Ahmet Buhari’ye bağlanan Lamii Çelebi, Bursa’da Nakşibendî tarikatına şeyh olmuştur. [4]Genç yaşlarda evlendiği eşinin isminin Huma Hatun olduğu Abdullah, Ahmet Çelebi ve Mehmet Çelebi isminde üç oğlu ile Safiye Hatun isminde bir kızının dünyaya geldiği anlaşılmaktadır. [5]

Münşe’ât-ı Lâmi‘î adlı eserde Lâmi‘î'nin devrin büyüklerine (Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, İbrahim Paşa, Anadolu Kazaskeri Kadri Efendi, Rumeli Kazaskeri Muhyiddin Efendi, İskender Çelebi...), Şeyhi Emir Ahmed Buhârî ve bazı kişilere gönderdiği mektupları olduğu tespit edilmiştir.  [6]Bu mektuplara bakarak Lami’nin devrinin ileri gelenleri ile tanıştığı ve onlardan saygı gördüğü rahatlıkla anlaşılabilir.

Lâmi’i’nin mezarı Bursa, Çekirge’de bir mescidi bulunan Çelebi, 938/1531 yılında Bursa’da yaşamını yitirmiş olup, mezarı, Hisar semti, (Tophane yakınlarında) şimdiki Satı caddesi ile Bedizci sokağının kesiştiği kösede bulunan dedesi Nakkaş Ali Pasa mescidindedir. [7] Öldüğünde 60 yaslarında olduğu bilinmektedir.

 

EDEBİ KİŞİLİĞİ

 

Lami'nin edebi kişiliği Nakşibendî tarîkatine intisabından sonra, tasavvufî bir düşünce içinde teşekkül etmiştir. Çeşitli türlerde ve mevzularda birçok eser vermiş Nesir sahasında ve bilhassa yaptıgı tercüme ve te’lif eserleriyle şöhret bulmustur. Molla Câmî’den yaptığı tercümelerle haklı olarak “Câmî-i Rûm” unvanını almıştır. Molla Câmî’nin kuvvetle etkisi altında kalan yazar onun şiirlerindeki incelik ve edebî gücü kendi yapıtlarına da aktarmıştır. Lâmi’i, Divan edebiyatının anlatım yönünden olgunlaşmasında ve içerik yönünden zenginleşmesinde önemli katkıları olmuştur. Ona göre, insanın vazgeçilmez unsuru ve malzemesi düz yazıdır. Lâmî’i’nin düşüncesine göre, düzyazı (nesir) ne kadar güzel söylenmiş olursa olsun, (kelâm-ı mevzun) nazımı kadar tesirli olamaz. Nazım ve nesir arasındaki bu nüansı belirttikten sonra, şiirin muhtevasının neler olabileceği hususlarını izah eder. Fuzulî’nin “ilimsiz şiir temelsiz divar gibi olur” görüşünü paylaşır. İyi bir tahsil görmüş olan Lâmî'nin eserlerinde samimi bir ifade tarzı mevcuttur. Şiirlerinde tasavvuftan azami derecede faydalanmıştır. Tasavvuf onun için bir vasıta değil gayedir. [8]

Lami'i manzum, mensur birçok eserin sahibidir. Lami’i’nin Divan'ı vardır. Lami'nin şiirlerinin toplandığı Divan'ın sonunda ayrıca Bursa Şehr-engiz'i bulunmaktadır. Lami'i manzum çeviriler yapmıştır. Bunlar arasında Vamuk u Azra , Absal u Salaman, Heft-Peyker , Guy u Çevgan, Vis ü Ramin bulunmaktadır. Hepsi de Mesnevi olan bu eserlerden bazılarının adları kaynaklarda geçmekte,, eserler elde bulunmamaktadır.

Şiirlerinde düzyazının akıcılığını, güzelliğini yaydığı için Lami’i mahlasını almıştır. Farsça Türkçe ve Arapça şiirleri de olan Lami'i daha çok mensur eserleriyle tanınmıştır. Onun mensur eserleri, manzum eserlerinden hem sayıca daha fazla, hem de daha ünlüdür. Mensur eserlerinin en ünlüleri Nefahat’ül Üns çevirisi, Şerefü'l-İnsan ve İbret-nüma'dır. Bunlardan Nefahatü'l-Üns Çevirisi, tezkiretü'l-evliya türünde, yani velilerin hayat hikâyelerini anlatan bir eserdir. Molla Cami'den çeviridir. Ancak Lami'i çevirisinde Cami'ninkinden farklı olarak Cami'den sonra yaşamış Anadolu velilerine de yer vermiştir. Bu özelliğiyle eser, telif eser görünümündedir. Dilinin sade ve sürükleyici olması nedeniyle eser beğenilmiştir. Münazara türünde yazılmış olan Şerefü'l-İnsan Lami'i'nin en beğenilen eseri olup, alegorik bir eserdir. Lami'i, bu mensur eserinde insanı hayvanlarla konuşturur ve sonunda insanı " eşref-i mahlûkat "yani yaratıkların en üstünü, en şereflisi olduğu görüşünü savunur. Şerefü'l-inşan Kanuni'ye sunulmuştur. Ayet ve Hadislere dayandırılarak konunun işlendiği eserin dili ağırdır. Lami'i'nin başarılı eserleri arasında adı geçer. İbret-nüma ise ahlaki hikâyelerden ve tanınmış mutasavvıfların menkıbelerinden meydana gelmiş bir eserdir. Lami'i'nin ayrıca Münşeat'ı, Letayif-name'si din ve edebiyat üzerine yazılmış risaleleri, Şevahidü'n-Nübüvve Tercümesine başka eserleri bulunmaktadır. İki hamse sahibi sayılan Lâmi‘î'nin münâzara esaslı pek çok eseri vardır. Şevahidü’n-Nübüvve, Lami'i'nin Molla Cami'nin aynı adlı eserinden tercüme ettiği bir siyer kitabıdır. [9]

En önemli eserlerinden biri olan Vâmık u Azrâdır." Vamuk u Azra  'nın konusunu, başka divan şairleri de mesnevi hâlinde yazmışlar ama bunlar içinde en fazla Bursalı Lâmi'î Çelebi'nin Vâmık u Azrâ mesnevisi meşhur olmuştur. Bu şöhret, diğer  Vamuk u Azra  mesnevilerini gölgede bırakmış, hatta unutulup kaybolmalarına sebep olmuştur. Lâmi'î'nin bu eserini, Un-surî'nin aynı addaki mesnevisinden esinlenerek yazmıştır." [10] Şairlik yeteneği, sanatkârlık gücü itibariyle orta derecede bir sanatçı olan Lami'i daha önce de belirtildiği gibi mensur eserleriyle tanınmıştır. Kendisinden sonra yazılmış olan tezkirelerin pek çoğunda adını geçmiş olması onun ne denli takdir gördüğünü göstermesi bakımından yeterlidir. Sehî, Latîfî, Âşık Çelebi, Hasan Çelebi, Beyânî, Âlî, Riyâzî, Fâizî, İsmail Beliğ (Güldeste-i Riyâz-ı İrfân'ında) gibi müelliflerin tezkirelerinde; Şeyh Mahmud, Lâmi‘î Çelebi ve eserlerinden bahsedilir. [11]

İran Edebiyatından, özellikle Molla Cami'den yaptığı çevirilerle yazdığı bazı mensur eserler ona ün kazandırmıştır. Ayrıca şair, İran edebiyatının Leyla ile Mecnun, Yusuf u Züleyha gibi çok işlenmiş konularını bir yana bırakarak değişik eserleri çevirmek suretiyle mesnevi konularına zenginlik, çeşitlilik kazandırmıştır. Lami'i, Şehrengiz  türünün işlenişinde de yenilik yapmış ve Bursa hakkında tanıtıcı bilgiler vermiştir.

ESERLERİ

Maktel-i İmam Hüseyin, Hüsn-ü Dil,Lugat-ı Manzume, Münazara-i Bahar-ü Şita, Vis-ü Ramin, Vamık-u Azra, Şerh-i Dibace-i Gülistan,Menakıb-ı Üveysi’l-Karani, İbretnüma, Şerefü’l- insan, Letaifname, Münazara-i Nefs-ü Ruh, Gûy- ı Çevgan, Ferhad-u Şirin, Şaharidü’l-nübuvvah tercümesi, Şem ü Pervan, Salaman-u Ebsal ve Nefahat-ül Üns … gibi 46 ya kadar ulaşan 46'ya varan manzum ve mensur eserleri bulunan şairin şiirlerinden oluşan “Divan”ı ile “Ferhatname” ve “Şehrengiz” adlı eserleri, en çok bilinen kitaplarıdır.

Lami Çelebi Bursalı Hayatı Eserleri Edebi Kişiliği

Lami Çelebi Ebsal ü Selaman Mesnevisi Hakkında Özeti

Lami Çelebi Şem ü Pervane Hakkında ve Özeti

Gazel

Kış irişdi gelüñüz sohbet-i şâm eyleyelüm

Ya‘ni kim subha degin ‘ıyş-ı müdâm eyleyelüm

Muhtesib irte yasag eylerimiş şürb-i meye

 Bu gice anuñ işin biz de tamâm eyleyelüm

‘Akl serkeşlik idüp ‘ışkuña râm olmaz ise

 Zülfüñi bend idüben boynına râm eyleyelüm

Kangı dilber ki surâhî gibi ayaguna baş

 Senüñ indürmez ise kaddini lâm eyleyelüm

‘Arz kıl hüsnüñi biñ Yûsuf-ı Ken’ânı bugün

 Mısra sultân ise kapuñda gulâm eyleyelüm

Ola kim pîr-i harâbât bizi ide kabul

 Sâkıyâ senden aña medh ü selâm eyleyelüm

Lâmi’î ger dimeye bâde-i ‘ışkuña helâl

 Biz aña sohbet-i ‘uşşâkı harâm eyleyelüm (İz, 2012: 232)

Günümüz Türkçesi

1.      Kış geldi, gelin akşam sohbetleri edelim. Yani sabaha kadar durmaksızın (şarap içip) işret edelim.

2.      Muhtesip yarın şarap içmeyi yasaklarmış. Biz de bu gece onun işini bitirelim.

3.      Akıl dik başlılık edip aşkına boyun eğmezse saçını onun boynuna bağlayarak boyun eğdirelim.

4.      Hangi güzel şarap sürahisi gibi ayağına baş indirmezse boyunu büküp lam harfine döndürelim.

5.      Güzelliğini arz et, bugün bin tane Kenanlı Yusuf’u Mısır’a sultan ise de kapında hizmetkâr edelim.

6.      Ey sâkî! Meyhane piri bizi olur da kabul ederse senden ona övgü ve selam gönderelim.

7.      Lâmi’î eğer aşkının şarabına helal demezse biz ona âşıklar sohbetini haram edelim.

 

KAYNAKÇA

·         [1] Yard.Doç.Dr.,Sadettin EĞRİ,"TEZKiRETÜ'L-VÜZERÂ" LÂMİ‘Î ÇELEBİ'NİN BİLİNMEYEN BİR ESERİ Mİ?,kutuphane.uludag.edu.tr/PDF)

·         [2] Metin CEYLAN,BURSALI LÂMİ ÇELEBİ’NİN MÜNSEATINDAN SEÇİLMİŞ FARSÇA BEYİT  VE RUBÂİLER, aku.edu.tr/AKU/ DosyaYonetimi/ SOSYALBILENS/)

·         [3] Nuran TEZCAN, Bursalı Lâmi’i Çelebi, Türkoloji Dergisi. Ankara Ünv. Basımevi. Ankara 1979, s. 305-306)

·         [4] Nuran TEZCAN, Bursalı Lâmi’i Çelebi, Türkoloji Dergisi. Ankara Ünv. Basımevi. Ankara 1979

·         [5] A.Karahan,Bursalı Lami Çelebi Maddesi, İslam Ans. C.7, s. 11.

·         [6] Yard.Doç.Dr.,Sadettin EĞRİ, a.g.y.

·         [7] bursa.bel.tr/hizmetler/sayfa/618

·         [8] Metin CEYLAN,BURSALI LÂMİ ÇELEBİ’NİN MÜNSEATINDAN SEÇİLMİŞ FARSÇA BEYİT VE RUBÂİLER,aku.edu.tr/AKU/DosyaYonetimi/SOSYALBILENS/dergi/

·         [9] https://www.edebiyatsanat.com/roman/90-divan-sairleri/571-lami-celeci.html )

·         [10] Prof. Dr. Gönül AYAN, "LÂMİ'İ ÇELEBİ'NİN VÂMIK U AZRA'SI,https://turkoloji.cu.edu.tr/ESKITURKÇE

·         [11] Yard.Doç.Dr.,Sadettin EĞRİ,"TEZKiRETÜ'L-VÜZERÂ" LÂMİ‘Î ÇELEBİ'NİN BİLİNMEYEN BİR ESERİ Mİ?,kutuphane.uludag.edu.tr/PDF)

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar